25 Mayıs 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

25 Mayıs 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Holivutun şımarık kızı! Lupe Velez Hollivuttaki sinema yıldızları arasında son zamanlarda kendi- sinden en çok bahsettiren Lupe Velez dir. Buna sebep Lupe nin garip hareketleri ve aşk macera- larıdır... Bu kara kaşlı, kara gözlü güzel artist önüne çıkan her erkeğe âşık oluyor!.. Hele bu erkek bir parça güzel olursa Lupe yerinde duramıyor, açıktan açığa ilânı aşk ediyor ve izdivaç teklifinde bulunuyor. Bu hal sinema şehrinde birçok dedi kodulara sebebiyet vermek- tedir. Hemen her gün Meksikalı artistin yeni bir macerası anlatılı- yor. Lupe Velez, Meksikadan Holli- vuta geldiği zaman şimarık bir kız halinde idi. Aklına gelen her şeyi yapar, aklından geçenleri söylemekte mahzur görmezdi. Bu hali iptidaları boş görülmüştü. Hattâ açık kalpliliğini (takdir edenler de olmuştu. Fakat gün geçtikçe Lupenin şimarıklığı ta- hammül edilemez hal aldı. Lupe ilk aşk macerasını Gary Kooper ile geçirdi. Birgün lokan- tada yemek yerken Gary'yı gö- rünce derhal bu artiste abayı yaktı. Hemen tanışmak için bir vasıta buldu. Meksikalı artist herkese Gary Cooperi çılgınca sevdiğini söylemekten çekinmi- yordu... Lupe bu artistle birlikte bir film çevirmek hevesine kapıldı. Epice uğraştıktan sonra bu eme- line vasıl oldu. “Kurt: şarkısı,, filmini birlikte çevirdiler. Bundan sonra aralarında bir aşk macerası başladı. Bir aralık nişanlandıkları bile şayi oldu, fakat çok geçme- den birbirlerinden ayrıldılar. Bu def'a Meksikalı artist, John Gilberte aşık oldu. Bir akşam bir “ziyafetin ortasında John ile bir- likte ortadan kayboldular, trene atlıyarak New - Yorka hareket ettiler, fakat bu münasebet pek kısa sürdü... Lupe Hollivuta gelince meşhur tenör Lawrence Tibbet karısın- dan ayrıldığını işitti ve hemen bunu ele geçirmeğe karar verdi. “The Cuban Love Song,, Lupe filmini tenörla birlikte çeviriyordu. Derhal aşk sahnelerine daha fazla hararet verdi, Tibbet ile dostluğu kızıştırdı. Çalışma saati bittikten sonra Tibbeti odasına davet ediyor ... .. her gördüğü erkeğe âşık orada bin türlü işveler yapıyordu. meselâ bazan: — Muhakkak siz Lupeyi esmer zanedersiniz... Eğer bu fikirde iseniz çok yanılırsınız, yüzüm boy- num güneşten yanmıştır. Fakat göğsüm bem beyazdır. Bakın göstereyim... Diyerek göksünü gösterir, yahut bacaklarının ne kadar muntazam olduğunu anlat- mak sevdasına düşerdi. Tibbet kızararak ve bu lâubaliliğe kıza- rak: — Pek güzel, pek güzel.. Di- yerek kaçmak için vesile arardı. Fakat Lupe bir türlü peşini bı- rakmazdı. Bu maceranın ne suretle neti- celeneceğini kimse tahmin edemi- yor, fakat herkes merakla sonunu bekliyordu. Bu sırada Clark Gab- lenin meydana çıkması vaziyeti altüst etti. Tibbet, Lupe Velezin izacından kurtulabildi... Meksikalı artist Clark Gable yi Lupe Velezin başka bir resmi olarak evlenmeğe kalkıyor! Lupe Velezin son resimlerinden biri bir gün lokantada gördü ve görür görmez kendisine aşık oldu. Der- hal kendisini bu gençle tanıştıra- cak birini buldu. Ogün gerçi fazla taşkınlık yapmadı. Fakat ertesi günü Gablenin filim çevirdiği stodyudaki odasına koştu ve damdan düşer gibi: “ Şimdiye kadar hiç Meksikalı bir kızı ku- cakladınız mı ?,, diye sordu ve çapkınca göz kırpmağa başladı. Clark Gable, artist yüz vermi- yerek kendisini nezaketle kapı dışarı etti. Bunun üzerine Lupe küplere bindi. Derhal Gablenin aleyhinde ağzına geleni söylemege başladı. “ O koca kulaklı adamı kim sever!,, diye Gable'nin ç#kin- liğinden bahsetmeğe başladı.. Lupe Velez zeki bir kızdır, aynı zamanda çok istidadı da var- dır. Fakat bu halleri kendisinin mevkiini sarsmaktadır. Birgün bu şımarıklığı yüzünden işsiz kalması ihtimali vardır. | koyun, Sahife 7 — Izmir mektupları İzmirin de bir et ve mezbaha derdi var.. Koyun ve sığır fiatleri çok ucuz, et fiati ise bilâkis pahalı Izmir, 20 (Hususi) — İzmirde bir mezbaha derdi olduğunu işit- meyen kalmadı. Hayatın bu ucuz- luğunda; fakir halk; biraz ucuz ve bol et yiyebilmek imkânını hâlâ bulamıyor. Merkezimizden biraz uzaklaşı- nız; sürülerden kuzu, koyun almak isteyiniz; o kadar küçük rakkam- larla ve o kadar mutedil fiatlerle karşılaşacaksınız ki, bizzat yanlış işitip — işitmediğinizde (tereddüt edeceksiniz, Hakikaten koyun, kuzu fiatleri o kadar düşkündür. Herks soruyor. Hayat bu kadar ucuzlarkenet fiati niçin inmiyor?. Filhakika (O havayici (o zaruriye fiatlerinin normal şerait dahilinde yekdiğeriyle mantıki ve nisbetli hareketleri olması icap eder. Et fiatinin bu gayrı tabiiliği, başlıca bir, ve ikinci derecede de bir kaç sebepten ileri geliyor: Şehirde ayaktan Ove toptan kuzu satışı fiatı şudur: 18-25 kuruş... (o Fakat mezbaha merasimi başlayınca fiatler; yüksek vir hava merdiveni gibi çıktıkça, çıkıyor, | fırladıkça fırlıyor. Bir aralık; (o vesaili nakliye masrafı, icar ve kasabın kârı da inzimam edince bakıyorsunuz, 18-25 kuruş- luk rakkam; 60-80 kuruşa çıkmış. Kasaplara insafsız, diyorlar. Hata.. Bilâkis bugün kasaplar feci vaziyete düşmüşlerdir. Çünkü şehirde müthiş bir kaçakçılık başlamıştır. Mahalle aralarında evlerde müteaddit ve gizli kasap- haneler | açılmıştır. O mahalle sekenesi kâmilen buralardan alış- veriş ederler. — Komşu... Etin kaça?... — Koyun eti 45.. Dana 27,5... — Ver bir okka... Tart iki okka... Hakikat bu merkezdedir. Mezbaha şirketinin daha beş sene müddeti var.. Belediye reisimiz Behçet Salih bey; Izmirin mezbaha ve et derdini halletmek için mezbahayı satın almak teşebbü- sünde bulundu. Fakat öyle bir orakkamla karşılaştı ki, Izmir belediye reisi Behçet Salih bey üzerinde müzakereye imkân yok: 420 bin lira... Bittabi mesele öylece kaldı.. Alâkadarlarla temas ettim. Bana dediler ki: — Belediye; 250 bin liraya doğru bir fiatle belki konuşabilir. Doğrusu da budur.. Mezbaha esasen bu yüksek rüsum ile et kaçakçılığını bizzat teşvik etmiş oluyor. Belediye et narhını kaldırmıştır. Şimdi kasaplar arasında da reka- bet var.. Belediye; mezbahayı satın almak kararından henüz vaz geçmemiştir. Müsait fırsatlardan istifade edecektir.. O takdirde Izmirde bir bayram yapmalı ve bunun adına “ucuz et bayramı, denilmelidir. OR Bir köylü yıldırımdan öldü Manisa (Hususi) — Evvelki gün Manisaya iki saat mesafede hacı Haliller köyüne yağan şiddetli yağmuru müteakip köy abhalisin- den Mehmet Ali çavuşun başına düşen yıldırım zavallıyı simsiyah bir halde öldürmüştür. Bu acıklı hadise köy halkını çok müteessir bırakmıştır. Bandırmada bir maç Fatih ve Bandırma birlik spor klüpleri oyuncuları bir arada Bandırma 21 ( Hususi) — Cuma günü Istanbulun Fatih klübü ile Bandırma birlik spor klübü arasında Bandırmada bir maç yapıl mıştır. Saha kalabalıktı. Hakem Ragıp beydi. lk devrede Bandırma müdafileri bir türlü anlaşamadılar, bundan istifade eden Fatihliler bu devreyi 4-1 bitirdiler. Ikinci devrede Fatihliler müdafaaya çekildiler ve vakit kazanmak için mütemadiyen topu taç hattına attılar. Bu devrede Bandırmalılar tek kale vazıyetinde oynadılar ve iki de gol çıkardılar. Neticede kendilerine attıkları bir gol ile 4 - 3 yenildiler. Oyun pek samimi olmuştur. Akşam teşyi merasimi de pek dostane idi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: