17 Şubat 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

17 Şubat 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Selim Sarper Tehlikeli adam caya kadar az mı çekmişti? Onu ta- kiben Melih Esenbel de aynı rolü oy- namaya kalkışmamış mıydı? Halbu- ki bu, Esenbelden hiç beklenilir şey değildi. Esenbeli, Washington Müste- şarlığından yıllar önce o getirmiş ve Milletlerarası Ekonomik İşler Dai- resine Umum Müdür yapmıştı. Ba- kanlıktaki en emin adamı oydu. Hak- kında Meclis Tahkikatı açıldığı o karanlık günlerde, Bakanlığının ku- lislerinden tamamen habersiz Köp- rülünün en fazla şiddet göstermeğe çalıştığı devirlerde bile, pek yüksek makamların da bilgisi altında onun Kızılırmaktaki evine kadar gelip iş- ler hakkında ondan talimat alan, olup bitenden onu haberdar eden o Esen- bel değil miydi? Fakat, işte o Esen- bel, Başbakan tarafından bir az faz- la sevilmek gibi büyük bir günah iş- lemişti. Bu günah işleneli beri Dış- işleri Bakanlığı memurları, Umumi Katibin Bakan nezdindeki itibarının günden güne azaldığını gördüler. He- le iktisadi dairelerin pek açıkgöz re- isleri -Semih Günver ile Oğuz Gök- men- ve İktisadi İşler Umumi Katip Muavini Hasan Işık, vaktiyle aynı unvanı taşımış olan Umumi Kâtibin bu sahalardaki -pek de olağanüstü sayılamayacak olan- bilgisinden isti- fade etmeğe hiç yanaşmıyorlar, bü- tün işlerini Bakanla doğrudan doğru- ya hallediyorlardı. Nihayet, Esenbel Washington Büyükelçiliğine gidiyor- du. Şimdi Bakan, eski tatsız hâdise- lerin tekerrürüne meydan vermeye- AKİS, 17 ŞUBAT 1960 cekti. Başbakan Umumi Kiâtipliğe meşhur — Büyükelçilerden -Birleşmiş Milletler mütehassısı- Selim Sarperin getirilmesini istiyordu. Bakan, faz- lasiyle şahsiyet sahibi bir eski kıyım Büyükelçinin Umumi Katiplik ma- kamına bütün prestijiyle kurulmasın- dan pek memnun olamazdı. İşte, çare bulunmuştu: Sarper iktisadi işlerden ne anlardı ki? Ortada, Hasan Işık gibi büyük bir iktisatçı varken -bü- yük bir çalışkan olduğu doğrudur- Sarperin bu işlere karışması doğru olmazdı. Sarper Siyasi Işler Umumi Katibi, Işık da İktisadi İşler Umumi Katibi olurdu. Bu suretle, Bakanlık- taki Daire Reisi ve Umumi Kâtip Muavini enflâsyonundan sonra, bir de Umumi Kâtiplik enflâsyonu baş- layacaktı. Zaten, Bakan dünyaca ta- nınmış bir enflâsyon eksperiydi ya! Fakat Bakanın plânları, Sarperin bu kombinezonu haysiyetine aykırı bu- lup — reddetmesiyle suya Sarper ayak diriyordu. "Ya ben de herkes gibi tam Kâtibi Umumi olu- rum veya hiç olmam!" diyordu. Ger- çi, Bakanın Sarperin reddi karşısın- da adayı hazırdı: Büyükelçi Adnan Kural bu işi belki Sarperden de iyi başarır, üstelik Bakanın canını da sıkmazdı. Fakat, Başbakan illâ Sar- peri istiyordu. Nitekim Sarper "tam" Kâtibi Umumi olarak tayin edildi. Şimdi, Sarperi yakından tanıyanla- rın birbirlerine sordukları sual, ünlü Büyükelçinin Türkiyedeki seçim ha- vasını yoklamak için gelip gelmediği ve eğer C.H.P. nin kazanacağından emin olursa, Türk Devlet adamları içinde en çok hürmet beslediği İnönü- nün partisinin İistesinde yer alıp al- mayacağıdır. düşüverdi. Kıbrıs Çuval! eçen hafta Çarşamba günü Lef- koşe gazetelerinin — idarehanele- rinde telefonların zili telâşlı telâşlı çalıyordu: Pek zarif Majestelerinin Sömürgeler Parlâmento Müsteşarı Mr. yet Konağında bir basın konferansı yapacak ve basına Başpiskopos Ma- karios ve Dr. Küçükle İngiliz üsleri meselesi hakkında yaptığı konuşma- ların neticesini açıklayacaktı. Türk ve Rum gazeteciler aceleyle Vilâ- yet Konağına koştukları vakit, Kara Saat Alayına mensup bir ihtiram bö- lüğünün avluda yer aldığını ve Müs- teşarın bavullarının bir jipe yüklen- diğini gördüler. Basın konferansı yapılmayacaktı. Kıbrıslılarla İngil- tere arasında üs meselesi hakkında bir uzlaşmaya varılamamıştı. Müste- şar Londraya dönmek üzereydi. Bü- YURTTA OLUP BİTENLER tün bunlar olurken saat öğleden son- ra biri çalıyordu Gazeteciler Mr. Amery'nin agzın— dan birkaç havadis koparmak bekleşirlerken saat ikiye Müsteşarın hareketini gecıktırdıgı söylentisi çıktı ve birkaç dakika son- ra da Kıbrıs Türk Cemaati Cumhur- başkanı Dr. Küçükün, Türk Elçileri gibi Ayyıldızlı bayrağı taşıyan oto- mobilinin Vilâyet — Konağına geldiği görüldü. PArabadan Türk Cemaati Cumhurbaşkanıyla Rum —Cemaati Cumhurbaşkanı beraberce indiler ve Vali Sir Hugh Foot'un odasında bu- lunan Mr. Amery'ye mülâki oldular. Dört adam konuşmağa yeni başla- mışlardı ki Vilâyet Hususi Kalem Müdürlüğü Lefkoşe Hava Meydanına gelecek olan Müsteşarın bavullarını donmesı Amery'nin yatağının lanması bildiriliyordu. — Konuşmalar saat üçe kadar sürdü. Saat üç iki Cumhurbaşkanı — Vilâyet — Konağını terkedip müşterek kabineleriyle da- gittiler ve açlıktan ölmek üzere olan Mr. Amery de öğle yeme- ğine oturabildi. Mr. Amery yemeğini bitirmişti ki Dr. Küçükün tekrar Vi- lâyet Konağını şereflendirdiği görül- Selwyn Lloyd Dediğim dedik

Bu sayıdan diğer sayfalar: