14 Kasım 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

14 Kasım 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TEADAN AKSANA Sefil şıklık | #İkinci mevki tramvayda, dir ve firak giyilmez. Giyilirse Kömik düşer. Velev ki, bayram- laşmaktan gelinse dahi... — Hattâ, | silindir. şapka ve frakla, taksiye bile değil de, hususi " otomobile binmek gerektir.. — Bu, çaresiz- dir! Fransızlar: “La noblesse exige, derler; şıklığın şanı böyledir. $ Tıraşı iki parmak uzamış yüze tek gözlük takılmaz. Lâmı cimi yok! Ya berbere git, ya tek gözlüğü çıkar. $ Lekeli pükeli lâcivert elbise ile danslıçaya gidilmez. Kırmızı balmumlu davetiye ile çağırılmış bile olsanız, temiz kılığınız yoksa itizar etmelisiniz | $ Topuğu aşınmış iskarpinle be- getr takılmaz. Topuğunu ta- ettirecek çeyregin yoksa, get rini on beş kuruşa sat, monşer, 'on kuruş da cebine kâr kalır. $ Kaplan avcıları ve pehlivanlar bile, golf pantalonile, gece - sine- malarda, - tiyatrolarda / ve çalgılı lokantalarda dolaşmazlar. Nerde por Ramına, “ancakı, iğinde üçündü Yatbol timinden kovulanlar! | G VÜĞ Üliye " öyrenmeden nesir; sarf ve nahiv öyrenmeden | Sür yazılmaz. | $ İnsan, elbisesi, yahut paltosu bir tekken, onu da> santraşlı kumaştan yahut çığırtkan renkten seçerse, damgalı gibi ta uzaktan göze çarpar. Bu nevi kumaşlarla renkler, zengin gardörobu olan- lara mahsustur. H a Bütün bu cihetler, şehrimizin şık ve bedayiperver geçinen bir nevi garip zümresine ehemmiyetle arzolunur! (Vü Nü ) Baba - Kız dans şarıpiyonu Çekslovakyanın merkezi olan Pragda geçen cuma günü merkezi Avrupa dans şampiyonluğu namı altında büyük bir dans mi kası tertip olunmuştur. Mi kaya iştirak edenler arasında dans aleminin en tanınmış kimse- leri vardı. İngiliz danscısı M. Heath clli ya- şında olup dans eşi kendi kızı mis Naney'dir. Mr. Heath kızıyla birlikte şimdiye kadar İsviçre ve İtalyanın amatör dans müsabak: sını ve şampiyonluğunu kazanmı tır. Mr. Heath şimdiye kadar dört cihan ve on altı memleket şampiyonluğunu kazanmıştır. * Güzel Müdürlüğünden perşenbe müsameremiz olacağından şubı lere mensup azâ ile davetlilerin ifleri san'atlar birliği 14 Teşri Yarın Küçük ilânlarımızın günüdür Bu sütuna Göz gezdiriniz. faydasını derhal anlarsınız! Şişli - Karaağaç yolunu parke ola- rak inşası karar- laştırıldı Karaağaç müessesesi ile Hü yeti Ebediye tepesi arasındaki Yolun inşasına başlandığını yaz- mıştik. Bu yol evelce Karaağçtan Ha- hıcıoğluna kadar inşa edilmişti. Bu sene bütün yol tamamlanacaktır. Yolun katranlı olarak inşa edil mesi düşünülmüş, fakat beygirler ve arabalar için kışın buzun tesirile fazla kayıntı yapacağı nazari dik- kate alınarak adi. parke - ile yapılması muvafık görülmüştür. Yol nihayet bir ay içinde tamam- lanacaktı Geçen sene kışın et nakliyatı yolsuzluk yüzünden müşkilâtla ya- pılmışti. Bu yol yapıldıktan sonra bu mahzur da kalmayacaktır. Bu münasebetle darülaceze mü- makalatı da intizama girecektir. Şeker ve petrol inhisar idaresi Bir müddettenberi - Ankarada bulunan şeker ve petrol inl üsnü B. Ankarada, üstakbel vaziyeti hakkında ma- liye vekâletile temas eti Şeker ve petrol inl bir Teşrinicvelden itibaren petrol inhisar resmi almıyor. Nisandan itibaren de şeker resmi almaya- caktır. Bu suretle inhisar idaresi- nin bir hükmü kalmayacaktır. Amerika eskii Eski esvaplar hazırların yerini tuttu İstanbula Amerikadan, külliyet mıktarda eski esvaplar gönderi mektedir. Bu eski esvaplar bur da üç cins olarak ayrılıyor; bir kısmı — temizlenerek — İstanbulda satılmaktadır. Diget — bir kısmı — tornistan yapıldıkdan — sonra — Anadoluya sevkedilmekte ve üçüncü cinsi de tebeddüle maruz bırakıl- maksızın, olduğu gibi, gene Anadoliya sevkedilmektedir. Vaktile İstanbulda mevcut olan hazır esvap mağazaları yerine, bir müddetten beri, Mahmut Paşa ve civarı bu — piyasanın merkezi olmuştur . Bu hazır. esvapların mahiyı nun önüne geçmek için, bir tek çare vardır: İsmarlama esvapların istihsal fiatını indirmek.. Bu yapılacak olursa, Amerika- kadan ithâl edilen eskilere kimse rağbet etmez. İstanbuldaki hazır esvap ticaretinin bu garip şek- line nihayet vermek icap eder. Hiç olmazsa, Anadolu köylüsi bu ne olduğu belirsiz. esvaplar: dan kurtarmak için, hiç olmazsa, Anadoluya — vukubulan bu. kabil ithalâtı sıkı bir kontrola tabi tatmalıdır. Con Ahmet bey Bu defa da yeni ve yanar bir maden keşfetmiş! Con Ahmet bey yeni bir keşif- te bulunmuştur. Bu seferki keşif kendiliğinden hareket eden ma- kine değildir. bu yeni, görülme- miş bir madendir. “Con Ahmet Bey şimdi. Afyon- karahısarında bulunmaktadır. O daki asıl vazifesi silâh tamircili- ğidir. Boş kaldığı zamanlar şehir civarında —maden — taharriyatile meşgül oluyor. Con Ahmet bey bu taharriyatı esnasında kurşuni renkte bir mad- de bulmuş, -bu maddeyi derhal Darülfünun fen fakültesine gön- dermiştir. Yeni madde sert olüp ateşe gösterildiği zaman derhal yanmaktadır. Con Ahmet B. bu maddenin şimdiye kadar fen alemince meç- bul olduğunu iddia etmektedir. Darülfünun — fen / fakültesi bi maddeyi alelusul tahlil etmektedir. Con Ahmet B. bundan bir müd- det evvel de Afyon civarında zengin demir madenleri keşfetti- ğini iddia etmişti. Ayni zamanda bu keşfiyatından İktisat vekâle- tini de haberdar etmiştir. Con Ahmet B. son bulduğu maddenin nümunelerini şehrimizde maden işile alâkadar bir cenebi grubuna da göndermiştir. Satıi binası Mezbahadaki binanın inşası bitmek üzere Şehremanetinin kara ağaç mü- essesesinde yaptırılmakta olduğu et satış binasının inşaatı edilmek üzeredir. Bu emanetinin son günlerde inşa ettirdiği en güzel limanlardan biridir. Binanın alt katında et satıştına ve et tevziatına mahsus olmak üzere gayet büyük bir salon var- dır. Bu salon mezbahada kesilen hayvanları tartmak ve satış mua- melesi yapılmak üzere kullanıla- caktır. Binanın üst katı memur daire- sidir. Şimdiye kadar müessesenin bütün memurları ahşaptan inşa edilmiş bir binada çalışıyorlardı. Binanın çatısı nihayet iki ayda b ek, ilk behara bina tamam- lanmış olacaktır. Facia tahkikatı Birkaç gün evel Bandırmaya yakın Sığırcık istasyonunda bir iren kazası olmuş ve bilet mua- yene memurlarından Nail efendi isminde bir genç pek feci bir surette vefat etmişti. Verilen malümata göre; bu feci kazanın çıkmasına sebep olan su pomplarıdır. Bu pompların katar: ların geçeceği hattın pek yakı- nında bulunması şimdiye kadar altı memurun ölümüne sebebiyet vermiştir. Kazalar trendeki memurların bu — pomplara çarpmalarından zuhur etmekte olduğu ların katarların geçeci yerlerde — bulundurulması esbabinın temini için şimendifer kumpanyasına tebliğat yapılacaktır. Nail efen getirilmiş ve büyük bir merasimle defnedilmiştir. Cenaze merasimine başte direktor M. Dötiz ve mu- avin Naci bey olduğu halde bü- tün kumpanya memorları iştirak etmişlerdir. pomp- hatlardan Hamallar arasında Dün emanet önünde kanla neticelenen bir kavga oldu Dün saat 3 de şehremaneli önünde bir hadise — olmuştur Hamallık vesikası almak maksa- dile emanet binası önünde biriken hamallar birdenbire karışmışlar , içlerinden biri bir adamı yere yatırarak — yüzlerce — kişini gözü önünde biçakla yaralamız gene hammalların gözü ö firar etmiştir. Hadisenin sebebi şudur: Ye- kelesi kâhyası , Salih isminde bir ham- malı işinden çıkarmış. Salih bun- dan münfeil olmuş ve yeni bir hammallık almak için emanet ik- tisat müdürlüğüne gelmiş, bu esnada eski kâhyasına tesadüf etmiş, Aaralarında — bazı sözler sarfedilmiş. Salih de kâhya Yah- yayı bıçakla bacağından yarala- mıştir. Vakayi müteakip buradaki ha: mallar iki tarafa ayrılarak daha hadiseye meydan vere- cekleri sırada carih polis tarafın- dan yakalanmış,mecruh ta emanet doktorları tarafından pansuman yapıldıktan sonra hastaneye gön- derilmiştir. Gramofon plâğı fabrikaları çoğalıyor. Şehrimizde — gramolon — plâğı Teşllar eee Te l iki büyük şirketin biri yeşil ki de biri de şişlide birer fabrika açtığını evelce yazmıştık. Maruf bir grubta yeni Haliçte bir plâk fabrikası açmağa teşebbüs etmiş- tir. tahlil edilecek tohumlar İstanbul ziraat baş müdüriyeti ticaret odası kimya laburatuvarı- na 180 cins tohum gönderilmiştir. Bu tohumlar İstanbul ziraat mın- takası dahilinde yetişen mahsul- dendir. Tohumlar laburatuvarda tahlil edilecektir, Ziraat kooperatifi İstanbul civarındaki koo- peratifler ne iş görecek? Memleketimizdeki ziraat faali- yetini mümkün olduğu kadar bimaye etmek için teşekkül ede- ceğini haber verdiğimiz ziraat kooperatiflerinin neye yarayaca- ği ve masıl olacağını bu işlerle uğraşan zevattan tahkik ettik. Bu tahkiki yapan muharriri: ze şu izahat verilmiştir: “İstanbul ve civarında ziraatla uğraşanların miktarı pek çoktur; buna rağmen ibü işlerle uğraşan- lar arasında biç bir teşkilât mev cut değildir, böyle bir teşkilât olmadığından — dolayı, ziraatçılar pek çok müşkülât içindedirler. Meselâ, ikredi bulmak, tohumluk tedarik etmek, zirai aletler ve edevat temin etmek hususundaki müşkülât gibi... . Ziraatçilerimiz, —tek — başlarına kaldıkları zaman hiç kimseden mali yardım görmezler; şayet | görseler de bu bir yardım olmak- tan ziyade — kendilerini — tahrip ediyor. Yani pek ağır ve fahiş ara bulabiliyorlar. bir takım mürabahacı lara düşerek soyuluyorlar. Ve borçlarını seneden seneye devre- derek, gittikçe tamiri kabil olma- yan bir vaziyete giriyorlar. Halbuki, — kooperatif teşekkül ederse bunların hepsi ” ortadan kalkacaktır. « Bir kere kredi temini müm- kün olacak; ve bu mali yârdım, mürabahacıların yardımı gibi zira- atçılarımızı soyup sovana çevire- cek bir halde olmayacaktır. Tohumluk tedariki içinde ayni şekilde, kolaylık husule gelecel ve ziraata ait alât ve edevat mü- bayaası kooporatif. vasıtasile ya pılacak, ve bütün bu işler zira- atçılarımızın şiddetle muhtaç ol dukları şeylerdir. faizle Onlar ateş istesin biz isteyemiyelim (Onlar saatı sorsun biz sor: Miyalım.. Revayı hakmı bu) Vapurda idim .. Karşımdaki sırada genç bir hanım oturıyordu, bir aralık üstü kübik dekorlu açtı.. - 'Tabakasını a in çantasını harıl harıl anlayordun - ki yok.. Ben de sıgara içiyo- rum.. Genç kadın - belki de genç kız, çünki daha ziyade, bir amerikan kollejinde büyümüş bir genç kız tipi vardı bu kadında - bana döndü — Sigaranızı iniz ? Dedi, uzati şekkür ettiz mecmuaları okumağa başladı Aradan zaman geçti,genç kadın, yahut genç kız gene bana döndü: — Saatinize bakar mısınız?. Dedi, kendisini memnun ede- medim ,çünkü saatim yoktu.. O gün akşam üstü.. Gene va- purdayım, arkadaşım ağzına bir sigara soktu, bana da bir tane uzattı.. Kibrit?.. Kibrit yok! Et- rafıma bakındım, - bizim sıranın karşısındaki sırada bir kadın fo- sur fosur sigara içiyordu.. Sabah- ki hal hatırıma geldi.. Lâkin ce- saretiniz. varsa hanımefendiden ateşini isteyin.. Zaten kadıncağız izim muhaveremizden kibrit is- tiyeceğimizi anlamış ve kim bilir ne fikre zahip olmuş olmalı ki kaşlarını çattı, yüzünü buruşturda, biz de bittabi kibrit mibrit bular madik, sigaralar tekrar pakete avdet etti... Bir aralık arkadaşım: — Yahu bu vapur me ağır gi- diyor... Saat kaç acaba? Dedi... Yanımızdaki hanım et- rafı pırlantalı kol saatine baktı... Lâkin sorabilirseniz sorun... zaten hanım efendinin ucu güdük şem- esi de yanında havan tokmağı gibi duruyor... Biz tabii bu seferde saati sor- maktan vaz geçtik .. Hey gidi erkek nüfuzu hey.. Haygidi erkek hakimiyeti hey..Hey gidi erkek - kadın hukuku müsa- vatı hey.. Hey gidi feminizm heyl.. met Feridan Liman şirketinin i teşebbüsü Liman şirketi umum müdürü Hamdi bey, şirket memurlarının azami ucuz bir fiatla karınlarını doyurmalarını temin — maksadile şirket binası dahilinde bir lokanta tesisine karar vermiş ve kararını her zamanki surat ve azmile derhal mevkü file koyarak istih- zarata başlamıştır. Lokanta cumartesi gü, cak ve ondan sonra hergün şi memurları iki kap yemek ve bir tatlıyı 30 kuruşa yeyecekdir. şik - çantasımı çıkardı, boyalı dudaklarının sına bir sigara sıkıştırdı yakmadı, eder müsaade Yevmi, Siyas! güzete İDAREHANE — acımuzluk sokağı Telgeaf adresir “Akşam, latanbul, Teleten : yazı İşleri; için l 136 Telelom : İdare İşleri içim çi ASA Gönderilmn yazlar, sahibine Vade ülmen ABONE ÜCRETLERİ Türkiye içini Seneliği 1700, altı aylığı 908, ç aylıı 500 kuruş. Ecnaii memleketler için * Seneliği 80007 3in aylığı 1600; Üç aylığı 900 kuruştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: