4 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

4 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER İran Tanrıya şükür! gecen haftanın pazar günü Tah- randa saat 12.30 'u gösterirken, bütün şehir halkı eski kalenin batar- yalarının salvolarını heyecan re hat- ta biraz helecanla sayıyordu, "Bir, iki, üc, dört...... yirmi mibir!” ."Yirmi- bir!" O anda İran İmparatorluğuna bağlı olsun olmasın, bütün Tahranlı- ların heyecandan yürekleri dura- caktı. Ve nihayet, muazzam bir tar- raka: "Yirmiiki!" Halk artık gerisi- ni saymağa lüzum görmemişti. Tar- rakalar kırkbire kadar devam edecek ve orada duracaktı. Ama, o âna ka- dar çoluk çocuk, genç ihtiyar bütün Tahranlılar sokaklara odökülmüşler- di. "Yaşasın Şehinşah! Yaşasın İmpa- ratoriçe! Yaşasın Veliahd!" sayhala- rı göklere yükseliyordu. Bir anda Tahranın fakir mahallelerinin yol ke- narlarındaki açık lâğımları, kesilen binlerce kurbanlık koyun, koç, keçi ve devenin kanıyla akma- ga başladı. Pehlevi Hanedanı nihayet bir Veliahd kazanmış, Mısır Kraliyet Hanedanından bir prensesin, İranın en büyük aşiret Reislerinden birinin ran tahtına veremediğini, Türk asıllı orta halli bir Azeri subayı- nın iyi yetişmiş kızı bahşedebilmişti. Ferah Diba, Mermer Saraydaki muhteşem Adresinde saat tam 9'da doğum sancılarına (tutuldu. Kocası Şehinşah Rıza Pehlevi II'ye haber ile- tildiği zaman, karı koca o anda pek neş'e duyamadılar. Çocuğun erkek olmasa lâzımdı. Gerçi, Şehinşah ü- çüncü karısına, kendisine bir erkek çocuk veremese bile onu bırakmıya- cağına dâir yemin vermişti. Fakat, o zaman İmparatoriçe vazifesini ye- rine getirmemenin tüsü içinde bunalacak ve belki de kocasını bizzat terkedecekti. İşte, uzun boylu, esmer, hafif tatarımsı ve çok şirin 23 yaşın- daki genç kadın, yüreğinde ve omuz- larında bu çok ağır mesuliyeti hisse- derek, bir sedyeyle Sarayın kahve- rengi Rolls - Royce otomobiline bin- dirildi. Kocası, tebessüm etmeğe ça- lışarak onun elini tutuyordu. Birlikte, Saraydan İranın fakir mahallelerin- deki Anneler Yardım Cemiyeti Do- gum ve Kadın Hastalıkları Hastaha- nesine doğru yola koyuldular. Saray ile Hastahaneyi ayıran 5 kilometre boyunca Ferah, tebessümünü muha- faza etmeğe, kendisine severek teza- hürat yapan halka mukabele etmeğe gayret etti. Fakat, Hastahanenin bahçe kapısından iç kapısına kadar serilmiş en nadide İran halılarının üzerinde iki hastabakıcının yardımıy- 30 la yürümeğe çalışırken, artık cesa- retini muhafaza edemiyor, Sendeli- yordu. İmparatoriçe, derhal, doğumu için ayrılan hususi odaya âlındı. Oda çok mütevazi döşenmişti. Karyola, sedir, iskemleler, dolap, her şey aynı hastahanede yatan fakir kadınların gördüklerinden farklı değildi. Sâdece pencere, Gülistan Sarayından geti- rilmiş ağır ve kıymetti perdelerle sıkı sıkıya kapatılmıştı. Oda Şehinşa- hın Gülistan Sarayının bahçesinden bizzat derlediği kırmızı güller ve kırmızı karanfillerle doluydu. Ferah, orada iki hastabakıcının yardımıyla soyundu ve hastahanedeki her hasta- ya verilen beyaz amerikan bezinden geceliği giydi ve derhal yattı. İmpa- ratoriçenin özel doktoru ve İranın en büyük doğum ve kadın hastalıkları mütehassısı Dr. Cihanşah Salih, İm- paratoriçenin yanından ayrılmıyordu. Sancılar gitgide normal seyrini takip ederek sıklaşıyordu. Nihayet, saat 11.15'de İmparatoriçe doğum vaziye- tine girdi. İmparatoriçe çok sportmen bir kadındı. Üstelik gençti ve sancı- sız doğum için gerekli bütün jimnas- tik hareketlerini muntazaman yap- mıştı. Fakat, Dr, Salihin korktuğu başına geldi Çocuk ters geliyordu. Mütehassıs uzunca bir süre doğumun normal bir şekilde vukuunu sağlama- ğa çalıştı. Muvaffak olamadı. Vazife- Ferah Diba Kurtuldu si muazzamdı. İran Tahtı bâr veliahd kazanmalıydı. Derhal İmparatoriçe- ye forseps tatbikine karar verdi. İra- nın en iyi narkozcuları Ferah Dibanın zarif ağzına narkoz maskesini yerleş- tirdiler. Bayılma hafif, fakat çabuk oldu. Çocuk forsepsle hemen doğu- verdi. Dr. Cihanşah Salih, çocuğu iki bacağından çekip alır almaz, bebek, yeni doğmuş her sıhhatli çocuk gibi ince bir sayha attı. O kadar ki, çocu- gun cinsiyetini tesbit etmek dokto- run bir an aklına gelmedi. Fakat, et- raftaki yardımcılar Ferah Dibanın İ- ran Şehinşahı Rıza Pehlevi Il'ye bir Veliahd hediye ettiğini derhal anla- mışlardı. Dr. Salih çocuğu derhal baş- hemşireye tevdi ederek, Şehinşahın bulunduğu salona koştu. Yüzünden maskesini çıkarmağı ve kanlı gömle- gini değiştirmeği bile unutmuştu. Hu- zura girince mütad merasimli de uy- madı. Ne eğilme, ne selâm! Haykırdı: "Şehinsah Hazretleri! İmparatoriçe- miz, İran Tahtına ve Zâti Devletinize bir veliahd kazandırdılar!" O anda Şehinşahın gözlerini yaşlar kapladı. 19 yıldır bu olayı beklemişti. Bu gaye uğruna dünyanın en güzel, en tatlı İki kadınını terketmek zorunda kal- mıştı. Şimdi, hem bir oğlan sahibi oluyor, hem Pehlevi Hanedanının de- vamım sağlıyor, hem 25 asırlık İran İmparatorluğunun tekrar itibar sağ- laması ümidine kavuşuyordu. Şehin- -ah ellerini göğe açtı. Şehinşah, arka- sında Pehlevi Hanedanının erkek ü- yeleri prensler, Saray Nâzırı Hüseyin Alâ, Sadrazam Şerif İmami ve Tah- ran Başimamı olduğu hâlde, dua edi- yordu: "Ulu Tanrıya, bana bunu gös- terdiği için, 19 yıllık dualarımı niha- yet kabul ettiği için teşekkür ede- rim!*' Şehinşah salavat getirdi ve beş dakika daha duasına devam etti. Dua bittiği anda kapı açıldı. Başhemşire, kundağının içinde Veliahd Hazretle- rini babasına takdime geliyordu. Yüksek rütbeli bir subay, veliahdın başının üstünde Kur'anı Kerimi tutu- yordu. Şehinsah, Kur'anı Kerimi Hu- şu ile aldı, öptü, başına koydu ve baş sayfasına, oğlunun dünyaya geldiğini -İran âdetlerine göre- yazdı ve imza- ladı. Başta Tahran Başimamı, Saray Nâzın ve Sadrazam olmak üzere di- ğer hazır bulunanlar da Veliahdın do- gumuna dâir şehadetlerini yazdılar ve imzaladılar. Veliahdın doğumu res men tescil edilmiş oluyordu. Şehinşa- hın yüzü heyecandan solmuştu. Karı- sının durumunu sordu. Ferah Diba, narkoz tesiriyle baygın, fakat pürsıh- hat yatıyordu. Şehinsah, sevgili karı- sının yanına koşarken, Pehlevi Ha- AKİS ,4 KASIM 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: