29 Mayıs 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 35

29 Mayıs 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 35
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

prodüktörlüğünü oyuncu Don Mur- ray'ın ve rejisörlüğünü de; yenilerden Irving Kershner'in oyaptığı o "The Hoodlum Priest-Sokak Papazı"dır ve prodüktör-oyuncu'sundan başka kadrosunda bilinmiş, tek kimse yok- tur. "The Hoodlum Priest" bir sokak papazı (Don Murray) ile yine bir so- kak serserisi Billy Jackson'uı (Keir Dullea) birleşik serüvenleridir ve film stüdyo dışı gerçek yerlerde çe- kilmiştir. Operatörlük, montajcılık ve tele- vizyon dokümanterciliğinden sinema- ya geçen Irving Kershner, hikayesi- nin geçtiği çevreyi doğal yönleriyle ve Amerikan sinemasında ender rast- lanan bir gözlemcilik başarısiyle ver- mektedir. Rejisörünün bu gerçekçi başarısıyla prodüktörünün iyi niyeti, sonunda, "The Hoodlum Priesfe U- luslararası Katolik Ofisinin bilinci Armağanını kazandırmıştır. İki ülke, sekiz film festivalin kuvvet gösterisine çıkan Ulusları -dörder filmle- Fransa ve Italyaydı. Fransa bir konulu ve bir uzun metrajlı odokümanter (Henri Colpi'den "Une Aussi Longue Absen- ce-Bunca Uzun bir Ayrılıkta" ile Pi- erre- Dominigue Gaisse'den "Le Ciel la Boue") ve ayrıca iki kısa metrajlı dokümanter, İtalya ise dördü de ko- nulu ve uzun metraj (Vittorio De Si- ca'mn La Ciociara-Çarıklı Kadın'ı, Ren'e Clement'nin "Che gioiâ vivere -Hayat Oyunu", Valerio Zurlini'nin "La. Bagazza con la valigia- Bavullu Kız"ı ve Mauro Bolognini'nin "La viaccia"sı) ile festivalde ülkelerini temsil etmekteydiler. Senaryosu Marguerite Duras ile Gerard Jarlot tarafından yazılan ve baş rollerinde Allda Valli fle Georges Wilson'ın oynadıkları "Une Aussi longue Absence-Bunca Uzun Bir Ay- rılıkta", Âlain Resnais'nin," "Hiroshi- ma Mon Amour-Hiroshima, Aşkım" ile "L'Annee demiere a Marienbad- Marieribad'dâ Geçen Yıl" filmlerinde rejisör yardımcılığı ve (montajcılık yapan Henri Colpi'nin ilk konulu ve uzun metrajlı filmidir. "Bunca Uzun Bir Ayrılıkta" iki kişilik bir hikâye- dir ve Valli Be Wilson'ın iyi oyunla- rından olduğu kadar, Od usta senar- yocusundan da kuvvet almaktadır. Küçük bir köyde savaştan bu yana bir kahvehane işleten Valli, günlerden bir gün köye çıkagelen biri serseriyi savaşta öldü bilinen kocası sanır. Hafızasını kaybeden serseri kimseyi tanımamaktadır. Valli bıkıp usanma- dan, erkeğin kayıp hafızasını uyan- dırmaya çalışır fakat sonunda bütün Ümidini kaybederek serseriyi sahte- karlıkla suçlandırır. Jüri, oColpi'nin filmini İspanya adına festivale katı- AKİS, 29 MAYIS 1961 lan Luis Bunuel'in "Viridiana"sı ile birlikte birinci armağan Altın Palmi- ye ile değerlendirmiştir. İtalyanın kozları Uzun bir ayrılıktan sonra sinema- ya dönen Vittorio De Sica, Fran- sız Rene Clement, gençlerden Zurlini ve Bolognini'nin filmleri, İtalya için festivalin büyük kozları biliniyorlardı. De Sica, romancı Alberto Moravia'- dan sinemaya aktardığı "La Cioci- ara"da Yeni Gerçekçiliğe (bıraktığı yerden başlayarak 1943 savaş günle- rinin acı gerçeklerine eğilmektedir. Köyünü terkedip Romaya yerleşerek bir bakkal dükkanı işleten Cesira (Sophia Loren) dul kaldıktan sonra herşeyini ondördündeki kızı Roset- ta'ya (Eleonora Brown) bağlamıştır. Savaşın hızını arttırdığı sıralarda kı- zum da yanına alarak köyüne dönmek üzere yola çıkar. Yolda Michel (Je- an-Paul Belmondo) adlı ülkücü bir aydına rastlarlar, ana-kız Michel'e içten bağlanırlar. Fakat ricat eden Alman askerleri Michel'i alır götürür ler. Cesira ile kızı, müttefik çıkarma- ları sırasında kilisede saklanmakta iken Faslı askerlerin tecavüzüne uğ- rarlar, hadise ana ile kızın arasını açar. Ancak Michel'in ölümü, İki ka- dını birbirine yaklaştıracaktır. İri- yarı, kocaman ayaklı ve büyük ağız- lı Sophia Loren, De Sica'nın elinde beklenmedik bir #iyim vermekte ve dolayısıyla da festivalin en beşerin kadın armağanını "La Ciociara" ile tartışmasız almaktadır. * İtalyanın Öbür festival | filmlerin- den Clement'nin "Che gioia vivere -Hayat Oyununun konusu, 1920'le- rin İtalyasını anlatmaktadır. Asker- lik hizmetini Romada yaktıktan sonra köyüne dönmek istemeyen Ulysse (Alain Delon), elli liret ücretle fa- şist partisine girerek faşist aleyhtarı beyanname basıp dağıtanları takiple görevlendirilir, İz süren Ulysse, mat- baacı Olinto'nun (Gino Cervi) kızına (Barbara Laas) aşık olur. Kendini kahraman olarak aileye yutturur. O sırada Romada yapılan uluslararası silâhsızlanma konferansı dolayısıyla bütün anarşistleri polis toplar, arada Ulysse ile sevgilisi kaçarlar. Senar- yosunu Benvenute ile Bernardini'nin yazdıkları Clement'nin filmi, öbür filmlerin yanısıra çizgiyi aşan bir başarı kazanamamıştır. Daha genç- lerden Zurlini'nin "La Bagazza con la SİNEMA v -Bavullu Kız"ı ve Bolognini'- in "La viaccia"sı da ilgiyi Üzerine söker en talihsiz filmlerdir. Fa- kat dört kaliteli rejisörün çiz- giyi rahatlıkla aşmış dört iyi filmiy- le festivale katılan İtalyanın, festi- valce jüri özel armağanıyla ayrıca gönlü hoş edilmiştir. öbür ulusların filmleri Yenilerle eskilerin suyun yüzüne çı- kardıkları çekişmeleriyle savaş meydanma döndürdükleri İngiliz si- neması, bu yıl orta kuşaktan Guy Green'in "Tha Mark-Damga"sıyla festivale katılmıştır. Hikâye Jim Ful- ler'in (Sltuart Whitman) cinsel dav- ranışları ve küçük kızlara karşı ye- nilmez tutkusu üzerine kurulmuştur. Jim sadik bir olayın suçlusu olarak hapse girer, çıkar, bir doktor arka- daşı (Rod Stteiger) kendisine iş bulur ve Ruth (Marla Schell) ile tanıştırır. Fakat Ur gazetede Jimln geçmişteki serüvenleri yayınlanınca Ruth, Jim'- le bağını koparır. Delikanlı toplumun kini karşısında kendisini yapayalnız ve çaresiz bulur. Orta kıratta bir oyan, ve reğili "The Mark-Damga", daha ilk gün- lerde İngilterenin festivale katılmış olmak için katılmış olduğunu ortaya KOY. Büyük armağanı Henri Colpi'nin “Bunca Uzun Bir Aynlıkta"şı ile bir- likte kazanan Luis Bunuel'in, Meksi- ka dönüşü anavatanında yaptığı "Vi- ridiana"sı, rahibe olmak isteyen bir gençkizla kötü niyetli amcasının kar- şılıklı serüvenlerini hikâye eden har- cıalem bir konuyu işlemektedir. Bü- tün ustalık, sinemanın sayılılarından Bunuel'in omuzlarına yüklenmiştir. Bunuel, jürinin büyük armağanının dışında, Sinema Yazarları Derneğinin özel armağanını da yine bir filmiyle kazanmıştır. En iyi reji armağanı Dovjenko'nun karısı Youlia Solntseva'mn Tolstoy'un aklar" adlı romanından yine Dovjenko'nun senaryosuna dayana- rak sinemaya aktardığı "Kazaklar"a (Rus), tenkitçiler armağanı M. Magu- ca'nın Tuzaktaki El" (Arjatin) ile Jean Rouch'nun "Bir Yazın Hikayesi" ne (Fransız), yeni ve bu yıl verilmeye başlanan Gi ooper Armağanı “Güneşte Bir Üzüm"e (A. B. D.), en iyi film için Jüri özel armağanı Jerzy Kawalerowicz'in "Meleklerin Jeanne Annesi"ne (Polonya), kısa, metrajlı- larda birinci armağan Carlos Vilar- debo'nun "Küçük Kaşık' ına, Özel armağan Gyula Makssyx'nin "Düel- ile Birleşmiş Milletler adına çevrilen “Güneş Çocukları" adlı filmlere veril- miştir. 35

Bu sayıdan diğer sayfalar: