27 Eylül 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

27 Eylül 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Filmcilik "Şimdi ne olacak?" Turk parasının değerindeki son "ayarlama"dan beri ithalâtçısın- dan prodüktörüne, teknisyeninden o- yuncusuna, salon sahiplerinden se- yircisine kadar sinemayla ilgili her- kesin sorduğu budur: "Şimdi ne ola- ak ?" N Durumdan en çok endişe duyan- lar ithalâtçılardır. Turkıyenm yıllık, film ithalinin, © 90 dan fazlasını A- merikan ülmlerının meydana getır— diği ve bunların son para ayarlam sından önce bile ancak Amerikahlar tarafından gösterilen "hususi kolay- lık" sayesinde sınırlardan girdiği bi- linmektedir. Zira son birkaç yıldan beri ithalâtçılar bu filmlerin bedelini Türk parası olarak bankaya yatır- maktadır ama, döviz darlığı yüzün- den bunların transferi yapılamamak- tadır. Bu durum, karşısında, son yıl- larda Amerikan şirketleri Turkıyeye film göndermemek durumuna düş- muşler fakat her defasında, filmle- rin propaganda değerini göz önünde bulunduran Amerikan hariciyesinin tavassutu ile bundan vazgeçirilmiş- lerdir. Bundan dolayı, geçen haftanın başında "Amerikan Film ihracatçılar Birliği'nin Frankfurt bürosu başkanı Leo Hochstatter Türkiyeye geldiği vakit, zayıf da olsa bir ümit belir- mişti; acaba Amerika yeni bir "ko- laylık" mı gösterecekti? Ama bu ü- mit, kısa zamanda büyük bir hayal kırıklıgına döndü. Hochstatter'in ni- yetı yeni bir kolaylık göstermek de- ğildi; aksine, ithalcileri çok daha guç bir duruma düşürecek bir mese- leyi görüşecekti: Türkiyenin, eski- den ithal edilmiş filmlerden birikmiş 5 milyon Türk liralık borcu vardı; bu borç, doların 2.82 den hesaplan- dığı devre aitti, şimdi dolar üç mis- li yükseldiğine göre, bu borcun ye- ni kur üzerinden ödenmesi durumu ortaya çıkmaktadır -yani borç, oldu- ğu yerde 15 milyona yükselmekte- dir-; Hochstatter bunu görüşecektir. Frankfurt bürosu başkanı, daha son- ra, sanki bütün ümit kapılarım ka- pamak istercesine, bizzat Amerikan şirketlerinin son zamanlarda karşılaş tığı güçlüklerden, artan, film mas- raflarından, artan vergilerden bah- setmiş ve bu durum karşısında Ame- rıkan şırketlerının ister istemez da- ha iyi iş yapan pazarlara meyletti- gını soylemı tir. Sinemaya gitmek lüks oluyor S imdiki halde —Amerikanın yeni 5 bir kolaylık göstermesi bahis ko- nusu olmadığına göre, ithalcilerin ilk başvuracakları çare film ithalini ge- çici bir zaman için durdurmaktır. Nitekim bu yaz Avrupa ve Ameri- dan filmler seçen, siparişlerde bula- nan ithalcilerin hepsi bu siparişleri iptal etmişlerdir. 32 E M A Bir yerli film afişi İthal malının yerini alacak Ama, — Hochstatter'in , vvelki borçları için de yeni kurun tatbıkısı istemesi evvelden ithal edilmiş film- leri durumunu da sarsmaktadır. Filmciler, bunlar için Uç misli para ödemek zorunda kalırlarsa, geçen mevsimlerde arta kalan bu filmleri eski fiyatla göstermek büyük zarar- ara yol açacaktır. Bundan dolayı, belediyeler şimdiden zam talepleriyle karşılaşmışlar, bazıları yavaş yavaş u talepleri kabule başlamışlardır. İs- tanbul, Ankara, İzmir , Adana gibi büyük şehırlerde bilet ücretlerinin 4-5 liraya çıkacağından bahsedilmektedir. F unun meseleyi halletmiyece- ği aşikârdır. Sinemanın öbür eğlen- celere tercih edilmesi ucuzluğundan dolayıdır, sinema sürümden kazanır. Sinema fiyatları belli bir noktayı a- şar aşmaz seyirci sayısının tahmin edilmiyecek kadar düşeceği muhak- kaktır. Bu durumda. yapılan zam, kaybedilen müşterinin açacağı boş— luğu örtemiyecektir. Pahalı — fakat sürümü az filmin, ucuz fakat sürü- mü, çok filmin ettiği — kazancı hıçb' zaman sağlıyamıyacağı unu- tulmamalıdır. Nihayet, dört nüfuslu bir memur ailesinin yalnız bır kere sinemaya gitmek 1çın 15 - 20 lir; vermesi beklenem 'mdiden çok zor duruma düsen ıthalcılerın 1lerısı için büsbü-. tün ümitsiz oldu şüphe götür- mez Son kararlarkarşısında yaban- 1 filmin ücreti aşağı yukarı üç mis- lme yükselmektedir, eğer ithalât devam ederse normal olarak eskiden ithal — edile biri film gelebılecektır Bu da lâtçılar — için başka yol açmaktadır. Zira ithalci tediği filmi almakta serbest değil- dir. İyi bir filmi ele geçirmek için istemediği bir sürü kötü filmi de al- mak zorundadır. İthalciyi kurtaran, iyilerin kazancıyla kötülerin zararı- nı kapatmaktır Şımdı ithalci eski- sine göre daha az film getirebilece- ğine göre, kotu fîlmlenn zararını kapatmak ihtimali azalacak, riskler çoğalacaklar. Eğer film, jilet, tabak, termos, keman teli cinsinden bırşey olsaydı, demirperde gerisine ithalâtın içine - filmin de beklenebilirdi; ama ne film her hangi bir meta degıldır ve ideolojik farklar buna imkân yecektir. Zam nisbetini azaltmak için, bi- letlerden alınan belediye resminden indirme yapılabilir. Bu resmin epey üksek olduğu bilinmektedir. Ama belediyelerin buyuk bir gelır kayna- ğından vazgeçmesi beklenmemelidir. Katta, yeni zamla bu kaynagı zen- gınleştırmek istemesi daha — muhte- imdiki halde, sinema ihti- tarafından ine gidilmesi ihti- duğu gibi yerli sanayi karşılanması cihetini mali daha büyüktür. Yeni bir fırsat undan dolayı, yeni — kararlardan sonra "şimdi ne olacak?" soru- sunu daha büyük bir ümitle soran- ların başında erli film prodüktör- leri gelmektedır Zira ithal filmlerin şim durumu, — yerli — filmcilerin oteden beri ileri sürdükleri iki şikâ- yet n $ kaldırabilecektir. Terli filmciler, it- hal filmlerinin rekabetinden şikâyet eder, bunların tahdidini — isterlerdi. Bu husus, kendiliğinden yerine gel- mek üzeredir. Diğer bir istekleri de sınemaların her yıl belli sayıda yerli ya mecbur tutulmasıy- yabancı filmlerin azalma- üyü şehirlerin salonları değilse bi- sınıf salonlarının prog- ramlarım yerli filmlerle doldurma- ları beklenebilir. Şüphe yok ki, son kararlar yerli Masraflarının yuksel esıne de yol açacaktır; ama bu e, İt- hal filmlerine nispetle daha az ola- caktır. Zira yerli filmlerde masrafı artan kısım malzeme, bilhassa AKİS, 27 EYLÜL 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: