29 Mayıs 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

29 Mayıs 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

de çıkar yol her iki tekliften de vaz- sele bu türlü ailedilince, iki taraf da memnun kal- pe e örüldü. Me: dı. Seçim hükümetleri.. Mi burasın- da Ka Kom's- yon üyeleri bir-iki da- kika dinlenip, bir - maratonuna devam etti- ler, Bu defa ele alınan ko- nu, genel seçimlerde Hü- kümetin durumuydu. İlk Anayasa tasarısında Hü- kümetin tamamen istila etmesi ve seçimleri yeni teşkil edilecek bir Hükü- metin e isten- mekteydi. M. B.K. ve temsilcilerden O birçoğu buna taraftar delildi. M. B. K. nin teklifi daha akla yakın, daha makul- dü, M. B. K, sadece iki Bakanın değiştirilmesini istiyordu. Bunlar, İçişleri Bakanıyla Adalet Baka- nı olacaktı. Tarafsızlar- dan kabineye alınacak iki Bakan, seçimler sırasın- da vazife göreceklerdi. Aslında bunun bir ameli faydası yoktu. Zira yeni seçim kanu- nuyla birçok müessese teminat altına, alınmıştı. Teni Anayasa ise pek çok müesseseyi emin bale getiriyordu. Bir Adalet Bakanının seçim- de ne gibi bir rolü ola- caktı? O Adalet Bakanı ki, bir hakim stajyerini bile yerinden oynatma kudretine sahip değildi. Ancak seçim sırasında, kabine (o toplantılarında böyle iki tarafsızın, top- lantıya iştiraki elbette ki pek faydalı olur, ha- ni, çevrilmesi muhtemel dalaverelerin önüne ge- çilmiş olunurdu. Müzakereler M. B. K. nin teklifi yününde inki- şaf ederken* et yeme- mekle şöhret yapmış ak saçlı bir hukuk- çu - aynı zamanda Anayasa Komis- yonu üyesi ve ilk tasarıyı yanlardan biridir - yepyeni ve olduk- ça orijinal bir fikir ortaya attı. Esa- sen Muamer Aksoydan da böylesine AKİS, 29 MAYIS 1961 hazırlı- YURTTA OLUP BİTENLER enteresan bir teklif beklenirdi. Ak- soy iki Bakanın yanına bir üçüncü- sünü katmıştı. Üçüncü Bakan, Ulaş- tırma Bakanıydı. Seçim sırasında Ulaştırma Bakanı da bağımsız kişi- Şimdi Türk toplumunun hayatında yeni bir devre açacak olan Anayasa metni hazırlanmış bulunuyor. Seçmen kü- tükleri tamamlanır tamamlanmaz Anayasa millet oyuna, yani referanduma sunulacaktır. Böylece, uzun bir süre sonra Türk Seçmeni yeniden sandık başına gi- decek ve "Evet" veya "Hayır" diyecektir. Referandumun neticesini, hemen hemen riyazi bir katiyetle tahmin etmek zor değildir. Bütün partiler kendi taraftarlarına "Evet" oyunu tavsiye edecekleri- ne göre, metinin kabulü hiç kimseyi şaşırtmayacaktır. Suyun yüzünde cereyan edecek hadise bu olmakla be- raber suyun altında bir hareketin vuku bulmayacağını sanmak hatadır. Nitekim şimdiden bazı ağızlar, bazı kulaklara referanduma katılmamak gerektiğini o fısıl- damaya başlamışlardır bile..Bir uydurma "tasarı tas- lağını köylere sevkedip "din elden gidiyor" havasını yaymaya çalışan ellerin sahipleri şimdi, Anayasa ka- bull edildiği takdirde camilerin kapatılacağını, ezanın türkçeleşeceğini, namazın azaltılacağını, herkesin iba- detine karışılacağım yaymaya çalışmaktadırlar. Bu nevi propagandaların tesirini ne gözde fazla bü- yültmek, ne de küçümsemek doğrudur. Türk Seçmeni sağduyusunu göstermekten bu defa da geri kalmaya- caktır ama, bugünü referandum gününden ayıran za- man zarfında Anayasanın mahiyetini vatandaşlara av- latmak şarttır. Bunun da yolu, keşif bir propaganda fa- aliyetine girişip düşmanı kendi silahıyla altetmektir. Bilhassa Radyo, bu konuda başlıca yardımcı olacak- tır. Ancak, propagandanın iki taraflı işleyen bir alet ol- duğu hatırdan hiç, ama hiç çıkarılma malıdır. Son sa- manlarda, umumi efkârda bir temayül uyandırılmak istendi mi, bunun radyoda nutuk atmak suretiyle ba- şarılabileceği yolunda bir inancın doğmuş bulunduğu- na hissetmemek imkansızdır. İki marş, üç şiir ve beş nutuk meseleyi halleder sanılıyor. Üstelik, bu ise pak ok kimsenin karışması ve her karışanın en iyiyi ken- disinin bildiğine dair imanı tamamile ters neticeler doğuruyor ve radyoların düğmeleri çevriliveriyor. Şu- rası açık kir hakikattir ki M. B. K. ise 27 Mayıs arasın- da an fena notu propaganda sahasında almış ve ken- disini dahi başarıyla, olduğu gibi tanıtamamıştır. Kur- maylar, bunun bir sanat olduğunu ve mütehassıslarının bulunduğunu bir türlü kabul atmak istememişlerdir. Yapılanlara, hep bir asker katılığı hakim olmuştur. Anayasa konusu, hafife alınmaması gereken bir ko- nudur. Eğer geniş kampanya titizlikle seçilecek, ama bir defa seçildikten sonra itimat edilip işine karışılma- yacak ehil biir ele tevdi edilir ve a el sevimli bir propa- gandayı süratle organize edip tatbike koyarsa Türk Seçmeni sağduyusunu daha da başarıyla kullanacaktır. lerden seçilip kabineye dahil edilme- liydi! Teklife ilk lahavle çeken Emin Paksüt oldu. Kafasını iki yana sal- layıp, işin nereye varacağım bekledi. İş tam pişirilip kotarılmış, ihtilaf or- tadan kalkmıştan pişmiş aşa su kat - mak al yanaklı politikacıyı doğrusu üzmüştü. Aksoyun gerekçesi, seçim sırasında muhalif parelerin ulaştır- a imkânlarının bu Ba- kanlık tarafından balta- lanabileceği türlü şekil- lerde muhalefete köstek vurulabileceği a di! Karma misyon ü- yeleri sirekesii pek ye- terli bulmadılar. Ancak çâresiz (o kaldıklarından ve meselenin yeni bir ih- tilâf yaratmasından < kinildiginden Aksoyu dahiyane fikrine taraftar yu ortaya atabilir. Ko- misyon, iki Bakam üçe çıkararak bu maddeyi de dürüp rafa kaldırdı. Doğ rusu istenirse, bu iş Ak- soyu pek keyiflendirmiş- ti. Pazarlık Karma Komisyonun, ü- rinde çekişeceği maddelerden biri d Cumhuriyet Senatosuna Cumhurbaşkanı tarafın- dan seçilecek (o üyelerin sayısı meselesiydi. Tem- siliciler Meclisinde 10 o- larak kabul edilen bu kontenjan M. B. K. tara- fından 18 olarak arttırıl- kişinin (o bağımsızlardan seçilmesiydi. Temsilciler iki yönden buna itiraf ettiler. Evvela, 18 kişi- lik kontenjan çoktu. Sa- niyen, bunların bağım- sızlardan seçilmesi obü- mahzurlar tevlid e- decek Cumhurbaşkanını zaman zaman müşkül durumda bırakacaktı. Tartışma hayli uzun sürdü. Nihayet 15 raka- mı üzerinde karar kılın- dı. 10 kişi bağımsızlar- dan seçilecek, 5 kişi par- tilere mensup olacaktı. Fikir, her iki taraf için de uygundu, kabul edildi. halledilmesinden (temsilciler pek memnun kaldılar. Zira, M.B.K. nde bir ara revaçta olan fikir, bütün vi- Meselenin bu şekilde 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: