25 Mart 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

25 Mart 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAFTANIN İÇİNDEN Yürek nasıl paralanmaz? yazık ki bizim kamuoyunun dışarımızda cereyan eden olaylardan fazla haberi yok. En ciddi gazete» lerimiz bile dünyanın büyük siyasi meselelerine ya hiç yer vermiyorlar, ya da bunlardan bir kaç satırla bahsediyorlar. Eğer kendimizi bir batılı toplum yeri- ne koyuyorsak bizim sınıfmızdaki hiç bir toplum dünyada cereyan edin olaylardan bizim derecemizde habersiz değildir. Her memlekette, hiç olmazsa me- raklılarına, dışarıya pencere açan gündelik yayın or- ganları vardır. Bilinmez bu, marifetin iltifata tâbi ol- duğu prensibinin bir tecellisi midir? Ama gerçek şudur ki lisan bilmeyen ve yabancı basım takip etmeyen bir türk için dışarımızda neler olup bittiğini öğren- mek imkânı yoktur. Hindistanda geçenlerde bir seçim yapıldı. Hint tarihindeki dördüncü seçim. Hindistan, statüsü deği- şik bir memlekettir. Orada onbeş devlet vardır. Bun- ların bütünü Hindistam teşkil eder. Her devletin ken- di parlâmentosu ve iktidarı mevcuttur. İndira Gand- hi'nin, yani bü andhi'nin onun, İndira a ile, isim benzerliğinden başka bir ilişiği yoktur- Nehru'nun -o, İndira Gandhi'nin babasıdır- partisi olan Kongre Partisi -ki Hindistanda- demokratik bir rejimin şampiyonudur- bu seçimlerden evvel bütün parlâmentolarda sandalyaların yüzde 62'sine sahipti. Bu seçimlerden sonra sahip olduğu sandalya sayısı sadece yüzde 47'dir. Milli parlâmentodaki çoğunluğu da zayıf bir çoğunluk haline gelmiştir. Kongre Partisi onbeş devletin yedisini elinden kaçırmıştır. Bunların azılarım -ve en kalabalıklarını- komünistlere, bazıla- rım “ve en önemlilerini- aşırı sağcılara, bazılarını da eski düzene, yani mihracelere, yani bizim ağalara kaptırmıştır. Türkiyenin, Hindistanda cereyan edenleri bilme- sinde -eğer İsmet Paşa konuşsaydı derdi ki- sayılama- yacak kadar çok milli menfaat vardır. era Hindistan, bütün dünyada, sefaletin en -koyusunun bulunduğu ülkedir. Bu ülkenin en sefil beldelerinden biriyse Kalkütadır Seçimler dolayısıy- la Hindistana özel surette gönderilmiş bir fransız, yani bir tam tarafsızın röportajını okudum. Titreye- rek. Yüreğimde dehşeti hissederek. Zaman zaman in- sanlığımdan utanarak. Yazar, bir Howrah istasyonun- dan bahsediyor. Marşandiz trenleri oraya binler ve hinlerle insanı aç, elbisesiz,- bir deri ve bir kemik halde bırakmıştır. Bunlar yerlerde uzanmış, bir "ka- yıp cenneti beklemektedirler. Bunların ei nedir, bilir misiniz? Bizim gecekondu hayatımız! Bunların. içinden bazılarını sabahleyin, toplamaktadırlar. Te Metin TOKER mamiyle ölmemişlerdir ama, tamamile hayatta da değildirler. Yazar, sokaklarda bir çocuğa rastlamış- tır. İki yaşında bir çocuk. İki kolu ve dili kesilmiştir. Yanında, geçenleri sadaka vermeye davet eden bir kutu vardır. Bu çocuğa çok ebeveyn gıptayla bakmak- tadır. Onun ailesinin bir "geçim vasıtası" var diye.. Kendilerinde o da yoktur. Kalkütada ne iş mevcuttur, ne buğday. Ama seçim günleri duvarları, bunu vaad eden çekiç ile orak resimleri kaplamış tur ve Kalküta, koca Kalküta -tıpkı başkenti olduğu Bengal gibi- oyu- nu komünistlere, Çinden yana olan kızıllara vermiştir. Şimdi Bengali bir komünist iktidar idare edecektir. Çindeki Kültür İhtilâli faciasından kime ne? Kalküta kendi faciasına çareyi kıpkırmızı renkte bulmaktadır. Bu Hindistanın bir başka şehri vardır: Yeni Delhi. Sefil insanların çoğunluğu teşkil ettiği bu beldede bir mutlu sınıf tam bir huzur içinde sokaklarda salına salına dolaşmaktadır: Mukaddes inekler. Bu inekler o kadar zayıftırlar ki verdikleri yıllık süt miktarı 180 litredir. Avrupalı kardeşleri 5 bin litre vermektedir- ler. Ne gam! Hindu dini onların kesilmesine manidir ve açlıktan ölenler onlara, öteki dünyanın korkusun- dan ilişmemektedirler. Hindistandaki sığır miktarı 200 milyondur ve bu şimdilik senede yüzde 25 -hızlı artmaktadır. Jan Sangh' ın -sağcı, ültra milliyetçi te- şekkül- koyduğu "sığır kesme yasağı" ile bu nisbet kısa zamanda yüzde beşe çıkacak ve Hindistanda bu cılız hayvanları bile besleyecek ot bulunmayacaktır. O zaman insanla inek arasında, gıda bulmak için tam bir mücadelenin başlayacağından hiç kimse şüphelen- memektedir. Jan Sangh'ın lideri fransız yazarına kendisinin ve partisinin görüşlerini anlatmakta bir salonca gör- ği Demiştir ki: — Gerçek şudur ki böyle söyleyen mütehassıs- lar Hindistanın gerçeklerinden hiç haberi bulunma- yanlardır, marksistlerdir veya bilgilerini yabancı ki taplardan deyşirmiş aydınlardır. Bunlar iki gerçeği gözönünde bulundurmak istememektedirler: Önce, ineklerin insanlara alt gıdalardan beslenmediklerini; ikincisi, hindlilerin, inek eti yemektense açlıktan öl- meye razı olduklarını Yeni Deldi, cahil Yeni Delhi, oyunu bu aşırı sağ- vermiştir. Yeni Delhiyl bundan böyle Jan Sangh yö- netecektir. Bir de Racastan vardır. Onun başkenti Jaipurdur. Burası, racalar ülkesidir. Racastanda Swantantra 25 Mart 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: