22 Haziran 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

22 Haziran 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Palmrela Moore Yasak duvarını aştı İki senedir Pariste okuyan bu genç kızın hayatta çok büyük gaye- leri-vardır. Gayelerinin ne olduğunu söylememekle beraber müslüman memleketlerde dolaşmak, oradaki hayat şartlarını tetkik etmek, mem- leketi için bazı şeyler yapmak iste- diği bilinmektedir. Fakat Cezayirli Sagan bunları yumuşak, kadınca bir eda ile ancak hissettirmektedir. Asya Cabbar o Kadınlığın sesi AKİS,22 HAZİRAN 1957 KADIN B tr arkadaş anlatıyordu: Geçen- lerde Et-Balık Kurumumun ö- niünde, et sırasını beklerken, ihti- gurubuna sokulduğunu görmüş İh- tiyar adam önce hul hatır sormuş, sonra zelzelelerden söz açmış. en sonunda da hlçhir hakikate, hiçbir mantığa uymaya kara taassuba dayanan bir dini koıınşma yapmış. O sırada sokaktan geçe norma kıyafetli k.ıdınları zmtore re “— Bunlar eböyle açılıp sncıl- dıkça [elaketler her an artacaktır ve kiyamet çok yakındır” demiş İhtiyar adam ayrılırken, erlere bazı din kitaplarını sağlık vermiş, bunların nerelerde sat: ldığını —m- lemiş. bunları okuyup köyle tıırnıelo—riııl sıkı sıkı ö ne kadar çabuk tesir altında kal- dıklarını gözleriyle görmüş.. Ka- ranlık bir taassubun, belki de satı- Jacak yeni birkaç din kitabının pro- pagandasını yapan ihtiyar adama kızmamak doğrusu elde değil. Onu bir türlü affedemeyiz Ev kadınları buna hemer hadi- selerle sık sık karşılaşırlar ve sik sık üÜzülürler. Filânca köyden ge- len Fatma kadının köy hocası hak- kında anlattıkları, Ayşe kızın giz- meğe dayanan bir din telâkkisi ha- kikaten düşündürüci! ve üzilcüdür. Bunun için birçok kadın topluluk- larında bu mevzu ele alınır. enim— boyuna çekilerek konusulur. yapmalı da okumamnıuş büyük kııt- levi “di'ıri'ın"'lüğp dayanan hakiki bir din anlayış'na kavuşturmalı ? İste mesele budur. Cünkü dinin te- meli ahlaktır ve bt hakımdan dini inanısları doğru ve sağlamı olan ce- Tehlikeyi Atleltik !.. Jale CANDAN Miİy ııtlf—rdc- dürüstlük hüküm sürer. s'kılarak da olsa şunu mraf eîn:ck mecburiyetinde- yiz ki. bizdeki dir müesseseleri bu- güne kadar maalesef halka bir ah- lak mefhumu asılıyamam:ş. “din”i hir şekllder. höm de taassuu kö- rükley-a. kinler 4 arezler yara- tan bi - şokilden ibaret olarak kar- şımıza ç I»nrm oişlar Buznun en ı:u7(*l misalini geçen- Jlerde Meclis kürsilsünde konuşan Ankara Milletvekili Ömer Bilen Hoca verdi. Dini siyasete ület et- bu din .ıdanıınnı hakiki din telaâk- kisinden ve kadar uzaklaşıyordu: Din”"; korumak her insan gi hata işliyebilecek hocaları ve din adamlarını körü körüne korumakla değil, bilâkis onu bu gibi bilgisiz kimselerin elinden kurtarmakla kabildir.. Ömer Bilen Hoca aynı kürsüden din mitessesesi için neler söyliyemez, neler istiyemezdi? Bu memlekette din için yapılacak ©o adar çok iş vardı ki.. Din adamıla- rımızı daha çok iyi yetiştirmenin şuartlarını aramak. din adamlarımı- Zzı Mmanevi şekilde kıymetlendirebil- mek için maddeten tatmin etme ibadet yerlerimizi islâh etmek bi- zim vazifemizdi. Fakat buna mu- kabil din mücssesesinden — halka doğru, dürüst., taassuptan uzak ve vicdana. mantığa vakın bir din an- layışımı aşılamasını beklemek de hakkımızdı. Övle zannediyorum ki bugün- den böyle valiz vermeğe çıkan her hoca, ister istemez bir nn Fovri Boyar hadisesini — hatırlıyacaktır. Bugün siyaseti, yarın herhanzgi bir menfaatini dine âlet etmek İstiyen- ler için bu hakikaten ihretle hatır- anacak bir derstir. Bu bakımdan meselenin B MMM . ne gelmis aolma- sına #evinelim Epeyce terledik. fa- kat tehlikeyi atlattık!.. Moda Yaz garıdrobu az her kadına gÜzel giyim im- kânları veren bir — mevsimdir. Çünkü yazın hafif ve cici elbiseler, gu “hiç” e malolmı ıs baszına entari- ler, bazan en afır ve en pahalı bir elbiseden daha gilzel dururlar. Eğer bir kadının yazlık gardrobunda bir tek ağır kıyafeti, buna uygun bir ye- ni çantası, şirin bir şapkası varsa ge- ri kalan boşlukları yalnızca iie beş kuruşluk basma ile doldurabilir ve neticeden hiç de mahcup olmaz! Takım elhise asmalara geçmeden evvel, bu tek 4 ağır elbisenin ilzerinde biraz dur- mak lâzımdır. Kadının tek ağır elbi- dan, güzel bir ketenrden olabilir. Bu bir “takıim-elbise” olmalıdır. Moııom cıplak bedenli. düz hatlı acık kahve- rengi bir sade keten elbise msavvur edelim. Bu elbise bir sıra pembe inri, pembe bir şapka ile mükemmel bir kokteyl elbisesi olabilecektir. Fakat bu elbisenin minimini hir de ceketi vardır. Hem elbisenin çıplaklığını ör- ter., hem de elbiseye ilâve olunsa mü- kemmel bir sokak ve şehir kıyafeti olur. Yakaya bir glll ilâve edilince aynı kıyafet, nikâha veva herhangi bir merasime gider. Tabii şapka da giymek şartiyle... a . f

Bu sayıdan diğer sayfalar: