29 Mayıs 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

29 Mayıs 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mail Rüştü Aksalındı. Aksal, kendine has kibar tavrıyla mikrofona geldi ve konuşmağa başladı. C. H P. Genel Sekreterinin ilk sözleri "— 27 Mayıs kutlu olsun!” oldu. Sonra da, 27 Mayıs ihtilalinin ya- pılışındaki mana ve ehemmiyeti iza- ha girişti. Aksal bir gece evvel, daha doğrusu sabah 5 de yatmıştı ama mükemmel bir konuşma hazırlamıştı. Nitekim konuşma sık sık alkışlarla kesildi. Nihayet Aksal: . " —Demokrasi yolu artık açıla- caktır. Engelleri yenmiş bulunuyo- bütün milletimize Daha son temsilcileri kürsüye geldiler ve ihti- saslarını naklettiler. Bu arada bir talihsiz teşekkül aAdalet Par- tisi oldu. Zira her ne hikmetse bu partinin adı programa dahil edil- memişti. 'Fakat son dakikada hata tashih edildi ve bir Avukat A. P. li- nin mikrofon önüne çıkması temin e- dildi. Ne var ki bu konuşma da pek talihli bir sa olmadı. Zira tam bu .sırada, tesadüf, İnönü gözüktü ve dikkati kendi. tarafin celbetti. Göz yaşartan tablo Günün en heyecanlı tablosu, mu- hakkak törenin sonlarma, doğru yaratıldı. Tablonun kahramanı müte- vazı bir gençti. Mikrofondan bir ses: - imdi Hürriyet Gazisi Hüse- yin Onur konuşacak" deyince, bütün gözler bir anda zayıf nahif bir gence yöneldi. Gene adam Anıt Kabirin üst kısmında Temsilci üyelere ayrılan to- sunda, tam İsmet İnönünün yanında bulunmaktaydı. İsmi okununca tak- ma bacağını şöyle bir oynattı ve son- ra ağır ağır merdivenleri inmeğe ça- lıştı. Ancak bu iş oldukça güç olu- yordu. Nitekim bir subay bunu anla- mış olmalı ki hemen yerinden fırladı ve Onurun koluna girerek yürüme- sine yardım etti. Onur mikrofona geldi ve 27 Mayısı doğuran sebepleri çok samimi bir ifadesiyle anlatmağa başladı. Onur o derece içten anlatı- yordu ki, alanı dolduran binlerce kişi birden göz yaşlarını zaptedemedi. He- le iki genç Harbiyelinin kollarına gir- miş bulunan Şehit Ali İhsan Kalma- zın annesi hüngür hüngür ağlamağa başlamıştı. Tören bitmişti. Kortej aynı mun- tazam haliyle Anıt Kabiri terke ha- zırlanırken halk da dağılmağa başla- mıştı. Haftanın sonundaki o gün, baş- kent bir kere daha İhtilâl havasını teneffüs etti. Sabahın erken saatle- rinden itibaren başlayan bayram ha- vası, geç vakitlere kadar hüküm sür- dü. Donanmış vasıtalar bütün An- AKİS. 29 MAYIS 1961 Öğrenciler sancaklarıyla İnkılâpçı gençlik karayı dolaştılar ve her semtte mil- li oyunlar oynandı. Gece ise saat 20.30 da 19 Mayıs stadında başlayıp sabaha kadar süren festivali binler- ce Ankaralı heyecanla takip etti. C.H.P. Bardakta fırtına Bitirdiğimiz haftanın başlarında bir - P. nin Ankaradaki Ge- nel Merkezine İstanbuldan bir telg- raf geldiği sırada sarı badanalı büyük binada kesif bir faaliyet hüküm sü- rüyordu. Temsilciler Meclisinde Se- çim Kanunu ve Anayasayla ilgili ça- lışmalar devam ediyordu. Anayasa- nın M. B. K. nde bazı değişikliklere uğrayacağı sanılıyor ve bir anlaş- ma, uyuşma zemini düşünülüyordu. Referandum arefesinde Parti için ya- pılacak pek çok şey vardı. Teşkilât, üzerine eğilmeyi gerektiren bir karı- şıklık içindeydi. Çeşitli hizipler ora- da türemiş ve bunların arasında mü- cadele başlamıştı. Seçim öncelerinin her parti için mukadder havası C. H. P. ye yer yer hakim olmuştu. Bütün bunların karşısında Genel Merkezin ve onun yetkililerinin başlarım ka- şıyacak pek az vakitleri vardı. Ka- sım Güleği, düşünmeye gelince, ona hiç vakitleri yoktu. Halbuki o gün İstanbuldan gelen YURTTA OLUP BİTENLER telgraf açıldığında, bunun eski Genel Sekreterle alâkalı bulunduğu görül- dü. Partinin İstanbuldaki teşkilâtı, Kasım Güleğin bilhassa bu büyük şe- hirde çevirdiği manevralardan bıkmış olacak ki eski Genel Sekreterin du- rumu ve "sosyal gazete"si Taninin tutumu üzerine Genel Merkezin dik- katini çekiyordu. Aslına bakılırsa eski Genel Sek- reterin durumu ve "sosyal gazete"si Taninin tutumu Karanfil Sokağın kö- şesindeki san badanalı binada bilin- miyor değildi. Eski Genel Sekreter "sosyal gazate"sinde sistemli bir şe- kilde C. H. P. içinde ikilik yaratma faaliyetine girişmişti. Partide bir "eskiler-yeniler" cereyanının doğ- masına çalışıyor, Hür. P. den gelmiş olanlara "neo-C. H. P. li" diyor, fa- kat onlarla aynı safta bulunan, daha doğrusu, her partiliyle olduğu gibi onlarla da işbirliği yapan ve eskilik- leri bahis konusu edilemeyecek İsma- il Rüştü Aksal gibi kimseleri dahi oklarına hedef tutuyordu. Bu yayın karşısında İsmail Rüştü Aksal veya Turhan Feyzioğlu, Cihat Baban gibi politikacılar omuz silkip geçiyor, fa- kat bazı kimseler üzülüyor, sonra da Güleğe içerliyorlardı. Demode silâhlar Herkesin bildiği ve gördüğü, eski Genel Sekreterin son zamanlarda bir huruç hareketine girişmiş oldu- ğuydu. Ekinde tuttuğu silâh "gayrı- memnunları memnun etme politika- sı "ydı. C. H. P. iktidara geçerken han- gi ekiple vazife göreceği aşağı yukarı belli olmuştu. Bunun yanında, "mu- halefette o kadar sıkıntı, cefa çektik; , eh, artık iktidar nimetlerinden çim- lenmek de bizim hakkımız" diye orta- lara çıkmaya çalışan bir grup ta Partinin yüksek kademelerinden yüz bulmamıştı. Gülek, bilhassa Temsil- ciler Meclisinin kurulmasından itiba- ren bunların kendisi için mükemmel birer av oldukları teşhisini koydu. Herkese mavi boncuk dağıtır, istik- bale muzaf çeşitli vaadde bulunur, Kurultayda kendisini tekrar iktidara getirecek oyu vermeleri şartıyla gökteki ayı bile fedaya rıza gösterir- di. Bu tutumun, hiç olmazsa parti içi hayatta, sahibine başarı sağladığı son on yılın bir gerçeğiydi. İnsanla- rın, midelerinden sımsıkı yakalan- malarının kolay olduğunu bir üstad başarıyla ispat etmemiş miydi? Böy- lece, "karşılıklı menfaat"e dayanan bir ortaklık C. H. P. içinde pek âlâ kurulabilir ve bu grup, başka pren- siplerle hareket edenlerin tekerlek- leri arasına sopa koyabilirdi. Güle- ğin son aylarda ve bilhassa "sosyal gazp.te"si vasıtasıyla yaptığı buydu. Bu davranışı, anlaşılıyordu ki İs-

Bu sayıdan diğer sayfalar: