14 Kasım 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

14 Kasım 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Teşrinisani 1929 Tarihi roman tefrikamız: 31 BİZANSIN SON GÜNLERİ Yazan: iskender Fahreddin «Ben kenidim çok fena göriyorum, Safinaz! kalbim duracak gibi, sönecek gibi çarpıyor... Gözlerim kapanmadan, sana mühim bir sır tevdi zdecegim.. beni dinleh Safinaz, Rüstem beyin yatağının K Rüstem bey, sarılı kıpırdatmadan gözlerini açtı. Yataktan ince, bir ses yükseldi: inaz, bastanın başı iyordu. — Safinaz.! Genç kaz âşıkının boy- nuna sarıldı ve ölü ben- zine benziyen sapsarı ya- naklarından öptü. — Bir şeye ihtiyacın var mı, Rüstem ? Rüstem bey evelkinden biraz daha canlı bir sesle titrek — Görmiyor musun ? Safinaz elini yüzüne götürdü. — Rüsteml Şimdi düşüp bayılacağım. 'Bana aksi cevap verme! Seni kim yurdu..? Böyle, bir gece içinde ne oldun? — Beni kim vurduğunu sen pekâlâ Safinaz cesaretini top- ladı. — Ben (Klio) yu Sadrazama götürmüştüm. Avdette seni mer- mer sütünların —arasında — yere | serilmiş bir halde gördüm... Kan- lar içinde yatıyordun! Orada fazla duramadım .. Büyük bir korku ve heyecan içinde, derhal seni müayeneye — başladım. — Fakat, tam bu sırada arkamdan uzanan kuvvetli bir el beni omuzuzlarım- dan geriye çekti.. — Kimin eliydi O0..? — Padişahımızın.. — Seni görünce ne dedi? — Hemen odama — gitmemi söyledi. — Başka..? iraz da şüphelendi.. — Senden mi? — İkimizden.. — Sen ne cevap verdin? — Senin vaziyetini. kurtarmak için her şeyi göze aldım... Fakat, Hünkâr şüphesinde - fazla ısrar etmedi. — Sonra...? — Bundan - sonrasını” bilmiyo- rum, Rüstem! Seni mermer sütun- ların arasında birakıp ta odama nasıl geldigimi - hatırlıyamiyorum. Akşamdan beri deli gibi, odamda dövünüp duruyorum... Rüstem beyin gözlerinin içinden hazin ve samimi bir tebessüm dalgası geçti. — Beni bu kadar çok sevdiş tasavvur etmezdim. Safinaz! gı başını uzat ve alnını dudaklarıma de seni bir defacık olsun öpeyim. Safinaz başım uzattı. Rüstem beyin gözleri sulanmıştı. — Ben kendimi çok fena gö- rüyorum, Safinaz! kalbim duracak | Tahlisiye umum müdürlüğün Anadolukav: ki tahlisiye tarihine müsadif cumartesi günü saat 10 da Cumartesi günü ikmal edilmediği tal erek kaleyi teftişe gı(ıııış!ı sarıydı kimseler yoktu. anbarında mevcut enarına oturdu.. Padişah atına | ' Ü metinde eşya verilecek ve | |) 50 kişiye de 200 liralık © esnada Bizansta yeni ve güzel bir rakkasenin şöhreti işidilmeğe ek gibi çarpıyor. inde, öğrene şeylerden Padişahı muhakkak su-, rette haberdar etmeni isterim. Beni iyi dinle! Safinaz — itidalini çalışiyordu. — Rüstem, sâkin ol! hayattan ümidini kesme.. Dedi. muhafazaya Anadolu yıldızının gözlerinden | akan yaşlar Rüstemin islatıyordu: Hastanın dudakları titriyor biydi. Söylediği sözler müşkilâtla anlaşılıyordu. — Safinaz! - dedi - sana sö, yeceğim şeyler çok - mühimdir. Bu esrarın benimle beraber ölüp gitmesini istemedim. Evelâ bana haber ver bakayım, elçiler bu gün gittiler mi? — Gittiler. —. — Hünkâr nerede? — Atma / binerek kaleye git- yüzünü — Sadrazam burada mı? — O, elçileri teşyie gitti. — Gece, (Klio) yu, kendi elinle onun odasına götürdüğünün ceza- B M çekanl düniemi? — Seni Klioya görüştürmemek in, kendi elimle bu rezaleti ha- zrlamağa katlandım.. ne yapayım? — O rezületi bir aki- bet — tevlit eti gördünyal Şimdi bunları bırakalım.. hesap soracak ve hesap verecek halde değilim. Yalnız beni dinle! Kab bim ve beynim durmadan, sana, | (Elvira) ile (Klio) nın, şu bir kaç gün zarfında oynadıkları rol- lerden bahsedeceğim. (Mabadi v. Satılık eşya ğünden: caya 161117 Ü ci akeallir kdirde mütebaki eşyanın 18/11/929 Çocuklara mahsus 1500 liralık | Kıymetli eşya / piyankosu | Geçen gün ikinci tabımızda muhtasaran yazdığımız gibi | (AKŞAM )ın | ÇOCUK DÜNYASI Küçük karilerinden gördüğü rağbet dolayısıyla kendilerine Kiymetli eşya piyankosu şeklinde — kediyeler karar vermiştir. 500 liralık Eşya piyankosunda 83 kari- | Pimize “muhtelif — kiymetlerde | | hediyeler verilecektir. Birinciye 100 lira İkinciye — 30 İ Üçüncüye 20 ,, | | ve 30 kişiye 5 lira kıy- | vermeğe Şeker, Çikolata, | Kitap 'e sair hediyeler verilecektir. Şurasını izah edelim ki, bu | | esyayı, karilerimiz, kendilerine | | göstereceğimiz büyük bir ma | ğazadan bizzal ve arzu ettik- Teri cinsten alacaklardır. Yarın | Çocuk sahifemizdeki tafsilâtı | bekleyiniz! Sesil Sorel Bilkei şökliğl ameliyatla değiştirmiş Fransanın Cen maruf — aktrisi Madam Sesil Sorel Komedi Fran- sez'in “son oyununda - herkesi hayrette birakmıştır. Çünkü bu sanatkâr “ Sappho , rolünü icra ederken kendisine şöhret veren güzel İâtif burmunun kaybolup yerine klasik bir Yunan dilberi burnu — kaim - olduğunu hayretle görmüşlerdir. Bir müddet temaşagerler dona kalmışlar sonradan / şiddetli bir alkış tufanı başlamıştır. Alkışlar bittikten sonra takdir- kârane fısıltılar işidilmiltir. ötedenberi Segur olan madam Sorel diğer aktristlerin - burunları daha şahi- nimsi olduğuna gıbta ediyorlarmış. Sanatkâr üç hafta evvel Parisin €n maruf güzellik operatörlerin- | den birine yaptırmış olduğu gayet nazik bir ameliyei cerahiye ile kıkırdakları / kismen ” çıkartarak burnuna şiddetle arzu Ona Gölkelebeği lâkabım takan, imiş. Amma, Birincisi mi ?.. aşıklarından - biri Bilemiyorum! — Sondan evelkisi, ondan daha evelkisi değil!... Zira, Gölkelebeğini tamıdığımdanberi, o, üç beş erkek değiştirmiş; lâkin, Hayatına tulü ve ondan gürüp eden bu erkeklerin hepsine 'de, kısaca, “arkadaşım,,der. Birinden ayrılır ayrılmaz öteki ile zarifane ve/ kolayca birleşebilir; nihayet ondan da vakurcasına ve hakimcesine ay- rılır. Hasılı, lâkabına lâyık bir ömür sürer; su ile gök arasında- ki düzlükte kayıp giden hakiki ilkelebekleri gibidir: Mazi ile ikbal arasında sıkışmış bulunan ve ilk nazarda bir an gibi kibi gö- rünen , fakat iyice düşünülürse ezel ve ebedin ta kendisi olan - HALde ilerler gider: Ne mazi ile, ne de ati ile alâkası vardır. Gölkelebeğinin tatlı ve yaldızlı hayatında, bir gün bir dram vu- kua geldi. Inadına parlak siyah gözlerile, inadına parlak beyaz dişlerile, ina- dına mat teni ile ve uzun, mevzun vücudu ile daima üzerinde müte- bessim ve müsterih yattığı şu yumu- | şak yastıklı geniş divanının önünde dün akşam bir delikanlı kendini vurdu. Hadise, bundan yirmi dört saat evel cereyan etti. Belki, he-- | nüz soğumuş olan bu cesede hürmetle, meseleyi böyle - sıcağı sıcağına “mevzuubahs — etmemeli idim. Lâkin, Gölkelebeğinin donuk lâkaytlığı karşısında, merakımın zembereği boşanıverdi: — Bana anlatıver, cicim, -de- dim- kendikendini niçin vurdun? Titremedi bile. Sadece, ban: geniş ve mütaharrik gözbebekli gözlerini çevirdi; siyah üzüm sab- kımlarını andıran bükleleri arasın- da sevimli yüzünü — gayrımüta - harrik tuttu. Omuzlarını bile oy- natmadı: — Saçmalığı düşünün, azizim! - dedi. * Benimle evlenmeğe kal- — Ne biçim adamdı bu? — Hoş bir adam. Neşeli, mü- nevver, cömert.. Mükemmel bir Hakiki hayatta namı kontes de | arkadaş.. Benimle evlenmeğe kal- kışınca ondan yüz çevirdim. — Evlenmeği / istemesi,, - size karşı..? Sustum. — Madem düşündünüz ve ma- dem cümleye başladınız, sözü Sirkeci Ebussuut cüklesimle tenek Operatör: HALİL SEZAİ W Basur memeleri, Fistül ve Sıracaları amliyatlı, ameliyatsız elektrikle tedavi ve bilcüule ameliyatı icra 'eder. Saat 1-7, göstermez mi? Bu sözleri “lerini göstererek uzun uzadıya güldü. lâkabı, daima Gölkelebeği kalmıştır. | metle Gölkelebeği Beni olduğum gibi görüyor olduğum gibi kalmamı istiyordu. Yapamıyacağım , şeyleri benden istemi, tihar eden arkadaşım, benden, olamı- yacağım e) lebeklerini elbette görmüşsünüzdür. Rengârenk ziya huzmelerinin orta- sında çiçek gibi güzel görünürler. Halbuki, bu gölkelebeklerini alıp gölgeye ve karaya çıkarınız. İğ- renç yumuşak bir takım mahlükat haline / gelirler... beni bu hale getirecekti. benden, Ü Memleketin medarı iftiharı olan Mektep ve müessese müdürü beylerin nazarı dikkatine : 23 KURUŞA SOBA BORUSU Muhtelif şekilde soba ve malzemi ivanyolu Acıhamam No. 20 istemesi, mış olarak tehayyül edin. © zaman, mahvolduğum gündi tini haiz olacaktı. Ona, ziyadan kanatlarımı kopartmadım. Maütercimi; (Hikâyeci) Resimli yeni alfabe a karşı,?. — <« Alâkasını ve hürmetini — Alâkasını ve hürmet güleyim b: Kırmızı — duüdakları Z, müntazam ve küçi — Bana hakiki alâka ve hür- aşkını isbat eden erkek Tükabımı - bulandı: olamıyacağım Bu in- ri istedi. Olamıyacağım olamadım. O da intihar etti. ahat bende mi?,.. Aman ya- Beni, aile hayatına karış- İşte, — Durgun sular üzerindeki göll İzdivaç, — işte, hakikaten bıkmak ve isarhayala. ağmmlk. GEŞ | az meraklılarına HALK MUSİKİ e Taksimde. Pat Si TÜRK E inin on beşinci cuma günüt idaresinde küşat ediler mekülât rakabet TKillet mektepleri ALFABESİ Yazan: Necmeddin Sadık bey Bilhassa —halk - tarafından Necmeddin Sadık bey alfabe- sinin ne kadar rağbetle kar- şılandığı ve az vakitte yüz binlerce satıldığı - malümdur . Maarif vekâleti tarafından ilk mekteplere ve millet mektep- lerine kabul edilen: çıkmıştır. Vekâletçe 14 kuruş fiat konulmuştur. Muallimlere tavsiye ederiz. Satış yeri: Muallim Ahmet Halit kitaphanesi. icuz fiatla satılmaktadır. Ahr ikası müdürü *t Osman Bandırma kasabasının en mütena mevkiinde vaki belediye mali pek çok hane arsaları satılmaktadır. tediyesi meşrut olduğundan almağa talip olanların Bandırma belediye Bedeli alı senede ve altı taksitte dairesine müracaatları ilân olunur. Bandırmada mendiregin tahkimi için lüzumu olan kayaların mahallinden alınarak nakli ve mendirek kasma atılmasının 10720 lira bedeli keşifli ameliyesi evvelki şartnamesinde bazı tadilât icrasile 3/11/929 münaksaya vazedilmiştir. Teklif zarfları 24 teklif aarfların 11/929 Pa muayyen vakt rihinden itibaren 20 gün müddetle ve İ zarf usulile Bandırma belediyesi riyasetinden: | Bandırma belediyesi riyasetinden: | açılacağından taliplerin havi şartname muka-

Bu sayıdan diğer sayfalar: