15 Mart 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

15 Mart 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ Maliye Temcit pilâvı eçen haftanın sonunda hemen bütün gazeteler, zirai gelirlerin vergilendirilmesi için bir tasan hâ- Bjlândıgııu yazıyorlardı. Tasarıya öre, sadece satılan zirai mahsul- lerden hasıl olan kazanç yergiye ta- bi tutulacaktı. Köylünün bizzat is- tihlak ettiği mahsuller nazarı itiba- re alınmıyacaktı. Bu zirat kazancın da 7 bin lirası vergiden muaftı. Çift- çiye defter tutma külfeti yüklenme- mıştı Çiftçinin sadece her mevsimde adar dönüme, hangi mahsulü ek- tıgını muhtarhga kaydettirmesi lâ- vındı. Vergi herhalde toprağın muh- telif bölgelerdeki verimine dayanmak suretıyle götürü olarak tesbit edi- lece teşebbüsten vazgeçmişti.. Şimdi Hür. P. milletvekili olan Bahçet Kayaalp, o Samanlar en çok gurultu yapanlar arasındaydı. "Arazi vergisi arttırı- lırsa, seçmenlerimizin karşısına — ne yüzle' çıkarız?"diyordu. Bu sebep le tasarının akıbeti hakkında — çok fazla hayale kapılmamak lâzımdı. Zülfü yâre dokunan diğer bazı tasa- rılar gibi bunun da rafa konması mümkündü. Veya tasarı kanunlaşsa bile, Nasreddin Hocanın kuşuna dön- durulebıhrdı Ama ilk defa 1946 yı- lında ortaya atılan zirai kazançların Vergilendirilmesi fikri gittikçe kuv- vet kazanmaktaydı. Eninde sonunda bu yola gidilecekti. Ne getirecek? ktisatçılar ve maliyeciler — uzun zamandır bu verginin ne kadar varidat getireceğini hesaplamaya ça- Satışa arzedilen buğday çuvalları Yalnız sahibine Teferruatı ne olursa olsun böyle bir tasarıyı tasvib etmemeye imkân yoktu. nflasyonu durdurmak için aşırı istihlâk talebini frenlemek lâ- zımdı. Bu bakımdan vergi, en iyi si- lâhtı. Diğer taraftan milli gelirin hemen hemen yüzde 50 sini teşkil eden, zıraı gelirlerden vergi alınma- ması büyük bir haksızlıktı Büyük çıftçılerın 1950 den sonra sürdükle- saltanat hatırlanmalıydı, O halde, enf]asyonla ciddi bir şekilde müca- dele etmek için ilk yapılacak iş, zirai gelirlerin vergilendirilmeğiydi. Yal- nız siyaset adamlarınla, çiftçilerden vergi istemeyi biç sevmedıklerı de bir hakikatti. Birkaç sene evvel arazi vergisinde mütevazi bir reform yap- mak isteyen İktidar, ekseriya çok uslu davranan D. P. Grubunun ateş- li protestoları ürerine bu masumane 22 değil, millete de kâr getirecek lışıyorlardı. Ekrem Alican aşına 4 lira yergi hesabiyle 100 mıl— yon Jİiralık bir varidat sağlanaca- ğiım tahmin etmekteydi. Okyar da ayni neticeye varmıştı. Çok daha op- timist hesaplar yapanlar da vardı. Bununla beraber en ciddi tahmin, Türk ziraatı hakkında en iyi incele- meleri yapan Doçent Reşat Aktan ta- rafından yapılmıştı. Reşat Aktan 1952 yılına ait mili! gelir tahminle- rine dayanarak o günkü gelir ver- gisi nisbetleri içinde, elde edilecek hasılanın 135 milyon lirayı bulaca- ğım hesaplamıştı. 5 bin liralık bir is- tisna haddi kabul eden Aktan, 2,5 milyonu aşan ' çiftçi ailesinden an- cak 30-40 bininin vergi hududuna gi- receğini düşünüyordu.. Ama bu 30-40 bin çiftçi ekilen toprakların dörtte SAHADA birine ve zıraı kazançların da üçte irine sahip 1952 de gelır vergisinin 300 mil- yon İlira getirdiği düşünülürse, zira- attan gelecek 135 milyonluk mun- zam varidat küçümsenecek gibi de- ğildi. 1952'den sonraki fiat yüksel- meleri dolayısıyla bu rakam halen 135 milyonun bir hayli üstünde ola- caktı. Verginin hikâyesi lk gelir vergısı kanun tasarısı hazır lanırken zirai kazançların da ver- giye dahil edilmesi — düşünülmüştü. Küçük zirai kazançlar vergiden mu- af- tutulacaktı. Vergi götürü olarak tesbit. edilecekti. Ama 1947 yılında bazı teknik güçlükler ve siyasi se- bepler dolayısiyle bu fikirden vaz- geçildi. 1951 başında Ekrem Alican ve. Ahmet Tekelioğlunun iki kanun teklifi, bu tehlikeli mevzuu tekrar sahneye getırdı Bilhassa Alican, 100 milyon ' lira varidat — sağlayacağını tahmin ettiği son derece makul ve realist bir tasarıyla ortaya çıkıyor— du. Ama o zamanlar Hukumet için ziraatı ilgilendirmek bir "tabu" idi. Bu sebeple tasarılar çok kısa ömür- lü öldü. Hükümet ancak 1953 den sonra, zirai gelirleri vergilendirme- mekle yaptığı hatayı anlıyacaktı. 1950-53 arasında en hızlı gelir art'şı ziraatta vuku bulmuştu. Bu artışın tasarrufa sevk edilmemesi, halen i- çinde bulunduğumuz ent]asyonun baş- lıca sebeplerinden biri olmuştu. Geç de olsa, yapılan hatayı anlıyan Ma- liye Bakanlığı, 1954 den beri ziraj gelirlerin vergilendirilmesi prensi- bini kabul etmişti. Bakanlığın mü- tehassısları dört yıldır bu mevzu üze- rinde çalışmaktaydı. İş şımdılık si- yaset adamlarının yeşil ışığı — yak- malarına kalmıştı. Dış Yardım Batan dosta imdad Geçen haftanın ortasında Ameri- Birleşik Devletleri Temsil- Çiler Meclisinin Dışişleri Komisyonu- nun sayın üyeleri, Türkiyenin halen içinde bulunduğu iktisadi durum hak- kındaki objektif bir konuşmayı dik katle dinlemekteydiler. Kürsüde elli yaşlarında, — atlet vücutlu bir adam vardı. Mevzuunu çok iyi bilen ha- tiplerin rahatlığı ile — konuşuyordu. Türkiyeye karşı büyük sempati duy- dugu belliydi. Belki de bu sempati- nin neticesi olarak acı lâflar söyle- mekten çekinmiyordu. Bu atlet vücut- lu adam. Amerık an Dış Yardım Şe- fi James H. Smith idi. Bir iki ay ev- vel Türkiyeye gelmış, Maliye Bakan lığı mütehassıslarının sundukları isr tatistükleri dikkatle incelemişti. Cum- huriyet Hükümetinin 150 bin dolar maaşlı gayri Tesmi yardım elçisi Dewey'in esrarengiz ziyareti de ay ni günlere rastlamıştı. Memleketimi AKİS,ISMART 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: