7 Temmuz 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

7 Temmuz 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Doğu-Batı Frenk Hesabı Bu haftanın başında Batı Avrupa Temmu'zdan itibaren başlıyacak olan ikinci Cenevre konferansının değişik şartlar içinde cereyan edeceğini tah- e imkân vermektedir. Altı hafta- lık bir "havanda su döğme"den son- ra konferansın ilk kısmındaki başa- rısızlık Batılıların tesanüdünü arttı- racak yerde, arada yine bazı görüş ayrılıklarının ortaya — çıkmasına se- bep olmuştur. Bu defa büyük güç- lük Pransanın "ihtişam hesapları- ndan ileri gelmektedir Şatafatlı İtalya seyahatınden be- ri henüz çok kısa bir zaman geçmiş olmasına rağmen, General de Gaul- le hazretlerinin bu seyahatle ilgili yeni teklifler Ööne sereceği — esasen tahmin edilmekteydi- Şimdi, Fransız hükümeti, Cenevre toplantılarının ikinci safhasına İtalyanın da katıl- masını istemektedir. u haf- tanın başına kadar bu hususta, henüz kesin bir karara varılmış degıldır Aslına bakılırsa Fransız teklifi doğ- rudan doğruya konferansla konferansın hazırlık safhalarıyla il- gilidir. Paris hükümeti şimdilik, sa- dece konferanstan önce Batılılar a- rasında yapılacak temaslarda İtal- yanın da temsil edilmesini öne sür- mektedir. Tabii, bunun gerisinde, a- sıl toplantılara dair bazı niyetlerin yattığı da şüphesizdir. İngiliz ve Ameri kan diplomatla- TI bu gibi tekliflerin ötesinde hangi hesapların bulunduğunu anlamakta gecikmediler; General de Gaulle şim- di de İtalyanın hamisi olarak ortaya çıkmaktaydı. a ransa ar- tık — milletlerarası sahnede büyüklük rolüne çıkmıştı, o halde bütün büyük devletler gibi onun da himaye ettiği küçükler ve başında bulunduğu 'bır blok olmalıydı. İtalyanın bile gönülden taraftar — gözükmediği yeni tertipler -zira İtalya — şimdiye kadar Amerika aleyhine hazırlanan hiçbir tertibe katılmamış sadık bir müttefiktir- Fransa' bakımından Ku- zey Afrika meseleleriyle ilgili bazı ince hesaplara dayanmaktaydı. İngiliz ise, eğer Batılılar arasın- da konferanstan önce bazı temaslar yapılacaksa bunların NATO çerçe- vesi içinde yapılmasına daha çok ta- raftar gözükmektedir. Öte yandan, böyle bir. toplantının psıkolopk mah- zurlarını da kimse inkâr — etmiyor. Cenevreden önce Batılılar arasında geniş çapta temaslar yapılması Sov- yet propaganda mekanizmasını he- men harekete geçirecek, Fransa, In— giltere ve Amerika arasında yeni fi- kir ayrılıklarının ortaya çıktığından bahsedilecektir. Değişik gözlükler e kadar saklanılmak istenirse is- tensin, Cenevre konferansı bakı- AKİS, 7 TEMMUZ 1959 değil, ceği kadar aşikâr bir tan beri zirve toplantısının lüz General De Gaulle Öküze —özenen kurbağa mından Batılılar arasındaki görüş artık herkesin arkedebıle— almıştır. Konferansa ara verılışınden beri, In— giltere Diışişleri akanı Sel Ll yd ile Amerikan Dışişleri Bakanı Christian Herter tarafından verilen muhtelif beyanatlar, esas — ayrılığın bir tefsir meselesinden ileri geldiği- ni göstermektedir. Daha başlangıç- umu- na inanmayan ve Cenevre toplantı- OKLUYOR sına da istemi ve istemiye mecburen razı olan Amerika altı hafta içinde kaydedilen gelişmeleri mühim say- mamakta, Sovyetlerın oyunbazlığı den madiyen yerinde sa- yıldığını ıddıa etmektedı Zirve toplantısını samimiyetle is- teyen ve bunu bilhassa gelecek genel seçimler için bir başarı olarak gös- termekte fayda mülahaza eden İn- giliz hükümeti ise, Cenevredeki altı haftanın — sadece — sayfiye — sefalarında ibaret kalmadığı kanaatindedir. Lon- daraya göre, başlangıçtaki tam an- laşmazlık havasına nisbetle bir hay- li mesafe kaydedilmiştir ve istikbal aranlık — sayılmamalıdır; biraz iyi niyet ve Almanlarla Fransız- ların Aasrarları karşısında bilecek biraz sertlik sayesinde zirve toplantısının hazırlamak mümkün olacaktır. İyimser İngiliz- ler, herşeye rağmen, Ağustos sonun- da ve Eylül ortalarında Dört Büyük- lerin bir araya geleceklerine inan- maktadırlar. Kendilerine asıl ümit veren nokta, Sovyetlerin, meseleleri büsbütün karıştırıp çıkmaza — soka- cak yerde. Berlin meselesinde -kabul edılmeyecek şartlarla da olsa- müs- bet bir teklif ortaya atmış bulunma- larıdır. Küçüklerin başı üzerinden amafih Ruslar da de Gaulle ve Adenauer'in vetoları altında ce- reyan eden dörtlü — konuşmalardan pek ümitli olmamalı ki, Amerikayla en ufak başbaşa konuşma fırsatım kaçirmamaktadır Krutçef, yıllardır ne zaman ve her ne sıfat al- tında olursa olsun, Amerikaya gel- meye hazırım" demektedir. Mikoyan turıst sıfatıyla Amerikaya gitmiştir. i de Krutçefiin yakın mesai ar- kadaşı ve kiloca — ondan hiç aşağı kalmıyan Kozlov, New York'taki Rus İlim Sergisini açmak üzere resmen Amerikaya — gelmişti Ziyaret, tabit ki, iki blok arasın- daki meselelerin goruşulmesıne ve- sile teşkil etti. Kozlov Eisenhower, Nixon ve Herter'le görüştü. Bu ziya- ret, Amerikanın Rusyayla — başbaşa kalmasınla kıskanç bir metres gibi taham edemiyen Avrupa mle- ketlerını muthış kuşkulandırdı. Av- rupada, eğer Ruslar ve Amerikalılar yalnız baslarına pazarlı masasına otururlarsa, — pazarlığın — Avrupanın sırtından yapılacağı fikri bir nas ha- line gelmiştir. Washington da yıllar yılı tekrarlanan bu terekerlemeye az çok inanmış olacak ki, Kozlov'un zi- yaretine hiç ehemmıyet vermiyormuş gibi davranmaktadır. — Mikoyan'dan sonra Kozlov'un ziyaretiyle Doğu - Batı münasebetlerinde yenı bir çığı- rın açılmak üzere olduğu şüphesiz- dir. Temmuz sonlar ında Amerikan Cumhurbaşkanı yardımcısı Nixon da Rusyaya gidecektir. Eğer dörtlü zir- ve toplantısı yapılmazsa, bu temas- 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: