21 Ağustos 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

21 Ağustos 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—jİ— Kâtip Naci efehdi sekiz yıldır. evliydi; Fakat son zamanlarda pek fazla alevliydi, İntikam alıverdi örütünün yarısındâfı : Kalbine gelmiyordu bu âteş karısından, «Gönlünü kaptırdığı kâdın bir yabancıydı, Gözlerinin sevdası hem tatlı, hem acıydı! ..Y en Bu kadını görmüştü 'gidiyorken kâleme, 'Tâm otüz beş senedir ıztıtabâ, elemö; Biğâne olan gönlü tutuşmuştu, yanmıştı: Heyâtahsız kalbinde bir hasret uyahmıştı ! Sevdanın pehiçeleri tutunda yakasından, Kadının başlamiştı koşmaya arkasıridân ! i Zİ e Günler bir hafta oldu, haftalar oldu bir ay, Eline geçmiyordu bu kadın kolay kolây! Nâcinin sabfı bitti, kadın çoğalttı nâzi: Kâdih bir tavşahi oldü, Naci oldu bir tâği! Adâmın bütün bütün sardı başini hufümüa, Bir türlü halloltiâdı bu üzücü muamma! 4 — Naci, bir gölge gibi, bırakmadan ardını, Eline geçirmişti dölgut, güzel kadıhı! Artık sevişirlerdi üzüntü çekmeksizin, Fâkat nasil alırdı sik sık müdürderi izin? Şimdi kâtip âşıkın buydu en büyük derdi: Gece sevgilisine evden hasıl giderdi ? Böyle nazik işlerde olmazdı fazla şaka, Gece ziyaretleri çakilirdı mutlaka! Güzel sevgilisile buluşmalıydi gündüz, Fakat kalem müdürü vermezdi kimseye yüz: Bir saat izin almak ondan gayri kabildil., e .. En nihayet genç kâtip bir çare bulabildi: © Müdür beyce dünyada en mühim şeydi namus! k - Bunun için Naci de bir yalan buldü mahsus, Falso etmemek için, bir gün dişini sıktı, Müdürün Huzuruna, bir aktör gibi, çıktı Dedi ki: “ Küsürumu affediniz müdür bey; “ Size söyliyeceğim namus ait bir şey -“ Bu kedör zindan etti gündüzümü, gece mi: “ Bir erkekle görmüşler konuşurken zeveemil “ Şeytâmn parmağile kadın çileden çıkmış, “ Bir aydır gi M. Musolini nutuk söyl “ Gidecekleri yeri birisinden işittim, “ Bu haberi alırica öldüm.. Mahvöldüm.. Bittim! “ Bahâ izin verihiz, mübhimdi bü mesele, “ Bugün geçirmeliyim onları mutlak elel..., —5 Müdür biran düşündü, çattı iki kaşını, Aldı âvuçlarının arasına bâğiti! Dedi ki: “ Sakın olma cahil bir delikanlı, “ Böyle mieselelârde olmalı soğuk kanlı “ Bugün, akşima kadar, izin kopardın amma, “ Tedbirli hareket et, gözünü aç dalmal.., —ö— Nâci, bit teşekkürle, çıktı hemen dışarı, Mektepli âşık gibi, olmuştu bir haşarı Kapıldı bir an &vvel kavuşmak hevesine, Kalemden, deli gibi, koştu sevgilisine | —71— Kâtibi çağırmıştı müdür bey ertesi gün, Genç adam huzuruna çıkınca küskün, küskün, Sordu: “Nasıl muvaffak oldun mu, anlat hele?., Naci cevap vermişti : “Geçiremedim ele, “Onları bulmak için dolaştım sokak sokak, “Yarın ikisini de tutacağım muhakkakt..,, —8— Naci ertesi gün de gene izin almıştı, Gene sevgilisinin kollarında kalmıştı | Bif Hafta devami etti yaptığı dalavera, Müdür de usanmıştı hep izin vere vere! Bu mesele Naciyi, güya, pek fazla yordu, Muhayyel rakibini çünkü tutamiiyordul .—9— Bir gündü; çağıtmıştı müdüt bey getiç kâtibi, Önce yüzüne baktı teselli eder gibi, Sönra dedi: “ Evlâdım! Könüşalım berâber, “ Sana ben vereceğim çütkü mühim bir haber! “ Banâ darılma amma, sen budâlâsın biraz, “ Buna mukabil zevcen, bir şeytan Kadar, küftazl “ Bu hesapca sânma ki sen onları tutarsın, “ Belki de senelerce bu dolmayı yutarâın! “ Bön âcıyıp düşündüm senin halini, fakat “ Bir adamla yâptırdım el altından tahkikat, “ Attık hitâma ersin kalbinin işkencesi, “İşte tahkikâtımın en mühim neticesi: “Hiç durmadan yakala, genç aşıkile, karın, “ Adada bir otelde buluşacaklar yarınl...» Necdet Rüştü erken.. Italyan başvekilinin çehresinin EE ifadeleri Italyan başyekili M. Musolini - geçendö -âşism hakkinda mühim bir nutuk irat etmişti. Bu nutuk dünyanın her tarafında büyük akisler uyandırmıştır. Gazeteler bu münasebetle M. Musolininin nutku araketlerini &Bet ğ irat etiği esnadaki eren resiril-- nlardan bir kaçını iktibas ediyoruz. > k “Tetrika No. 39 Ana - Kız Pertöv, “âv için ne tarafa götü- rülebeğini ahlamak isterdi. — Ne tarafa gitmek fikrinidesin? Ferit efendi: — Savana denilen yere gidece- giz... »dedi.- Burası, gerek av, gerek mahzhta itibarile bâtikulâ- dedir... Yalnız bana üç gün müsaade &din, hazıtlıklarımı ikmal edeyim... Meliha: — Aman, üç gün hazırlık, bü ne?.. -diye şaştı.- Nereye gidiyo- ruz, kuzum? — Merak etmeyin... Hazırlık dedim diye öyle büyük hazırlık sanmayın... Av tüfekleri tamam değil de, Tarabulusta evimden onları da getirteceğim. Amerikalı ve italyan misafirlerim de gele- cek... Ne güzel eğleneceğimizi göreceksiniz... Melihaya hoş görünmek, onu alâkadar etmek için, ihtiyar Arap, yırtınıyor, paralarıyordu. Bunün en ziyade farkına varan ressam Ahmet Ramiz oldu. Esa- sen bu gibi meselelerde gâyet kulağı delik ve gözü açık olan Ahmet Ramiz'in nazarından Ferit efendi Valkin'in taşkınlığı kaça- mazdı. ı Müz kralı, hakikaten de, sö- zünde dürda. Üç gün sonra; misafirletine : — Hâzırız! * dedi.- bakalım tertip ettiğim eğlençeyi size be- gendirecek miyim ? “Beğendirmek i.. , ve “ beğen- dirmek için harikulâdelik yap mak .i5 Ferit efendinin aşk sevkulceyşi buydu. Itiraf etmeli ki, bu tarzı hare- ket de, kadınların höşüna gitmi- yetek neviden değildir. Zirâ, hemen bilâistisna bütün kadıtlar, harikülâdeliklerden hoşlanırlar... Meliha dâ, imüz krâlihin aşırı hareketleriti mütebessimariâ, mem- nunane telâkki ve kabul ediyordu. Üçüncü günün ikindi zamanında Arakıye kasabasının önünde mü- kemmel bir yat gelip yanaştı. Bu yatın menşeini evvelce de haber vermiştik. Zaten pek zenğin olan ticarette ve her nevi teşebbüslerde işi sön derece iyi giden Fefit efendi, son Montekarlo ziyaretiti- de, kümürda çok para kazanmıştı. hattâ, bir iki masa (o üzerihg, siyah örttürmüştü. İşte bu sirâdâ, iflâs ettirdiği bir Avusturya zen- gininden yati Satın almıştır. Takriben beşyüz ton büyüklüs günde olân koskoca vapur gibi yatın önlerinde belirdiğini görünce, misafirler : — Aman Ferit efendi! Bizi bununla nereye götürüyorsunuz ? » diye sordular. — Merak etmeyin... Uzağa de- il... Savana'ya dedi 21 Ağustos 1932 Bı Ağustos 1932 Rakabeti Nâkili: (Vâ - Na) — Saâvana herededir? Ferit efendi, başini kaldırıp sa* kaliyle şöyle işaret etti: — Şürâde, tanimi.. Ahmet Ramız, güldü. — Anadoluda da böyle yapar- lar! - dedi. « Yolda giderken, rastladığınız adama “flance yer nerede ? , diye sörarsaniz, saka- linin uciyle: “Şutada!l,, diye gösterir... takribeh, bir çeyrek, yarımı saat uzaktadır. Sahirsinız, halbuki, günlerce gidersiniz, yeri- nize vasıl olmazsıniz... Sakın bu sizin Savna da öyle olmasin?.. Ferit efendi: — Merak etmeyin, merak et- meyin... - dedi. - Bu Savana'dan son derce memnun kalacaksınız.. Orada, balta görmemiş ormanlar ve av hayvanlarının envai vardır. Köovsikuzah o kuyruklar, omedar kuşları, maymunlar, papağanlar... Burası, cenneti âlânın en güzel bahçeleri gibidir... Akat sular, nelerde neler... Bilhassa, siz son derece mülhem olacak ve ne tablolar, ne tablolar yapacaksınız. Hasan: — Bütün tafsilâtı veriyor, yalnız şü gideceğimiz Savano'nun nerede olduğunu söylemiyorsunuz! - dedi. — Canım efendi, buradan ak- şam üzeri yata bineceğiz, yarın güneş doğarken Savana'ya vara- cağıZ... — Eh, pek âlâ öyleyse... Diye- rek berke tazi öldü. > 7 Esasen, razi olunmayadcak gibi de değildi. Karşilaririda, piril piril, mükemmel yat duruyötdü. Yatın içine bir sütü yiyecek, içeceklet koydular. Hâttâ, Ferit efetidiniri atlarındah bir kaç tane sini de ön anbara indirdilet. Yeni ecnebi misafirler belirdi. Ayni zamanda Ferit efendinin bir italyan kızıle nişanlanan büyük Oğlu, nişanlısiyle O bir- likte bu (seyahate iştirak edi- yordu. Ailedeh daha başkaları da vardı. Hepsi, gicir gıcıt beyaz elbiseler giyinmiş. O Ecnebilerin başlarında (Oköloniâl (o şapkalar. Araplar, başlarına kefyeler sarmış. Hulâsa, keyif içinde yata bin- diler... Yat, cidden zevka mutabık şekilde yapılmıştı. Misafirlerden her birinin âyfı bir kamarası ve kâtmâtâsınti Oyaninda tatlı su bâriyosü vatdı. Salonların, güvertenin, istirahat ve eğlehce için bütün eSbâbı haiz olduğunu söylemeğe lüzum yok. Üstelik, gemi, uzun yol için yapılınışti. Iki sene evvel tezgâhtan inmişti. Bü derece yeniliğine rağmen ilk s4- hibinin o mülkiyetindeyken Balirı Muhiti geçmiş, Amerikaya kadar gidip gelerek büyük seyahatlere elverişli oIduğunu ispat etmişti. (Arkası var) ünik Adapazarı 16 (Hususi) — Yukarıda resmi görülen gençler kasü- bağiızın İdmanyurdu spor klübünün birinci takımına mesupturlar. Bu gençler bu sene burada yapılan lik maçlarında İzmit, Geyve, Sabanca, Kandıra, Düzce, ve bütün Kocaeli vilâyetinde birinciliği kazanarak Kocâeli şampiyonu olmuşlardır. Yakında memleket lik maçlarına iştirak etmek üzere Istanbula gideceklerdir. Özdemir

Bu sayıdan diğer sayfalar: