29 Mart 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

29 Mart 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİYATRO Ankara İnkâr yiğidin kalesi Şu son bir iki yıl içinde Devlet Ti- yatrosundâ hanım sanatkârların soyadları öyle çok değişmişti ki, ço- gu zaman seyirciler, kimin kim' oldu- ğunu bulmak için adeta ecel terleri döküyorlardı. Meselâ Macide Birmeç, gunun birinde Macide Tanır oluver- mişti. Muazzez Lutas ise Muazze Kurdoğlu. Gene bundan bir yıl kadar önce Devlet Tiyatrosunun büyük şöh- retlerinden Mele e soy adını değiştirmiş, meşhur bir alaturka saz üstadının soyadını alıvermiş,. Me- lek Ökte olmuştu. Ne var Melek Gün, Melek Ökte olduktan sonra bir haylı zaman sahnelerde gözükmemiş- Tabit bu gözükmeme de, sahnede gozukenler için iyi bir avantaj olmu tu. Artık Devlet Tiyatroları kulisle— rinde sık sık, manalı manalı gülüm- seyen, "sabık artist” hakkında ileri geri konuşan, meydanı boş buldukla- rı için yüksekten atıp tutan aktrisle— re rastlanıyordu Melek Gün, " ıkıncı gece", "Gelin", "Keçiler Ada— pıyeslerındekı rollerı ile hafızalar- da kolay kolay unutulmayacak bir ad bırakmış ve sonra sahneden uzaklaş- mıştı. Devlet Tiyatrosuna mensup pek çok aktris Melek Günün sahne- den uzaklaşmasını — "bir sanatkârın' iflâsı" şeklinde yorumluyor ve: Ne demek büyük aktris! Bir senedir meydanlarda yok. Artık ona kimse ihtiyaç hissetmiyor. Biz varız biz!" diyorlardı. "Dön bana küçük Sheba" Gecen — haftanın sonunda Ankarada, Gençlik Parkının hemen yanın- daki Evkaf Apartmanlarının altında- ki Küçük Tiyatrodan çıkanlar, bir .daha silinmemek üzere zihnilerine bir isim yerleştirdiler. Artık Devlet Tiyatrosunun gerçekten yıldız oyun- cusu Yıldız canın yanında Melek Öktenin de adı yer alıyordu. üçük Tiyatroda bir artistin adı- nı daha kolay kolay unutulmayacak adlar arasına katan oyunun adı "Dön Bana — Come Back Little She- ba" idi. Eserin yazarı William İnge, piyesleri filme Aalınan talihli yazar- lrdan biri 1dı "Bus Stop Otobüs ağı" Mar Monree, "Picnic- Pıknık" Wıllıam Holden ve "Dön Ba- na" Broadway'ın ünlü oyuncuların- dan Shirley Booth tarafından oynan- mıştı. 1949 dan sonra Arthur Miller ile Tennesşee Williams istidatlı bir mes- lektaş kazanmış oluyorlardı. Orta-ba- tı devletlerinden olan William Inge, 1950 yılında "Dön Bana" piyesiyle sahnede görünmüştü. Sağlam diya- logları, alalâde bir hayattan tesirli ir dram çıkarmaktaki ustalığı ile kendisine geleceğin ünlü tiyatro ya zârlarındân biri bakılıyordu. "Dön Bana" da da alalâde bir muhit almış ve bu muhitin gün- 32 Melek Okte ve Saim Alpago "Dön Bana" da Devlet Tiyatrosunun lük realist karakterlerini kullanmış- Lol a, pasaklı bir kadındı. Kocan Doc kendısıyı evlenmek zorunda kal* mıştı Lola kocasını seviyordu. Doc kendısıyle evlenmek zorunda kal- mıştı. Ama Lola kocasını seviyordu, te yandan evlerinin bir odasını Marie adlı bir kolej öğrencisine — pansiyon olarak — vermişlerdi. Marie, — her genç —Amerikalı kız lerle flört ediyordu. Lola, karakterınde kendi genç kızlıgını bul— duğu için, Türk'ün sık sık e gırıp çıkmasına göz yumu yordu a— ma, Doc bir çeşit kıskançlıkla müsa- mahasız davranıyordu Bir sabah Doc, nışanlısı Bruce'un geleceği gün Türk'ün, gece Marie'nin yanında kaldığım öğrenince kendine hâkim — olamıyor ve yeniden içkiye sırada bir gün eve dönmiyen küçük geliyor, karısına hakaret ediyor, bir ara kaptığı bir satırla onu öldürme- ye yelteniyordu. Sonra Doc'u hasta- neye goturuyorlardı Inge, Doc'un içki şişesini alıp dı- şarı çıktıgı sahneye kadar tamamen gunluk hayattan alınan konuşmalar- la piyesini i Lola'nın arada e dönmiyen küçük köpeği "Sheba"yı hatırlamasiyle şiir unsuru yavaş yavaş piyese sokuluyor du. plânda Marie ile Türk'ün bir hayli derınlıgıne cinsiyete dayanan münasebetleri, dağınık bir evdeki Lo- la ile Doc'un zoraki hayatlarındaki gizli tartışamayı ortaya koyuyordu. Ni. heyet ikinci perdenin sonuna doğru Doc'un sarhoş bir şekilde eve - gelişi ile pıyesın buhran noktası hazırlan- mış oluyordu. Bir nda Marie ile Bruce'un evlenmiye karar verişleri, bir yanda Lola'nın kocasını bekleyişi, tahripkâr bir adam haline gelen Doc'- un karısına saldırışındaki tesiri ha- zırlamaktaydı. Dikkat tehlike: alaturkalık Eseri Saim pago" sahneye koy- muştu. Alpago eseri realist nokta- sından yakalamakla güçlüğün büyük iki yüz akı bir kısmım yenmişti. Baştaki sahne- lerın sıkıcılığı, Lola'nın pasaklılığın- aydalanmak suretiyle, bulunan gazeteyı bir yerden bir yere koyma, olur olmaz şeker yeme gibi mizan- senlerle — dağıtabilmişti. Alpago bil-, hassa buhran sahnesinde biraz da Melek Ökte ve kendi oyunu ile tesirli bir sahne düzenlemektey, Lola'yı oynıyan Melek Öktenin bütün imkânlarını kullanarak oyna- dığı belli oluyordu. Dağınık bir kadı nın hayatındaki ince noktalar, bun-. ların mazideki bağıntıları. Türk'e karşı olan -alâkası hakiki hayattan' koparılıp getirilmiş bir Lola olarak sahnede dolaşmaktaydı. Buhran sah- nesinde bakışlarını, ses iniş çıkışları- nı ve gözyaşlarını yerinde kullanması rejisör Alpagoya da bir hayli yardım etmişti. Bununla beraber Melek Ökte- nin bir çeşit tuluat yapar gibi bir kelımeyı boyuna kendi kendine söyle- nir gibi tekrarlamaması yerinde o- lurdu. Oyunun fazla dramatize edilir şekilde oynanması — sebebiyle zaman zaman ortaya çıkan kaymalar bir a- laturkalâşma tehlikesi doğurmaktay- dı. Devlet Tiyatrosunun sağlam o- yunculârından olan"Saim Alpago' bu oyununa pek yerleşmemiş gibiydi. Bununla beraber buhran sahnesinde usta kişiliğini gösterdiği — söylenebi- irdi Mariede oynıyan Meral Gözen dor şımarık bir kız olmaktan Ööteye geçmemişti. Türk'te Semih Sergen yerinde bir Amerikan delikanlısı idi. Ama fazla mubalagalı vücut gösteri- lerine bir mâna vermek oldukça güç- tü. Bu arada Komşuda Melek Koçer. yürüyüşleri, ses tonları ile tam bir Amerikan kadınım vermekte oldukça usta görünüyordu. "Dön Bana"nın Küçük Tiyatroda- ki temsılı Devlet Tiyatrosunun yü- zünü' ak çıkaran bir temsil olmuştu. Yalnız biraz daha realist bir görüş, mübalâğadan kaçma ve alaturkalaş— mak tehlikesini de bertaraf etmek gerektiği söylenebilirdi. AKİS, 29 MART 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: