25 Ocak 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

25 Ocak 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Alaturkacılar hakkında Mıntaka ve ,güreş reislerile mülâkat Spor işleri hu- ndeki fikir- lerimize makul kir şekilde ve büsnü (o niyetle mukabele edil- diği vakit muta- rizlerimizin Oce vaplarını da neş- retmek Ooesas prensipleri miz- dendir. o Onun için alaturka pehlivanlarımızın amatör addolu- nabilecekleri hakkında geçen haftaki spor sa- hifemizde neş- Haklarında güreş federasyo- nunun karar vereceği pehli- vanlarımızdan Türkiye baş Halbuki halis pro- pehliivânı Kara Ali kalifiye tabirini beynelmilel (o ve nizamname mu- cibince bunlara teşmil edemeyiz. Biz serbest güreş aleyhinde değildir, Hattâ bu güreşi teşvik eden Haliç klu- bünün giriştiği teşe bbjüslerde inkisara uğrama- ması için profes- yonel ve) amatör meselesini ( biz kurcalamadık. fesyonel olan pehli- rettiğimiz yazıyı münakaşa etmek vanların amatör gibi tescili istendi. için matbaamıza kadar gelmek nezaketini gösteren güreş heyeti ve telefonla mülâkat overen mıntaka reislerinin alaturkacılar hakkındaki sözlerini aynen nakle- diyoruz: Alaturka pehlivahların (opro- fesyonel oldukldarını iddia eden bu iki idarecinin noktai nazarla- rm makletmeden şunu itiraf edelim ki bu hususta onların istinat ettikleri noktalar da mü- himdir. e Alaturkacıların amatör addolunabilecekleri hakkında or- taya sürülen maddelere bir bir' | cevap verenler bu iki reisi işi mugalataya boğmaktan, suallerden kaçmaktan çok uzak bulunuyorlar:- | Teknik o münakaşaları, teknik || çerçivesindern çrkarmayacak bir şekilde bize mukabele eden Or- ban beyle Ismait Hakkı beyin bu meselede gösterdikleri centik | menliğini alenen tasdik etmeğe | mecburuz. Orhan beyle telefonda şöyle görüştük: Eşref bey! Akşamda alaturka-”|| ciların amatör addolunabilecek- lerine dair yazdığınız makaleyi: okudum. Fakat noktai nazarınızı uzun boylu düşündüm. Bizim bilhassa benim bu mesele hakkın- daki kanaatım sizinkinin aksidir. Ihtimal fikirlerimi (dinledikten sonra siz de benim gibi düşün- meğe mecbur olacaksınız. Alaturkacılar, zânüettiğiz gibi hususi mahiyetteki kir kaç güreşte bulunmuş pehlivanlar değilletdir. Senelerdenberi profesyonel geçin- miş, müteaddit resmi güreşlerde bulunmuş, hattâ parsa toplanan meydan güreşlerinde de gözük- müşlerdi. Yazdığınız şekilde bun- ların Rökalifiye edilmelerine de imkân göremiyorum. Çünki Rö- “hürmete .imanı bizi malum olan karara ilekki edildiği bu günkü pehlivanlar kadar şayi Bu beynelmilel bazı temaslarda da bizi bir taahhüt altına alabilecek bir vaziyet ihdas edecekti. Ama- tör olduğumuz için en evvelâ amatörlüğün mukaddesatına mecburduk. Amatör sevketti. Pek emin olduğumuz halde meseleyi bir de güreş fede- rasyonunda soruşumuz hüsnüniye- timize ayrıca bir delildir. Bizi tenvir için matbaamıza kadar gelmek nezaketini gösteren güreş heyeti reisi ile de şöyle konuştuk: Ismail Hakkı bey sözüne bu icümle ile başladı: Zannederim bu sefer haksızsı- niz. Alaturkacılar öyle zan etti- inis gibi beş on dafa pröfesyo- İzel hareketleri yapmış insanlar değildir. Onlar bütün Türkiyenin “hemen ber vilâyetinde güreşmiş ve her kes tarafından profesyonel tanınmış güreşçilerdir. Çoban Mehmedin amatör te- zaman ismi'cismi olmamıştı, Onu bile Olimpyatlara götürenlerin helecan içinde kak idıklarını, diğer milletlerin delke- leri önünde mahçup olmaktan titrediklerini işitmiştik. İyi hatır- lıyorsam, çoban Mekmedin profe- siyonel olduğunu. ecnebilerin an- lıyacağındanı korkanlar ve heyecan içinde kalanlar içinde o bugünkü taraftarlar da vardı. Hem çoban Mehmet vakasında bir hata yapılmışsa, bizim de ayni hatayı tekrar etmemiz doğru olur mu?.. * j .. Itiraf edelimki, şu yukarıya naklettiğimiz delillerde kuvvet- lidir. | Bizim © görüşümüzle bu fikirleri mukayese etmek üzere güreş federasyonunun alaturkacr- lar hakkında vereceği kararı bek- liyoruz. Eşref Şefik Sokakkoşumuz26şubatta Bu sene klüpler daha sıkı hazırlanıyor Akşam sokak koşusunun tarihini mıntaka atletizm reisi Adil beyle 26 şubat olarak tespit ettik. Bu seneki koşumuzun şeraiti geçen senekinin bazı ufak tadi- latla aynıdır. Böyle koşulara ecne- bilerin (Açık koşu)J dediklerini yazmıştık. Açık koşu tabirinden maksat, her kesin girebileceğini anlatmaktır. Bu koşular ekseri şehir içinde yapıldığı için bir nevi atletizm propagandasıdır. Faaliyetsizlikten efkârı umumu- miyede itibarını yavaş. yavaş kaybetmiş olan atletizm şubesinin propagandasına, her sene tertip ettiğimiz sokak koşusu ile biraz yardımımız olduğunu zannediyo- ruz. Bu seneki koşunun birincilik mükâfatı olan kupayı hangi kulüp kazanacak? Şu suale iştirak (edecekleri görmeden kati bir cevap vermek imkânı yoktur. Fakat Istanbulda mevcut atlet- leri gözden geçirerek, hangi kulü- bün daha ziyade şansı olduğunu aşağı yukarı bulabiliri. Bize öyle geliyor ki, bu seferki Galatasaray Fenerbahçe Aylar varki Galatasaray - Fener maçını görmedik... Bu ezeli rakip iki takımın çarpışmasına ait klüp dedikoduları şimdiden başlamıştır. Fenerliler cuma günü ltalyan- lara 14 gol atan takımları için haklı bir itimat duymağa başla- mışlardır. Fener hücum hattının gol çıkarma kabiliyeti hâlâ tavsa- mamıştır. Buna mukabil Galatasa- ray müdafaası da Yunanistan maçları dolayısile şiddetli sadme- ler geçirirerek formunu bulmuş bir haldedir. Karşılarındaki oyun- cularm hücum tarzlarını bilen G.S müdafaasının 8 şubatta kolay kolay sökülmiyeceği muhakkaktır. Her oyunda tahminleri, hesapları altüst eden Galatasaray - Fener- bahçe maçının tahminini yapabil- mek için iki takımın 8 şubata kadar yapacağı hususi maçları bekliyoruz. Ingiltere - Avusturya maçı Ingiliz milli takımının İspanyol milli takımını büyük bir farkla yenmesi üzerine Avusturya fotbul diktatörü (Hugo mayzel) in gaze“ telerde çıkan beyanatı üzerine ingilizler Avusturyalılarla da boy ölçmek istemektedirler. Yalnız böyle bir karşılaşmanın bitaraf bir sahada meselâ İsviçrede yapılmasını Avusturyalılar arzu ettikleri için maçın yapılması teehhür etmekte idi. Ingiliz klüplerinin cihan bubra- nından çok zarar görmekte ve bir kısmının iflâs etmek ürere oldu- ğunu gören ingiliz idarecileri bâsılatı muhtaç klüplere taköim edilmek üzere Avustürya-Ingiltere maçının Londrada yapılmasını yeai- den teklif edeceklerdir. İngiliz teklifini reddetmemeleri için Avusturyalılara bu sefer çok büyük bir fiat gösterilecektir. İngilteredeki umumi kanaat, yük- sek fiatle yapılacak (o İngiltere teklifinin Avusturyada kabul edi- leceği mahiyetindedir. Isviçrede muazzam bir futbol turnuvası hazırlanıyor Asri olimpiyatları ihya eden Baron dö Kubertin'in yetmişimci senesini tesiden isviçrede fevka- lâde büyük bir futbol turnuvası tertip etmek için hazırlıklar baş- lamıştır. Lozan şehrinde yapılacak bu turnuvaya (o İagiliz (o kluplarının en iyilerinden iki takımda iştirak edecektir. yarış da Beşiktaş kulübü ile Kur- tuluş arasında sikı bir. mücadele halinde geçecektir. Kurtuluşlular şimdiden Akşam koşusu için ayırdıkları atletleri hafif idmanlara başlatmışlardır. Beşiktaş da yeni bir kurs şampi- yonu belirmiştir. Bu sene Beşiktaşın Mehmet ve Muhsinle yapacağı koşu çifti Istanbulun en iyi çiftlerinden bi- ridir. Böyle çok kuvvetli bir çifte karşı Kurtuluşun çıkaracağı rakip- ler her halde büyük bir sıkıntı hissedeceklerdir: Bu iki esaslı ra- kipten mada Rober kolej gibi atletizm yuvası olan bir yurduda nazarı dikkate almak lazımdır. Cuma günkü spor sahifemizde koşu nizamını neşredeceğiz. MACERALARI, AHMET EEEMİ NİN 7 vc hanım € öldü mü, öldürüldü mü? Sıra numarası: 14 Bu müthiş zehir, şırınga edildiği i vücudu bir çeyrek zarfında ceset haline getiriyor ve kanda hiç bir zehir alâimi birakmıyor... — Belki bahsettiği bu zehirli mızrağı saklamamıştır. — Olmaz. Molemki defterde yeri var, mızrak konaktâdır. Bir müddet düşündü: — Acaba Şemi Musa beyin 7 mayıs günü Çipil Hafızın civarında ne işi vardı? Mehlikaya döndü: — Acaba sizin üzerinize atmak istediği şeyi kendisi yapmıyor mıydı? — Çipil Hafıza para mı verdi? — Ya para verdi, yahut para veremiyeceği için özür diledi. Behçet geniş bir nefes aldı. Hadiye masadan uzaklaştı ve acıyormuş gibi mırıldandı: — Musa bey. Musa bey!.. — Ne o hanımefendi, Musa beye acıyor musunuz? — Biraz evvel burada hiçkir- ması gözlerimin önüne geldi de... — Her neyse... Biz şimdi z€- hire gelelim. Strophan hakkında malumatım var, Bakın Reşat bey defterin şu köşesine ne yazmış. Defteri tekrar açtı ve okudu. — Strophan zerkedilen bir vücut, bir çeyrek zarfında ceset olur. Zehir, kanda hiç bir tesem- müm alâimi bırakmaz. İşte tarifi. Bu tariften bizim bir şey anla- mamz mümkün değildir. Fakat Çipil Hafıza bu defterle o mızrak verilirse, mızrak darhal zehirleair. Sonra Mürüvvet hanımın kuluna, veya bacağına batırılır. Tamam... Şu resimlere bakın. Zehir zerke- dildikten sonra, kalbin darbanı, dakika bedakika teskit edilmiştir. Beş dakika yükseliyor, çar- pımtı ; halimi. alıyor, beş dakika ağırlaşıyor. Beş dakika da hareket- ten kesiliyor. Sonra şiddetli bir darbe ile son sektesini yapıyor. Ölüm geliyor. (o Şayanı hayret değil mi? Mehlika dedi ki: — Asil şayanı dikkat olan, sizin bizi beklerken, yarim saat zarfında bu defterin esrarına vakıf oluşumuzdur. Ahmet Cezmi biraz kızardı: — Şimi ile çok meşgul olmu- şumdur, dedi. Ve Behçete sordu: — Pek düşünceli duruyorsunuz? Behçef sahiden düşünüyordu. Mehlikaya “sordu: — Müsa beyde konağın anah- tarı var miydı? — Vardı. — Daima yanında taşır mı? — Zicirine takılıdır. — Bahçe kapısını geceleri kim kilitler? — Şoför? — Kaçta? — Yatacağı zaman. Her cevapta Behçetin gözleri gülüyordu. Ahmet Cezmiye dedi kiz — En mühim meseleyi ihmal ettik. Dün, öğleden sonra bu evi defterin yeri boştu. Bü sabah; bü boş yerde bu defteri bulduk. Kim getirip koydu? Biz dün gece arka bahçede oturduk. Musa bey gece gelmiş, ön taraftan girmiş, defteri yerine koymuş, /gene gel diği gibi gitmiştir. Kimse de görmemiştir. Mehlika başını 'salladı. — imkânı yok, kapıdan polis Hakliğnf; > > Ahmet Cezmi: — Hayır, dedi, dün size sor duğum suallere o kadar vazih cevap verdiniz ki kapıda polis bekletmeği (lüzumsuz ( buldum. Noktayı kaldırttım. Behçet sevinçle haykırdı: — Sahil Otelden konağa gelirken, ka- pinin önünde kimseyi görmemişti. Mehlika gülümsedi. Minnettar bir sesle teşekkür etti: — Teşekkür ederim... Ben po- lisin gittiğini bilmiyordum, yoksa rize daha evelden teşekkür eder- dim. Doğrusu sizden bunu ümit etmiyordum. Behçetete de söyle- dim ya, beni mücrim sandığınıza emindim. — Katiyen, yanılırışsınız.. Şimdi sadede gelelim. Şemi Musa bey pekâlâ konağa gizlice girebilmiştir. Mehlika acı acı başını salladı: — Ben Şemi Musa beyin bu cinayeti (o işleyebileceğine (kani değilim.. Ahmet Cezminin yüzüne yak varır gibi baktı. — Konakta hiç bir cinayet işlenmemiştir. Buna itamamiyo- rum. Hem yengemin katledildiğine neden hökmediyorsunuz? Dün yerinde olmıyan kir defter, bü- gün yetimdedir diye cinayete hökmedilir mi? Bu defterden başka elde delil yok. Çipil Hafi- zin cidden mecat olup olmadığını bile bilmiyoruz. — Bunu öğreneceğiz «hatım- efendi. — Mıztağın konağın içinde olup olmadığı 'da malüm: değil — Arıyatağız. — Bülsaniz ne çıkar? Morgun raporu sarih. Zehir 'alâimi yoktur, diyor. Bu konakta: bir cinayet işlendiğise (kani . olsam, | katili bulma k için size: hertürlü yâar- dimda bülunurdum. Amma inan- miyorum, inanamam. Bu öyle hararetli; öyle samimi hir ifade idi ki, Behçet sevincin- den azkalsın elçırpacaktı. Ahmet Cezmi bile, uzun müddet önüne bakıp düşünidü.! Fakat konuşmağa başlar başlamaz, Mehlikanın hak kazanamadığı belli oldu. — Ortada göze görünen bir katil : hâdisesi yok hanimefendi. Ortada esrarengiz bir zebirlen- me vakası var. Eğer bu zehirle- yici mabluk'meydana çıkarılmazsa yarın biri daha zehirlenip ölür. (Bitmedi) Ahmet Hicabi halı ticarethanesi Antika Gördös, İsfahan, Keşan, Kirman hali ve seccadeleri - Her nevi Türk: ve İran halıları, ga” Şimdiki müsait fiatlardan istifade ederek evinize lâzım olan halıları ticarethanemizden en uygun şeraitle tedârik edebilirsiniz. Çarşuyikebir, Sahaflar No. 41 -43 ME e La ap. “ET

Bu sayıdan diğer sayfalar: