25 Haziran 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

25 Haziran 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 7 Son zamanlarda Hollivutun en şayanı dikkat siması Mae West- Yaşı kırkı geçen ve tombulluk. modasını meydana çıkaran bu ar- tistin hayatı, yaşayışı herkesin çok merakını mucip olmaktadır. Bir zamanlar sinema “artisti için gayet ince ve pek genç olmal lâzımdı. Mae West, incelik şöyle dursun, adamakıllı tombuldur; ayni zamanda genç artistlere an- ne olabilecek bir yaştadır. Böyle olduğu halde nasıl büyük yıldız. lar sırasına girmiştir? Herkes bu- 'nu anlamak istiyor. olmak Bir sinema gazetesi muharriri bu sırrı öğrenmek için doğrudan doğruya arliste müracaat etmiştir. Mae West gazeteciyi güler yüzle kabul etmiş ve kendisine uzun be- yanatla bulunmuştur. Artist de- miştir kiz — Bugünkü muvaffakıyetimin sırrını öğrenmek istiyorsunuz. Bu- nu bildirmek için size iptida haya- tım anlatmalıyım. Ben fakir bir silenin kızı olarak doğdum. Pek küçük yaşta aileme yardım için çi Bir müddet sahnede dansettim, sonra bazı pi- yeslerde çocuk rolüne çıktım, Bu hal beş sene devam etti. lışmağa başladım. tik çocuk rolle raktım. Daha o zaman boylu bos- lu, gözlerişli idim. Görenler beni 18-19 yaşında tahmin ederlerdi. Zararsız sesim de vardı. Bunun için bir varyete tiyatrosunda sah- neye çıkarak şarkı söylemeğe baş ladım. Artık artist olmuştum... İçimde büyük bir sevinç vardı. Fakat ka- zancım azdı, Bunu artırmak ve Mae West, Lady Lu tilminde o Sie Mae West son filmlerinden Birinde meşhur olmak için çareler yordum, Artistlik yaparken bende yeni bir merak başladı: Şiir ve roman yazmak... Bir gün aklıma delice bir fikir geldi. Sahnede söyliyece- ürültülü hayatı Artistin bir sözü: “Muvaffak olmak için tabiilikten ayrılmamak lâzımdır,, | im şarkı yerine kendi yazdığım şiiri ayni makamda okumak... Ya- Bi şarkının sözlerini Bunu yaptım. O akşam ti nun hali görülecek şeydi. Müdür, hiddetlerinden ne | yapı diyen kulisten bana lardı. Aldırmadım, şarkıya devam ettim. Seyircilerden bir kismi bunu be- Zenmedi, fakat bir kısmı da benim tarafımı tuttu. Perde kapanık: tan sonra bir çok gürültüler oldu. Mesele gazetelere de aksetti. Meşhur olmuştum... Fakat ça- ştığım tiyatro bana yol vermişti, parasız kalmıştım. Bunun üzerine bende piyas yazmak merakı uyan- 'dı. Küçük yaştan tiyatrolarda, ku- Tislerde dolaşmak bana bir çok şeyler öğretmişti, oturdum bir pi- yes yazdım. Piyesi bir tiyatroya kabul et- #irdim. Ben de mühim bir rol dım, Provaları müteakip oynam: başladık. Fakat daha ilk akşam. üthiş bir rezalet koptu. Piyes ahlâka mugayir bulundu, bazi ke- Jimeleri nasıl kullandığıma bir çokları aştılar... Bu keli acaba kullanılmamak bul edilmiştir lıyamadım., Bir müddet hapiste yattım. Ha- pisten çıkınca ikinci bir piyes yaz- dım. Fakat temsil edilir edilmez gene tutuldum, hapse tıkıldım. Gerçi piyes muharrirli düşmüştü, fakat her tarafta ismim. duyulmuştu. Bir çok kimseler be- nim tarafımı tutuyordu. Bir tiyat- roya artist olarak girdim. Bura- Bunu bir türlü an- im suya Atina mektupları Avrupada siyasi zümreler ve Yunanistanın vaziyeti Muhalif ve muvafık Yunan gazeteleri arasında şiddetli münakaşalar oluyor Atina 19. (Hususi) — Balkan misakında Yunanistanın vaziyeti ye tanhbütleri meseleleri etrafın- da muhalif fırkalar tarafından koparılan gürültüler daha dinme- den muhalif Yunan gazeteleri ta- rafından, yeni bir mesele daha ortaya atılmıştır. Silâhları bırakma konferansı resmen olmasa bile filen akim kal- dıktan sonra Avrupada siyasi zümreler sistemine avdet edil. mesi hususunda gösterilen cere- yan ve temayül, muhalif Yunan gazetelerini şiddetle alâkadar et meğe başlamıştır. Bugün Alman ya ile İtalya arasında, görülen mukarenet temayülüne mukabil, başta Fransa ve Sovyet Rusya ol- itilsf imre teş mak üzere Balkan ve kü devletleri arasında bir kil edileceği rivayetleri karşısın- da, Yunanistanın nasıl bir vaziyet alması lâzım geleceği meselesi, Yunan muhalif gazetelerinin en çok üzerinde durdukları bir mev- Zuu teşkil eder. Burada çıkan müstakil | Hest gazelesi, Yunanistanın menfaati, İngiltereye alyhtar bir siyaset ta- kip etmemesini icap ettirdiğini Yazıyor ve diyor ki «Türk - Yunan misakma gelin- ce, Yunanistan harici siyaseti, bü- tün meselelerde Türkiyeyi takibe mecbur değildir. Esasen böyle bir noktai nazar, iki memleketin istik- lâline istinat eden Türk - Yunan misakının ruhuna da mugayirdir.» Venizelist Eleftron Vima gaze- tesi de diyor ki: «Harici siyasette Türk - Yunan teşriki mesi cak Balkan meselelerine münha- sırdır. Romanya ile Yugoslavya- nın vaziyetleri merkezi * Avrupa devletleri olmak sıfatile Yunanis- tanı alâkadar etmez, Yunanistan Balkan hudutları haricinde bir taahhüde girişemez.» Gene muhalif Venizelist Patris gazetesi, diyor kiç Avrupa zümrelerinden birine gir- meğe istical etmekle büyük bir ha- ta irtikâp ediyor. Çünkü İngiltere, henüz vaziyetini tesbit etmemişti Yunanistanın Akdenizdeki mev: kü, en büyük deniz devletinin dostluğunu kaybetmemek husu- sunda azami dikkat göstermesini icap ettiriyor.» Gene Venizelist Neos Kosmes gazetesi, Cenevredeki Yunan he- yeti murahhasasının hattı hare- keti, Balkan misakının, Balkanlar haricinde Yunanistana hiç bir ta- ahhüt ve mecburiyet tahmil etme- diği hakkındaki Yunan başvekili ile hariciye nazırının beyanatına «Yunanistan | yenin teklifine müzaheret dir. Zira M. Titulesco ile Tevfik Rüştü beyin arzusu böyledir.» Nimresmi Proja gazetesi, bu it- hamlara cevap vererek diyor ki: «Yunanistan — Cenevrede Türki- etmiş, ise bunu, Avrupadaki filân ve fa- lan grupa faydalı görünmek için hizmet et ile yapmıştır. Türki değil, sulh davasına mek mak yenin teklifi, ingiltere aleyhinde değildir. işte bu sebepten dolayı dır ki, muhaliflerin iddiaları asık sız ve Yunanistanın menfaatlerine muzırdır. Yunanistan, Fransaya iltihak etmek temayülünü göster. miyor. Balkan misakı ve Türk - Yunan itilâfı, Yunanistan için her hangi bir devletler grupuna gir mek mecburiyetini doğurmuyor. Yunanişlan, Balkanlarda arazi statükosu tehlikeye | düşmedikçe bu gruplardan uzak durmağa ça- ışacaktır. Fakat beynelmilel yetin inkişafı, Balkanlardaki şim diki vaziyet üzerinde tesir ederse, Yunanistanın vaziyeti Türk Yunan itilâfi ve Balkan misakile tayin edilmiştir. Bu iki misak, Yu- nan menafii için müessir bir te- minattır.» Nimresmi Katimerini gazetesi, Yunanistan için İngiliz. dostluğu- nun ehemmiyetini kaydetmekle beraber, Yunanistanın bu dostluk için Balkanlardaki menfaatlerini de feda edemiyeceğini yazıyor ve diyor ki: «Bahusus öyle bir manda ki, mağlüplara silâhlan- mak ve muahedeleri tadil etmek için galiplerle müsavi haklar ta- nınmak isteniyor. Yunanistan, tek başına hareket ederse siyaseten yalnız kalmak tehlikesine maruz- dur. Yunan siyasetinde vaki olan değişiklik, yalnız zimamdarlarını düşüncesinde hasıl olan tahavvü- lün değil, fakat ahval ve icabatın ve Türk - Yunan dostluğunu mu- hafaza etmenin zarureti neticesi dir. Yunanistan Balkan devleti sıfatile ubtesine düşen. vazifeye Sadık kalmazsa bu dostluk sarsıla» caktır. Yunanistan İngilterenin menafiine mugayir hareket etmis yor ve en büyük bahri devletle dostluğuna halel getirmiyor.» Muhalif ve muvafık Yunan gâr | zatelerinin bu neşriyatı, takip edir lecek harici siyaset meselesinde Yunan hükümetile muhalif fırka lar arasında derin bir noktai nar | zar farkı bulunduğunu göste Biz, bu zıddiyeti, Yunan menafis ini korumak endişesinden ziyade muhalif fırkaların hükümetin bax aykırı düştüğünü yazıyor, diyor ki: «Yunanistan, büyük Avrupa meselelerinde artık bitaraf d. başkasının piyesi miyamıyorum. Bir aralık gene işsiz kaldım. Aradan seneler geçti. Bu sırada sesli filim çıktı. Sesli filim için bir senaryo yazdim. Senaryoyu be- Zendiler. «Acaba bunu kendim yeremez miyim?» dedim. İptida tereddüt ettiler. Sonra bir tecrübe yapmağa razı oldular. Yapılan #ecrübe muvaffakıyetle neticelen- ir türlü oy- da pek muvaffak olamadım. Ben Bunu diğer filimlerim takip etti. şına gaileler çıkarmak hususun. da dar fırkacılık zihniyetlerine | atfediyoruz. Bence sezli filimde muavffak ol. momun sırrı tabiilikten ; ayrılma- maklığımdır. Halk bundan hoşla- iyor, bir filmi seyrederken ken- disi de içinde yaşıyormuş hissini duymak İstiyor. Bir zamanlar, pek genç iken böyle düşünmüyordum. Girip görünmeğe ehemmiyet ve- riyordum. Bunun çok büyük hata olduğunu anladım. Herkese bem zememeğe çalışmak manasız bir harekettir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: