13 Nisan 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

13 Nisan 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Kraliçe Elizabeth II Zarif ev sahibesi hafaza edebilecekti. Ancak, Com- monwealth menşeli malların Serbest Mübadele Bölgesindeki (o kolaylıklar- dan istifade ederek Müşterek Pazar bölgesine girmesini önleyecek garan- tiler de teklif ediyordu. Fransa bu garantilere rağmen, Serbest Müba- dele Bölgesi tasarısını baltaladı, bu- nun neticesinde de Batı Avrupa iki- ye ayrıldı. İngiltere, ister istemez, Müşterek Pazar karşısında okendi pazarlık kudretini arttırmak ve mü- zakere yoluyla bazı tâvizler kopara- bilmek maksadiyle diğer yedi Avru- pa. Memleketini bir araya getirdi ve Serbest Ticaret (Bölgesini Şimdi ise, Müşterek Pazar Komisyonunun Alman Başkanı Prof. Hallstein Müşterek Pazar içersinde gümrük birliğini» okurulmasını hız- landırmak için yeni bir plân hazırla- mıştı. Bu plan, Batı Almanyada Dış- işleri (Bakanlığında odesteklenirken İktisat Bakanı Prof. Erhard'ın mu- kavemetiyle karşılaşıyordu. o Fakat, Başbakan Adenauer'in, plânı esas itibariyle tasvip ettiği, ancak bunun tatbikini oİngiltereye karşı Zirve Konferansı sırasında -kendi görüşle- rine daha yakın görüşler savunması için bir baskı silâhı olarak kullan- mak üzere- geciktirdiği biliniyordu. Hallstein plânına göre, Müşterek Pa- zar üyelerinin aralarındaki gümrük duvarları oOÖnümüzdeki oTemmuzda kattırılacak, bütün Müşterek Pazar Devletleri dışarıya karşı müşterek gümrük tarifesini tatbik etmeğe baş- layacaklardı. Halbuki bu tarife, sa- 24 dece Fransanın gümrük tarifesini bir miktar indiriyor, başta Batı Al- manya olmak üzere diğer üyelerin Igümrük tarifelerini dışarıya karşı arttırıyordu. İngiltere zararlar (ogörecekti. İngiliz ekonomisinin dengesini mu- hafaza edebilmesi ise, İngiliz mâlla- rının rekabet imkânlarım Müşterek Pazar memleketlerinde omuhafaza edebilmesiyle mümkündü. İngiltere- nin kendisini bu kadar büyük zarar- lara sokabilecek bir teşebbüsün kuv- veden fiilen çıkması karşısında ha- reketsiz kalması imkânsızdı. (o Nite- kim, İngiliz resmi şahsiyetleri, bunun sonucunun Batı Avrupanın iki ayrı siyasi zümreye bölünmesi açıkça söylüyorlardı. den İngilterenin başında bulunacağı Yedilerin ise, Sovyetlerle oanlaşmak bahsinde daha ileri adımlar atacağı İ Başbakanı zulamadığını, gerçekleşirse, Altılar zümresi içinde Fransanın Batı Almanyanın iktisadi hâkimiyeti altına düşeceğini ve bu- nun, neticede siyasi ohâkimiyeti de beraber getireceğini hatırlattı. De Ga- ulle bu hatırlatmalara açık cevaplar vermedi. Ama, Büyük Charles her- şeye rağmen Fransız dostluğunun İngiliz Milletinin kalbinde yaşadığı- nı görmüştü. Bu müşahede, belki de Yedilerle Altılar arasında bir uzlaş- manın başlangıcı olabilecekti. Kıbrıs Hortlayan Ruh “Başpiskopos Makarios, Dr. Fazıl üçük ve İngiltere (o Sömürgeler Bakanlığı Siyasi Müsteşarı Mr. Ju- lilan Amery arasındaki (o görüşmeler -bilinmez- kaçıncı defa kesildiği bir sırada, tam | Nisan günü Türk Ce- maati bir Nisan Balığıyla karşılaştı. Nisan Balığı, Başpiskopos Makarios Cenaplarından geliyordu. Müstakbel kara cübbeli oCumhur- başkanı, tam 1 Nisan günü, canavarlığının başlamasının yıldönümü münasebetiyle 5 b dar serseriyi EOKA üniformaları içinde Etnarklık binası önünde top- lamış, Onlara bir nutuk çekmişti. Başpiskopos bu nutkunda, Zürich ve Londra Anlaşmalarının Kıbrıs Rum- larının bütün milli emellerini tatmin etmemekle beraber, yine de iyi An- laşmalar olduğunu, şimdiki halde Türk Cemaatiyle barış içinde birlikte yaşayarak bu Anlaşmaları tatbik et- mek gerektiğini söylüyordu. Fakat, Başpiskopos Cenaplarının bir cümle- si ne onu çılgınca alkışlarken, "Zoti Makarios" Zoti Dighenis!" -Dighenis, General Grivas'ın savaş adıdır- diye çığrışan palikaryaların, ne de bu ne idüğü belirsiz topluluğu hayretle seyreden Kıbrıslı Türklerin dikkatin- den kaçmadı. Başpiskopos şöyle de- mişti: "Milli mücadeleler asla son bul- maz. Sadece, aynı şiddet ve cevheri muhafaza etmek suretiyle şekil de- giştirir. Bu sözleri işiten oherkes, kara cübbeli tedhişçi opapazın ne demek istediğini iyice anladı. Makarios, Londra Anlaşmalarıyle obağımsızlı- ğını muhafazaya mecbur edilen Kıb- rıs Cumhuriyeti için bağımsızlığın sadece bir merhale sayıldığını, Kıbrıs Rum Cemaatinin nihai gayesinin Yu- nanistanla birleşmek olduğunu, bu- nun için de yapılan mücadelenin sa- dece şekil değiştirdiğini söylüyordu. Nitekim, "Alithia" adlı bir Rum va- rakının başyazısını (ookuyanların bu kotluda en ufak bir şüphesi kalmaya- caktı. Bu başyazıda aynen şöyle de- niyordu: "Kıbrıs Rum halkı yan ge- lip rahat etmeyecektir. Bahusus ki Zürich ve Londra Anlaşmaları bi- zim için bir son değil, bilâkis arzu- muz hilâfına kabul ettirilmiş geçici bir durak ve yeni milli kazançlar için bir hareket noktası teşkil etmekte- Makarios Ne hayal, ne hayal... AKİS, 13 NİSAN 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: