23 Aralık 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

23 Aralık 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rin sayısının az olmadığını biliyor. Ö- nergelerin ele alınmasının bazı ihti- lata yol açacağından korkuyordu. Bu yüzden, gerekli hava tam olarak sağ- lanmadan müzakerelere girmeyi doğ- ru bulmuyordu. Bundan dolayıdır ki Genel İdare Kurulunun bir hafta ev- vel verdiği karara rağmen Tahkikat önergeleri D.P. Meclis Grubunun ge- çen haftaki toplantısına getirilmedi. Hava henüz müsait değildi. Bir yan- lışlık olur, Grupta istenmiyen bir ka- tara varılabilirdi. O zaman pirincin taşını ayıklamak mümkün olmaya- cak ve son günlerde yeniden Başba- kanın koltuğu altından eksik olma- yan İç İşleri Bakanı Namık Gedikin durumu pek güçleşecekti. Bu ise, umumi efkârda doğrudan doğruya Menderesin — hezimeti gibi telakki edilecekti. Namık Gedik Ah şu önergeler Grup Başkanı kim... Başbakan Menderesi son günlerde düşündüren meselelerden biri de Atıf Benderlioğlunun Milli Eğitim Bakanlığına tâyini ile boşalan D.P Grup Başkanlığına kimin getirilece- ğiydi. Grup başkanlığı için çeşitli i- simler ılerı sürülüyor, fakat bir tür- lü "tâyin"yapılamıyordu. Başbakan- lıktaki bazı temasların ve Hariciye köşkünde — verilen — yemeklerin bir mevzuu da buydu. Geçen haftanın sonunda Beyfen- di, bilhassa iki ismin altını çizdi. Bu isimler Baha Akşit ve Zeyyat Man- dalinciydi. Baha Akşit zaten D. rup Başkan vekillerinden olduguna göre üzerinde fazlaca durma - zum yoktu. Fakat Muğla Mılletvekı— li Mandalinci üzerinde çalışmak fay- dadan hali değildi. Mandalinci pek âla ikinci bir Sipahioğlu — olabilirdi 12 Ört ki Ölem!.. emlekette "Görülmemiş Kalkınma" var mı, yok mu? Münakaşa edilebilir. Ama, hakikaten "Görülmemiş" bir hususun mevcudiyeti artık her türlü münakaşanın üstünde, güneş kadar parlak şekilde, orta- ya çıkmış bulunuyor. Bu, D. P. propagandacılarının "Görülmemiş Zihni- eti" dir. Bu zihniyetin tezahürleri karşısında vatandaşa bir tek şey ka- yor Hayretten kasılıp kalmak! Akıl, mantık, iz'an, muhakeme, insaf, doğruluk.. Bunlarla olan bütün kopruler atılmış Şimdi, hâdiseye bakınız: İkinci Demir-Çelik sa nayıı gerçekleşince -yani üç nal ile bir at bulunursa- bunun Karedeniz Ereğlisinde kurula- cağı ilân ediliyor. 200 milyon dolarlık, kaba hesapla 2 milyar liralık bir tesis!.. Tabii, Karadeniz Ereğlisi halkı son derece ümitli ve memnun. Baş- bakana "Telgrafla teşekkür" kampanyası açılıyor. Radyo, mutad veçhi- le, kampanyanın baş teşvikçisi. Öyle telgraflar okunuyor ki, tebessüm etmemek kabil değil. Bu arada Radyo, Karadeniz Ereğlisi C. H. P. İlçe İdare Kurulu Başkanı Avukat Suphı Konak imzalı bir telgraf yayınlıyor. Başbakana çekilmiş olan bu telgrafta, Radyoya göre, "... yurdumuzun refahı ve medeni alemde lâyık olduğu mümtaz mevkii bulması yolunda sarsılmaz bir iman ve içinde çalışan Demokrat parti iktidarının bu hayırlı kararının memleketımız için mutlu ve mesut olmasını diler..." de- nilmektedir. Telgrafı radyodan dinleyen Ereğlili Halkçılar şaşırıyorlar. Kendile- rinin çektikleri telgrafın bahis mevzuu kısmı, aslında şöyledir: "... yur- umuzun refahı ve medeni âlemde lâyık ldug mümtaz mevkunı bul- ması yolunda sarsılmaz bir iman ve prensip içinde çalışan partimiz bu hayırlı tesisin mılletımıze ve memleketimize mutlu ve mesut netıceler sağlamasını dileyerek...” Zaten, bir Halkçının "Yurdumuzun refahı v deni âlemde lâyık oldugu mümtaz mevkii bulması yolunda sarsılmaz bır iman ve aşk 1çınde çalışan Demokrat Parti iktidarının.." demesini beş yaşındaki bir çocuğun dahi aklı alır mı? Buna inanan adam, kalkar, en azından Vatan Cephesine girer. Böyle savsataya kulak Verenin, C.H.P. de işi ne? Ama, işin en eğlenceli kısmı bundan sonraki kısımdır. Suphi Konak, derhal Başbakana ikinci bir telgraf yolluyor ve Rad- yo tarafından ilk telgrafının tahrif edilmesini protesto ediyor. Bunun üzerine, Radyo, "Suphi Konakın asıl telgrafıdır" diye bir başka telgraf okuyor. Ertesi günkü Zafer de bu telgrafın fotokopisi neşrediyor. Rad- yoya ve Zafere göre, esas telgraf budur. Ama o telgrafta da "Demokrat Parti ıktıdarının lâfı yoktur "hayırlı karar" lâfı hiç yoktur. Sadece, gö- rülmektedir ki "Partimiz" kelimesi, telgrafhanede yapılan basit bir yan- lışlık neticesi "Partiniz" şekline gırerek Başbakana ulaşmıştır Radyo ve Zafer, bundan sonra, hakıkaten "Görülmemiş Zihniyet" içinde soruyor- lar: Tahrif bunun neresinde? Ölür müsün, öldürür musün? "Partiniz" kelimesini, sen tutmuşsun radyoda "Demokrat Parti iktidarının" diye okumuşsun; "Hayırlı tesis", lâfını "Hayırlı karar" yapmışsın. "Demokrat Parti iktidarının" lâfını nereden çıkardın, "Hayırlı karar" tâbirini nereden buldun? Bunlar, senin fotokopisini neşrettiğin metinde dahi yok. Sen haberci misin, tefsırcı mi ? Aslına bakılırsa ne haberci, ne tefsirci! Sadece, şayanı hayret dere- cede, korkunç derecede, inanılmaz derecede fütursuz.. . Böylesine bir tek şey yapılır İlk seçımlerde eline pasaportu verilir! ve o takdirde Akşite tercih edilirdi. Nitekim Zeyyat Mandalinci geçen hafta içinde Beyfendı tarafından bir akşam yemeğine çağırıldı. Perşembe gecesi Menderesin evinde yenilen ye- mekte Artvin milletvekili Yaşar Gü- müş, Antalya milletvekili Adnan Se- lekler ve huzuru mutad zevat vardı. Yemekte partinin iç işlerine dair he- men hemen hiç bir şey konuşulmadı. Gerçi Mandalinci yeme bitinceye kadar çağırılma — sebebinin açıklan- masını bekledi ama Beyfendinin ken- disini sadece fazla sevdiğinden dolayı yemeğe alıkoyduğu anlaşılıyordu! Menderesin evindeki yemekten iki gün sonra Mandalinci, Beyfendi tarafından — bu sefer — Başbakanlığa davet edildi. Başbakanlıkta — neler konuşulduğu — meçhuldür. Ne var ki saat 13.45 de yakışıklı Muğla millet- vekilini Başbakanlığın kapısından çı- karken görenler, Mandalincinin yü- zündeki neşeyi, içerde Mandalincinin neşesini arttıracak laflar edildiğine hamlettiler. Aynı gün, Mandalincinin evinden çıkıp Başbakanlığa müteveccihen ha- reket ettiği sıralarda -12.45 de- gün- delik hale gelen Bakanlar Kurulu toplantısı da dağılmıştı. Bazı merak- lı kimseler, Kabine toplantısını terk eden Bakanlar arasında sevimli İç- işleri Bakanı Namık Gediki boş yere aradılar. Namık Gedik içeride kal- mıştı. Bu satırların yazıldığı şu sıralar- da Beyfendinin gerek Başbakanlık- taki temaslarının gerekse Hariciye köşkünde verdiği yemeklerin se- meresi henüz alınmış değildir. Men- deres, arzusuna Uuygun bir Grup AKİS, 23 ARALIK 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: