25 Mayıs 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

25 Mayıs 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 Tefrika numerosu:t1 VELÜTAĞLAESLTERDİRKRTKERETRRERANI ABDÜLHAMİT VE AFRODİT | Yazan: İskender Fahreddin Padişalı fena halde köpürmüştü: « Bu kolu uıgtli gençler muhakkak TIBBiYE TALEBESi olacak. Harem agası, Ebülhüdanin » diye bagırdı len kurtarmak için, ediyordu... derinden Nazikte- arşısında dişlerini gıçırdatarak — biddetle - yerinden kalktı: — O melüneyi şimdi buraya çağırmız! Diye bağırdı. Ebülhüda, Padişahıri gösterdiği şiddet ve hiddete ehemmiyet vermemiş gibi görünerek, kera- metlerini izharda devam etti: — Velinimetimize karşı nankör- lük eden bu kızın arkasında bir kalabalık görüyorum. il ter... yine gözümün cvet, bana hizmette kusur etmiyen cinler haber veriyor ki bu kız düşmanlar tarafından - tamamile elde & iştir.. işte, işte kafasının okuyorum: me- surette, Zati aneye fenalık yapmağa karar Abdülhamit hiddetinden titri- yordu: — Şeyhefendi, şu hınzırın arka- sındakı kalabalığı da keşfedin! Diye seslendi. Ebülhüda t bir müddet tekrar ihini çekti ve okuduktan — sonra keramet savurmağa baş- Caranlık mahzen gibi bir . Evet şeritler var. İşte birisi bağrıyor.. “Hürriyet isteriz, hürriyet lli , Abdülhamit çok hürmet ettigi Ebülküdanın ağzını kapadı ve : — Sus! Artık yeter... Dedi Ebülhüda susmuştu. Şikârının üzerine saldıran bir kaplan savle- tile Cafer ağanın üzerine atıldı: — Hınaır fellâh! - dedi - bana ber zâman bu kaltağın sadakatindan bahseden sen değil misin? Söyle bana.. sarayda, içimizde bu kadar fırıldaklar dönüyor da benim ne- 'den haberim olmuyor? Alçak kö- pekler, uyuyor musunuz? Zavall arabm hiç biz ç KOLİNOS diş Füntine ve pile karşı yegâne haberi yoktu, bir şeyden baber- dar olsa bile “Ebülhüda hazret- lerinin bi ledikleri - yalan ve uydurmadır!, diyebilirmiydi?. Caler ağa, Padişahmn bu sihirbaz herife karşı gösterdiği itikat ve hürmetin derecesini jor ve görüyordu. Padişah fena halde köpürmuş- tü: — Bu kolu şeritli. bayaletler muhakkak TIBBİYE TALEBESİ olacak... nankörler! Bunların kim olduklarını şimdi öğrenmek - iste- Ebülhüda bu esnada musaade istihsal ederek huzuru hümayundan çıkmıştı . Caper ağa Oda kapısının gibi iki büklüm olmuş ve korkudan imsiyah çehresi morarmıştı . Ebülhüda — ozaklaşınca harem ağası eski bir hadiseyi hatırlaya- rak cesaret buldu ve Hünkâra yalvarmağa başladı; yuvarlanmıştı. — Ebülhüda hazretleri yalan söyliyor, sultanım! Bir defa da unuzu dinleyi — Sus melünl.. Öyle bir sahibi keramete üstelik bir bühtan ha.? Padişah, yerden henüz kalkma- yan musabibine. bir tekme vura. — Kalk.. Melün! - dedi - bütün denaet ve hiyanetinizi meydana çıkarıp, kafalarınırı koparacağım. Caferağa yerden kalktı.. Elleri ve vücudu korkudan tir tir titri- yordu. Abdülhamit — harem çenesinden tuttu: — Söyle bakaj böyle bir fenalı nasıl meydan ver: — Şey... Efendimiz... — Çabuk söyle, diyorum, şimdi d eli bi KakemelaŞ gön dereceğiml Cafer ağa için bildiğini itiraftan başka kurtuluş yolu yoktu. Meta- netini toplıyarak cevap verdi: Ebülhüda bazretleri, velini- limize karşı yalan Nazikter - ca- endisine iltifat etmiyor... (Mabadı var ) ület olmasına riyeniz ilarına, dişlerin çü- lerin hastalanmasına htır, Kuru bir fırça üzerine konulacak bir santimetre miktarda Kolinos macunu diş aralarındakı ek artiklarını, di- lerde toplanan faşları çikarir ve di- #leri çürüten mikropları mahv veifnaeder. Bu gün Kolinosu tecrübe ediniz ve ağzınızin ne kadar temizlendiğine ve saatlerce devam eden serinliğe dikkat edeceksiniz. KOLYNOS DENTAL CREAM Türkiye için depoziteri: MAURİCE FARAGGI de bir yengeç | Halk sütunu iş arıyorum Türkçe Pransızca/ İtalyanca Almanca Rumca> Ernenioo İanalarinı biliyorum. Daktiloy akıfim, nöterlerde ve bi yük ticarethanilerde çalışmdik istiyorum. Samatya : 98 moallim Mükcerem ile R. Bulunmuş bir saat rpunba günü Osturya Penor - Gala: taskray Maçindün - sonra yerde bir cüp santi buldum vi verdim atedyom, müdüriyetine kimmse müracant etsin, Gül 44 Haldun iyor Okut yazar genç bir hanım. ve ya malmazelo tütüncü dükkânına - tengüh- tazlık etmek üzere ihtiyaç vardır. Arzu edenler pazartesi günleri Veznacilerde |muavenet heyetinde Nüri- beye mürar Müavenet heyeti evrak memuru Nuri Emlâk ve Eytam Bankası Sermayesi 20,000,000 Türk tirası İnşaat ve Emlâk üze- rine müsait şeraitle Para ikraz eder Bil'umum Banka muamelâtı . İstanbul Polis- Müdiriyetinden: İstanbul Polis memurları için imali muktezi 1400 ila 1600 adet yaz- hk caket kapalı zarf usulile mu- nakasaya - çıkarılmıştır. taliplerin numüneyi gürmek ve — şartname suret musaddakaları almak üzere , müdüriyet idare kor munakasaya iştirak içünde yevm ihale olan 25 Mayıs 929 tarihine musadif cumartesi ğünü saat on beş- İte vilayet omur hukukıye müdüriyeti dajresinde müteşekkil komsiyonuna olunur. |üme B. Merkel Tarafından Laypzig konser- vatuarı profesörlerinden “ Pe- ichmüller , in meşhur metodu ile piyano dersleri verir. Mektupla şu adrese müra- caat: Beyoğlu kabristan sokar ğında No 31 Pandasopulo 5 numaralı daire. muracaatları - ilân damla çinme) fartı semen romatizma alâmı mafsaliye mubayaa | A Kğa | Koşuyorum... Ona koşuyorum... Ona ... Saçlarım, perçem perçem, terli alnıma dökülmüş... Kızarmış yü- zümden, yaz günleri tarlalar üze- Finde Onasıl tebahhurat - olursa öyle buhar çıkıyor.... Çiğerlerim, kaburgalarımın - içinde, kafesini parçalamak — istiyen bir. kuşun kanatları gibi..! OlSoruyorum.. Onü koşüyorum.: Ayaklarım, kaldırımlara, hkeye- canlı bir. kalp gibi vuruyor. Adalelerimin — bütün — kuvvetini sarfediyorum. Kendi kendime tel- kınde bulunuyorur malıyım! Kaçırınıyacağım! Kaçırır. samı? Hayır! Bunu aklıma getirmek bile caiz değil! Mutlaka, mutlaka yetişeceğiml Her halde bir şey olacak! Bir harikulâdelik olacak!. Adına Allah mı diyeyim, Şeytan mi diyeyim, manevi bir kuvvet beni himaye, sıyanet ediyordu elbettel Yetişeceğim! Buğazım kurudü... Fakat ne zarar?... Gözlerimin önünde pırpır kıvılcımlar uçuşuyor... Fakat ne zarar?... Tıkanacak, boğulacak gibi oluyorum... Fakat ne zarar?... Koşuyorum... Ona koşuyorum... Ona... ne kadar var?... Acaba saatimi bakmamın faydası ne ki?.. Hiç Ahl.: Ne ettim de... Ne ettim de.. Koşuyorum... Ona koşuyorum... Sokakların dönemeçlerin sapı- yorüm, Her an birine çarpıp bir küfür işitiyorum... Bir kadını yere Lâkin ben, başımı ardıma Bakmadım' bile. Eteğimden tüt mak- istiyenler oldu.. Hışım ile silkindim. Beni yakalamıya kal- kışanları bir anda birer tarafa dağıttım ... Koşuyorum... Ona koşuyorum... Ona Bir dönemeçte müthiş bir kaza atlattım... Az daha tekerlekler altında param parça olacaktım ... S irişemeden ölecektim... Ona koşuyorum... Ona koşuyo- Ona.. yardım. Bir oo0t !, Bir üt ., v Gidiyor mu?... - Gidiyor İmkânı yok?... Bensiz?... Beni almadan?... Son gayretimi de sarfetmeliyim Sanki manevi benliğim, daha ilerde koşuyor, git gide ağırlaşan maddi benliğimi arkasından sü- rTükliyor. gayesinde halâs olabilirler. Zira kalloden yegüne maddediz.- bülm Koşuyorum... Ona koşuyorum.. Onası. * “Onu kaçırma-| Ya geç kaldımsa?... Acaba daha! çıkarıp baksam mı?.. Fakat saate Bir demir kapının şangırtı ile kâı;uıjılım daydum. — Bir sesi “Haydi — tamaml,diye — bağırdı. Tamam mı? Nasil tamami Daha ben varım! Ben! Ben gelmeden nereye?.. Nereye?.. Demir kapı, yüzüme kapanmış bulunuyordu... Onü, bir hamlede &; ibilmek için kedi kadar çevikleştim. Arkamdan “Yasaktır! Yasaktır! Ne yapıyorsun?,, diye haykırıştı- lar, Yasak mı? Hangi yasak? Şimdi o yasağı çıkaranın da cıkartanın da gelmişinden geçmi- şinden başlarım. Anlamıyorlarmı? Koşüyorum... Ona koşuyorum.. Öte tarafa atladım... Ve, dona kaldım: — Açılmış, — uzaklaşmı: kıyrım kıiyrim. dümanlı: saçlarile, bembeyaz — şeklile, — piril pirl aşıklarile — açılmış, — uzaklaşmış, ayrılmış.. Haykırdım - “Dur! Durl Ben varım! Ben! Bensiz nereye?.. Aldırış bile etmedi!.. Daha uzak- | daştı.. Bembeyaz ve mevzun şek- Kile, piril piril işıklarile durmak, duraksamak, geri dönmek şöyle dursun, daha uzaklaştı. Gelin gibi. Sıçrayıp bir yerine yapışaydım mi Dej bir insan, hattâ biri geyik bacağı bile bu kadar mesafeyi bir. hamlede aşamaz. Fakat, ben, gene ileri atıldım... Gene, koştum. Etraftan ve vapu- run içinden bu halime gülenler oldu. Koşuyorum... Ona koşuyorum... Ona.. Bir hamlede, denize atlamak niyetindeydim Belki, beni kurtarmak için durur ve beni içine alırdı... — S hamleyi yapacağım esnada iki kolumdan iki kuvvetli çımacı yakaladı; ve beni olduğum yerde çiviletti . “Deli misin, beyim ? - dediler yarım saat sonra bir başkası daha var! , Ben başkasını ne yapayım? ben onu isteyorum... Onu... Onu.. ( Vâ - Nü ) Tekirdağ Defterdarlığındar Müskirat resminin adami tediye- sinden dolayı tahsilât komisyonu karariyle haciz edinlen Zekeriya efendiye ait olup kumbağı karye- sinde bulunan bir fıçı derununda 13 derecelik “2076,, kilo ve diğer bir fıçi derununda 12 derecelik *“1703,, kilo ve diğer bir fıçı deru- nunda 17/75 “T0f şarap tarihi ilâandan itibaren yirmi gün müdedtle müzayedeye vazedilmiş olduğundan talip olanların şarap nümünelerini görmek ve şeraiti anlamak üzere Tekirdağ tahsilât komisyonuna — müracaatları olunur. ilân HAMIZI BEVLİN CASİT URİK ) KURBANLARI Tıp akademisi rebsi sabılo prafesör Ç Lansefo Yarafından cavsiye edilmiştir. Paris hastahaneleri. müraahhitleri Şatelen müessesatı bazin 5 büyük mükâfat Bamızı. bevi (asit Urik) is “tehirlenmiş. alâm ve warabatın taht tehdidinde bulunmuş olanlar ancak URODON bevli"

Bu sayıdan diğer sayfalar: