2 Mayıs 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

2 Mayıs 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS, İhtimal Amerika tarafından da des- teklenecek plan. Adaya NATO çer- çevesi içinde mılletlerarası bir sta- tü — vermek fikri, ” kafi bir set çekmesı bakımından son derece ehemmiyetli bir hareket nok- tası teşkil edebilir.. Fakat kabul etmeli İ m onun — sadece bir yüzüdür, öbür yüzünde ilhak- tan başka hal çaresini kabule ya- mayan TO'nun müdaha- lesini şiddetle reddede Yunan ta- lepleri vardır. Yunanistana, yapıla- cak siyasi ve diplomatik — tazyiklerle Adaya milletlerarası bir statü veril- mesi kabul ettirilse bile, gene çok çe- tin bir meseleden kurtulmuş olunmı- yacaktır: Adanın muhtariyeti dâva- Sı.. Yunanistanın o zaman da — Adaya verilecek muhtariyet bahsinde mese- lenin sadece İngiltereyle Adalılar a- rasında hallinin gerekeceği iddiasıy- la beynelmilel siyaset sahasını bu- landırmaya kalkışacağı — muhakkak- tır. Mühim olan "Enosis"i önlemek, A- daya muhtariyet verilmesi halinde Kıbrısta yaşıyan Türklerin idareye Rumlarla eşit haklarla iştirakini sağ- lamak, üzerindeki haklarımızı mahfuz tutmaktır. Bütün bu ihtimal- lere göre hazırlanmış - plânlarımızın Ve her hale göre tatbik kabiliyeti o- lan bir politikamızın mevcudiyeti şarttır. Bu takdirde Kıbrıs işinden yüz akıyla çıkmamızda başka bi netice bahis mevzuu edılemıyecektır Basın Biri daha Geçen haftanın ortasında Perşem be gunu Ankaradaki gazetecı lerin çoğu, kimi sanık, kimi muha- bir sıfatıyla - ama hepsı de gazete— cilik vazifesinin bir — icabı olara Ankara Toplu Basın Mahkemesının Onunde toplandıkları bir sırada "Hu- plaka taşıyan yeşil boyalı Em- niyet jeep'i A basıldığı — mat- baanın önünde durdu Jeep'in ıçınde Uç sivil polis vardı. Üçü de jeep'ten inip matbaaya girdiler. Polisler A- KİS'in sahip ve yazı ışlerı müdürü usuf Ziya Ademhan arıyorlardı; Ademhan matbaada AKlSın baskı- sına nezaret ediyordu.. Emniyet me- murlarını karşısında görünce hiç sa- sıtmadı. Temyiz Üçüncü Ceza Dai- resının mahkümiyet kararını tas- dik ettiğini Öğrendiği günden beri, polıslerıı'ı gelip kendısını götürmesini bekliyordu. Hatta Ademhan, Cezae- vine gırdıkten sonra yapılacak bir işi bile önceden düşünmüş saçlarını infazın gecikmesi den, polislerin matbaaya geldiği gün şaçları yeni bir traşa ihtiyaç göste- recek kadar uzamış bulunuyordu. Ankara Savcılığı Ademhan hak- kında kesinleşmiş «hükmün infazın- da, Metin Tokere ve Ratıp Tahir-e gosterılen surata lüzum görmemişti. 4 MAYIS 1957 Kapaktaki gazeteci Yusuf Ziya KİS mensupları, geçen hafta, bir arkadaşlarının daha Ankara Cezaevine götürülmesinin teessürü içindeydiler. Agâh Erozanın muva- fakatiyle açılan bir dâva netice- sinde mecmuanın sahip ve yazı iş- leri müdürü Yusuf Ziya Ademhan, Ankara Toplu Basın mahkemesi tarafından 8 ay hapse, mahküm e- dılmış ve hukum Temyiz Mahke- sinin Üçü Ceza Dairesince de tasdik edıldıgınden kesinleşmiş- KİS'in yazı işleri müdürleri i- çin çizilen talih esasen pek fark- h değildi Meşhur 6334 sayılı ka- nu onu takip eden ılat karşısında gazetecılık vazı— fesini ifa etmek çok, ama ço laşmıştı. 1948-1952 — arasında kılıç kesilen bir takım — kalemler hile kınlarına girmiş, gazetelerde baş- yazıya rastlamak nadirattan sa- nılmaya başlamıştı. Yusuf Ziya Ademhanın gazete- cilik anlayışı, kenara — çekilmenin değil, inandıklarını cesaretle mü- dafaa etmenin — vazifesi — olduğu şeklindeydi. Ademhan bu zihniye- te sadık kaldı, mücadelesini bu an- layış çerçevesi içinde yürüttü. Dâ- Vaları davaların takip etmesi A- , Ankara Adlıyesı korıdor— larında en çok görünen adam ha- line getirdi. genç gazeteci namuslu bir basın idealine sadık kalmasını başardı Bundan 29 yıl evvel Erzıncanın Kemaliye kazasında haya lerini açan tı da güçlüklerle ve — mücadeleler- le doluydu. İlkokulu bitirdikten Ankaraya gelmiş ve fakir bir ailenin çocuğu olduğu için ha- yatını bizzat kazanma zaruretiyle karşılaşmıştı. mücadelesi veya tahsil.. Yuwf Zıya Ademhan bu ikisi arasında bir tercih yap- mak zorunda kalmıştı. — Esasen İkinci Dünya Harbinin doğurduğu maddi zaruretler bu iki çetin işi bir arada yürütmeyi âdeta imkân- sız bir hale sokmuştu. Çalışıp ha- yatını devam ettirme Zarureti, kuyup öğrenme — aşkını insafsızca mağlüp etmişti. Yusuf Ziya Adem- han, Çocukluk cağında bu proble- mi çozdu Güçlüklerle dolu üç ça- lışma yılından sonra nihayet bir taraftan hayatını kazanma, diğer taraftan tahsilini tamamlama im- kanına kavuştu ve Ankara Dör- düncü Ortaokuluna kaydoldu. A- demhan ortaokulu — tamamlayıp diplomasını eline aldığı gün, gönlü liseyi tamamlama ve yüksek tahsıl yapma aşkıyla doluydu. Fakat y: sama zarureti ve arkadaşlarına na— YURTTA OLUP BİTENLER Ademhan zaran epeyce ilerlemiş yaşı onu hayatını kazanmak için çalışmaya zorluyordu. Bu mücbir sebeb A demhana normal tahsil yolunu tı- kıyordu; fakat ondaki öğrenme arzusunu, bügi aşkını mağlüp ede- bilecek bir kuvvet düşünülemezdi. Genç Ademhan yıpratıcı bir çalış- ma gününden sonra, mütevazı oda- sına çekiliyor, mahdut kazancın- dan ayırdığı paralarla satın aldığı sevgili kitaplarını ele alıyor ve geç vakitlere kadar okuyor, oku- yor, okuyordu. Kendini bizzat kendısı yetiştirmek meselesiyle karşı karşıya kalan Ademhan, bil- assa siyasi hayatımızda pek mu- vaffak örneklerine rastlanılan "o- todidakt"lardan biri oldu. Ademhanın merakı bilhassa ede- biyat ve şiir üzerinde toplanıyordu. Saz şairleri tarzındaki şiirlerinde bilhassa başarı gösteriyordu. Şiir- leri birçok sanat mecmualarında çuctı. .Destan tarzındaki şiirlerini kitap halinde neşretti. Sür ve ede- iyat merakının yanı başında, A- damhanda gün geçtikçe — yeni fa- kat çok kuvvetli bir heves de uya- nıyordu: Gazetecilik.. 1950 yılında C.H.P. tarafından çıkardan Karagöz gazetesine önce musahhih olarak girdi. Az sonra ciddiyeti ve gayreti sayesinde yazı işlerine geçti. Ulus, 1955 te tekrar çıkmaya başlayınca Ademhan bir taraftan Karagöz'de bir taraftan Ulus'ta çalışmaya başladı 1955 İlkbaharında, Cüneyt Ar- cayürek'in tevkif edilmesi üzerine AKİS'in yazı işleri müdürlüğüne geçti. Bu vazifesini yaparken 1956 Haziranında AKİS'in ımtıyazını da satın alarak sahibi oldu Ademhan, —AKİS'te bir taraf- tan bitmek tükenmek bilmiyecek— miş gibi gelen dâvalarla uğraşır- ken, bir taraftan da gecenin geç saatlarma kadar mecmuasının o- kuyuoularının eline daha mükem- mel bir şekilde geçmesini temin için didiniyordu. Temyizin mahkü- mıyet kararını tasdik etmesi habe- rini en serin kanlılıkla karşılayan da Ademhan oldu. Evine gitti, ya- tak dengını ve Valizini hazırladı. Hatta " hapısh ne berberine ezi- , yet olmasın" diye saçlarını gidip ikinumara makinayla traş bile ettirdi. Şimdi Ankara Merkez Cezaevi- nin demir kapıları arkasında 8 a- yın dolmasını - daha çok basının lâyik olduğu hürriyetine — kavuş- masını - bekleyen — Yusuf Ziya A- demhanın iyi bir imtihan vermiş, dürüst bir gazeteci olduğu şüphe- sizdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: