27 Eylül 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

27 Eylül 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER. Rahmi Ergil İzmitte Bayarı karşılıyor Kraldan hararetli "Bir yazı yazarken kaleminiz nerede takılırsa orayı atlayın, yazmayın. uhakkak orada tehhke mevcuttur.” Bu prensipte İstanbul savcısının | numaralı Basın avukatı Sahir Ku- rutluoğlu ile ittifak halinde olması dikkate şayandır. Sahır Kurutluoğlu da şöyle der: "Ba bir cümlenin, suç olup olmadıgını sormak lüzumu- nu duydun mu, cümleyi pas geç!" Tabii bu, Buta Kanununun cilvele- rinden biridir. Ama şim ye kadar Hicabi Dinçin kendiliğinden, "şu he- rife göstereyim" diye — takibata gi- riştiğini gören olmamıştır. Kendisi - ni başka bazı savcılardan — ayıran hususiyet de budur. Nitekim Hicabi Dinç de "Bız şu telefona benzeriz, öylece daire- sinde konuşulanları ve telefon muha- verelerini sese almak imkânına sahip olmuştur. Hicabi Dinçe göre basın gelış— mektedir. Babıâlide kültür seviyesi yükselmektedir. Hicabi Dinçin bir muhabiri göstererek "eskiden bu a- yarda başmuharrir bulunmazdı" de- diğini işitenler vardır. — Kanaatince gazetecilere iyilikle, ikna su retıyle ve tatil dille — yaptırılmayacak yoktur. -Bir nisbet dahilinde haklı— dır ya. Boyle devirlerde görülen ve son derece "enteresan" uğunda zer— rece şüphe bulumayan bir memur ti- pi teşkil eden Hicabi Dinç Sıddık Sami Onardan önceki İdare Huku- ku Profesörü meşhur Selânikli Mus- lihiddin Âdil beyin kızı Ümit hanım- la evlidir. Profesör kızına büyük mi- ras bırakmıştır. Ümit Dinç de Hu- kuk mezunudur, fakat hukukçu çif- tin tanışması Hukukta olmamıştır. Dinç ailesinin tek çocuğu- vardır. Bu erkek çocuk tahsilini High Bc- hool'da yapmaktadır. Ve talihin ga- 14 bir. kıralcı rip tecellisi: Basının 1 numaralı ta- kipçileri arasında bulunan Hicabi Dinçin oğlu babasına ilerde gazeteci olacağım söylemiştir. Şimdi büyük — Dinçin tememnisi, ihtimal ki, küçük Dinçin gazetecilik yapacağı — günlerde hiç bir Hicabi Dinçin, istemeye istemeye de olsa basın hürriyettin gölgelememesidir. Politikacılar Sivaslıların neşesi S ivaslılar geçen haftanın — içinde bir gün yedikleri öğle yemeğini hayatları boyunca, unutamayacaklar. O gün öğle yemegınde 1 numaralı Bakan Dr. Namık Gedik de bulundu ve daha iyisi, bir konuşma yaptı. Doğrusu istenilirse Sivaslılar Kara- denizdeki vatandaşlara karşı içlerin- de bir hased duymuyor değillerdi. Partiler en "orijinal" politikacılarım ralara gönderiyorlar, — politikacılar sahıl halkım kırıp geçiyorlardı. sım Gülek, ekibiyle birlikte Karade- nize gidiyor, onu Tevfik İleri aynı bölgede takip ediyor, birbirlerine taş lâf atıyorlar, iğneliyorlar, siyaset edebiyatımıza geçe- cek vecizeler paralıyorlardı Fakat ıvasa o neviden kimse gelmıyordu Çok şükür, geçen hafta Gedık Sıvaslıların kalbındekı ortadan kaldırdı Yemekte -yemek, Devlet Demir- yolları Cer fabrikasının lokalinde veriliyordu- işçi sendikaları temsil- cileri, esnaf teşekkülleri temsilcileri ve Demokrat Parti ileri gelenleri de hazır bulunuyorlardı. Muhtelif has- bıhallerden sonra İçişleri Bakanı â- yağa kalktı ve Sivaslıların hatırın- dan zor çıkacak bır siyasi konuşma yaptı. Dah onuşmanın başında pek çok kımse manalı şekilde tebes- sümden kendisini alamadı. Zira Top- lantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanu- mık hüznü nunun baş tatbikçişi olan — içişleri Bakam kelimesi kelimesine şöyle de- di: "— Gelişimiz günün geç saatine ve geceye tesadüf etti. Buna rağmen büyük bir vatandaş topluluğu tara- fından muhabbetle karşılandık". Yemekte — bulunanlar bu hayırlı haberin arkasından bir başka hayır- lı haber beklediler, öyle ya, madem kı bizzat İçişleri Bakanı hem de "gece" büyük kalabahk tarafından karşılanabiliyordu, dem ki Top- lantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanu- nu yakında kalkacaktı ve şimdiden tatbikatına son. verilmişti. Ama ha- yır, Dr. Nam Gedik bu ikinci müj- İ Ihtımal ki kanaatince kanun inkarcı — muhalif- ler" içindi. Halk İktidarda bulunan- lara elbette ki muhabbetini serbest- çe ve fütursuzca gösterebilirdi. O lâf, orada kaldı. Fakat Dr. Namık edik biraz sonra yeniden masa başındakileri hayrete — düşürmekten geri kalmadı. Söylediğine göre Sivasta ve fiil- lerinde tetkiklerde bulunmuştu; Va- tandaşlarla görüşmüştü. — Vatandaş- lar hükümetten neler istediklerini anlatmışlardı. İçişleri Bakanı şöyle devam ; "— Söyledikleri şey şu: — Allah hükümetimizi başımızdan eksik et- mesin!" Dr. Namık Gedik edindiği intiha- yı da belirtti: İ 'Konuşmalarında umumiyetle ne şıkayet kokusu, ne bır ümitsizlik havası asla mevcut deği Bu İntiba da, başların aşılanma— sına yol açtı. Zira "Allah hüküme- timizi başımızdan eksik — etmesin" diyenler seçımlerde aynı hükümetin değişmesi için reylerini H. P. ve vermişlerdi. Üstelik, seçimlerden bu yana Sivasta Muhalefet yurdun her tarafında olduğu gibi biraz — daha kuvvetlenmişti. Halkın şikâyetleri artmıştı zira pahalılık artmıştı. Bu- na rağmen, üstelik bir do ktor olan Içışlerı Bakanının tedav delıl sayıldı Zıra yanlış teşhise da- yanan tedavi olur m Askı meselesi akan, İktidarın ne kadar haklı bulundugunu da başka bır muşa hedesını açıklayarak ıfad — Bize, maksadlı pohtıkacıların dıllermden ve kalemlerinden düşür- medikleri hürriyetsizlikten, askıdan ve baskıdan bahsetmediler". Dinleyenler hurrıyetsızlıgı ve içişleri Ba- kelımesıyle ney an- kavrayamadılar. mastarından geliyorsa Dr. Namık Gedikin "mak- sadlı politikacı" diye tavsif ettiği bizzat Adnan Menderes- oluyordu. Zira idam sehpalarından — bahseden du. Yok, İçişleri Bakanı askıdaki 1şlerı kastedıyorsa o başkaydı.. Fa- kat "askı" dan bahsetmememn ni- AKİS, 27 EYLÜL 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: