17 Kasım 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

17 Kasım 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KU TTTi aN018 50 AAt tat0 OA eli 1929 inisani AKŞAMDAN AKŞAMA gJokona f*) ile Si-Ya-U| sir Nazım Hikmat'in emanzem> Tomamı) Bundan birkaç ay evel 835 safır sernamesile bazı şiirlerini kitap halinde neşreden ve etrafına büyük| bir hayranlık ve bir az da homurtu uyandıran şair Nazım Hikmet, şimdi de, Jokond ile Si-Ya-U is- minde bir “manzum,, roman yazıp bastırdı; birkaç güne kadar, satış sahasına çıkarıyor. Bazı yeni kitap- ların satışı yüzler hanesin? doldur- madığı bir devirde, 835 satır, he- men hemen, yevmi bir gazete ka- dar satıldı idi; Jokond ile Si-Ya-U'- 'nun da böyle bir alâka celbetmesi beklenilir. 40 sahifadan mürekkep olan bu “manzüm, romanın mev- zuu şöyledir: - Lionardo da Vinci ismindeki meşhur sanatkârın meşhur tablosu| olan Joconde, Louvre müzesinde kendisini ziyarete gelen — çinli İstidatlı bi türk ressamı olan Cevdet Beyin roma- na yaptığı bu resim, Joconde'nin çerçevede can- danarak — miyop — bir Amerikalının — cebinden kalemini aşırdığını göste- riyor. peşinden, inkilâp — hareketlerine iştirak için Çin'e kaçıyor ve mür- teciler tarafından "ihrak binnar,, ediliyor. Şair, bu . eseri — yazmakla, hakiki —sanalın remzi — olarak Joconde'yi göstermiş; ve hakiki sanatın inkılâpla el ele olduğunu söylemek — istemiştir. — Moskova darülfünununda Nazım Hikmet'le birlikte okuduğumuz esnada haki- katen Si-Ya-U isimli bir çinli se nf arkadaşımız vardı; bilâhara, memleketinde, istihlâs hareketle- rine iştirak ettiği için, mürteciler tarafından, kafası kesilmiştir. Na- zn, kitabını - Si-Ya-U'ya ithaf Romandan bir parça alıyorum. Joconde, Louvre'den kaçıyor: Göc6 yarısın Kimlilir tam bu andı gi sarhoğ öldi iyor karısını? hapgi b deklizinde tam bü anıda angi bursız dolaşı; w Bilirim ki he göce yanısı, er karlin yüreğinde n atıhlı teyy dur; bür korkudr! F AKŞAM GAZETESİ 500 liralık Kiymetli eşya piyangosu kuponu İM8” Bü kuponu saklayın Veremle mücadele Kütahyada büyük bir sanatoryom yapılacak tahribatı — yüzünden bir çok — vatandaşımız ebediyen kayboluyor . ümet olmak üzere bir çok hayır müesseseleri bu müthiş hastalığın önüne — geçmek içi büyük bir gayret sarfediyorlar. Hükümetimizin Heybeli adada açtığı verem sanatoryomu şimdiye kadar yüzlerce müteverrimin im- dadına yetişti. Ancak bu hayır müessesesinin çok mahdut bir kadrosu vardır. Bu yüzden has- talar müessesede yer bulmak için sıra beklemeğe mecbur oluyorlar. Adalarda gerek resmi ve gerek hususi sanatoryomlar yalnız “açık veremli, lere, yani cigerlerinden ifrazatta bulunan hastalara mahsustur Kapalı müteverimler, sanator- yoma kabul edilmiyorlar. Çünkü | bu hastalar, diğer açık veremli- lerle bir arada tedavi altına alın- | dıkları - takdirde — hastalıklarının artması ihtimali vardır. Aldığımız malümata göre hü- kümet bu mühim noktayı nazarı dikkata almış ve verem tedavisi hakkında esaslı tetkikat yapmağa karar vermiştir. Vaktile Cemal paşa bahriye nazırı iken asri ve mükemmel bir sanatoryum inşa k üzere almanyadan bazı mütehassıslar getirtmiş ve o za- man bir plân tanzim ettirilmiş! Bu plâna göre Bursada Uludağ da veya Kütahyada bir sanator- yam inşa edilecekti . Plân bir iki Sene evel aranmış, fakat buluna- mamıştır. Hükümetimiz,, — müteverrimler için en müsait Yer olmak üzere Kütahyayı münasip görmüştür. Bunun için tetkikat yapılacak ve tanzim edilecek proje üzerine Kütahyada büyük bir sanatoryom inşa edilecektir. Verem senede Batmamış.. İzmirden alınan incirler -| yolda kâmilen yandı İzmirden bir çok tüccar eşyası yükledikten sonra hareket eden Holanda bandıralı Vercester va- purunun battığı zannediliyordu. Halbuki — vapurun — batmadığı ahnan telgraflardan anlaşılmıştır. Vapurun — ambarlarının — birinde zuhur eden harikten yalnız İzmir- den yükledilen incir mahsullnden bir — kısme — mühterik — olduğu alde söndürülmüştür Ve be tuhafar indim, n 60 kulaç ipi sarkıttım Jokomlün pencer Üç keskin düdük çakiım. Ve derhal cevap aldım Açtı ardına kadar Takond ponceresini, feryem ana kıhıgna sokulan bu fakir bahıçıvan kızı Sıyırdı. cırtından yaldızlı çerçevesiniş ve ipe sarilarak turmandı yukarı Dostüm Sİ-YA-U tallin varmış doğrusu bi karıya, () Esere eski harfler zamanında başlandığı için, ismihaslarda imlâ değil, telâffuz esas tutulmamıştır. (V- Nü) |lmdir,, derdi. Halbul Mahkemelerde Çocukken lâfla ni- şanlanmışlar Kara, kuru, bir kadındı... Bir türlü yerinde durmuyordu. Bu ka- dar canı tez insan az bulunur. Sıçrayarak kalem odasma girip çıktı, sinirli sinirli mübaşire bir geyler sordu. Bir aşağı, bir yukarı dolaşmağa başladı Bu kadında bir fevkalâdelik var... Asabiyetten çehresinin bü- tün hatları titriyor. Mahkeme salonuna koşar adım- larla girdi. Bu zarif kadın davacı... Maznun, yakışıklı, sakin bir gençti. Zabat Düti Körim kulk mefes” lerle ve bir makine sür'atile davasımı / anlatıyor: *Efendim ne demek, namuslu kadınlar evlerinde kapis mi kala- cak? Bunun gibi çapkınlar yüzün- den sokaklarda yürüyemez olduk. Beyfendi! bir değil, iki değil efen- dinin kırdığı potlar bini geçti. ti Zorla değilya, istemiyorum. Artık | benim peşimde dolaşmaktan, bana) söz atmaktan vaz geçsin. Siz şimdi onun böyle masum masum oturmasına bakmayın. O 'ne sinsi şeydir o ... Biraz sonra göreceksiniz, size ne yalanlar söye liyecek. Amma bakın namusuma dokunacak bir şey söylerse ben bilirim yapacağımı... Reis bey, rica ederim, acele etmeyin, davamı anlatacağım, (: kat sizin lüzumsuz gördüğünüz sözler benim için faydalıdır. Ben söylemesem — çatlarım — efendim. Benim namusumla oynanmaz reis beyl Bu efendi benim namusuma göz dikti. Bana her rastgeldiği yerde “cicim, yavrum,, diye söz atıyor. “Seni alacağım, diye teklifte bulundu. kabul etmedim, bu sefer ötede beride namusum aleyhinde iftiralarda bulundu. Benim namu- sumu temizlesin!, Maznun ifşaatta bulunuyor: “Efendimi büyük annem bi birimize nişanlamış. Hanım geçen seneye kadar benim için “nişan- i ben ha- nımla evlenmeği hatırımdan geçir- mediğim için geçen sene akraba- mızadan - bir kızla - nişanlandım. O günden sonra bu hanım bana garez oldu, bir kaç defa bana mek- tup gönderdi, benimle konuşmak istedi.. -Nişanlımı çok sevdiğim hanımla görüşmedim ve aley- hinde biç bir söylemedim. Bilâkis hanım güze', namuslu olan nişan- lım için fe Kara kuru kadın sapsarı gesil- di. Mahkemeden çıkarken dişleri ni gıcırtadarak gence diyordı ki *Sen samuslu ve güzel. nişanlını başına çal, görürsün bak! Bir gün geleck sana elimi ayağımı öptü- — bilmem Rusyaya ihracat Tüccar yüzde 20 nisbetinde iştirak edecekmiş Rusyaya yapılacak ihracat işi hakkında muhtelif yerlerdeki car iktisat vekâletine müracaat etmiştir. Haftalardan beri devam eden bu şikâyetler iktisat vekâleti ta- Tafından — tetkik — edilmektedir . Deveran eden bir şayiaya göre hükümet ihracat tacirlerinin bu müracaatlarını kısmen kabul et- miştir. Bu mesele hakkında iktisat ve- kâletinin yeni bir karar daha verdiği lenmektedir. Bu karara göre tacirler yüzde 25 nisbetinde Rusyaya ihracat yapacaklardır. Bunun bir talimatname yapılacaktır. Ta- limatnamede vesikaların öteden beri Rusya ile iş yapan tacirlere verileceğine dair bir kayt buluna- caktır. Bu suretle önüne gelen vesika bulup Rusyaya mal sevk- edemiyecektir. Mamafih bu haber henüz yüde muhtaçtır. Ticaret müdiriye- tide resmen böyle bir emir ge- mediği söylenmektedi, Evlenemiyor! Ev tuttu, hazırlık yaptı lâkin cevap gelmiyor Tramvay şirketi biletçilerinden 1318 numaralı, Halil oğlu Ahmet efendi dün matbaamıza gelerek bize şöyle dert yandı: — Efendim bendeniz Çemi zekliyim... Evlenmek Hayat arkadaşımı da intihap ettim. Bundan bir müddet evel lâzım gelen müamelenin icrası için Be- yoğlu belediye dairesine müraca- atta bulundum, üsülen — memle- katinden —yani — Çemişgezekten evli olup olmadığım soruldu. Ara- dan uzun müddet geçti. Bekle- nilen cevap gelmedi, bir daha Beyoğlu dairesine müracaat etimi Usul böyledir.. Çemişgezekten çevap gelmeyince evlenemezsi İsterseniz bir de telgraf çekelir Dediler.. Ben de hemen telgrafı çektim.. Lâkin gene günler geçti ve cevap gelmedi. Halbuki benli burada hazırlıklar yaptım, ev tut-3l tum, masraf ettim.,, Abhmet efendinin şikâyeti bu.. Hükümet nüfus - siyaseti - takip ediyor, izdivaçların artması için arandığı bu zamanda — Hiç merak etme hanım, (Akşam) a bir küçük ilân verir, üç gün içinde istediğimiz gibi bir kız buluruz!. İstanbul uykudan nasıl kalkar? İstanbulun uykudan kalkışı çok hoştur. Şehirde en erken uyanan semt Fatih ve Aksaraydır. Saat altıyı çaldı mi Fatihle “Aksaray gerine gerine, mafsallarını çalır- data çatırdata esniye esniye uya- nurlar, Fatih, Aksaray ve civanı için sinema yoktur, bar yoktu, gece misafiri yoktur. Misafir gelse de nihayet bir müddet oturur : —Eh yatsı okunalı hanidi Uyku geldi bedene.. - Allah razı olsun kalkıp giden: Diyip kalkar gider. Fatihte Aksaray ve civarmda “ Uyku geldi bedene, Allah razı olsun kalkıp gidene , sözü âdetâ misa- firet kanunudur.. Bunun için Fatih ve Aksaray saat dokuzda yata- ğina girmiştir . İstanbul semtleri içinde en ten- beli Şişlidir, sabah saat yedi olur uykudadır, sekiz olur Şişli uykuda, dokuz olur Şişli uykudı Şişli, gece saat üçte yatar ancak birde kalkar.. Galata ve limanın etrafı, şehrin faaliyet merkezi de daima uyku- suzdur. Bilhassa Galata çok geç yatar, ğayet erken kalkar, her zaman mahmurluğu üstündedir. Sonra İstanbulda gece uykasu yetişmiyormuş gibi gündüz uykusu da uyuyan yerler vardır: Adalar Yeşilköy, Pendik, Kartal, Bostancı ve sair sayfiyeler... Buralarda öğle — yemeğinden sonra şöyle bir müddet şekerleme yapılması şartlır.. İstanbul sematleri bir evde otu- ran bir aile efradına benziyor.. Meselâ mahdum bey gece bar gitmiştir, geç vakıte kadar yatar ertesi gün çalışmak mecburiyen tinde olan bey erken yatıp erken kalkar, büyük hanım öğle nama zından sonra bir az kestirir.. İstanbul semtleri de bu hesap.. Hikmet Feridan İstanbul adliyesi Hâkimler arasında yeni tebeddül yok İstanbul adliye memurları ara- sında yeniden bazı tebeddilit yapılacağı doğru değildir. Muhtelif adliyeciler, — kendilerini — istihlâf edenler geldikçe, peyderpey ma- balli - memuriyetlerine — hareket etmektedirler. z İstanbul altıncı hukuk - reis vekilinin Kütahyaya tayini “mü- nasebetile, mezim bulunan rels Kemal bey mezuniyetini - tehir ederek vazifesine başlamaıştır. Yevml, Siyas? garete İDANENANE — acımuslak sokağı Telgraf sörekli “Akşam, latanbul, Telefon : yazı İşleri içim İt 1656 Telefon : İdare işleri içim vi S Gözüecilen yazlız, abikin iade elllmer ABONE ÜCRETLER! Türkiye İçler Seneliği 1700, alta aylığı 908, Üç aylağı 500 kurup, E aemnleketler içie » Seneliği 30007 Ayld 1600) Üç aylığı 900 kuruştur. Gürelemie dlnlerden mes'uiyet Labal otmaz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: