16 Haziran 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

16 Haziran 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ME O MA AML 16 Haziran 1932 — Bilmece hallini 15 gün zarfinda gön- deriniz. İki hafta Sıra ile almadığınız he- diyeleri bir daha alamazsınız | Hikâye Müsabakası: $ Lâle ve kelebek Mayıs ayının bir akşamiydi. Gü- neş karşıki dağın eteğinden süz- gün süzgün bakıyordu. Her tara- fa akşamın ıssızlığı yayıldı. Bir çeyrek sonra da güneş yatağına girdi. Şimdi her tarafta bir sükü- net bir hüzün vardı. Bu küçük köyün bütün halkı evlerine çekil- mişlerdi. Hayvanlar ağıllara, ho- rozlar da kümeslerine girdiler. Yalnız bir kelebek gecenin gel- diğinden haberdar değil, çiçek- ten çiçeğe konmakla (meşgul. Hâlâ gündüz sanıyordu. Bir kır lâlesine yaklaştı. “Hafifçe lâlenin kenarından öptü: — Biraz tatlı suyundan içebi- lir miyim sarı lâleciğim? dedi. Lâle müstehzi bir vaziyette: Muallim Öğretirim irfanı, Çiftçi Doyururum cihanı, Mühendis Köprü, tünel yaparım, Doktor Hastalara bakarım. Sebzeti Türlü türlü sebzeler, Manav Hep turfanda meyvalar. Kasap Sermayem sığır, koyun, Hırsız Eller yukarı, soyun. Kaptan Denizler bize yurttur, Asker Türkün arması kurttur. Mesleklerin dili — Hay, hay içebilirsin cici ke- lebek diye cevap verdi. Kelebek zıplıyarak tam kalbi üstüne kon- du. Saatlerce tatlı sudan emdi, emdi. Lâle, evinden kaçan bu yara- maz kelebeğe ceza vermek niye- tindeydi. En iyi şey onu bu gece yaprakları arasına hapsetmekti. Düşündüğünü de yapıyordu. Yapraklarını yavaşca kavuşturdu. Ve o da, uykusuna daldı. Kele- bek bunun farkında değildi. Ba- şını kaldırdığında kendini karan- lık bir yerde görünce şaşırdı. Şimdi dışarı çıkmak için çaba- liyordu. O, böyle küçük bir yer- de bütün geçesini nasıl geçire- Avukat Lâkırdı sermayemiz, Talebe Adam olmak gayemiz. Elbiseci Mantolar, elbiseler, Mubarrir Yazarım neler neler. Fotoğrafçı Sağa bak, biraz gülün, Mefaülün, faulün. Bahçevan Bahçem çiçekle dolu, Seyrisefer M. Kapatmayın bu yolu. © Sütça Sütlere su katarız, Nikâh memuru Çiftlere çöp çatarız. Rahmi Halük Yerli mallar haftası münasebetile.. Mükâfat kazanan çocuklar Vali beyefendinin riyasetlerinde fırkada müteşekkil komisyonca tanzim edilen program veçhile milli iktisat ve tasarruf cemiyeti Istanbul şubesi tarafından yaşatılan 12 - 18 kânunuevvel 931 tasarruf ve yerli mallar haftası münasebetile yapılan faaliyet meyanında ilk mektep talebeleri arasında tasarruf ve yerli malları hakkında tertip edilen müsabakada on altı talebe ihrazı muvaffakıyet eylediği mezkür müsabakayı idare eden mâarif müdürü Haydar bey tara- fından bildirilmiş ve bunlara ait mükâfatın baliğ olduğu seksen lira bu çalışkan talebelere tevzi edilmek üzere cemiyet tarafından maarif müdüriyetine gönderilmiştir. Mükâfat kazanan çocukların isimlerini neşrediyoruz : Istanbul altıncı mektep dördüncü sınıf No. 124 Gülten Cevat hanım Kadıköy Gazipaşa » > > Istanbul 43 üncü o» Beyoğlu 23 üncü o» Istanbul kırkıncı — >» Üsküda 16 inci > İnönü yatı » Beyoğlu 9 uncu > Üsküdar 30 uncu >» Kadıköy 8 inci > > > > >» > > iğ... > beşinci Üsküdar 39 uncu Istanbul 11 inci istanbul 19 uncu Beyoğlu 18 inci İstanbul 44 üncü Kadıköy yedinci Vw GEVV vw iv “...... Miniminilerin köşesi > 193 Neriman Şükrü hanım 96 Rahmiye Necip |» 310 Huriser > Ali Rıza Mustafa efendi 293 Hikmet hanım 149 Hasan Aptullah efendi 196 Rânâ Fehmi hanım 60 Hidayet Mehmet efendi 353 Fazilet hanım 2 İrfan efendi 66 Ahmet Besim efendi 317 Eşref efendi 269 Erdoğan Arif efendi 335 Burhan efendi 220 Aydoğmuş Selâhattin efendi WE ie vi İV v Bilmecemiz “Yukarıdaki kelimeleri cümle haline getiriniz! MeŞ” Doğru halledenlerden 1 inciye 9 X 12 bir fotğraf ma- kinesi ile ayrıca 200 kariimize şekerleme, çikolata, bisküvi, al- büm, mürekkep, cetvel, defter, kart ve sair hediyeler verilecektir. cekti?! ziyet.. Nihayet çıkamıyacağını anladı. Yaptığı hareketten çok mütees- sirdi. Onu annesi bekliyecekti. Bunla- rı hem düşünüyor, hem de için için ağlıyordu. Sabahı dört gözle bekliyordu. Bir saat... Iki saat... Altı saat geçti, hâlâ sabahın olacağı yoktu. Sıkıntı içinde başını duvardan duvara vuruyordu. Nihayet sabahın nurlu yüzü görünmeğe başladı. Kelebek içe- ride sevinç içindeydi. Bir saat sonra güneş her tarafa yayıldı. Horozların ötüşü bütün köy halkını uyandırdı.Şimdi lâleye sıra geldi. O'da ağır ağır başını kaldırdı. Uyku mahmurluğu ile yavaş yavaş yapraklarını oOaçmağa (başladı. Kelebek bitap bir haldeydi. Büyük bir sevinçle dışarıya fırladı. Fakat heyhat... Simli kanatları büzülmüştü. O güzel rengi bir gece içinde solmuştu. Bir iki defa uçmak için gayret etti. Zavallıcık, uça- mıyordu... Kanatları biribirine (dolandı. Bir baş dönmesile yere yuvar- landı. Orada bulunan çimenler göğüs- lerini açtılar. Bu genç kelebek cesedini kalplerinin derinliklerine kadar soktular. Biçare kelebeğin, yaramazlık yüzünden bütün hayatı mahvoldu. Şemsülmekâtip: Mukadder Omer GR, Çocuk şiiri 1g $ “Eğer haval..,, “Eğer hava bir açarsal., Dedi, bir çapkın kelebek, Dansederek, eğlenerek Gezerim hep çayırları!,, Cevap verdi küçük arı: - “Çalışırım gündüz erken - Bal toplarım her çiçekten Gezip bütün bahçe, arsa.. Eğer hava bir açarsal.... Akşam bilmecesi İsim: > Halli ; 16 Haziran 932 Üsküdar kız sanat mektebinde.. Bu sene Üsküdar kız sanat mektebinde açılan sergi, geçen senelerdeki sergilerden çok daha zengindi. (o Talebenin çok ince zevklerle vücude getirdiği el işleri sergisinin omükemmeliyetine dair karilere bu sütunlarda bir fikir vermek imkânı yoktur. Kızlarımızın yaptığı işleri görmek için sergideki atelyeleri birer birer ziyaret etmek lâzımdır. Çok kıymetli mesaisine sene- lerdenberi büyük bir azim ve sükünetle devam eden Üsküdar kız sanat mektebi memleketimize çok müfit ve mustahsil san'atkâr- lar yetiştirmektedir. Maarif vekâleti bu sanat mües- sesesile yakından alâkadar olmuş ve talebenin hariçten sipariş ala- rak atelyelerde çalışması için müesseseye bir miktar sermaye vermiştir. Bu mütedavil sermaye - şimdilik miktarı az olmakla beraber - ta- lebenin ticaret oâlemile temas etmek ve hayatlarını kazanmak imkânını bulmalarına vesile teşkil etmiştir. Mektep müdürü Vesime hanım efendi mektep hakkında izahat verirken: — Vekâletin mektebimiz hak- kında gösterdiği samimi ve hi- mayekâr teveccühlerine minet- tarız, dedi, mektebin tekâmülü için vekâletten azami teshilât ve muaveneti görüyoruz. Son zamanda vekâlet talebeye malze- mei dersiye dahi vermektedir. Mevcut atelyelerimizin daha fazla tekâmül edebilmesi için sermayei mütedavilenin tezyidi lâzımdır. Vekâletin bunu da diriğ etmiye- ceğinden eminim. Bu sene memlekete mustahsil ve sanatkâr yirmi hanım veriyoruz. Bu hanımlar hayatta her hangi bir müşkilâtı iktiham ederek, istikballerine kendi ellerile istika- met verecek okabiliyettedirler. Elbiselerini dikmesini, yemeklerini pişirmesini, evini tanzim etmesini ve temizlemesini ve icabında bir temizlik yaparkei dikiş veya şapka atelyesi açarak hayatını kazanmasını bilirler. Atelyeleri gezdikten sonra Ve- sime hanımın dediklerine inandım. Istikbalin bu kıymetli anneleri neler yaratmamışlar.. Iç çamaşır- ları, şapkaların envaı, roblar, yatak takımları, ipekli ve yünlü kumaşlar üzerine işlenmiş niha- yetsiz desenler.. Pastalar, reçeller, turşular, ilh. Sergiyi ziyarete gelenler ara- sında ismini tesbit edemediğim bir ecnebi zair şu temennide bulundu: “Kız sanat mekteplerinin türkiyede teksiri çok faydalı olur. Amerikayı zenginleştiren bu gibi müesseselerdir. Çalışmasını bilen mustahsil kadın, yuvasını tanzim etmeyi de bilir ve cemiyetemüfit olur.,, Mektep müsameresinde Nimet H. da mektebin gayesinden bah- sederken şu sözleri söyledi: “—Sanat mekteplerinde yetişen bir hanım, kadınlığa, ev idaresine, sanata taalluk eden her şeyi bilir, anlar ve az masrafla yaptığı şey- leri herkese sevdirebilir. Bu mü- nasebetle (San'at mektepleri) nin, memleketin mühim bir müessesesi olan ailede çok büyük tesiri vardır.,, Mektepteki (Çocuk bakım evi)- nden başka bir gün bahsedeceğim. Bu faydalı san'at müessesesini idare edenleri, ve güzel eserler vücude getiren talebeyi muvaffa- kıyetlerinden dolayı tebrik ederim. İskender Fahrettin Yurdum Yurdumun dağları, yüce dağları; Bir eski hatıra hep kervanları. O eski devirler geçti çağları, Hatırda,hayalde kalmamış sandım. Görmeğe hasretim zümrüt bağları, Çiçekli tepeyi, ıssız dağları, Söğütlü dereyi, toprak damları, Hayalden silinip gidiyor sandım. Kabataş lis. 554 Talât Açık muhabere O Ankarada Ali Samih B. — Gön- derdiğiniz bilmece geçen sene bu sahi- fede intişar etmişti. O Neriman Hikmet H. — Lütfen (Çocuk Dünyası) muharririmizi görünüz. O Ankarada Necip B. — Hediyenizi hangi adrese gönderelim? Dikkat! —— Bilmece mektuplarına adres ve imzalarınızı okunaklı yazınız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: