26 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

26 Kasım 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER meselenin çözümünde büyük rolü, o gün Sakaryada görünmesi bile hayret uyandıran bir sürpriz adam oynadı. Bu, tiler Bankası Genel Müdürü Vedat Onsaldı. Sakarya es- ki Belediye Başkanı ve AP İl Baş- kanı OÖnsal, bilinmeyen bir hayır- hah uyarma ile -ki Demirelin telefo- nu ile olması muhtemeldir-, tam bu- lunması gereken yerde tam ânında bulunmayı obecermişti. (o Önsalın, partisi için göreve büyük bir sü- ratle yetişirken kulandığı vasıtanın resmi hizmete mahsus olup olma- dığını ise AP'liler düşünmediler. Tek başına bu olay bile, Önsalın, İller Bankasını hangi zihniyetle ida- re ettiğini, devlet hizmeti ile parti hizmetini nasıl birbirine EA LE ğını göstermeye kâfidir. Ami tidarının, Nuri Beşere ie dersi vermekten öte hiç bir kusuru olma- yan Genel Müdür Selâhaddin Ba- büroğlunu, Gürselin hasta olduğu sırada tasfiye ederek zaptettiği bu "kale"de cereyan edenler, Onsalın ani Sakarya gezisinden ibaret değil- dir. Ve bu müessesede olup-biten- ler, AP İktidarının, müesseselere sı- zarken, midesinde yatan arzunun nasıl bir icraat biçimi olduğunu gösterecek niteliktedir. Tut keli perçeminden! AP'nin, Türkiye çapında, en küçük seçim ünitesine kadar yatırım yapan, Demirelin büyük desteği mü- teahhitlerin hızlı kazanç için daima gözlerinin dikili olduğu İller Banka- sına sızma çabalan, Babüroğlunun tasfiyesinden önceye rastlamakta- dır. Bunun ilk belirtisi, AP'nin 1961 seçimlerindeki Kars adayı Necmet- tin Akanın, Demirelin direktifi ile Bankanın Yönetim Kuruluna geti- rilmesidir. Akkanın tayini ile, İller Bankasının 4759 sayılı kuruluş ka- nununun 14. maddesi ihlâl edilmiş oluyordu. Çünkü bu zat, Yönetim Kuruluna tâyin edilebilmek için Zz0- runlu olan şehircilik, bankacılık ve idare dallarında uzmanlığa erişmek söyle dursun, bu alanlarda çalışma- mıştı bile.. "Memlekette kanunlar vardır. Bunlar âdi zabıta vakaları- dır" vecizesini dilinden düşürmeyen Başbakanın, Türkiye Cumhuriyeti- nin yürürlükteki kanunlarını mı, yoksa genellikle AP'lilerin malümu olan bazı orman kanunlarım mı kastettiği bu olayla iyice müphem- leşmiştir. Babüroğlu uzaklaştırıldıktan ve Sakaryanın müteahhit Belediye Baş- 24 Vedat Önsal V.C. Teri hortluyor kanı Vedat Önsal, Sakaryalı AP ileri gelenleri ile Bankaya gelip görevi teslim aldıktan itibaren işler, AP'- nin istediği raya girmişti. Bu ara- da Necmettin Akkan da Bankada, Genel Müdürün üstünde, korkulur bir kuvet olmuştu. Manzara şuy- du: Akkanın bir erkek kardeşi İller Bankasında Müdür Muavini, kızkar- deşi bir müdürlükte memurdu. kanın lise mezunu oğlu Yalçın Ak- kan da, İller Bankasının bir mües- sesesi olan Simele yerleştirilince, ailenin hükümranlığı garanti altına alınmış, veliaht da tâyin edilmiş o- luyordu. Bu arada, Bankada gün- düzleri memurların ayakkabılarını boyayarak, toto kuponlarını topla- yıp bayie götürerek kazandığı pa- rayla gece ticaret lisesine devam eden fakir vatandaş da mütevazi ge- lirinin yansını kaybetmişti. Çünkü Akkanın iki küçük oğlu, Bankanın alt katına mühür, ıstampa ve ku- ponlarla yerleşmişler, Yalçın Ak- kanın toto bayiine kazanç sağlama- ya başlamışlardı!.. Kendisine "Fiili Genel Müdür" denilen Yönetim Kurulu üyesi Nec- mettin Akkanla Sakarya eski Bele- diye Başkanı birleştikten sonra, ta- bii ki, yapılamıyacak iş kalmıyordu. İcraat safhası İlk olarak, önemli kararların geç- mesi zorunlu olan Yönetim Kuru- luna hakim olmanın formülünü bul- dular. Yönetim Kurulu üyelerinden AKİS Şuayip İnal ile Necdet Yılmaz, u- sülsüzlükler karşısında direnmek gibi -OÖnsal ve Akkana göre- çok kö- tü bir huya sahiptiler. Necdet Yıl- maz, bir yolu bulunarak tasfiye e- dildi. Böylece, Yönetim Kurulunda çoğunluk ele geçirilmişti. Bunun ar- dından dehşetengiz bir tayin furya- sı ve müteahhitleri ümitlerinin üze- rinde hoşnut kılan bir tutum geldi. Müteahhitlerin kayırılması baş- lıca iki yolla oluyordu: — Birincisi, onlara cömertçe kredi sağlamak; i- kincisi ise, Bankaya karşı taahhüt- lerini yerine getirmedikleri zaman onları cezasız affederek, her işten zararsız ve, büyük bir ihtimalle, kârla çıkmalarını garantiye bağla- Bildi yolun en tipik & örneği, Yö- netim Kurulunun 18.5.1966 günü al- dığı kararla, Demirelin yâri vefakâ- rı müteahhit İzzettin Turanlının bü- yük sıkışıklığının önlenmesidir. Bir üyenin oçekimserliği ile alınan bu kararla Turanlının Devintes adlı fir- masına 350 bin lira kredi açılmıştır. Oysa o sırada Turanlının kredi li- miti dolu, protestoları bol idi. İş- yerlerine para gönderemiyecek du- ruma düşmüştü. Demirel İktidarı- nın, Turanlı tipindeki iş adamları- na karşı fazlası ile hayırhah olan yüreği bu duruma dayanamadı. O günlerde Turanlı, tiler Bankasından aldığı krediden başka, Vakıflar Ban- kasından 150 bin, Ziraat Bankasın- dan da 100 bin lira kredi almıştır. Müteahhitlerin diğer yolla ko- runması, yapamadıkları veya yap- mak istemedikleri işlerin, normal yol olan ve müteahhide ceza yükle- yen "fesih" yerine, Bankanın ve be- lediyelerin zararına olarak affedil- mesi ve "tasfiye" ile sonuçlandırı!- masıdır. tiler Bankasına karşı her- hangi bir işi yüklenen müteahhidin sözleşme sınırlan içinde kalması, buna giren haklarım istemesi, veci- belerini de yerine getirmesi gerekli- dir. Müteahhidin kusuru -veya da- ha kârlı başka bir işi alabilmek için üzerindeki işten kurtulma isteği- yüzünden fesih durumuna girmiş bir işi tasfiye ile idare etmek, iş sa- hibi belediyenin bütçesinden müte- ahhide açıktan binlerce lira hediye etmek demektir. Zaruri sebepler dahilinde iş gecikmişse, müsebbip- lerin mevzuat dahilinde cezalarını çekmeleri en basit kaidedir. Nor- mal olarak, müteahhitlikte, bütün işlerde kazanılacaktır diye bir kai- 26 Kasım 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: