30 Ekim 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

30 Ekim 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Duruşmaların Anatomisi Af Meselesi Bir seçim kampanyasını, sağ ellerinin ilk üç parmak- ları aşağı doğru sarkıtılmış, kürsülere "Bağrı Ta- nık Türk Anaları" çıkarılmış olarak yürütenler ove "Sevdiklerden Selâm" getirip sözden göze kombinezon kuranlar Kayseri Cezaevinin kapısına bir kilit daha vurmuş bulunuyorlar. Seçilinceye kadar, meydan mi- tinglerinden kapı arkası sohbetlerine, her yerde ve her konuşmada, nisyanla malül beşer hafızasının yumuşat- tığı kalplere bardak bardak af şerbeti sunanların, maz- bataları cebinde başkente varır varmaz ilk işleri bir şefaatin teşebbüsüne dahi girişmeyeceklerine dair taah- hütname imzalamak olmuştur. Bunda şaşılacak bir ta- raf yoktur. Şimdi, Kayseri Cezaevinin kapıları uzun, belki pek uzun yıllar kapalı kalacaktır. Böyle bir kampanyadan sonra, senatör veya mil- letvekili pâyesini kazanmış olarak Türkiye Büyük Mil- let Meclisinin kapısından içeri girenlerin bir (büyük kısmının, şahsi hesaplarla, bir affı asla istemedikleri muhakkaktır. Banlar, eski D. P. nin, bir adaylık kopa- rabilmek için seneler senesi lider veya yakınları nezdin- de cansiperane gayretler sarfetmiş, fakat, lider veya yakınları tarafından buna layık görülmemiş ikinci sı- nıf, üçüncü sınıf elemanlarıdır. Boşalan sofraya otur- duktan ve o kadar özledikleri yiyeceklere, içeceklere kavuştuktan sonra iskemleleri eski sahiplerine geri ve- recek tasarrufları kolaylıkla arzulayacaklarını san- mak, kendilerini hiç tanımamak demektir. Kayseri sakinleri, kendilerinden selam götürmek suretiyle oy toplayıp evvelce işgal ettikleri sıralara yerleşenlerin listesini tetkik ettiklerinde, bu çeşitten pek çok isme tesadüf edeceklerdir. listeler, "Yassıada Avukatlığı" etiketinin de hangi gayelerle yakalara takılmış olduğu- nu gösterecektir. Bir politika mektebinin şampiyonları sıfatıyla, Kayseri sâkinleri, sâdece çömezlerinin başa- rısıyla övünebilirler. Tıpkı, vaktiyle, kendilerinin yap- tıkları gibi, bir takım kısan halkın karşısına çıkıp hiç fütur duymadan, tutulmayacak bütün vaadlerde bulu- narak, ne yalandan, ne dolandan çekinerek her türlü hissi istismar etmiş ve Mecliste yerler kazanmıştır. Aradaki fark, bu defa basılan sırtların kendi sırtları olmasından ibarettir. Bağrı Tanık Türk Analarına gelince, onların yan- lış ata oynadıklarını görmeme imkânı mı vardır? On- ları, bilinen şekilde cephe almaya teşvik eden yakınları en büyük oyunu Kayserideki koğuş arkadaşlarına oyna- mışlardır. Hâdiselere İhtilâlden önce doğru teşhis koy- mayan, Yassıadadayken doğru teşhis koymayan ve bu yüzden pek çok ıstıraba yol açanların bari bu defa da- ha realist davranmaları beklenirdi. Gedikli, Ağaoğlu- lu, Kayalarlı, Akarcalı, Tekinelli, Perinli, Akçallı listeler bunun aksini ispat etmiş, bunların yer yer ka- zanması Kayseri sâkinlerinin talihsizliği olmuştur. Siyasi suçlar affedilmez mi? Elbette ki atfedilir ve affedilmelidir de.. Ancak bu, sâdece ve sâde- ce insani sebeplerle yapılır. seçim kampanyalarında, sağ üç Pp ğ sarkıtılarak dillere pelesenk suçlar, elbette ki siyasi sebepler- le de affedilir. Nitekim 27 Mayıs sabahı, hapishane- AKİS, 30, EKİM 1961 lerin kapıları bu sınıftan mahkümlara bundan dolayı açılmıştır. Bu iktidar kurmaya dahi yetmeyen miktarda oyun, 27 Mayıs sabahı kınından çıkmış Sten tabanca- ların oynadığı, rolü oynayabileceğini sanmak hayalin ta kendisidir. Nitekim oynayamamıştır ve oynayama- yacaktır. Dün olduğu gibi bugün de Kayseri Cezaevinin kapıları İhtilâle dost, Ihtilâle güven veren bir iktidar memleketi huzura, süküna kavuşturduktan sonra ara- lanabilir. Bunun aksini yapacaklarını vaad edenlerin) seçmene yalan söylediklerinden ve yalan söylediklerini mükemmelen bildiklerinden zerrece şüphe yoktur. Ama onları bunu yapmaya, ta Kayseriden teşvik edenlerin siyasi basiretsizliklerinin yeni örneğini vermelerine hiç lüzum yoktu. Bu basiretsizlikleri yüzünden memlekete, kendilerine ve yakınlarına zaten çok, ama pek çok Istı- rap çektirtmişlerdir. Düşünmek lâzımdır: Bir ihtilâl olmuştur. Bu ihti- lal, hiç bir ihtilâlin yapmadığı şeklide, iktidardan dü- şürdüğü takımı tarafsız, dürüst ve âdil hakimlere tea- lim etmiştir. Bir yıla yakın zaman bu hakimler her şe- yi ince eleyip sık dokumuşlardır. Günler ve günler, Türk umumi efkârının önünde, dünya umumi efkârının önünde duruşmalar yapılmıştır. Nihayet, kararlar tef- him olunmuştur. Bu kararların yerinde olduğuna ina- nıldığı içindir ki, kudret sahipleri, çeşitli (taraflardan geldiğini yarın Tarihin yazacak olduğu (teşebbüslere rağmen üç ölüm cezasını infaz ettirmişlerdir. Sonra bir serbest seçime gidilmiştir. Bu seçimlerden bir iktidar dahi çıkamayacak, fakat af çıkacak! Bunun mantıkla bir alâkası olmadığım, Yassıada avukatları dahi göre- bilme imkânına sahip bulunmalıdırlar. Şimdi, halkı bu şeklide kandıranların halk tarafın- dan "Haydi bakalım, bizden oy istediniz, verdik. Oy is- terken vaad ettiklerinizi yapmak için çalışmaya başla- yın.." diye sıkıştırılmalarını teşvik belki verimli (o bir politikadır. Ama o yolu tatmak, milletin başında ger- çekten bela olan politika esnafının usullerini taklit o- lor. Üstelik bunun, Kayseridekilere hiç bir tayda verme- kapılar (arkasındaki intikam duyguları silinip (osüpürülmeden, Gediklerin ve Ağaoğluların karanlık siluetleri Türkiye Millet Meclisinin çatısı altından çıkıp gitmeden nin en seviyesiz takımının tahrikleri, kulis faaliyeti, bugünkü saman ipliğiyle bağlı müvazeneyi dahi altüst etmeye matuf teşebbüsleri dinmeden ıstıraplar dinme- yecektir. Bunu dindirmeye hiç kimsenin kudreti yetme- yecektir. İhtilali daha fazla oyuncağa, o günden bu ya- na olup bitenleri bir "gülünçlü oyun" haline getirmeye dengesi artık başka sevdalar peşinde olanlar tarafın- dan görülmelidir, bilinmelidir. Bugünkü neticenin, Kayseri cezaevinin kapısını açmayacağı, olsa olsa oraya bir kilit daha varacağı söylenmişti. İşte, açma Vaadiyle gelenler, ilk iş olarak bu kilidi vardalar. Bu yeni dersten de bir ibret alınma- yacaksa, başı şimdiden taşa varmak daha iyi değil mi? 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: