26 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

26 Kasım 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS ları işlere ellerini bile sürmeden bir başkasıyla anlaşıp, işi ona devret- mişler ve aradaki farkı ceplerine atmışlardı. Kooperatif yöneticileri, bütün bunları bildikleri halde, ne hikmetse, seslerini çıkarma mışlar, hattâ tehlikeli görülen kimseler der- hal safdışı edilmişti. Kooperatifçilerin bu şekilde ga- zabına uğrayanlardan birisi de ga- rip bir şantiye bekçisidir. Bekçiden çok ilginç bir istifa mektubu alına- rak, işine son verilmiştir. Altında, bekçi Ali İpek ile, tanık olarak, şan- tiye şefi Behiç Bayık, İsmail Top- Si a Halil Ke ve a ındaki şahısların oimzas bulan 3 1962 tarihli istifa mek tubunun metni şöyledir: "Gerek Ba- kırköy sitenizde ve gerekse Levent sitenizde şantiye bekçisi olarak ça- lıştığım müddetlere ait ücretlerimi tamamen almış ve makbuz muka- bili kooperatifinizi ibra etmiş ol- maktayım. Kendi arzumla Zonguldakta ça- lışmak üzere işten ayrılmayı talep ettim. Bu talebim üzerine gerek yol masrafı ve gerekse cep harçlığı ola- rak teberru mahiyetinde ve defi belâ kabilinden sendika veznesin- en 500 lira ve ayrıca Bakırköy mü- teahhiti Kâzım Yılmazdan 200 lira almış bulunmaktayım. Bundan böy- le 141962 Pazar sabahından itiba- ren gerek merkez binanıza, gerekse kooperatifin şantiyelerine girip çık- mayacağımı ve EN SE sız rr ii 3 1 ü Kâ- m Yılmazdan aldığım 2 ira ile de derhal nee hareket ede- ceğimi beyan ederim. Bu beyanı- hareket eder ve sağda solda kooperatifiniz hakkında lehte veya aleyhte konuşursam, hakkım- da kanuni takibat yapmakta haklı OZ şimdiden kabul e- derim İşin içindeki iş Kooperatif, Ali İpekten neden böy- ir belge alma yoluna gitmiş ve hele, neden açıktan ona 500 lira ödeme gereğini duymuştur? Bu bir "sus payı" mıdır, yoksa işin içinde başka işler mi vardır? Hele, Koope- ratife yaptığı işlerden büyük para- lar kazandığı söylenen müteahhit Kâzım Yılmaz, bekçiye havadan 200 lirayı niçin vermiştir? Bu soru- lar, herhalde, mahkemedeki duruş- malar sırasında aydınlanacaktır. Meseleyi inceleyen AKİS muha- biri, geçtiğimiz hafta içinde, belki 26 Kasım 1966 de Kooperatif ortaklarından çoğu- nun bilmediği ilginç olaylar yanın- da çok garip bir durumu daha tes- bit etti: Halen Ankara AP milletve- kili, Türk-İş Genel Başkan Vekili ve Çimse- İş Sendikası Genel Başkanı bulunan Hasan Türkay, meskenle- rin sıhhi tesisat, briket ve fayans iş- lerini bizzat yapmış ve bu işlere kar- şılık olarak Kooperatif kasasından kendisine 1 milyon 599 bin 616 lira ödenmiştir. Kooperatif sorumluları olarak İsmail Topkarla Ziya Hep- birin imzaladıkları mukavelede, AP'- li Türk- -İş Başkan Vekilinin İmzası- nın ve isminin üzerindeki sıfat son derece ibret vericidir: "Müteahhit"! Ticari adres olarak meşhur Zincir- likuyu mezarlığını gösteren Hasan Türkay, bir taraftan Çimse-İş Sen- dikasının başkanlığını yaparken, bir taraftan da müteahhit ve taşoranlı- ğını yürütmüş ve Topkar - Hepbir ikilisinin Kooperatif (o yöneticiliğin- den uzaklaştırılmasından sonra ye- ni Başkan Kâmuran Erdini, onun bu "altın yumurtlayan tavuk"unu e- linden almıştır. Hasan Türkaya özel bir mukavele ile verilen bu müteah- hitlik işi üstüne Kooperatif ortak- ları arasında halen dolaşmakta o- lan söylentiler hayli ilginçtir ve 25 Şubat 1961 tarihli mukavelenin al- tında imzası bulunan Topkar - Hep- a ikilisi, şimdiye kadar hiçbir Sen- cıya nasip olmamış şekilde ha- yari anılmaktadır!.. YURTTA OLUP BİTENLER Durumdan Türk-İş Genel Merke- zi de haberdardır. Ne yazık ki ola- ya adı karışanlar, memleketimizde işçi haklarım savunmakla görevli bu güçlü kuruluşun kodamanların- e ei Tem adaletin kendi kesin ışığını bu k kirli işin üzerine süratle dökmesidir. İdare Zaptedilen kalede olanlar Bundan bir Süre önce Sakaryada AP İl Kongresi yapılacaktı. Fa- kat işler pek ra gitmiyordu. İki hizip arasında bir müca- dele, kongre vesilesiyle bütün sert- liğiyle ortaya çıkmış ve kıran kıra- na bir şekle dökülmüştü. Kongre bir ara öyle bir havaya girdi ki, AP'- nin Sakarya milletvekilleri Nuri Ba- yarla Muslihittin Gürerin arabulu- culuk gayretleri yetmedi ve patla- yan büyük kavga, Milli Savunma Bakam Ahmet Topaloğlunun cisma- ni varlığını dahi tehdit etti. Topal- oğlu, istediği okonuşmayı yapama- ması bir yana, kavga edenlerin ara- sından sor çıkarıldı. İktidar partisi için, Sakarya gibi büyük bir ildeki kongrenin böyle bir hava içinde ya- m kalması büyük fiyasko olacak- . Bu defa kongreyi kurtarmak i- cin yoğun bir kulis faaliyeti başla- dı. Milletvekili ve Bakanlar, kulise bütün ağırlıkları ile girdiler. Fakat (AKİS: 423) 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: