November 7, 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

November 7, 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 Teşrinisini 1929 Aksam Sahife 5 Bursa mektupları Bursa tiyatrocuların istilasına uğradı Sanatkârlar içinde -inde üsküdar Liya dö Pü- tisi, Şişli Pola Negrisi ve saıı'cvar!.. Bursanın umur Bursa, 4 (Hususi) — Gumhuri- yet bayramında verilen baloya, gazetecilerin davet edilmeyişi , burada belki, bir ay devam ede- cek dedikodu doğurdu. Balo komitesine hücumlar, protestolar yapıldı. Fakat, komite, yaptığı işin doğruluğundan emin kimseler gibi, bu patırtılara zerre miktarı aldırış etmedi. Fırtınaya rağmen, piposunu çekerek gemisini yürü- ten kaptan devam etti. İşin doğrusunu ben anlatayim: sükünetile , yoluna mamak, değildir. Gerçı ilk partide böyle bir karar verilmiş, fakat, komitede meşhur hir bekârın azâ olduğu ve frenklerle musevilere kadar bir çok bekârların çağı dığı anlaşıldığından, bu. karar suya düşmüştür. Anlaşılıyor. ki komitenin prensibi daha yük- sektir: Mümkün olduğ ğadar fazla dedikodu yapmak ve bazı içtimai yenilikler vücuda getirmekl. Bunun böyle olduğunda hiç şüphe yok. Çünkü, gazetecileri baloya alsalar, nihayet, gazetelerde| şöyle havadisler çıkacaktı: ( Balo mükemmel, enfes, alâ 'oldu, med- 'uvin bedava içkilerden mebzulen mütene'im oldular. — Pehpehler, tebrikler, takdirler..) Halbuki gazeteciler gelmezse, bu klasik methüsenaların yerini bin bir havadis tutacaktı. Pren- sibin birinci kısmı bu idi ve elhak muvaffak oldu. İkinci kısmı daha mi dir: Şimdiye kadar cari olan davet tarzını yıkarak, yeni bir kaide koymakl. - Komite, her baloda bulunması mutat bir zatın zevce- Bine; “Lütfen zevcinizi maiyeti- mize alarak teşrif ediniz!., diye bir davetiye göndermek suretile, | bu inkılbı da başarmıştır!... | İşte bir haftadanber de çalkanan ve serpinti: lere akseden meseleni vi ve psikolojik cephesi budur. Bu kadar mühim fevaidi mey- danda iken gazeteciler , ne diye hâlâ mırın kırın ederler, bilmem ki! Bursa tiyatro kumpanyaları ile doldu Bursa bu sene - tiyatrocuların istilâsına uğradı, diyecektim, fakat her gün, İstanbul gazeteleri kıt' asında çıkan tiyatro ilânlarından öğreniyorum ki, Bursada temaşa tarihi yııı.lıyor ve temaşa inkilâbı plıyormuş!. Zehi gafil gazete- şehrimiz- gazete- mefküre- mi manzarası cilik.. Yıldızları, kamer ve güneş leri, bütün sema ve kâimatile ti yatra âlemi burada inkilâp yapır yor da, haberimiz almıyor!. Bur- sadaki (Hollivut) un her şeyi bü- yük: Büyük temsil, büyük varyete büyük program, muazzam numa- ralar, ilh.. Ve her artist, bilhassa kadınlar Üsküdar * PolâNegri , Dovyü. İstanbulun meşhur. ( Direklera- rası ) edebiyatı, ağzında çiğneye çiğneye sakız gibi çürüttüğü (ko- miki şehir) ve (Komiki şöhretşiâr) si, Kadıköy “Billi tabirlerini adam akıllı asrileştirdi. | Yalnız K. Hasan Ef. merhum za- manındaki — tiyatro tarzında bir değişilik yok. O tarz ( mafoluyorum! ) ifadeli mmahut kantoları ve herkesin e bere bildiği dram ve komedilerile devam ediyor. Hepsi de birbirinin örneği ve ayni olan mevzu ve konuşmalarda tek kelimelik tebeddül aramak abestir. Fakat, kim ne derse de- sin, halk bu tarzdan, tiyatrocular da halkın bu nun.. İki taraf razı olduktan sonra mesele kalmıyor. Yabız, bu. vaziyet karşısında üç sene evvel buraya — gelen * Darülbedayi " | boteladım .. Zavallı sanatkârlar rağb - sizlikten kaplıcaların banyo çıkarmamışlardı. irekler arası Rııa Ruşen Sinemada uık çirkin bir hadise İzmirde Şık sinemada mühim bir vaka olmuş ve Çardaş opere- tini seyredenler telâşla sinemadan çıkmışlar, hadise yatıştıktan sonra tekrar oöpereti takip etmişlerdir. Hadise, Nef'i efendi birinin isminde enç bir kadına tecavü- zünden ileri gelmi, Tenekeer Mehmet Efe mında yanında hanım bulunduğu halde opereti seyrederlerken Nef'i efendi sokul- muş ve kadına taarruz. etmiştir. Bunün Üzerine Mehmet efendi ile Nef'i efendi tokat tokata gel- mişler ve sinema müdürü bunla- n ayırmak istemiştir. Kavga esnasında sinemayı - terketmiştir. efendi zabıta memurları tarafın- dan alınmış, karakola — götürül- müştür. birinin sinemadaki Nefi | Yaman hırsız Evi eşyası ve temelleri ile birlikte aşırmış Amerikada gafip bir hırsızlık vakası olmuştur : Milvoke şehri civarında ağaçlar arasımda akan bir nehrin kenarında bir arsa satın alan Robert Straka isminde biri ailesi ile yaz tatillerini bu- rada geçirmek istemiştir. Kurma ev yapan fabrikaların birisine müracat etmiş ve ibtiya- cına göre beş odalı, banyolu bir ev sipariş etmiş ve yaz iptidasın- da bunun arsasına kurdurmuştur. Aile yazı burada — geçirmiş, soğuklar başlayınca gene - şehre avdet etmişlerdir. Geçen hafta havayı güneşli gören Robert karısı ile evlerine kadar bir gezinti yap-| mak arzasun — düymüş, - otomo- billerine / binmişler yola — çıkmış- lardır. Evlerinin bulunduğu yeri bul- muşlar. Fakat evin ortada olma- dığını hayretle görmüşlerdir. Me- rak ederek bir az ileride bulunan komşularına meseleyi ; sormuşlar, — Siz gitikten bizkaç gö sonra bir iki kamyon ile hamallar geldi. Evi söktükten sonra eşya- ları kamyonlara yüklettiler ve gittiler, Ben merak ederek bu amcliyeye nezaret eden gence, bunları nereye maklettiğini sor: dum, bana: “M. Robert Siraka evini Floridaya naklettirmek is- tiyor, oraları kışta daha sıcak olduğu için senebaşı yortularını orada geçirecek. — Şimdi havalar müsait olduğundan, bu nakil müamelesini erkenden yap- tırıyor , cevabım verdi. Bu sözler garibime gitmekle beraber, hakikat) demişt Kormşunun verdiği tafsilât ve | hursızı tarif etmesi üzerini polis tahkikata başlamıştır. Bütün eşya- sı ve temellerile bir evi çalan hırsızın yakalanacağı ümit edi— mektedir. 32 Katlı klise kanın - Şikago 32 katlı bir klise inşa edilmiştir. Klisenin içinde otel, lokanta, konser salonu ve kütüpane vardır. Ayinlerde bulunmak şartile ar- edenler — klisenin — otelinde ucuz fiatle misafir - olarak klise içindeki — eğlencelerden istifade edeceklerdir. Amerika papasları halkı bu su- kliseye — çekebileceklerini ediyorlarlar diye ka oldumşaltgiliz ve Amerikalıya tesaüf c » Berlin mektubu Eski sıkıntılı Berlin bir eğlence şehri oldu . Prens Bülovun vefatı ve prens ile eski imperator arasındaki kavgalar Berlinden bir manzara: Rayhştag binası Berlin 1 ( Hususi ) — Umumi harpten evel dünyanın en sıkıntılı. şehirlerinden biri olan Berlin son seneler zarfında çok değişti. Yeryer açılan tiyatrolar , barlar , bin türlü eğlence yerleri bu şehrin çehresini büsbütün değiş- tirdi. Şehrin garp kısmı, bilhassa Korfürstendam — caddesi — bugün adeta Parisi Monmartrına rekabet edecek kadar kalabalık ve eğlen- celi bir hal aldı. Harptan evel berline pek nadir oldrak cenebi gelirdi , eğlamek istiyen her kes Parise giderdi. Şimdi cenebilerden büyük bir kısmı Berlini tercih ediyor. Şar- lottenburg cihetinde pek çok liyor. ” Alman halkı da eğlenceye fazla heves gösteriyor. Eskiden bir feniği Ssarfetmek için di almanlar şimdi barlardan, eğlence yerlerinden ayrılmıyorlar. Prens Bülovun vefatı Ticaret ve sanayiin yolunda gittiği, herksin gezip eğlendiği şu zamanda eski devri hatırlatan bir hadise vuku bulmuştur. - Bu hadise prens Bülovun vefatıdır. Prens Bülov harpten evvel uzun | müddet Almanya başvekâletinde | bulunmuş, cihan siyasetinde mü- him bir rol oynamıştı. Bu itibarla her tarafta ve bilhassa Almanya- da çok tanınmıştı. Vefatı müna- sebetile gazeteler eski başvekilin tercemci haline, imperatorla kav- galarma “dair uzun — makaleler neşrediyorlar. Prens Brenhard fon Bülov 3 Mayis 1849 da Hamburg civarın- da küçük bir kasabada doğmuştu. Babası Prusya hariciye neraretin- de memur idi. Genç Bülov Ber- lin, Lepzig ve Lozan darülfünun- larında tahsil gördükten sonra hariciye mesleğine girmiş ve bir çok sefaretlerde kâtiplikte bulunmuştur. Bülov yavaş yavaş terfi ederek Bükreş ve Roma se- firliklerini ifa etmiş, nihayet 1897 de hariciye nezaretine, 1900 de de başvekâlete tayin edilmiştir. Prens Bülov, Almanyanm. son asırda yetiştirdiği — siyasi rical arasında prens Bismarktan sonra en zekisi ve en dirayetlisi idi. Prens Bülov Almanyaya cihan siyasetinde büyük bir mevki ver- miş ve memleketine geniş müs- temlikeler temin etmiştir. Prens 1909 senesine kadar baş- vekâllette kalmıştır. Bu sırada impratorla araları açılmış ve bir gün Rayhştağta nutuk irat eder- ken birdenbire düşüp hastalandı- ğından istifasını vermiştir. Prens Bülov bundan sonra — İtalyaya çekilerek — orada — yaşamıştır. Ümümi - harp çıkınca Almanlar Prens Bülov prensi - hatırlamışlar ve İtalyaya sefir olarak — göndermişlerdir . Fakat prens bütün mesaisine Tağmen İtalyanın harbe girmesine mani olamamıştır . 1917 de Betman Holveg düş- tükten sonra prens Bulovun ismi ileri sörül l Fakat — İnprator — bir — türlü buna yanaşmamış, kendisine daha muti bir adam aramıştır. Prens Harpten sonra Romaya çekilerek orada yerleşmiş ve 80 yaşında olduğu halde orada vefat etmiştir. Prens Bülov çok zarif bir hatip idi. İrat ettiği nutuklarda en somurtkan çehreleri bile güldü- rürdü. Prens ile imperatorun arasını açan hadiseye gelince, imperator siyasi işler hakkında ulu orta sözler söyliyerek bir çok potlar kırıyordu. Transval muharebesinde İngiliz- lere bir harp planı göndermek istemesi bomba gibi patlamış, başvekil de impratoru — takbi edince bir aralık Vilhelmin istifa- sından bile bahsedilmişti. Vilhelm, Bülavun istifası geniş bir nefes almış ve “Hamd- olsun bu domuzdan kurtuldur Demiştir. Prensin — vefatı “ münasebetile gazeteler bu vekakayil birer birer yazarak eski imperatordari mi tehzi bir lisanla bahsediyorlar. M. Ticaret odası memurlarının bir şikâyeti odası ikramiyelerini daha alama- dıklarından şikâyette bulunmuş- Ticaret memurları bu seneki lardır. Bütçede memurlara — ikra- miye vermek için tahsısat vardır. Söylenildiğine göre bu tahşısat başka bir yere sarfedilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: