22 Haziran 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

22 Haziran 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA bakan Adnan Menderes, Yenisabah gazetesi sahibi Sefa Kılıçlıoğlu ve Ni- hat Erimin muvafakatlarıyla açılmış- tı. Dâvacılar AKİS'de yayınlanmış o- lan “Şenlenen Sokak" ve “Kıbrıs Türk Tezi” başlıklı yazılar dolayısiy- le hakarete uğradıklarını iddia e- diyorlardı. Menderes, Kılıçlıoğlu ve rimi Ankara Hukuk Fakültesinin şöhretli Anayasa Profesörü Bülent Nuri Esen, AKİS mesullerini ise Si- yasal Bilgiler Fakültesinin eski De- kanı Profesör Turhan Feyzioğlu ile Daçent Muammer Aksoy müdafaa e- diyordu. Bu dâva bu güne kadar bir hayli enteresan safhalar arzetmişti. Meselâ bu dâva ile hiç bir şekilde alâkası olmayan Metin Toker, savcı- hk tarafından ısrarla AKİS'in “hakiki sahibi” diye hâkim karşısına sanık OLUP BİTENLER fesörü veya savcı bu celsede iddiala- rını ispat edeceklerdir. Nitekim hü- viyet tesbiti vesaire gibi mutad for- malitelerden sonra sanık avukatla- rından Turhan Feyzioğlu söz aldı ve bu dâva için tevajii tahkikat talebinde bulundu. Feyzioğlu bilhassa şu nok- taların tetkik edilmesini istiyordu: mecmuası 9 Haziran 1956 da Metin Toker tarafından satılmıştı. Bu hale göre o zamandanberi resm!i makamlar nezdinde mecmuanın sahibi kimdi? Bu husustaki beyannameler kimin adına verilmişti, vergileri kim ödemişti? Ve dâva, siyasi bir dâva olması sebebiyle ihtisas işiydi, suç mevzuu yazılar bir bilirkişiye tetkik ettirilmeli idi. Diğer avıfkat, Doçent 'Muammer Aksoy da tevsii tahkikat için bazı dileklerde bulundu ve 'bil- hassa bilirkişi meselesine temas ede- rek arkadaşının talebine iştirak et- tiğini, bazı yazıların diktatörlük olan memleketlerde suç sayılabileceği hal- de demokrasilerde bu yazıların gayet normal karşılanabileceğini, hâkimlerin ise kanunlar gereğince tamamen siyas! hayat dışında olduk- larını, bu bakımdan ihtisas erbahının yardımına ihtiyaç — duyulabileceğini, bilirkişinin ise en mâkul hal yolu ol- duğunu söyledi. Sanık avukatlarından sonra mü- dahil avukat, meşhtir Anayasa Pro- fesörü Bülent Nuri Esen'in söz aldığı görüldü. Bülent Nuri Esen bilirkişi- nin şiddetle aleyhinde bulunuyordu. Ne lüzumu vardı bilirkişinin? Mahke- me pek âlâ hükilm verebilirdi. Sanki batı demokrasilerinde basın dâvaları bilirktşiye mi tetkik ettirildikten son- ra karara bağlanıyordu? Şöhretli a- vukat profesör batıda bilirkişiye baş vuran bir hutkuk sistemi hatırlamı- yordu. Bu bakımdan da bilirkişi ta- ilebinin reddine karar verilmeliydi. -Bülent Nurinin bu sözlerinden hemen sonra sanık avukatlarından Turhan Feovzioğlunun yeniden söz aldığı gö- rüldü, Turhan Fevzioğlu, savyın Ana- ıyasa Profesörünün sözlerine pek hayvret etmişti. Nasıl olur da Bülent Nuri Esen bilirkişi tetkikinin batıda örnekleri olmadığını söyliyebilirdi! "Daha garibi nasıl olur da bilirkişi 12 A U —e BERAAT ' A KİS'in 110 uncu sayısının toplattırılması lizerine. top- latma kararını neşreden mec- muanın o zamanki yazı işleri mitdürü Yusuf Ziya Ademhan aleyhinde, hazırlık ve Hk tah- kikatın gizliliğini —ihlâl! ettiği iddlası ile açılan dâvada Anka- ra Toplu Basın Mahkemesi 1 ay hapis cezası vermişti Bu ka- rar Temyiz Mahkemesince esas- tan bozulduğundan geçen Per- şembhe dâvanın görülmesine Iek- rar başlandı. Savcının ve san avukatının bozma kararına u- yulmasını talep etmeleri üzeri- ne, Toplu Basın Mahkemesi A- demhanın horıunı;ıa karar ver- “Böylece AKİS aleyhindeki bir yığın dâvadan sadece bir ta- nesi kapanmış oldu. n müessesesinin lüzumsuzluğunu söyli- yebilirdi? O Bülent Nuri Esen ki bir zamanlar - hem de pek eski değil da- ha bundan bir iki yıl önce - Feyzioğ- lunun da dahil olduğu bir bilirkişi he- yetine kaâtılmıştı. O zaman Nurinin de tetkik ettiği ve “bu yazı- da suç yoktur” dediği yazı da bir ba- sın dâvasıydı. Hem de şimdi avukat- lığını yaptığı şahıslardan ikisi arasın- bir basın dâvası. Feyzioğlu'nun hatırladığına göre o dâva Nihat Erim ile Menderes arasındaydı ve Nihat E- rimin Halkcı gazetesinde yayınlanan bir yazısında Menderese hakaret et- tiği ıddia edılmışti Durum cidden ga- Prof. Bülent Nuri Esen Çok bilir kişi... ripti. Sonra dahası da vardı: Memle- ketimizde bir hukuk otoritesi olan Bülent Nuri Esen nasıl olur da ileri demokrasi dediği Amerikada, İrigilte- rede basın dâvalarının 12 kişilik bir JÜri tarafından incelendiğini bilmez- di? Yalnız İngiltere ve Amerikada mı? Prof. Esen'in saydığı demokrasi- lerin hemen hepsinde basın dâvaları jüÜriler ve bilirkişiler tarafından tet- kik edilirdi. Sonra canım bizzat sayın Menderes de Meclisteki bir beyanla- rında basın suçlarının metre ve san- timetre ile ölçülemiyeceğini söyleme- miş miydi? Kesin ölçüleri olmıyan şeyler ise, elbette ihtisas sahipleri ta- rafından değerlendirilmeliydi Söz sırası Cumhuriyet Savcısı Sa- mi Coşarcana gelmişti. Coşarcan sa- nık avukatlarının tevsii tahkikat ta- leplerine katılıyordu. Gerçi bilirkiği talebi yersizdi ama bu hususta karar yüksek mahkemenindi. Bundan son- ra Savcı kendisinin de tevsli tahki- kat talepleri olduğunu bildirdi ve mahkemeye Birinci Şube kanalıyla yaptırılmış bir tahkikat raporu sun- du. Mahkemede okunan bu rapora göre doğrusu Emniyet Birinci Şuhe mensupları iyi çalısmışlardı! Yusuf Ziya Ademhanın, mecmuanın hakiki sahibi olmadığına dair ne deliller bul- mamışlardı? Ademhan haftalık dev- ri 20 bin lira tutan bır mecmua satın almıştı. Ama mecmua sahibi olduğu halde yaşayışında hiç bir değişiklik olmamıştı. Gene Denizciler Caddesin- de tek odlalı bir dairede kalıyordu, ge- ne eski elbiselerini giyiyordu. Doğru- su bu yaşayış hiç de bir mecmua 88- hibinin yaşayışına da bir sandalyesi bile yoktu! Aderq- han AKİS'i satın alıncaya kadar Karagöz gazetesinden iki yüz lirfa aylık alan bir idare memuruydu. Na- sıl olurdu da AKİS'i satın alabilirdi? Birinci Şubenin raporuna dayanarak savcı bu sualleri soruvordu. Savcıdan Nonra Muammer Aksoy yenideri söz aldı ve ortaya gayet s8- rih bir hâdisenin çıktığını, Usul Ka- nununa rağmen menfiyi isbat duru- munda kaldıklarını, bir takım sürp- rizlerle karşı karşıya bırakılmaya modcr hukukun cevaz vermediğini . Feyzioğlu ise hayali deliller- Savcının da Gan—toqmın sahipleridir, iddiasında bulmnarak dâva acahilir miyiz” dedi. Metin Toker ise bilirkişiye haşvurrma- nın Âdet ve teamlil olduğunu, nitekimm AKİS - Sarol dâvasında Toplu Basin Mahkemesinin bilirkişiye — haşvürdi- gunu ve bilirktşinin “sucç yoktur” de- mesine rağmen de Mahkemenin mah- kümiyet kararı verdiğini, bilirkişi kararlarının mahkemeyi bağlıyamı- yacağını, bu bakımdan bilirkişi tetKi- kinin faydalı olacağından bahsetti Metin Toker, Savcının “gene saçma iddialarla buraya geldiğini" sözlerine ılâve etti. Neticede tevsii tahkikat taleplerinin kabulüne karar verilerek dâva tâlik edildi. sağrddie A.K!S ,22 HAZİRAN 1957 ae ı Ka a nnn ADAĞ SR

Bu sayıdan diğer sayfalar: