14 Kasım 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1

14 Kasım 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1

Sayfaya ait küpürler

 Yeni cadde için açılan yarma Yeni bir cadde Stadyomun karşısından tarlabaşına çıkılacak Hen be Taksim Tarlabaşı caddesine...
 Dikkatler: Birlik kuvvet yapar yi ü Etfal kimsesiz çocuklara bakar, Hilâli Ahmer mekteplerdeki aç yavruları doyurur, Halk...
 Bu sabahki sis Bir vapur Balta limanında karaya oturdu Bu sabah limanımızı bir - sis tabakası kaplamış, sis saat yediye doğru
 Gazi köprüsü Gazi köprüsünün — projelerini tanzim eden Fransız mühendisi M. Pijudan şehremanetine yeni bir mektup gelmiştir.
 Ekmekler ıslaha muhtaçtır Yediğimiz ekmeklerin çoğu kumlu ve karışıktır Emanet bir çok ekmek ve un nümunelerini Son...
 Bir yumrukta gözünü kör etmiş! Dün gece Şişli tramvay istasyonunda tramvayın erken hareket etmesini istiyen Mehmet efendi...
 Asma kopru meselesı “60 milyon değil 100 milyon lira da yetişmez,, Emanet heyeti fennıye müdürü Ziya B. asma köprüye imkân
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bu. parasız- lıkta büyük mini duyup ikramiyeyika- bara büyR zanmak çok den nasıl kur- iyi amma... tulmalı? S:ue 12 — No: !983 PERŞEMBE — 14 Teşrinisani 1929 Fiatı 5 kuruş Asma koprü meselesi “60 milyon değil 100 milyon lira da yetişmez,, | Emanet heyeti fenniye müdürü Ziya B. asma köprüye imkân görmiyor Haliçte bir asma köprü inşası için ticaret odasında cereyan 'eden müzakereden bahsetmiştik. Bu müzakere esnasında bilhassa liman şirketi müdürü Hamdi B. şehrimizde bir liman tesisi için asma köprüye lüzum olduğunda asrar etmişti. Bir muharririmiz şehremaneti heyeti fenniye müdürü ile görü- şerek asma köprü hakkında mu- talâasını — sormuştur. Ziya B. diyor — Benim kanaatıme gi zevat işe yalnız liman nokt zarından düşünüyorlar ve bunda da tam u?u“'gdcğa,mı.._ ikrime göre bu iş 60 milyon 100 milyon liraya da olmaz. Asma köprü yapılınca yalnız bir tanesini değil ikisini de asma yapmak icapeder. Bundan başka Halicin iki tarafına Tıhtım ve vapurların yanaşmaları için ayrı ayrı iskeleler inşası da İâzımdır. Bunlar kolayca vücude- getiri- lemez. Bu sahillere rihtim yap- maktaki müşkilâtı anlayan rıhtım şirketi vaktile bahriye nazırı Ha- san paşayı kandırarak rıhtim yap- tırmaktan vâz geçirmişti. Hasan paşa o zaman saraya verdiği bir raporda: “Süfeni hi mayunun — manevralarına — mar olacaktır., demiş ve şirket te imtiyazından bu kaydı affettirme- ğe muvaffak olmuştu. Bu kadar mühim bir işi başara- bilmek için 100 milyon liradan çok fazla para lâzımdır. Bunları yapmak demek, limana yeni bir şekil vermek demektir. Asma küprü yapılmak için ta- bu bu ayaklara Asma köprüde köprü uzayacaktır. Beyazıt kulesinin denizden irti far 55 metrodur. Şu halde yeni ıapru asma olursa Süleymaniye ile Şişhane arasında inşa edilme- lidir. O zaman tramvay hatlarını Yeni cadde için açılan yarma Emanet heyeti fenniye müdürü Ziya bey Bu kadar müthiş bir masrafa deyanmak - kabil olmadığı gibi İstanbulun manzarasını ve güzel- vi bozmlak ta günahtır. Bir noktayı anlıyamıyorum : İs- tanbul limanma Saktile gelen 18 milyon ton eşyanın Hhracatı liman bu halde iken, temin ediliyordu. Şimdi 8 milyon ton eşya geliyor. Bunun ihracı nasıl temin edilemi- yor, hayret ederim Yeni bir cadde Stadyomun karşısından tarlabaşına çıkılacak Bir müddetten arsasının amıy beri - Taksim Tarlabaşı taddesine doğru bir yarma ka- zılmaktadır. ortasında , Buradan çıkan topraklar araba- larla Fiat garajının arkasına nak- lediliyor. — Yaptığımız — tahkikata göre bu yarma Taksim caddesini Tarlabaşına bağlamak için açı- maktadır. Yarma bittikten sonra otomo- miller Stadyonun karşısından yeni açılan — sokağa — sapacaklar doğruca Tarlabaşı caddesine çı kacaklardır. BALERRETER Bugün , 12 sahife Bu sabahki sis Bir vapur Balta li- manında karaya oturdu Bu sabah limanımızı bir sis tabakası kaplamış, sis saat yediye doğru daha ziyade — artmıştır. Sabahleyin sis hafif olduğu ilk vapurlar işliyebilmiştir. Fakat yediden sonra seferler tatil edil- miş, sekiz buçukta sis hafifleyin ce tekrar başlâmıştır. Sis yüzünden limanımızda yalnız bir kaza olmuştur: Ceefor isminde Karadenizden gelen bir İngiliz vapuru Balta limanında karaya oturmuştur. Semperpartus- tahli- siye vERA tahlisine çalışıyor. MDikkatler: Blrllk kuvvef yaııır Evfal kimsellk çocuklara bokar, Hilâli Ahmer mekteplerdeki aç yavruları doyurur, Halk Fırkası himayeye mühtaç kadınları çalış- tırır, Süt damlası memedeki sefil çocuklara süt dağıtır, Topkapı cemiyeti kudreti yettiği kadar kimsesizlere muavenet eder, Şeh- remaneti âcizleri, alilleri Darül- acezeye gönderir... Bundan başka, ismini hatırlamadığımı insani, hayırperver teşkilât var ki mak- | satları bikeslere, mühtaçlara, fa- kirlere yardım etmektir. Bu resmi ve husust teşekküllerin, cemiyet- lerin yüksek insant gayeleri tak- dire teşvika değer. Esasen, mer- /| hamet larından biridir. Bötün düngada hayat kavgası o kadar çetin, sefalet bazen o derece büyük ki devletler , kükümetler, şehirler, belediyeler. cemiyetler, insanların elem ve mahramiyet- lerini mümkün olduğu kadar tahfife çalışmayı, beşeri, vicda- | ni, hattâ siyast bir vazife adde- diyorlar. - Bizde de bu. içtimai muavenet hareketi son senelerde kuvvetle başladı. Eskiden bu gibi teşekküller meçhulümüzdü. Fakat bu şayanı takdir ve tebcil doğurduğu | hususi insaniyet hislerinin bu merhamet müesseselerini böyle kısım kısım, parça parça, ayrı bırakarak, — çalışmalarını bir halde bütün bu teşkkülleri daha umumi bir “iç. ayrı dimal muavenet, müessesesi ha- line koymak muvafık olmaz mı? Daha bol para, daha esaslı ve devamlı büyük bir program, yar- dim edilecek sefaletlere daha | müessir deva olur fikrindeyiz. — Baba, ev sahibi geldi, aylığı — halde annene söyle de bir oda hazı almadan gitmem, diyorl. a.. Ekmekler ıslaha muhtac!ır Yediğimiz çoğu kumlu ekmeklerin ve karışıktır Emanet bir çok ekmek ve un nümunelerini Son zamanlarda şebhrimizde ek- meklerin cinsi bozulmuştur. Bir çok uncu ve fırıncılar unler karıştırmakta, ekmekler yenile- miyecek bir halde çıkmaktadır. Geçen hafta Böyükada fırınında çıkan ekmeklerin kâmilen kumlu olduğu anlaşıldığını — yazmıştık . Şehrin diğer bir çok fırınlarında bu süretle kümle, karışık ekmekler çıkmaktadır. Emanet bu. bususta - tetkikata başlamış, bir çok un ve ekmek nümuneleri — toplamı Bunlar kimyanede tahlil ettiriliyor. Alına- cak neticeye göre bir karar ver lecel Ticaret borsasında ekmek yapı- lan unların evsafını değiştirmek lâzim — gel de söyleniyor. Bugünkü; ekmeklik unlar için bilhassa “ Romanya — buğdayları esas olarak kabul edilmiştir. Bu formüle göre ekmekte yüzde 15 çavdar yüzde dokuz glüten var- dır. Ayni) zamanda buğdayların yüzde atlmışı sert, yüzde yumşak olarak habul edilmi; Halbuki bu sene memleket mizin buğdaylarını yiyoruz. Gelen buğdayların hepsi de — yumşak buğdaylardır. Şu hale — göre formülün değişmesi lâzımdır. Bu sene buğday mahsulüne göre ekmek formülü nasıl olma- hdır? Bu kimyageri Nureddin r kiz hususta — ticaret — borsası Münşi B, Gazi köprüsü Gazi — köprüsünün — projelerini tanzim eden Fransız mühendisi M. Pijudan şehremanetine yeni bir mektup gelmiştir. M. Piju kânunuevel içinde pro- jelerin hepsini ikmal ederek İs- tanbula getireceğini bildirmiştir Projeler gelir gelmez emanet köprünün — inşasını — münakasaya koyacaktır. tahlil ettiriyor Ticaret borsası kimyageri Nureddin Münşi bey —Yeni ekmek formülünde glütem miktarı yüzde 10, çavdar mikta- rıda yüzde sekiz olmalıdır. Bu suretle daha nefis ekmek yapıla- Fiate gelince ekmek bizde pa- halı değildir. En fucuz ekmek Fransadadır. Kilosu (iki franka yani 16 kuruşa satılır. Ucuzluktan nefasete ehemmiyet ver- en iyi buğdayları yetiştiren bir yerdir. Yumşak — buğdaylarımızda yüzde MM, sertlerde ise yüzde 19 glüten vardır. Bilhassa Gazi çifliğinin - sert buğdaylarında yüzde 21 glüten vardır. Bu nevi buğdayı ” dünyada yalnız Rusyanın kara toprakları yetiştir Bir yumrukta gözünü kör etmiş! Dün gece Şişli tramvay istasyo- 'nunda tramvayın erken hareket etmesini istiyen Mehmet efendi isminde biri ile Ziya efendi ara- sında münakaşa çıkmış bir az | sonra bu münakaşa kavgaya miln- cer olmuştur. Neticede Ziya efesdi savurduğu bir yumrukla Mehmet efendinin bir gözünü kör etmiştir. Polis tahkikat yapmaktâdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: