12 Ocak 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

12 Ocak 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mw 12 Küânunusani 1929 Sahife 3 Ankara müzakeratı ne halde? Gayri mü nübadiller hak- kında bir esas bulundu Bir haftadan beri etabli meselesi tetkik edilmektedir Aldığımız malümata nazaren Ankarada cereyan etmekte olan türk - yunan müza- keratı müsait bir mecra takip ediyor. mübadiller meselesi diye kadar gayri î;_ı; lıu— itilâf zemini bulunmuştur- Bu esasa göre yunanistan muavazaya dahil olma- yan emlâki kâmilen iade edecektir. Mua- vazaya dahil olanlar için de nakden bir ara verecek, Anadoludaki yunan emlâ- :ı de hükümete intikal edecektir. Hükü- met bu parayı ve yunan emlâkinin satıl- masından elde edilecek mebaliği gayri mübadillere tev: edecektir. Etabli meselesine gelince bu hususta he- Nüz itilât zemini bulunamamış olmakla bera- ber iki tarafın noktai nazarı bir parça yak- ınlaşmıştır. Binaen aleyh müzakeratın bir ne- ticeye iktiran etmesi muhtemeldir. Troçki (baş tarafı birinci sahifede) 1924 senesi — “Troçkiyi — kazıl ordunun başından alıyorlar.,, 1925, 26, 27 seneleri — Troçki, Staline boyun iğmiş gibi gö yorsa da, hakikatte bolşeviklerin ekalliyetini hâlâ arkasından sü- rüklüyor. Fırkanın içinde gizli bir fırka yaratmıştır. Bu hizp, ücra bir ormanda, gece yarısı meşale- ler yakark hafi bir içtima bile aktediyor... Beyannameler dağıtı- yor... Nihayet kendini açığa vu- Tuyor. Konferanslarda, içtimalarda mazariyesini müdafaa ediyor. Ve, mağlüp olarak, Sibçiyaya sürülü- yor. Taraftarları, Moskovada, le- hinde büyük bir miting yapıyorlar. 1928 — Romadan gelen bir telgrafa nazaran, Troçki menfa- sından kaçmıştır. Stalin ve rüfekasının fikrince, cihan inkılâbı zuhur edinceye kadar, Sovyet Rusyası, köylülere mümaşatta bulunmalı; bu sınıfa, bemen hemen amele sınıfı dere- cesinde imtiyaz vermelidir. Halbuki Troçki, köylülerin in- kilâpta kullamlabileceğini, fakat, inkilâbın muvaffakiyetinden sonra, köylü inkişafına müsaade Bir sandal devrildi balık pazarı iskelesine kayıtlı 86 numerolu sandal kadı köy va- pur iskelesi önünden geçerken Gevrilmiş ve sandalı idare eden fasan 'ağa denize - düşmüştür. !traftan yetişenler Hasan ağayı kurtarmışlar, Kadına dayak atılır mı? Eyipte oturan Mediha hanım fsminde bir genç kadını ismail Bamında birisi fena halde döv- müştür. Eyipte oturan Ahmet efandi de bir meseleden dolayı Müberra banımı fena halde dövmüştür. ancak bir alet olarak | eyliyordu. Bütün kuvveti sanayie, ameleye, komünist enternasyor line (yani memaliki ecnebiyedeki komünist fırkalarının faaliyetine) hasretmek lâzımdı. İşte, Stalinle Troçki, senelerle, bu iki zıt fikir etrafında çarpış- tılar; ve, galebe, Gürcü olan ve irfan seviyesi itibariyle rakibinden pek dun bulunan Stalinde kaldı. Stalin, kendisini Leninin pey- revi. sayıyordu. Fakat, sürgüne gideceği / sıra- larda, Troçki, Leninin vasiyetna- mesini buldu ve neşretti. Lenin, bu - vasiyetnamede di- yordu * Stalin, fırkaya kalben pek merbut bir bolşevik olmakla, be- raber, ben öldükten sonra. mem- leketin idaresi önun elinde bra- kılmamalıdır. Zira, kendisi mah- dut görüşlü, kaba ve nifakçıdır. Buharin çocuktur. — Troçki ise, evik olmamakla beraber, arasında en büyük, e adamdır. Halefim © olmalıdır.' Bu vasiyetnamenin intişarından sonra, Stalin, güya istifaya kalkış- müştür. Bakalım, Troçki sahiden kaça- | bildi mi? Kaçabildi ise, eski arkadaşlarının — başına — püsküllü ir belâ kesilemek istiyecek mi ve kesilebilecek mi? — ( VN.) Bir şişe kaçak rakı Cevdet Osman ve husameddin efendiler isminde Üüç müskürat memuru Fenerde Nesim isminde bir adamın meyhanesini ararlar- ken bir şişe kaçak rakı bulmuş- lardır. Memurlar bu şişeyi musa- dere etmek istemişlarse de Nesim buna mani olmak istemiğtir. Meyhaneci bunun üzerine zabi- tece yakalanı Uç hamal arasında Meydancık hamallarından Rıza, Hüseyin ve Mehmet Ali isminde üç hamal dün bir mesleden dolayı kaga etmişler ” ve birbirlerinin kafalarını yarmışlardır. Doktorlar Bu sabah bir içtima akdettiler Gazeteler aleyhine büyük tezahürat Verilen bir takrir üzerine etibba muhadenet cemiyeti bu sabah türk ocağında fevkalâde bir içima akdeti içtimaa 200 kadar doktor i etmiştir. içtima — bafi olduğu içeriye hiç kimse - alınmamıştır. Yalnız — seslerden — müzakerenin pek hararetli - ceryan anlaşılıyordu. Gazetemiz makineye verilirken henüz içtima devam ediyordu. içtimaa iştirak eden doktorlar arasında fakülte profösürlerinden ancak iki kişi vardı. Doktorlar gazetecileri görünce hiddetlerini izhar etmişler, Osman şerefeddin bey: ,Gazeteciler burada ne arı- yor?.., bir diger doktor da “ Ah şu gazetecileri tahkır edebilsek , diye bağırmıştır. Muhittin bey yataklı vagonda yer bulunursa yarın gidecek Şehremini Muhiddin, bey, bu sabah kendisile görüşen bir muhar- ririmizin Suallerine şu çevabı ver miştir — Yataklı vagon belursam yazın Ankaraya — gidecegim. — Ankarada ancak 5 gün n Adı için Nalin Veki eceğim Bir şirk Adalar elek- ğgimiz en mühim ödemek - ve istimlâl dezle chi vermektir. Keresteciler gın yerlerini istimlâk edeceğiz. Şehir için esaslı inkişaf te an Gazi köprüsünü t Türkiye milli pilan istikrasın için m kerat müsajttir. Hamillerin mi messili noel için Lond ya gitmişti. Fırtına hafifledi Akdenizden niçin vapur gelmiyor? Kareyel fırtınası devam etmek- le beraber şidde sabah bir çok v çıkmıştır Dün Ak - deni Timantmıza yapur gelmemiştir. Bunun sebebi fırtına degil Çanakkale medhali tipidi, tüpiden boğası r. Dün hareketleri mu- vapurlar hareket etmiş- lerdir. karadenizde — dalgalar, — Norveç bandıralı bi: un bir tayfasını alığ götürmüştür. Mevkuflar hakkındaki kararname yarın yazılacak Mevkuflar hakkındaki tahkika- ün hitam bulduğunu yazmıştık Müstantik Hayretti bey kararna- mesini yarın tanzım edecektir. bi sbütün Doktorlarımızın meslekleri hari>| cinde işlerle meşgul olmaları ve tap fakültemizin vaziyeti hakkında bir muharririmiz çok maruf dok- torlarımızdan verem mütehassısı Reşat Riza beyle görüşmüştür . Reşat Riza bey muharririmizin #uallerine şu cevapları vermiştir — Doktorlar arasında polit kacılığa dalanlar azdır. Ancak bunlar bazan namdar hekimler ve hatta muallimler arasından çıktığından göze çarpiyor. Zemin musait olmasa, muhit ragbet etmese tabil bu temayül azalar. Avrupada bir hekim. bir tıp muallimi poletikacılığa çıksa cemiyeti belediyelere aza - olsa, Halk, derhal o hekimden tevccü- hünü itimadinı çeker, Akademi onu ihmal eder. Orada herkes bilirki mesleğin- ayrı bir yolda faaliyete kalkışan bir fen adamı ilme veda etmiştir. Hatta bir kaç şubci tibbiyede ihlisasını ilân eden hekime de rağ- bet bulmaz, Halbuki bizde politi- kacılık o hekimin akademide, halk arasında muhim - bir mevküi tutmasına yardım ediyor. En büyük Vatandaşlara telkin zamanı - gel- miştir. kilap bitti temeli atılan bu binayı inşa ve ikmale sarfı me- sai lâzım, Vazifci asliyesini ikmal ederek poletikaya karışanlara te- veccüh göstermelidir. Gençliğin terbiyesi için de bu, elzemdir. Hastalarını ihmal eden doktor- dardan bahsediliyor. bunlar pek azdır.Müşterisile alakadar olma- yan esnaf gibi hastalarile alâka- dar olmayan — hekimlerde bu, hilkat ve terbiyei il meselesidir . Mesleğin zevkden zevk alan, insanlığı seven bir hekim, hiç bir menfaat bekleme- diği hastasile daha ziyade Alâka- dar olur. Böyle hekimlerimiz pek çoktur. Tibbi neşriyatın bizde az olu- şuna gelince, filhakika ilmi zevk bizde sene besene azalıyor. bu gün tıbbi neşriyat yapanlar en ziyade hastane etibbasıdır. tkikat ilmiye bilhassa darü fünundan — çıkmalı, — darülfüm teşvik etmelidir. Bunun için de darülfünun yanız ilmi zevk eden- lerin yurdu olmalıdır. bizde teşhislerin geç ve yanlış olduğuna, konsültasyonlarda pek derin — ihtilâfı efkâr çıkmasına gelince, bu her yerde olur” Tabi bizde Almanya ve Fransadakin- den fazladır. Hekimlerimiz arasın- pek çok malümat farkı vardır. Hekimler için tevsü malümat biz- de pek müşküldür? Tıp fakültemiz islâha muhtaç midir. bizde bu şerait dahilinde bundan iyisi olmaz. izah edeyim: Doktorlarımız ve Tıp fakültesi Doktor Reşat Riza beyin pek mühim beyanatı Tıp fakültesini ya köylere hekim yetiştirecek teşkilâta sokmalı, yahut vatanperverliğin, Vatana mesleki | dahilinde âzami hizmet olduğunu | kapatmalı Darülfünun yalnız ilmizcvk edenlerin yurdu olmalıdır Mesleğinden başka işlerle meşgul olanlara teveccüh göstermemelidir, : gençliğin terbiyesi için bu elzemdir. Tıp fakültemiz âlim ve ameli he- kim yetiştirmek için kurulmuş akademik bir medresedir, berlir Paris fakülteleri ayarına getir mek üzere kurulmuştur. bu ter- tipte bir fakülteyi ne Türkiye, ne diger balkan hükümetleri idare edemez. Vesaiti ihzar edilse bile © alimler, o asistanlar, o hasta bakıcılar — olmazsa *bu mekine işlemez. türkçe tıp tedrisatıda terakkiye manidir. İlmi terakkiyatı- takip için yalmız kalanlar bir şey öğrenmezler. tedrisatını türkçeye çeviren ecda- dimiz hüsnü niyetle büyük bir günah işlemişlerdir. Kanaatım şudur: Ya tip fakül- 'tesi Köylere, Kazaları derecede teşkilâta sokulup âlim talebe gönderilmeli ve yahut | bütün kapatıp liselerin — güzi yalnız âlim tabi Gençlerimiz âlimlerden yalmız ilim degil vazi- feye sadakat, ilme muhabbet ve daha nice insani ve içtimal ter- biye alırlar. bu gene hekimler avdetlerin de — Türkiyenin — her tarafına dağıldıkları zaman me- mur oldukları hastabaneleri birer akademi haline korlar, Fenni me- sai buralarda baş gösterir, türkiye az zamanda çok terakki eder. Tıp için olduğu gibi her şubei sanat için bu büyledir. Kitaptan takrir ile bu'zamanda talebeye marifet öğretmek mümkin değil- dir. Gülhane bir hast Ş fakat onun ilmi varlığı göğsümi zü kabartıyor. Oradan 27 senedir çıkan ilmi neşriyat Avrupa mec- mualarında yer buluyor. Avrupada yetişecek gençlerle Erzurumun, Diyaribekirin h: haneleri de böyle birer ilim oca olur. Artık tıp, sanât tahsili Fransa, Almanya ve Amerikada temerkür ediyor. Hatta Amerika- 'nın merkez olmasından korkulu- yor. bunu anlayan almanlar Ame” tirmeli fen rikaya - binlerce talebe - gönderi- |yorlar. Amerikanın her tekem- mülâtı ihzar edecek milyarları var, 100 binler vererek her taraf- tan ulemayı, san'atkârları çekiyor. Ne için kınk gemiyle denizde bocalayalım? - Yürümeyip yalmız bayrak göstermek için bu kuru şerefi Feda ederek bir ccn:bı gemici ile bahrı muhiti süratle geçelim, kuru şeref bu milletin yarasını kapatmaz. Yasefle moiz Mahmut paşada — elbiseci Moiz efendi ile elbiseci Yasef dün bribirleri ile kavgaya tutuşmuşlar: dır. Neticede Yascf Moizi dövmüş- tür. irkçe neşriyat müftekir sınif doktar yetiştirmek için ikinci & — talebesini " Avrupaya/ göndererek Kvıııpm*h i büyük —

Bu sayıdan diğer sayfalar: