29 Haziran 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

29 Haziran 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

#ait A L DÜNYADA OLUP BİTENLER L ALMANYANIN BİRLEŞTİRİLMESİ VE 5 “EYLÜL SEÇİMLER! Bonn . Hariran... F ederal Almanya 15 Eylülde yapı- lacak umumi seçimlere hazırlan- maktadır. Seçim faaliyetinin hara- retle devam ettiği şu günlerde zihin- leri meşgul eden en mühim mesele- nin Almanyanın birleştirilmesi ol- ması gayet tabiidir. Şansölye Adenavuer'in Amerika- ya kadar gidip Başkan Eisenhower ile konuşmasından sonra da Alman- yanın birlestirilmesi probleminde ferahlık verici hiç bir değişiklik ol- mamıştır. Bu görüşmelerden sonra neşredilen resmi tebliğde NATO'nun Hüzum ve ehemmiyeti Üzerinde de durulmuş olması, Amerikanın, Al- man seçimleri arifesinde NATO'dan ayrılma ve silâhsız bir Almanya fi- kirlerinin sşampiyonluğunu yaban Sosyalist kazı olarak kabul edilmelidir. Birleş- me mevzuunda karsı tarafı teşkil e- den Rusyanın Alman secimlerinden evvel Doğu ve Batı Almanyanın birleşmesi yolunda müsbet adımlar atmasını beklemek fazla nikbinlik denaver lehinde iyi bir hava yarata- cağını pek iyi bilen Sovyetlerin böy- le bir harekette bulunmıvacakları tabiidir. Sovyet Rusya, Sosyalist Partisinin seçimleri kazanması ha- linde, karsısında silâhlanmadan vaz geçmiş, NATO'yu terketmiş ve do- Jayısiyle Almanyanın harp gücünü zayıflatmış bir iktidar bulacağını Ü- mit etmektedir. * Birleşme mevzuunda bugüne ka- dar atılan ve neticesiz kalan a- dımlara bir göz atmak icap ederse, Berlin Konfernnsına kadar gerilere Müteakiben PDört Büyüklerin 1955 senesi Temmuzun- da Cenevre konferansı sırasında. ay- nı senenin Ekim ayında toplanma- ları takarrür eden Dışişleri Bakan- ları toplantısı için hazırladıkları di- rektifler gelmektedir. Bu direktif- lerde, Almanyanın Almanların milli menfaatlerine ve Avrupa emniyeti- ne uygun olarak, serbest aecimlerle birleştirilmesi, umum halinde ifade olunmuştu. bu prensibin vaz'ından bır bucuk sebetlerin teeasüsü halinde birleşme- nin tahakkukunun daha da kolav- laşacağı Kremlin liderleri tarafın- AKİS,29 BAZİRAN 1957 v dan ifade ediliyordu.. Ekiminde Cenevrede topla- nan Dışişleri Bakanları konferansı- nın Dört Büyükler tarafından tesbit olunan prensibe rağmen akametle neticelenmesi ve o günden bu yana yapılan muhtelif temasların Rusya- nın vaziyetinde menfiye doğru bir tekâmülün mevcudiyetini gösterme- si bilhassa Alman milleti Üüzerinde psikolojik bir şok yapabilecek ka- dar gayrı müsait tesirler icra etmiş- tir. Muhalefetin, İktidarın dıs siya- setine ve metodlarına tevcih ettiği tenkidler bir yana, hükümet Üyeleri arasında Alman meselesinin Sovyet- lerle iki taraflı müzakere mevzuu yaâpılması bahsinde başgösteren fi- kir ayrılıkları bu siyasi şokun en bariz cephesini göstermiştir. Dışişleri Bakanı Von Brentano'- nun Moskova nezdinde direkt teşeb- büs yapılması hususundaki ifadele- rine Şansölye Adenauer'in, bakanı tekzip edecek bir lisan kullanması birleşmenin temini yolunda atılan çapraşık adımlardı. Nitekim Von Merkatz gibi bir bakan da, Sovyet- lerin, Alman meselesinin her iki Al- man devleti arasında müzakere e- dilmesi tezine yaklaşarak Pankow'- la temas aranmasına müzahir gö- rünmüş ve Almanyadaki bu fikir ayrılıkları Rusları daha sert bir ta- vır takınmaya sevketmişti. 'Bu güç şartlara rağmen Şansöl- ye, bir taraftan askerlik ve mecbu- ri hizmet kanunlarını çıkartmaya muvaffak olurken, diğer taraftan da Ruslarla iki taraflı milzakere cere- yıınına mukavemet ediyordu. r malüm ihtiyatlı hare- ketlerl belirli siyaseti ve fedakâr- hkları neticesinde kazandığı Batının itimadını sarsmamağa çalışırken Ruslarla rekt müzakere tesisi suretiyle Almanyanın bırleşmesı bahsinde —Amerika. ngilter ve Fransayı gücendirebilecek tehlıke- H bir vaziyet ihdas etmemek için de gayret sarfediyordu. Zira Alman HERKES OKUYOR Feyyaz TOKAR meselesi ne yalnız Rusya ile ve ne de yalnız Batı ile halledilebilirdi. Ancak Şansölyenin bu sabır ve ihtiyatı efkârı umumiyenin bir kı8- mının ve bilhassa qosyalıst ve Libe- kümeti. A ku bulan tekâmüÜlleri idrak mekle itham etmelerine sebep ol- muştu. Bu itibarla Federal hükü- met bir taraftan bu tarzda bir ma- nevi tazyik altında bulunurken, di- ğer taraftan Alman meselesini ye- niden ortaya atabilmek icin miüüsait şartların zuhuruna intizar ediyor- d u. Bu suretle Cenevre konferans- larından ve Sovyetlerle diplomatik münasebet tesisinden sonra uzunca denilebilecek bir zaman geçmiş ve bu esnada Saar ve —Almanyadaki NATO orduları masrafları gibi ba- deral Cumhuriyet ile Sovyet Rusya arasındaki münasehetler salâh kay- detmemiştir. Rusyanın Bonn sefiri Zorin'in d ha uzaklaştırmıştr münasebetleri gerek Al- man milletinin, gerek Adenaver par- tisinin secim sansının aleyhine inki- şaf ederken Şansölvenin gayretiyle Bonn'da toplanan NATO konseyinin Almanya meselesinin tartışması A- denaver ve partisine karşı Batılı bü- yüklerin sempatisini göstermesi ba- ik oyu üzerinde mües- Görünen şudur ki, sulh teşebhiis- lerinin bir türlü yumuşatamadığı Rusya, silâhlı bir Almanya karşısın- da endiste ve korkuya kapılmakta- dır. Rusyanın Almanyanın birleş- mesi karşılığında istiyeceği bedel, bu sebeple tarafsız ve silâhsız bir Almanyanın yaratılması olacaktır. Londradaki Silâhsızlanma Konfe- ransı ve 15 Eylülde yapılacak olan Alman seçimlerinin neticesi birleş- me meselesine yeni bir hal tarzı ge- tirmese bile, hadiselere başka bir zaviyeden bakılmasını mümkün kı- lacaktır

Bu sayıdan diğer sayfalar: