29 Mayıs 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

29 Mayıs 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kalkıştıkları bir yeni İsa haline so- kulmaya çalışıldı. Bu sırada sıkı Gü- lekofiller, İstanbul gazetelerinin ba- zılarında, sanki Genel Merkezde böy- le bir niyet yarmış gibi üstada met- hiyeler kaleme almaya başladılar. "Boş ver!" albuki İstanbulun telgrafı Ve onu takip eden raporu Genel Merkez- de hiç bir tepki yaratmadı. Mesele, Merkez İdare Kurulunun mutad top- lantılarından birinde şöylece ele alın- dı ve bir münasip zamanda görüşül- mesi talebiyle; kenara itildi. Fakat hadisenin üzerinde Basının durması, Gülek işinin Karanfil Sokakta tekrar konuşulmasına yol açtı. Aslıda, bakılırsa, Güleğin madde- ten alakasını kestiği, hatta zarar vermeye çoktan başladığı Parti ile hukuki alâkasının da derhal kesilme- sini isteyenler yok değildi. e Üstadın karıştırdığı işler, bazen çıkmazlara, açmazlara yol açıyordu. Onun, geçen on yılın politika modası ve anlayışına tıpatıp uyan davranışları pek çok kimsede "Ne oluyoruz, yahu?" endi- şesi uyandırıyordu. Ama bu görüş, fazla revaç bulmadı, Bir kaç aya ka- dar Kurultay toplanacaktı. O heye- tin önünde bütün defterler açılır ve hesaplar pek ala görülürdü. Kurul- tay bir defâ Partinin politikasının ve tutumunun ne olduğunu tesbit ettik- ten sonra, buna uyanlar kalır, uyma- yanlar veya ortalığı bulandırmakta devam edenler Ta pırtılarını alır, giderlerdi C.H n yüksek başları bu ae demokratik ye dürüst yolu seçme kararını verdik- ten sonra "Gülek Meselesi" Karanfil Sokak sakinleri için kapandı. Gülek, bu kararı öğrenmekte ge- cikmedi. Zaten, İstanbul teşkilâtının teşebbüsü karşısında tutulduğu o ilk panikten, sadık âdâmları kendisine C. H. P. nin bu huyunu hatırlattık- larınd kri. ve hadisede şahsı için yeni bir propaganda vesilesi gör- müştü. Ancak, evdeki hesap pek çar- şıya uymadı. Zira Gülek için en has- sas bölge olan Adanadan, Tahine ge- len haberler hiç iç açıcı değildi. Bunun üzerine eski Genel Sekre- ter kolları tekrar sıvadı. İlk hareketi yüzüne bir sunt tebessüm yerleşti- r«rek Temsilciler Meclisine gitmek oldtü: Ön Sıralardan birine oturdu. Bu sırada bol bol el sıkmağı da ih- mal etmedi. Tabii dostların alışveriş- le görmesinde fayda vardı. Fakat Gü- lekin asıl mesaisi geceleri başlıyordu. Akşam oldu mu ilk işi, "Sosyal ğaze- te"nin Ankara bürosuna uğrayıp aç- tırdığı dedikodu sütununun tezviratı- m dikte ettirmek oluyordu. Bu arada çeşitli yerlerde gizli celseler aktedili- yordu. Gizli celselerin Müdavimleri- nin başıma Gülekin iş ortağı Rıza Tekeli geliyordu. Sonra Turgut Ye- AKİS, 19 MAYIS 1961 Vah C.H.P vah! Gülek Baykam K3sm Güleğin Genel Sekreterliği sırasında partinin en mühim işle- rinin nasıl görüldüğünü öğrenmek isteyenleri bunu Kasım Güleğin gazetesinde bitirdiğimiz haftanın içinde bir gün okudular. Sene, 1957. Milletvekili Seçimlerine gidiliyor. C.H.P. teşkilâtı için- de yoklamalar yapılmakta. Genel Sekreter de Kasım Gülek. Hani Ku- rultaylarda çıkıp, teşkilâtın hakkını savunan ve Genel Merkeze konten- jan ayrılmasınıni şiddetle aleyhinde bulunan idealist zat! İşte böyle bir devirde, Adana il başkanına bir genç adam başvuruyor ve millet- vekili olmak istediğini bildiriyor. Bu grene adam Suphi Baykamdır. Suphi Baykam cebinden bir kart çıkarıyor ve Adana il başkanına veriyor. Kart, Kasım Güleğin kartıdır. Genel Sekreter Adana il baş- kanına, genç adayı yoklamalarda kollamasını bildirmektedir. Kart, bir sihirbaz sopasının tesirini gösteriyor. Suphi Baykam bu sayede yok- lamayı kazanıp aday oluveriyor ve listeye giriyor. Liste de Adana- da seçimleri vuruyor. Buyrun Suphi Baykam, Meclise! ani, hadise bir başka gazetede yazılsa, Gülekofiller "Tabii bak bu sefer de zavallı Kasım Güleğe, fedakâr çocuğa ne çamur atmışlar!" diye feryadı basacaklar, Ama hikâyeyi anlatan, fedakâr çocuğun kendi gazetesi! Maksat da, Suphi Baykamın ne vefasız bir zat olduğunu söy- lemek. Öyle ya, bir kartla Kasım Gülek onu milletvekili yapmış -ne de kudretli kartmış, 0!-, halbuki şimdi Suphi Baykam aynı Güleğin aleyhinde çalışıp duruyor... i, bu arada C.H.P. nin, onun Adana teşkilatının, a teşkilâttaki yoklamaya katılanların haysiyetleri M oluyor? Öyle ya, fikre, şahsi- yete kıymete ne lüzum var? Âl, Kasım Gülekten kartı, ol milletvekili. Sonra da, yak çubuğunu, bak keyfine! Bir tek şart: oyunu Kasım Güleğe ver. Ece, Kasım Gülek bu. İşte, övünmesi de böyle.. Ama, Adanadan hak ettiği tepki gelince şöyle feryat ederse hiç kimse -başta, Aziz Nesin- şaşmasın: — Efendim, basın Hürriyeti var. Ben gazetemdeki m vi nasıl okarışabilirim? Zaten bu, o Suphi Baykam olacak a - rifeti. Nasıl milletvekili olduğunu, tutmuş manhsbirineize O anlamış, muhabirimiz de yazmış! Dedim a, basın Hürriyeti genâgâ... Üç kafadar, Birlikte, hare- ket tarzını kararlaştırıyorlardı. ' Rıza Tekelinin ve Turgut Yegena- ğanın da Âdânâyla temasları vardı. Zira son Mecliste, C.H.P, etiketi al- tında bu bölgeyi temsil etmişlerdi. Fakat eski seçim çevrelerinde yaptır-, dıkları sondajlar Gülek kotasının pek düştüğünü, gösternce eski Genel Sekreterin yeni ittifaklar akdetmesi kurmay heyeti tarafından kendisine tavsiye edildi. Gülek bir ara gözle- rini Kemal Satıra bile çevirmekten çekinmedi. Ama netice parlak çıkma- dı. Daha sonra ağını Partisine kıs- men muğber bulunan Melih Kemal Küçüktepepınarın üzerine attı. Fakat o balık da çabuk kaçtı. Daha fenası, eski Genel Sekreter hakkında bun- dan çok evvel verilmiş bulunan not an taraftar buluyor ve Gülek “Kuğunun Şarkısı'nın ilk notalarım terennüme başlıyordu. Hem de, hiç sinirlenmediğini söy- lediği halde , pek sinirli pek hiddetli pek ters ve pek "bozum" bir tonda... 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: