27 Eylül 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

27 Eylül 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

çin İktidara hak vermek manasına geldiği pek belli olmadı. Belli olan. Dr. Namık Gedikin şöyle bir mantık silsilesi kurmuş olduğuydu: Madem ki Sivasın köylerinde bana hürriyet- sizlikten şikayet etmediler, o halde hürriyetsizlik diye bir mesele yok- tur ve Türkiyenin bir problemi değildir! Bu mantık silsilesini Kara- denizde Tevfik İleri bile kuramamış- tı. Bir pabuç hikayesi r. Namık Gedik buna rağmen, konuştuğu kimselerden bazıları- nın kendisine şikayetlerde bulundu- ğunu gizlemedi. Ama bunlar, "iğ- fal edilmiş" — talihsizlendi. Anlattıgı bir çarık hıkayesı herkesı alakalan- dı. Efendim, andaşlarımız I- çişleri. Bakanına P. P. yi eski İktidar zamanında köylü çaı'ık giyerken bugün herkesin ayağında ayakkabı bulunı dugunu söylerlerken birisi atılmış ve çarıklarını göstere- rek demiş ki: "Işte ben çarık giyi- yorum". Bunun üzerine bizzat h: o adama dönmüş ve hak ettıgı ce- vabı vermiş: "O ayağındaki 85 hk" işlemeli çarık. 15 - 20 liraya pa- buç alsana". u dinleyenlerden bazı kimse- ler masamn altına eğilerek Dr. ayaklarına baktılar. Içışlerı Bakanı siyah renkte, şık pabuçlar giymişti. Demek Dr. Gedik p b giyiyordu. O halde pabuç fiya ne olduğunu da bilmesi gerekiyordu. Tabıı, pabuçlarını bizzat alıyor, be- delim bizzat ödüyorsa.. Yok, kendi- si namına alışverişi başkası yapıyor- sa, o konuşma sırasında halkın ça- rıklı adama egıl, ızzat Bakanına bir iğne batırı mamış olması ve hikayeyi övünerek anlatması anlaşıhr hal ahyordu 15 - 20 liraya pabuç! Bunun nerede sa- tıldığım da İçişleri Bakam söylese ve adres verseydi ihtimal kı yemek masası bir anda boşanır halk o adrese hücum ederdi. 15 . 20 lıraya pabuç!. Akla şu tekerleme geldi! Ya sopa yememiş, ya s yı bilmiyor!. Bir de yevmiye hikayesi akan masadakilerin neşesini ay- “yevmiye — hikâyesi" anlatarak arttırdı. Efendim, gene muhalifler tarafından — iğfal edilmi bir vatandaş Dr. Gediğin karşısına dikilmiş vi di İçişleri anla- e Yıildızelinde günde altı lira aldığını, kalabalık aile g indir- dıgmı bu yüzden sıkıntı ektiğini dirmiş. O zavallıya da, Dr Gedik degıl, toplantıda hazır bulunanl cevap vermişler. Bir tanesi "10 lira yevmıyelı ışım var, çalıştıracak a- yorum" demiş. Bir baş- kası 12 lıra teklif etmiş.' Böylece bir arttırma başlamış ve o sayede Menderes - kabin alı Bakam gelirlerin Demokrat Turkı— yede ne kadar artmış olduğunu lamış. Bu sözler de işçi temsılcıle- rim gevrek gevrek güldürdü.. Ma- dem ki 12 lira yevmiyeli işe işçi a- ramyordu, hem de işçinin kalifiye AKİS ,27 EYLÜL 1958 olmasına dahi kuzum yoktu, yapıla- cak şey tası taragı toplayıp Yıldı- zeline akın etmi Dr. Gedikin bu hıkayeyı anlattıgı sırada Türki- binlerle, insan — altı liradan . da ucuza çalışıyor hattâ komısyon- la matbaa işçilerine asgari ret olarak yedi liradan düşük ucret ta— yin ediyorlardı. Suçlu, ayağa kalk! amafih İçişleri Bakanı asıl auç- M luları teşhis etmekten geri kal-, mamiştı. Karşısına çıkan ve ayağın- daki çarığı gösteren veya altı lira yevmiyeden bahseden — vatandaşlar masumdu. Dr. Gedik şöyle dedi: — Asıl kusurlu, hattâ suçlu o0- lanlar bu memleketin <havasını her gün hepimizin — sevinip — öğreneceği hakikatlerin tam zıddına, mütemadi- yen kendi gayrimeşru maksadları Namık Gedik Papuç pahalı değil! uğruna zehırleyenler, vatandaşın te- miz vicdanına hakikatleri, hüküme- te saygı ve güven yerine inkâr ve ümitsizliği durmadan bir zehir gibi damla damla zerkedenlerdir". Böylece doktor teşhısım de koy- muş oluyordu. Bun da, ken- dirici hakıkat" dedıgı— nin de ne olduğu ortaya çıkıyordu: 15 . 20 liraya pabuç satılan, 6 lira Kevmıyeyle adam çalışmayan ve ta- li köylüsü Sıpahı Ocağı sigarası 1- çen bir memleket! Basın * Ya: Turizm Baka- nı, İç Kabinenin yem üyesi Server Somuncuoglu, ihtimal Dr. Gedike 0- olsun diye bu konuşmayı radyo- arda okuttu. O zaman herkes Ad- nan Menderesin nıçin memleket hakkında Balıkesir ve İzmir nutuk- larında ifadesini bulan duşuncelere YURTTA OLUP BİTENLER sahip olduğunu anladı, Dr. Namık Gedik vasıtasıyla dış 'âleme - bakan D. P. Genel Başkanı elbette ki baş- ka bir düşünceyi hatırından dahi ge- çirmeyecek ve Türkiyeyi., Dr. Gedi— kin gözleriyle goı'meyenleı'ı idam sehpalanyla tehdit edecektir. Üniversite Komedinin T elefonun ucundaki ses, "burası" . P. il merkezi olduğunu soyledıkten sonra İstanbul milletve- killerinin "devam eden — tahkikatın selametı" bakımından davete icabet eclemeyeceklerım bildirdi. Daveti ya- pan İstanbul Teknik — Üniversitesi Talebe Birliğiydi. Telefon da Birliğe ediliyor ve özür dileniyordu. Teknik Üniversite Talebe Birliği, Üniverei- tede cereyan eden ve İstanbul vali- si tarafından "ihtilâl" olarak vasıf- landırılan basit talebe — hareketinin hakiki manasını anlatmak üzere ge- %â][]ı hafta içinde İstanbul milletve- erini bir öğle yemeğine — davet etmişti. Fakat davetten bir kaç gün sonra D. P. il merkezinden yukarda bahsi geçen telefon edildi. Talebeler şaşırdılar. Milletvekilleri niçin gel- miyorlardı? Aslınd D P, il merkezi Teknik Ünivi nasıl bir. "Muhalefet Yuvası" oldugunu biliyordu. Geçen sene Nazlı 'Tlabarın başına gelenler mokrat İleri gelenlerinin zl. nı yakmıştı Istanbulun yakış ıklı tvekili Nazlı Tlabar genel seçımlerın arefesınde hem kendi nin hem partisinin görüşlerim anla- mak, aydın gençleri kendi tarafına çekmek için — Teknik Umversıteyı ziyaret gafletine düşmüştü. Ora da gördüğü — manzara mılletvekılı için Teknik Üniversiteyi — Türkiye- de uğranılacak en son yer haline uştu. Zira talebeler kendisi- nı, goguslerınde altıoklarla - karşı- lamışlar — ve rmadık sual bi- rakmamışlardı. O kadar ki tale- beleri kendi tarafına çekmek için giden Nazlı Tlabar en sonda antide- mokratik kanunlara rey vermediği- ani onları tasvip etmediğini şöy- lemekten kendisim alamamıştı İşte şimı P. il merkezi yem yeni İs- tanbul nulletvekılleruun kurban ol- maması için Talebe Birliğine tele- fon etmiş ve miüilletvekilleri namına dilemişti. sonu Özür Meçhul şöhretler akat talebeler, nihayet kendile- rinin de milletvekilleri olan Sa- yın büyükleri» bir davete icabetten kaçı arını amadılar. — Bizzat sayın büyüklere telefon ettiler ve D. P. il merkezinin verdiği — haberin doğru ol lmadığını sordular. O zaman anfaşıldı ki meçhul bir ma- kamdan alınan talimat üzerine il merkezi milletvekilleri adına konuş- muştur. Nitekim geçen haftanın ortasın- 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: