24 Mayıs 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

24 Mayıs 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K I Batı Acısı (Fazıl Hüsnü Daglarcaıım şiirle- i. Varlık yayınları 557, Yeni Türi Şiiri serisi: 35. Ekin tbaası» İstan- bul 1958, 186 sayfa 200 kuruş) Keçi boynuzu yemek, bir gram eker için bir kilo odun çiğne- mektir- Fazıl Hüsnünün şiirlerini o- k a aynı kapıya çıkıyor, ıyı bır şiir bulacağ diye yüz va okuyorsunuz". Bundan bir kaç yıl önce bir eleştırmecı - münekkit - Fazıl Hüsnü Dağlarcanın peş peşi- ne yayınlanan kitapları için böyle dıyordu Doğrusu aranırsa bu de pek de ha k degıldı Şııı' da yayınlanan 'Ha avaya Çizilen Dunya adlı ki bıyla giren Daglarca, kısa bir za- manda dikkat uzerıne "Havaya Çızılen Dünya" yı, e Allah", onu da bir kaç yıl ara ile "Dalıa" ve "Çakırın Destanı" takip et- mıştır Bu dört kitap, hele üçüncü- sünün bir müsabakada da derece al- ması ile şairine buyuk bir şohr Saglamıştır Memleketimizde şiiri ve şairin ciddiye alındıgı yıllar olan 1935-45 yılları arasında Dagl arcaca- nın kazandığı şöhret, şairi kısa bir a da kendi dehasına inandırdı. Ondan sonra da Dağlarca, her yaz- dığında bir keramet varmışcasına, evvelâ kendi yazdıklarına kendi hay ran olarak şıırın imkânlarını zorla- maya başladı. Taş Devri" — nden sonra yayınla an "Üç Şehitler Des- anı", bu zorlamanın ilk emare lrı— çıkmıştır. 1951 yılı bir humma gibi Dağlarca- yı sarmıştır. Peş peşine dört kitap yayınlar: "Aç Yazı", "İstiklâl Sa- vaşı - Samsundan Ankaraya". "İs- tiklâl Savaşı - Inönüler 5 "Sivaslı nca" Faz Dağlarca bu dort kıtabı ıle Orhan Velılerın yık- kları rine yenisini koymağa çalıştıkları şıır anlayışını da yıkma- savaşmaktadır. a ği ıddıasındadır Dünya" dan, "Çocuk ve Allah" tan kalma şohretı ıle etrafında halele- nenler de birer er çözülmektedir. 1953'de ' İstanbul" adlı şıır kitabını yayınlar. Hemen peşind “Anjt- kabir" i. Bu iki kıtabında Daglar— cayı bıraz derlenmiş — toparlanmış Ama bu derlenıp toparlan- a devam Şiir dün- yamızın — liderliği peşınde koşan yeni bir fırsat çıkmıştır. Şıırımız altın cağını geri- lerde bır: ş uraklama ve bocalama devri çıne gir ış r. Ha- yatta kalan ' gene şairler" in hemen hepsi çaptan düşmüş tüfeklere dön- müştür ve kendi kendilerini tekrar- TAPLAR Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiire — acıyalım lamaktadırlar Fazıl Hüsnü, bir tür- fer peşınden üç, beş kişi gelmekte- Ama bu gayret de boşa gider Aradan topu topu bir kaç ay geç- tikten sonra "ASÜ" da unutulur. Tak- litçileri ise hazan yapraklarına ben- zemektedir ve "Asü" nun unutulma- sından da evvel bu — hevesden vaz geçerler. Fazıl Hüsnü, iki senelik bir sessizliğe bürünür. Sesi sedası du- yulmaz olur. Dağlarca nihayet geçen yıl, iddialarından az çok tecrit edil- miş olarak, daha çok emek verildi- ği ilk bakışta anlaşılan 'Delice Bö- cek" ile bir defa daha ortaya çıkar- "Delice Böcek", iyiden iyiye durak- lamış olan şıır dunyamızda elle tu- tulacak, bir eser olm. rağmen nedense pek İ gormemıştır Hatta o kadar ki, satılmamaktan ki- tapçı vitrinlerinde unutulup kalmış- tır Peynir ekmek yer gibi kolaylık- la şiir yazan ve bir kulu çka makına- sına benzetilen Dağları rak Nisan ayında onaltıncı kıtabını pıyasaya çıkardı. "Batı Acısı" adım u 186 sayfalık kitapta on- b 138 şiir yer alıyor. On- bir bolumden ilk beşi içinde yer a— lan şiirler ayrı ayrı adlandırılmayıp birden altmışa kadar numaralandı- rılmıştır. Hepsi de Akdeniz üzerine soylenmış şiirler. Geride kalan altı bölümde ise şiirler bölümlere ayrıl- mış olmaktan başka ayrı ayrı da adlandırılmış. Zaten kitabın ağırlık merkezim de bu ayrı ayrı adlandırıl- mış şiirler teşkil ediyor. Başta kar lanlar biraz da, numara» yahut hiç değilse sayfa doldurmak için yazıl- mış intibamı uyandırıyor. Maamafih umumi et iti rıyla denılebılır kı üsnünün meşhur en kuvvetli kıtaplarından Hiç değilse 132 ,Şiirin içinden yedi veya sekiz tanesini iyi şiir diye bir kenara ayırmak» zaman zaman oku- mak ıhtıyacını duymak kabildir» bakımdan "Batı Acısı", geç de ol- sa Dağlarca hakkında bır kere daha umut beslemeğe vesile oluyor. Hiç de- ğilse şairin büsbütün çaptan düşmedi- ğini gösteriyor. Böyle Ur inanışa ise, hele son giinlerdeki durumu ile Türk Şıırının şiddetle ihtiyacı var. miz bazı istisnalariyle lak halde olmaktan uzaktır» Zira pek par- Yunus Emre (Hazırlayan Nevzat Yesirgil, Ye- ditepe Yayınla No. 79, Türk Klâ- sikleri serisi: 2 İst ul Yenı Mat- ruş) baa, 1958, 90 sayfa, 100 Yeditepe yayınevi çok y inde bir kararla, Türk Klâsikleri ad al- tında bir seri yayına başladı. Bu se- rının ilk kitabı olan Süleyman Çele- n Mevlüt-u bü; yuk bir alâka top- la d ve kısa bir zamanda ikinci bas- kısının yapılması yoluna gidildi. Se- rinin ikinci kitabı ise, Yunus Em- reye tahsis edılmıştır Hakkında bu güne kadar haylı neşrıyat yapıl- mış olan büyü Türk — şairi Yunus Emrenin, Yedıtepenın Turk Klâsik- leri serisinin ikinci kitabı olması gerçekten Son derece pak içinde yayınlanan Yunus yi Nevzat Yesirgil hazırlamış - yat tarihçisinin yoruz. Zira elimi müze kadar Yunus Emreyi tanıtman için yazılmış kitapların hemen he- men en muhtasarı olmakla beraber en kalitelisi. Üstelik büyük — Yunus- tan seçılen şiirler de şiirlerinin en güzelleri. Yunus Emre adlı kitap üç bölüme lmış. Sonra da kısa bir sözlük ilâve edılmış İlk 'bölüm, Yunus Em.- renin hayatını, hakkındaki — menkı- belerı, sanat değerini, tasavvufla a- lâkasını, mezarının nerde olduğuna dair rivayetleri ihtiva etmektedi r. irlerine ayrılmıştır. Bu şiirler ziyade eski yazmalardan derlenmiş- tir. Üçüncü bölümde ise Yunus Em- renin olduğu iddia edilen şürlerin en meşh urları yer almış. unus Emreyı derli toplu anla- tan bu kitap .şiir sevenlerin kitap- lıklarında Trahatça yer alabilecek, sık sık karıştırılacak bir kitap. AKİS, 24 MAYIS 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: