24 Ağustos 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

24 Ağustos 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER konuşmalarda, memleketin yarını bakımından idealist gençliğe sonsuz itimat ve tesanüt temalarını işlemiş ve hep aynı parolayı tekrarlamıştı: “Çalışalım, vE çalışalım!" El öpmeğe paydos Gürsel, cumartesi günü evinden çık- tığında sabah saat 8.30 du. Üze- rinde çorap ye gömlek hariç bir gün evvelki giyim eşyaları vardı. Bir baş- ka yenilik te eşini yanma almasıydı» Evvelâ İzmir dışındaki Karantina a- dasındaki Kemik Veremi Hastahane- sini ziyaret etti. Vali Uluça, Kemik Verem Hastahanesinin yarım kalmış ana bina inşaatı bir saplantı olmuştu. Ne yapıp edip, ana binayı mutlaka tamamlamağa azmetmişti. Devletin ardım elinin uzanmasını temin mak- sadıyla olacak, İzmire gelen her hü- enera ndistan Pavyonunda Demir - Çelik fabrikasında Gür- selin Özel Kalem ve Milli Birlik Bomitesi oüyesi sivil kıyafetli Yüzbaşı Rifat Baykalla (gazeteciler arasında ufak bir anlaşmazlık olmuş- tu. İzmirin gözde Emniyet Müdürü Nevzat Emrealp, Enternasyonal Fu- arı teftişi sırasında mal Paşanın gazetecilerin kendisine refakat etme- sini istemediğini basın mensuplarına açıklamıştı. Basın mensupları Bay- kal nezdinde itirazda bulundular. Baykal sinirli bir tonla, gazetecilerin herşeyi yazdıklarını, eğer böyle gi- derse basını frenlemek (o gerekeceğini ileri sürdü. Baykala göre, İnkılâp Re- jiminin basına gösterdiği kolaylıkla- rı, gazeteciler de kendilerine göster- meliydiler. Gürselin özel olarak sar- fettiği bir söz, ertesi gün basında yer Dostun hâlinden dost anlar kümet azasını bir punduna getirerek behemahal Karantinaya götürüyor- du. Merhametli Uluç, bu hayırlı te- şebbüsün üzerine o derece hassasiyet- le eğilmişti ki, Kemik Veremi Hasta- hanesindeki hâlleri yürekler parçala- yıcı hastaların isimlerini teker teker öğrenmişti. Gürseli de oraya O sev- ketmişti. Karantinadan sonra İnciraltı Plaj Sitesine giden Gürsel, öğle yemeğini Belediye oGazinosunda eşiyle yedi. Sonra bir Demir - Çelik fabrikası gez di. Saat 16.10 da ogün 110 dakika sonra açılacak Enternasyonal Fuarı tetkik için Kültürparka geldi. Işık- lar köyüne giderken yolda Orduevine bıraktığı eşi, Kültürparkta kendisine mülâki olmuştu. Melâhat Gürsel, ko- yu renkli sâde bir emprime elbise giy- mişti Gürselin alıyordu. Baykal nedense, İstanbulda Floryada haşlanmış mısır yerken çekilip gazetelerde intişar e- den resmini hiç beğenmemişti. Maa- mafih, gazetecilerin arzularını Ce- mal Paşaya arzedeceğini zikrederek işi tatlıya bağladı. Gazeteciler de En- ternasyonal Fuarda Gürseli takip e derken hiçbir engelle (o karşılaşmadı- lar ve yasak emrinin Devlet Başka- nından çıktığı konusunda o şüpheye düştüler. Yahut, yüzlerine karşı sert davranan Baykal arkalarından Bası nın avukatlığını yapmıştı. Gazeteci- ler Baykalı daha çok beğendiler. Hazırlanmış programa uygun Oo- larak Gürsel ilkin Hindistan Pav- yonunu gezdi. Boynuna asılan sarı El bir koyle, ile, Hindistanın Ankara Büyük Elçisi J. K. Atal'ın izahatını dinledi. Daha sonra konfor- lu hayat konusunun işlendiği Ameri- kan Pavyonuna geçti. Burada kendi- sini en fazla, burnunda bir sun'i peyk bulunan Atlas füzesi ile dünya irtifa ve sürat rekorunu kuran "X-15" roket-uçağı alâkadar etti. Batı Al- manya Pavyonundan çıkınca elini öpmek istiyen bir adamı tersledi, ye- ni dikilen ve Milli İnkılâp Hareketini sembolize eden Hürriyet Heykelini ciddiyetle seyretti. Tam o sırada bir hanım, cinsiyetinden beklenmiyecek bir nezaketsizlik (göstererek Cemal Paşaya Opera Sarayı teberru mak- buzlarından satmağa kalkıştı, Çelik iradesiyle oasabına hâkim olmasını bilen Gürsel, soğukkanlılıkla kadına Yaver Bilgiçi işaret etti, "Söyleyin, benim için alsın" dedi. Bilgiç, portfö- yündeki mevcudun tümü 26 lirayı kadının avucuna o bırakarak, ellişer kuruşluk makbuzlardan 50 tane sa- tın altı. Gürselin — anlayışı Minyatür (OKıbrıs Pavyonu, Gürseli bilhassa alakadar etti. dilen mamüllerin hepsinin Rum sanayicilere aid olduğunu far- kedince üzüntüsünü gizliyemedi. Kıb- rıslı Türk Müdüre, "Bizimkiler böyle şeyler yapamıyorlar omı?" şeklinde bir sual sordu. Aldığı cevap menfiy- di. Cemal Paşanın yakınında dolaşan orta yaşlı, kısa boylu bir adam gaze- tecilere hiç yabancı gelmedi. Birisi a- tıldı: “A, bu düşük Menderesin son Ege ziyaretinde Bergama Tekstil Fabrikasındaki ateşli nutukçu değil Menderes sen bir ilâhsın " Basın mensuplarının kendi firi olan bir inzibat Binbaşısı, yaşlı ve kısa boylu adamı Gürselin çevresinden uzaklaştırdı. Gürsel, ağır sanayie ehemmiyet veren Sovyet Pavyonunda uzun boy- lu kaldı. Rus vazifeliler, hep atmos- fer dışında dolaşmakta olan -o sa- man daha yeryüzüne dönmemişti- ve içinde 2 köpek bulunan Sovyet fe- za gemisinden iftiharla yorlardı. Gürsel, Sovyet Müdürünün odasında istirahat ederek kendisine ikram edilen Rus şampan- ya ve havyarından biraz içip yedi. Ye ni açılan hatıra defterine ihtisaslarım yazarken, becerikli bir tezgâhtar tav- nyla Türk - Rus iyi komşuluk ve dostluk Oo münasebetleri (okonusunda ateşli nutuk çeken Sovyet Maslahat- güzarı Lihaçovun tercüme edilen nut- kunu dinlemiyordu bile. Gürsel ken- disine bir Sputnik maketi hediye edi- len Sovyet Pavyonunu terkederken, Lihaçovun zevkten ağzı yırtılıyordu. Gürsel vakit darlığından kendisi- ne ikram edilen içki ve yiyeceklere AKİS, 24 AĞUSTOS 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: