25 Ocak 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

25 Ocak 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<< 24 Kânunusani 1932 AKŞAMDAN AKŞAMA Benerci kendini niçin öldürdü? Müellifi : Nâzım Hikmet. — Suhulet kütüphanesi. — Metnin resimlerini . yapan: Fikret Muallâ, — Kap kompo- Zisyonunu. yapan : Ali. Suavi, — 116 sahife. -— 75 kuruş. Nâzım Hikmet, bir kısmı man- zum, bir kısmı mensur bir roman neşretti. “ Benerci,, bir hintlinin ismidir, Vaka Hindistanda geçiyor. “Benerci Kendini niçin Öldürdü, ser- namesini taşıyan bu eserin, bizipek okadar sarmadığını dercengievvel haber verelim. Gerçi, içinde, pek güzel parçalar var: “ Delikanlım! — Iyi bak yıl- dızlara! — Onları belki bir daha göremezsin! — Belki bir daha — yıldızların ; ışığında — kol- larını ufuklar gibi açıp geremez- sin... — Delikanlım! — Senin kafanın içi — yıldızlı karanlık- lar — kadar — güzel, korkunç, kudretli ve iyidir. — Yıldızlar ve senin kafan — kâinatın en mükemmel şeyidir.,(1) Bu mısralardaki otahassüs ve tefelsüfün inceliğini itiraf etmemek mümkün değil, Aynı kuvvette parçalar, kitapta, pek çoktur. Roman olmak noktasından da, vak'a ve tahkiye entrikaları hoş tertip olunmuştür. Lâkin, bir türlü anlıyamadık; şair, nasıl olmuş ta şöyle zaaflara düşmüş: “O — Büyük — bir — ışık — gibi — döğüştü.., Işık döğüşür mü? Bu ne mecazi, ne istiari, ne hakiki bir mana ifade etmiyor. Bunun gibi müna- sebestsizlikler, manzum römanda pek çoktur. Sonra, kahramanların yaptıkları hareketler mufrit mubalâgalarla naklediliyor : “Kadın — yakaladı genç ada- mı — elimden.— Genç adam, — yakaladı kadını belinden. — Bir yumrukta kırdı camı. — Otur- dular pencerenin içinde ..., Pencereyi niçin açmayıp da camı kırmışlar ? Cam kırıklarının bir yerlerini kesmelerinden kork- mamışlar mı? Hayrettir doğrusu?! Nâzım bu gibi garabetleri san'atına unsur olarak kullanmak lüzumunu niçin hissediyor? Sonra: Seksen tane “r,, dan, majüskül tek harf- lerden mürekkep bir sürü mısra- lar.. Şair, ilk kitaplarında cidden yeni olan bu grabetlerden heve- sini almış bulunmalıydı. Bu son eserinde eski marifetlerinin izi kalmamalıydı. Halbuki. maalesef, bu roman, - nesir parçalarına rağmen - eski Nâzım'ın hattâ epice zayıf taklididir. (Esasen, kitapta, Nâzım'ın çok eskiden yazdığı parçalara pasaj pasaj tesadüf o olunmaktadır, o Şair'in “ Jokond ile Siyau ,, ismindeki nl Şairin mısralarını alt alta yazmadık; nisbeten az yer tutsun- ŞEELir Şehir meclisi Şubat devresinin ruznamesi pek yüklü Şehir meclisi daimi encümeni geçen nisan içtima devresinden beri birçok işlerle meşgul olmuş ve bazı işlerin hallini şehir mec- lisine bırakmıştır. Şubat içtima devresi çok yüklü birruzname ile açılacaktır. Bu me- yanda tarifeleri belediyece tastik edilen lokanta, birahane, bar, kahve, otel ve saireden alınacak harçlrın tarifesi vardır. Alınacak harcın mikdarı şehir meclisi tarafından tastik edildik- ten sonra tatbik edilmeğe başla- “| nacaktır. Fiatlerin tanziminde be- lediye hiç bir müdahalede bulun- madığı için yüksek fiatlerle liste- lerini tastik ettirenler ona göre fazla miktarda harca tabi ola- caklardır. Kemal Ömer merhum iktisat müdürü iken !bu liste muhteviya- tının bilahara tasnif edilerek ayni vaziyette bulunan iki müesesesnin fiatleri arasında fark görüldüğü taktirde bunu bir ihtikâr mahsulü olarak telakki edecek, ve piyasaya göre emsalinden fazla fiatle satış yapanlar hakkında takibat yapıl- ması lâzım geldiği kanaatinde idi. Fakat yaptığımız tahkikata göre lokanta, bar ve emsali müessese- lerin fiat listelerini tetkik ederek fazla fiat isteyenler hakkında takibat yapmak kabil görülmeyür, Ancak, fiyat listelerinden alınacak harç- lar ağır olursa alâkadarların liste- lerindeki | fiyatleri (o indirecekleri ji görülüyor. manzum romanı, daha kuvvetli, daha yeni ve salim zevkliydi. Ibtimal ki, üzerimde bu menfi tesirin kalmasına sebep, umu- miyetle “modern ,, sanattan gına getirmiş (oolmaklığımdır. Itiraf ederim: “ kübik salon ,, dan bık- tım. Meselâ “Ampir,, usulü döşen- miş bir odayı, asırlar imtidadınca zevklerin istihalesi buluyorum ve ondan usanmıyorum; ( halbuki, “ kübik ,, eşya, o dermeçatma, uydurma ve bıktırıcı görünüyor. 1932 senesinde gayrı eskimiş olan tekmil yeniliklerden usandım: Caz- bandın miyavlamalarından; mik'ap kafalı, huni burunlu insanların resimlerinden el'aman dedim. Bu meyanda - belkide taklitlerinin çoğalması - Nâzım Hikmet'kâri- şiirden beni soğuttu. Nâzım, aruzla, hattâ bahritaville, en klâsik şiirlere dönmeği bize vadediyordu. Bu vadini ciddi ciddi tatbik etmesini bekliyoruz. Yoksa Akşam LAMBA. EEE Tramvayda kadınlar kadınlara ön sıralar tahsis edilmeli mi? Tramvaylarda öndeki iki sıranın ötedenberi hanımlara ayrıldığı malümdur. Bu ön sıralar yüzünden kadın yolcularla erkekler arasında son zamanlarda (münakaşalara sık sık tesadüf ediliyor. Bir çok zevat, tramvaylarda bir imtiyaz * kabilinden - hanım- lara yer ayrılmasına (şiddetle müuarızdırlar. Bu fikir, şehir mec- lisi azasından bazı zevat arasın- da da yer bulmağa bâşlamiıştır. Bu zevatın fikrine (o göre bazı hanımlar, ön iki sırada yer olduğu halde arada sırada erkek- ler arasında oturmağı tercih edi- yorlar. Tramvaya binen erkek yolcü, arabaya girince öndeki sıranın kadınlara ait olduğunu bildiği için bir kaç dakika sonra yerini terk- etmeğe mecbur olmaktansa boş sıraya oturmyuorlar ve arka sıra- lar da gene kadın yolcularca işgal edildiğinden ayakta kalmağa mec- bur oluyorlar Şu takdirde mademki hanımlar tramvaylarda oturmak için hiç bir sıraya riayet etmiyorlar, o halde, tesettür ananelerinden kalan bu usulün kaldırılması lâzımdır. Bu hususta şehir (o meclisine ( bir takrir verilecektir. Takrir sahipleri bu takrirlerini mecliste müdafaa edeceklerdir. Halk geceleri Halk evinde tertip edilecek müsamereler Halk bilgisi derneği Halk evinde halk geceleri tertip edecektir. Bu gecelerden her birinde muhtelif Anadolu şehirlerinin şarkıları söy- lenecektir.: İlk gece Izmir gecesi olacaktır. İzmir gecesi İzmir oyunları oynanacak İzmir şarkıları söylenecektir. Bu arada İzmir âdetleri ve halk efsaneleri hak- kında bir konferans verilecektir. Bundan sonra Urfa, Trabzon geceleri tertip edilecektir. Halk bilğisi derneğinde bu ge- celeri tertip etmek için muhtelif heyetler teşkil edilmiştir. AKŞAM ABONE ücretleri — Türkiye Ecnebi 1400 kuruş (© 7700 kuruş 71 » 0 » 0 >; 0 » 150 » -— —- SENELİK 6 ArLIK 3 AYLIK 1 AYLIK gay” Abono ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. Ramazan 17 — Kasım: 79 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı Haliç şirketi Kat'i vaziyet yarın anlaşılacak Haliç şirketinin vaziyetini tetkik eden komisyon ilk içtimaıı yap- mıştır. Komisyon azasından ve belediye reis muavini Hamit bey bu hususta bir muharririmize Şu izahatı vermiştir: — Şirketin (vaziyetini henüz tamamile tetkik edemedik. Ancak şirketin hâli vahim kelimesile ifa- de edilecek halde değildir.: Tet- kikatımız neticesinde nasıl bir karar vereceğimiz şimdiden mec- buldür. Bu tetkikat neticesi iktisit vekâletine arz edilmekle beraber belediyeye taallik eden tetbirlerin (o alınması da tabiidir. Çünki her şeyden evvel, iş şehrin bir kısım vesaiti nakliyesine taallük ediyor. Senede beş milyon yolcunun Haliçteki münakalatı ile belediye — şiddetle ( alâkadardır. Kati vaziyet ancak salı günkü içtimada anlaşılacaktır. Mısırda tütünlerimiz Ihracatımız azaldı, Bulga- ristanınki arttı Mısıra olan tütün ihraçatımızın azaldığından bahsetmiştik. Kahire sefaretimiz tütün icaretine dair alâkadar dairelere nazarı dikkati calip bir rapor göndermiştir. Bizim tütün ihracatımızın azal- masına rağmen Bulgaristanın- ki artmıştır. (Bulgaristan 925 senesinde Mısıra 62 bin Mısır lirası kıymetinde tütün ihracatı yapmıştı. Bu mıktar 929 da 117 bin Mısir lirasına çıkmıştır. Bundan başka Çin ve Jopon- yanın Mısıra olan tütün ihracatı artmıştır. Tütün kongresi Ticaret odasında tütün kongresi için hazırlıklar devam ediyor. Oda tetkikat şubesi (müdürü Hakkı Nezihi bey tütün ticaretimiz hakkında bir rapor hazırlamıştır. Bu rapor bir iki güne kadar tütüncüler encümeninde ( tetkik edilecektir. 12 sene hapse mahküm oldu Geçenlerde Koskada Yakup is- minde birisi ortağı Mahmut is- minde birini öldürmüş ve önüne çıkan diğer bir adamı da yara- laııştı. Yakup bu katil ve cerh cürüm- lerinden dolayı 12 sene müddetle hapse mahküm olmuş ve kendisi bu hükmü temyiz etmişti. Temyiz mahkemesi Yakup hak- kındaki kararı tastik etmiş ve evrakı iade eylemiştir. Kararın tastiki üzerine Yakup mahkümiyet Sahife 3 Ilânı aşk Aşk pek adi bir hasbadır. Yer yüzünde aşktan daha adi, maşu- kadan daha bayağı bir insan mutasaver ; edeğildir.. e Velhasılı kelâm aşk “kadar insanı adileş- tiren bir şey yoktur... Hele aşkı söylemek, hele ilânı aşk insanı grip illetine uğratacak kadar nakıs bir derecei hararet taşırlar... | Bunun için hemen hemen bütün ilânı aşkların derecesini, tahtel- sıfırlarda aramak lâzımdır. Bir aşıkın sevgilisine söylediği sözleri plâğa çekmek.. Sonra bu plâğı bataniyelere sarılmadan “dinle- yinde yüzünüzü göreyim... Işin bu inceliğini -bilen yeni romancılar- dan, yeni şairlerden bir çokları eserlerinde aşktan, yıldızlardan, mehtaptan, mechul !ufuklardan bahs etmezler. Bahs edenler ara- sındada bayalığa düşmeyen kah- raman pek “azdır. Nâzım Hikmet bu kahramanların en babayiğitidir. Son günlerde Nâzımın “Benerci kendini niçin oldürdü? ,, isminde eseri çıkttı. “Benerci,,den parçalar alıyorum: Perdesiz pencereler Pencerelerin dışında yıldızlı geceler. Delikanlım! Iyi bak yıldızlara. Onları belki bir: daha göremezsin. Belki bir daha Yıldızların ışığında Kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin.. Delikanlım! , Senin kafanın içi Yıldızlı karanlıklar Kadar Güzel korkunç, kudretli ve iyidir. Yıldızlar ve senin kafan.. Kâinatın en mükemmel Şşiyidir. Sevmek mükemmel iş delikanlım. Sev bakalım Madem ki kafanda ışıklı bir gece var. Benden izin sana Seeeecv Sevebildiğin kadar., Adiliğe düşmeden aşk bu kadar güzel bu kadar kuvvetli anlatı- labilir. Hikmet Feridun Sultan Ahmette ilk mektep binası Sultan Ahmette eski Galip paşa konağı idarei hususiye tarafından istimlâk edilmiş ve yerine mektep inşasına (| başlanmıştı. £ Mektep arsası, mebzul bir toprak tabaka- sile örtülü olduğu için bina inşa edilmek üzere arsada sağlam bir zemin bulmak için çok derine inmek lâzım geldiği anlaşılmıştır. Bunun üzerine sütunlar üzerine temel atılması muvafık görülmüş- tür, Sultan Ahmet camiinin top- rak bir zemin üzerine yapılma- dığı alâkadar fen müntesipleri tarafından muhakkak görülmek- tedir. Bu sahada tesadüf edilen kalın toprak tabakasının, vaktile Sultan Ahmet camiinin inşaatı sırasında yabılan haferiyattan ileri geldiği tahmin ediliyor. Zekât ve Fitrenizi Tayyare Cemiyetine lar diye çizgilerle, (—) lerle, pek bayatileşen bu yenilik usanç (ME. 1220 22 70 945 12 o 1,5s| müddetini ikmale etmek üzere ayırdık. o Tasarruf odevrindeyiz. | vardi... Va. 838 78 1226 1S, 1716 18SOĞİİ şeykifhaneden hapishaneye nakle- veriniz. Mazur görülsün. â - Nü) dilmiştir. Bebek — Üvvececeece... Üvveececececee!... A. B. — Borçlu musun... | Amca Beye göre... w Gayri mübadil misin... » Yoksa satışı düşük gazete; patronu musun a mübarek... .. Bu ne feryadü figan?... »

Bu sayıdan diğer sayfalar: