31 Ocak 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

31 Ocak 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K A D Sosyal Hayat Kadınlık dramı H avadis eskıdır Ingrıd Bergman, Hayatını bir fırtına gibi sarsan Roberto Rossehnı den ayrıldı. geçmeden de başkası ile evlendı Rosselini ile Bergman'ın ayrılması- na sureta bir Hintli güzeli, Sonali Das Gnpta sebep olmuştur. Aslında İngrid Bergman, sekiz senedir haki- ki bir dram hayatı yaşıyordu. Onun büyük problemi birçok meşhur ka- dının, hatta meşhur olmayan kadın- ların problemidir. O kuvvetli, üstün bir kadındı. Mesut olabilmek için daima kendinden kuvvetli, kendine üstün bir erkek aramış ve bunu lamamıştır. O zaman kendi kendısıy— le savaşmış kuvvetli şahsiyetini boğ- mağa çalışmıştır fakat bu mümkün olamamıştır. İşte onu sevdiği adam- dan ayıran asıl budur. Sonali Das Gupta'nın "bu işteki rolü ise. zama- nında yollarının üstüne çıkmış ol- masından ibarettir. İngrid Bergman'ın gizli dramını bugün binlerce kadın yaşıyor. Bu erkekle kadın arasındaki ezeli mü- cadelenin bir neticesidir. İşte Berg- ânan'ın hayatı bu yüzden ilgi çekici- ir. Kuvvetli erkek peşinde ı ngrid Bergman 1950 senesinde he- nüz ilk kocasından boşanma ka- rarını almadan ada Rosselini ile aynı apartman katına taşınmış ve ondan bir çocuk doğurmuştu. İş- te bütün Amerikanın kendisine düş- man olmasına sebebiyet veren şey budur. Çünkü o yalnızca kocasını ve kızını terk edip gıtmekle kalmamış, aynı zamanda aşkı uğruna içtimai kaideleri hiçe saymıştı. Bergman o zamanlar, kıskanç ve inhisarcı bir erkek olan Rosselini'de aradığı kuv- vetli erkek tipini bulduğunu sanmış- Zaten Rosselini'n'n çevirdiği "A- cık şehir Roma" İsimli filmi seyre- derken de o, nihayet aradığı sanat- kâr reJısoru bulduguna hükmetme- miş miydi? Fakat hakikat hiç te böyle değildi. Cicim ayları geçtikten sonra Bergman. Rosselini'nin çabuk öfkelenen, çabuk affeden, çabuk kö- püren, çabuk yatışan bir zayıf adam olduğunu anlamıştı. Bütün sanatkâr tarafına rağmen o, aynı zamanda başarısız bır reJısordu Yaradılışın rolü âtin karakteri ile şimal karakte- L ri elbette birbirinden farklı ola- caktı. Bergman önce bu farkı çok eğlenceli bulmuş, hattâ latınleşmeye kocasının üstün fikirlerini tasvip e- derek oturup çocuklarına yün — ör- meğe çalışmıştı. "Herhangi bir mü- nakaşada — İtalyanların — birbirlerini oldureceklennı sanırsınız" — diyordu "fakat çok geçmeden öpüşürler. hal- buki İsveçte insanlar — birbirlerine AKİS, 31 OCAK 1959 I N pek nadiren kızarlar buna mukabil yirmi sene dargın durabilirler. İng- rid Bergman ne kadar soğuk kanlı, melodik, makulse Rosselini o kadar ateşli, artist ruhlu ve ilhamlarına tâbi idi. Bu mizaç ve karakter fark- ları sanat sahasında çarpıştığı Za- man, karı koca arasındaki anlaşma- âl devam ettirmek imkânsız oluyor- u. Sanatta başarısızlık İ ngrid Bergman'ın ilk büyük ıstı- rabı Rosselini ile iyi bir film çe- viremiyeceğini anlaması ile başlar. İngrid ile Rosselini meşhur Strom- boli'den sonra dört film çevirdiler. Dördü de tam bir başarısızlığa uğ- radı. Rosselini hakikaten iyi bir sa- natkârdı ama bir rejisöre lâzım o- lan birçok şeyden mahrumdu. Mese- la o senaryoya sadık kalarak çalış- mıyor, hattâ —esaslı bir senaryoya dayanmıyor, muhavereleri ceplerin- den çıkardıgı zarfların sırtına yaz- makla iktifa ediyordu, film tekniğin- den habersizdi. Sokaktaki adamı filme almakta ve röportaj tekniğin- de ne kadar mahirse suni bir sahne yaratıp onu çevirmekte o kadar ka- biliyetsizdi: "1951 Avrupası" isimli fılmımn salon sahneleri bir rezalet- eri man kocasının — rejisörlük kabılıyetınden şüpheye düşünce dün- yasının yıkıldığını hissetti ama, da- ha uzun seneler izdivacım ve aşkını kurtarmak için çırpındı, t an- ana layışını ve büyük kabıhyetını de bu aşka feda etmek yolunu tuttu. Ros- selini'den ayrıldıktan çok daha son- İngrid Bergman İnandırmayan tebessüm ra bile, "Beraber çevnlmış güzel bir film bizi kurtarabilirdi" — demişti. 1954 senesinde Ingnd Bergman yeni bir ümitle yepyeni bir işe başladı, madem ki Rosselini ile film çevire- mıyorlardı bir opera hazırlıyacak- lardı. Bu iki sanatkârın anl, ma ümitleri idi. Rosselini'nin" reji- sorlugunu yaptıgı bu operayı İngrid Ber; n bir oynadı. Romada, hatta Parıste oldukça iyi karşılanan opera, Isveçte bir fiyasko oldu ve münekkidlerin en zehirli oklarına hedef teşkil etti. İsveçliler Bergman tıyatro kumpanyasını para kazan- mak için memleket memleket dola şan bir cambazhaneye benzetiyor- lardı. Sirki idare eden Rosselini idi ve İngrid Bergmanı gösterip haya- tını idame ettiriyordu. İngrid Berg- man bu acı tenkidlere göz yaşları ve isyanla cevap verdi, basınla fena halde bozuştu. Fakat bütün bunlar- da bir hakikat payı olduğunu da ka- bul etti. Artık kocası ile yeni bir sanat denemesine girişmedi. O za- manlar bedbahtlığının müsebbibi o- larak daima gazetecileri itham edi- yor, onların hakikatleri teşhır etme- lerine tahammül edemi fakat kendisini bu tenkıdlenn tesirinden de kurtaramıyordu. Parasızlık sanat hayatındaki başarısızlığı S parasızlık takip etmeseydi acaba Ingrıd Bergman kocasından başkası için oynamayı ve film çevirmeyi ka- bul eder miydi? Bu sualin cevabını vermek herhalde oldukça üşkül— dür. Çüni , hakikaten sanatı v aşkı arasında korkunç bir ucade- le yaşıyoydu. Fakat onun bu şekil- de hareket etmesi artık bir zaruret . 1956 senesinde Rosseliniler iflasa doğru gidiyorlardı. İşte bu yüzden aile dostları olan Je- an Renoir, İngrid Bergman'a film çevirmeyi teklif ettiği zaman. Ros- selini bunu kabul etmek — zorunda ka ldı Karısı da başka çıkar yol ordu. Devamlı bir parasızlık 1ç1nde idiler. Rosselini para peşinde koşmaktan sanatı ile meşgul bile o- lamıyordu. Fakat aynı teklif 20th tury Fox tarafından — yapılınca Rosselinilerde kıyamet ve peşınden e, dananın kuyruğu koptu. "Anas- tasia" İngrid Bergman için bir za- fer, Rosselini için bir felâket haber- cisi İdi. Kocasının itirazına rağmen bu filmi çeviren sanatkâr kadın artık sanatını aşkına feda edemiyeceğini, şahsiyetini öldüremiyeceğini — anla- mıştı. Fakat Rosseliniyi hâlâ sevi- yor ve sanat ile askı birbirinden, a- yırarak ızdıvacını kurî mayı ümit ediyordu. "Anastssia" çevrilirken, rejisör Anatole Litvak bunun im- kânsız olacağını anlamıştı: İngrid Bergman projektörlerin ışığında her zamandan daha çok parlarken, bü- yük sanatkâr Rosselininin işsiz güç- SÜZ kameraıar arkasında dolaştığını görmek cidden çok acıklı idi. Anas- tasia, İngrid Bergmana ikinci Oskar mükâfatını kazandırdı, fakat Rosse- 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: