27 Eylül 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

27 Eylül 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Program daha hususi mevzular- dak suallerden sonra Betty Adams'- n şu sözleriyle sonuna yaklaşacak- tır — Bay Başkan size Amerikalı- ların duydugu büyük lıayranlıgı ifa- de etmek isterim. Siz, Amerikalıla- rın nazarında hayatta bulunan bü- yük, müstesna devlet adamlarından birisinizdir. ve o bak mdan eri- kalılar sizi Sir W n Churchill ile aynı se vıyed talaa etmektedırler Programımızın sonunda — Amerikan halkına bır şey soylemek ister misi- niz? Televizyon seyircileri İsmet İnö- nünün kendilerine İngilizce olarak dostlugunu, saygılarını gonderdıgını ışıtece er Ve k an kararacaktır. Amerika: da yayın- landığı sıralarda Türkiyede Som cuoğlunun idaresindeki devlet radyo- ları İsmet İnönüyü Vatan hiyaneti, melanet, ihtilâlcilik dahil. Başbaka- ndan türlü ithamlar altında bulundurmaktad rlar Maaşallah! akat Amerikalı televızyon yircileri, — ihtimal Bet 'ın Türkiyede başına gelen eğ- , aynı nisbette de tipik hâdi- haberdar — olmayacaklardır. Betty Adams dünyanın en büyük te- levizyon şirketlerinden biri olan N. . adına röportajlar yapmak için TUrkıyeye ayak bastığında her batılı gazetecının aklına gelenı yapmış, - Yayına müracaat ederek randevularını o kanaldan sağlama- ya çalışmıştır. Somuncuoğlunun Ba- - Yayını lıstenın başında İsmet Inonunun adını gör! genç kadı na Muhalefet lıderıyle goruşmesının ö Ta- se- tty A- bii sebep olar kızar" dememişlerdir r çare bulmuşlardır. Demişler- dir ki "Ism I onuyle mülakat ya- pamaz avallı bu namıştır, ne soyledıgını bılmez haldedir. İnönünün akl? melekeleri maalesef artık, yerinde değildir. Kendısını et- rafındakıler idare ederi Ancak Betty Adams hakıkı bir gazeteci olduğu için gelir — gelmez Türk gazetelerini tetkike koyulmuş, memleketin hakiki havasına nü f etmiş, Türk meslektaşlarıyla t şa geçmiştir. İsmet İnönüyle alakalı olarak Basın - Yayının verdiği ma- lümatı naklettiğinde herkes gülmüş- tür. Hele genç adın bunadıgı akli melekelerinin yerinde olmadığı, baş kaları tarafından ıdare edildiği söy- lenilen İsmet İnönünün kırkıncı de- niz banyosunu eylülün sonlarında yaptığını okuyunea meseleyi — anla- mıştır. Bunun üzerine Muhalefet lı- deriyle bizzat temas aramış ve met İnönüyü görmeye muvaffak ol— muştur B_etty Adams bu haftanın başın- da Ömer İnönünün evinden ayrılır- ken başını işte bu yüzden hayretle sallıyordu. 6 Adnan Menderes Paydos! İnönüyü karşılamaya gelenler u hafta, İnönüyle alâkalı olarak yanlış zehaplara kaptırı- n Betty Adams'dan ibaret kalmadı. una benzer bir başka hadise Izmır- de cereyan etti. Cumartesi günü İz- mir ayak basan D. P. Genel Başka- nı Adnan Menderes kendisini karşı- lamaya galenlere baka ak bu "muh- teşem m nın -aslında manza- ra pek ıhtışamlı degıldı ama- mille- tin D. P. yi nasıl sevdığıne delıl teş- kil ettıgını söyledi. söylerken bilmediği, karşılama torenınde çok kimsenin bulunmasını isteyen D. teşkılatının meselâ S )ke koylerınde "Cumartesiye İsmet Paşa İzmire ge- liyor, gidip karşılayın diye propa- ganda yaptığı idi. Hakikaten geçen haftanın sonlarında bazı — kimseler Sökenin köylerini — dolaştılar ve bu yolda haberler, uçurd ular. Doğr ya Adnan Menderesi kalabalık bır kütle karşılasın dıye İsmet Paşanın geleceği haberini uçurma değm kurn azın kârı değildir. Ancak, So- keliler ihtiyatlı davrandılar Bır çok koylu C. H. aklarına başvura- rak İsmet Paşanın gelecegı haberı- nin dogru olup olmadığım so Doğru olmadığı cevabım alınca ye- ol rinden kıpırdamadı. Gerçi cumartesi günü İzmir, sokaklarında "Yahu, İs- met Paşa nerede?" diye soranlar ol- madı degıl ama, bunların sayısı mah- dut kaldı. Dikkati çeken bölge u hafta gözler Ege bölgesine ta- kılı kaldı. Geçen haftanın sonun- 1çındekı bolluktan dolayı "Yok yok vapuru" adım ziyadesiyle hak eden İstanbul, suslenmış püslenmiş halde, D. P. Genel Başkanı Adnan Menderesle refaka t ndeki kalabalık mısaürlerı İzmire getirdi. Seyahat D. P. tarafından; gürültülü şekilde reklâm edilmişti. Ege, D. P. Genel Başkanına bir "Görülmemiş Tezahü- rat" yapacaktı. Halk, akın halınde rıhtim kenarına gelec ek ve Adna!i Menderesi "bağrına basacak" ti: Hakikaten cumartesi günü rıhtım kenarında bir "Görülmemiş — Faali- yet" görüldü. En ziyade telâş içinde bulunanlar İzmir valısı Kemal Ha- dımlı ile D. P. İzm ıl başkam Fa- Tuncaydı. A ürk abıdesını çevreleyen meydanı doldur a- onlar üzerlerine almışlardı Bunu temin için Egede D. P. âdeta seferberlik ilân etmiş, devletin resmi vasıtalarına el koymuş, her tarafla kamyonlar, yollanmıştı yüzden merkezden 240 bin lira çek- tiği haberi bu haftanın başında İz- mirde ağızdan ağıza dolaşıyordu Resmi plâkalı vasıtalara D. rakları asılmasından dahi kaçınıl— mamıştı. Cumartesi akşamı bunları D. P. il merkezinin önünde yatar görenler D. P. den biraz daha soğu- duklarını hissetmekten kendilerini alamadılar. Meselâ R. 65002 - Tur- gutlu plâkasını taşıyan bir kamyo- nun üzerinde şu döviz sallanıyordu "D. P. nin kalesi Torbalı" Bir gün evvelden, Menderesi ge- tirecek vapurun İzmire saat 17'de geleceği ilân edilmişti. Sonradan bu saat değiştirilmiş, — 15'e alınmıştı Zannedılıyordu ki saat 15'de bü eydan dolacak ve fazla gelen halk ay a kta duracak yer bulamayacagı için dağılacaktır. A cu marte günü beklenilenin ve umulanın tam aksi oklu. Saat 16 sularında Atatürk meydanında, bindirilmiş kıt lar ha- ınde getırılen beş al z kişi cak toplandı. Resmi daırelerın tatıl edılmesıne, iş yerlerinin boşaltılma- sına ve ütün, Liman işçile- rine işlerinin bıraktırılmış - olmasına ragmen meydandaki kalabalığın kıs- mı âzamını polisler ve bekçiler teş- kil' ediyordu. S aralarında ise bol miktarda askeri birlik göze çar- pıyordu Bunun üzerine, Körfeze gir- miş olan gemiye derhal bir telsiz çe- kildi ve rıhtıma yanaşış saatinin es- ki programa, yani 17'ye göre ayar- lanması istendi. Bundan sonra da İs- tanbul vapuru Körfez içinde — sonu gelmez bir takım manevralara baş- ladı, tâ İzmitten celp edilmiş ve bir Saatler geçtikçe m yavaş — büyüyen bir kalabalıkla yer yer dolmaga baş- ladı, ak, — hayli iri govdesınden umulmayan bir çevıklıkle sağa sola koşan İzmir Valisi Hadımlı, bir tür- lü umulan kalabalığı temin edemiye- ceğini görünce bir çare düşündü ve Atatürk Heykelinin tam önüne rast- gelen meydanı boş bıraktırıp balkı, teşkil ettirdiği polis kordonunun ar- kasında, kenarlara topladı. Mizan- AKİS, 27 EYLÜL 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: