23 Mart 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

23 Mart 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER paçık görüyorlardı. Beyfendinin et- rafında pervane olan koca koca iş a- damlarının, saf saf nasıl el bağladık- larına, yer değiştirdiklerine bizzat şahit oluyorlar, hatta bu yüzden yap- tıkları serviste hataya hile düşüyor- lardı. Nitekim salı günü Yeniköy Turizm Bankasının lokantasında ar- matörlere verilen — yemekte vaziyet ayan beyan ortadaydı. Türkiyenin bütün büyük armatörleri Ali Sohto- rik hariç- yemeğe davetliydi. Milyon- larla oynayan bu adamlar Başbaka- nın karşısında ona olan hayranlıkla- rını her vesileyle anlatmak için adeta birbirleriyle yarış ediyorlardı. Bunla- rı gördükten sonra, kendileri gibi ba- sit garsonlar Beyfendinin karşısında duracaklardı! — Beyfendiye de galiba buna benzer imanlar lazımdı. borazanı Havadis gazetesi ler ve büyük puntolarla neşrediyordu. Gerçı D. P. borazanının bu neşriyata rağmen artmayan mütevazinin al- tındaki tirajı imanlı kişilerin bir hay- li olduğunu anlatıyordu. Ama, en mühim okuyucu memnundu ya! Şir- ket ona bakıyordu. alı akşamı Yeniköyde armatör- lerin yemeği son günlerde Başbakanı meşgul eden pek önemli siyasi hadise- lerden bir tanesiydi. Bu bakımdan Menderes yemeğe gecikmeden geldi. Saat 20.30 u gösteriyordu. çok şık kahverengi bir elbise giymiş, aynı rengin hakim olduğu pahalı bir kravat takmıştı. Ayağında ince ta- banlı siyah ayakkabılar vardı. Her yemekte olduğu gibi çok neşeli görü- nuyordu Büfe açıktı. Armatörler ye- meğin demokratik olmasına bilhassa dikkat etmişler ve Beyfendinin soh- betinden herkesin azami derecede faydalanmasını temine çalışmışlardı. İçki olarak demokrasiyle beraber memleketimize bol miktarda giren viski vardı. Menderes gülümseyerek salondan içeri girdi. Eline derhal bir kadeh viski aldı. Beyfendi , mutadı olan rakıya, armatör arkadaşlarını rakı içmek zahmetinden kurtarmak için itibar etmemişti. Ama viskiyi, hususi surette soğutulmuş rakısına nazaran çok daha ağır içiyordu. İlk sözü, V.C. şampiyonlarından Avni Meserretçioğlu aldı. Bir zaman- ların ateşli C.H.P. lisi bu usta iş ada- mının, konuşma mevzuunda ticaret- teki kabiliyetine sahip olmadığı kısa zamanda anlaşıldı. Üstelik Türkiye- nin tek kudretli hatibi ve ikna kabili- yetine en fazla sahip insanı saydığı Menderesin karşısında laf ediyordu. Diğer armatör arkadaşları da Meser retçioğlu i düşündüklerinden meslekdaşlarını pek fazla ayıplama- dılar. Buna rağmen armatörler Me serretçinin yarıda bıraktığı veya he- 8 Gecekondularda polisler Tahta perde yecandan — unuttuğu bazı — şeylerin Başbakana duyurulmamasına da ra- zı olmadılar. Menderesten özür dile- yerek Hayri Baran söz aldı ve arma- törlerin dileklerini bir bir anlattı. Çektikleri sıkıntıdan bahsetti. Kre- disizlikten şikâyetçi olduklarını söy- ledi. Sözlerini bitirince etrafına bak- tı. Doğrusu arkadaşları Baranın ko- nuşmasını pek beğenmişlerdi. Neşey- le viski kadehlerini yudumlamaktay- dılar. Barandan sonra, viski kadehinin henüz yarısına gelmiş olan Mende- res konuştu. Son iki hafta içinde yap- tığı bütün konuşmalardaki sistemiy- le vaad torbasının ağzını oldukça ge- niş tuttu. Armatörlerin her arzusunu yerine getirecekti. Bir dediklerini iki etmemeğe çalışacaktı. Bütün sıkıntı- larının en yakın zamanda giderilme- si için ne lazımsa, o yapılacaktı. Men- deresin etrafına toplanan iş adamla- rı Başbakanı hayranlıkla dinliyorlar- dı. Hakikaten iktidarın başı dayanıl- maz adamdı. Hele sohbetine doyum olmuyordu. Menderes vaad torbası- nın ağzını biraz büzerek sohbete de- vam etti. Elindeki viski kadehinde henüz bir parça içki daha vardı. Bu sırada Meserretçioğlu konuşmasın- dan çok daha iyi tanzim ettiği bir tabak — yiyeceği Beyfendiye — sundu Masada bulunan muhteşem mezeler içerisinde sıralanmıştı. sonra da P. İl Gençlik Komitesi sekreteri müteahhit Erol Akıncı i kızarmış dönerle, pirinç şeffaflaşmış pilav dolu bir vı iştahla yiyişini katle takip etti ve yemek bittikten sonra Başbakanın çatalını hatıra ola- rak saklıyacağını söyliyerek alıkoy- du! Son bir sene içerisinde müteas- sıp Demokratlarda Başbakana ait hatıraları toplamak her ne hikmet- se merak haline gelmişti. Hele evvel- ki hafta içinde Beyfendinin — "yılın hadisesi" sayılan sözlerinden — sonra -"Belki yarın Başbakan olmam"- bu merak Zziyadesiyle artmıştı. Menderesin etrafındaki — mutlu azınlığın sempati gösterileri iktida- rahatlıkla sohbeti sırasında suiistimallerden bah setti. Armatörlere — gülerek: "-Şu, memleketi mamur hale ge- tiren imar faaliyeti sırasında bir sui- istimal olmuşsa, bana ne? Bundan, bana ne yani! Eğer kabahatleri var- sa müteahhidin de, kontrol mühen- disinin de Allah cezalarını versin" dedi. Sallanan başlar D.P. Başkanının bu işlerde hiçbir kabahati olmadığı- nı tasvip ediyordu. Başbakan devam etti: "-Benim kabinelerim, — Osmanlı İmparatorluğundan beri Türkiyede gelmiş geçmiş en namuslu kabineler- dir. Bakınız, ancak dört tane suiisti- mal iddiası ortaya çıkarabildiler!" Sallanan başlar, Başbakan Men- deresi gene tasvip ediyordu. Beyfen- di kadehindeki viskiyi bitirmişti. Ne- şesi de bir hayli artmış yüzündeki tebessümü — genişlemişti. "Hayatının mevzuu" haline gelmiş olan İsmet Paşaya temas etmeden elbette ki ya- pacak değildi. O mevzudaki sözlerini dinleyenler Hikmet Bayurun, İlhamı- nı kimden aldığını derhal anlamak- ta gecikmediler. Eğilen başlar, Başbakanı tasvibe devam etti. Beyfendi şimdi de Uşak hâdiselerini yeni ve vefakâr dostları- na anlatmaga koyulmuştu Kalktı, — elli mılletvekılıyle Uşaka gitti. Giden İnönüdür. Ne i: var Uşakta? Başkumandanmış, ka— nunları dinlemezmiş, Sonra, bir taş gidiyor, güdümlü mermi oluyor, füze oluyor, o kadar kişinin arkasından İsmet Paşanın kafasını buluyor. Ne imiş efendim, suikastmiş! Cana kas- dedilmiş! Mala kastedilmiş". AKİS, 23 MART 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: