5 Ekim 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

5 Ekim 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇÇğÇğÇ—ğÇğğğ—ğ——0 LL Ankaradan gelen bir telgraf or- fa mekteplerin 1933-34 senesin deki çalışma devrini maarif ve kületinin herkesi sevindirecek şe“ kilde bulmadığını bize haber ve- Yiyor. Vekâlet bu esef edilecek yakanın sebeplerini de tetkik et- miş, en mühim sebebi de bulmuş- kur: aylarında tedrisat pek ağır, bazı aylarında da fazla hızlı gitmiş, binaenaleyh, #slebenin muttarit surette hazır- Tanmasına imkân bırakılmamış. Orta tahsilin bu seneki acıklı neticeleri matbuat sütunlarında uzun uzun görüldü. Hakikaten, bu kadar çok çocuğun. #mtihanlarda muvaffak olamama- ları insanı derin bir hayretle be- raber büyük bir acı içinde bıra- kıyordu. Çocuklarımız bu kadar tembel mi? Yoksa tahsile kabili- yetleri olmıyacak kadar zekâsız mı? Her halde, zekâ kusuru biz- de en sonra akla gelecek bir ihti- mal olabilir. şimdiye ka- darki muhtelif tecrübeler bizde zekânin kâfi olduğunu, eksikle- taraflarda © aramak i defalarla isbat et- Senenin bazı Tembellik? Bu bapta pek kati bir şey söylenemezdi. Çünkü mun- tazam surette çalışmak itiyadı ko- lay kolay iktisap edilemez. Bi- haenaleyh, kâfi derecede çalış mamanın meselede az çok bir rol oynamış olacağına ihtimal veri- lebilirdi. Fakat bunun böyle olduğu ka- bul olunsa bile, orta tahsilini ya- pan talebenin maddeten ve ma- nen tamamile inkişaf etmiş genç- ler olmıyacağı, bunların teşvika ve kontrola muhtaç bulunacakları in- kâr edilemez. tün ihtiyari bir çalışma usulüne terkedivermek doğru olamıyaca- ını hep biliriz, Şu halde, neden a talebenin çalıştırılmasına kâfi derecede dikkat edilmemiş suali zihinlerde bir düğüm teşkil edu, Fakat maarif vekâleti yaranın asıl sebebi başka noktada oldu- ğunu meydana çıkarmıştır. Görü- lüyor ki kabahatin en büyük kıs- mı tedrisattadır. Bu aci hakik: hiç süslemeye, hafifletmeye, giz- Temeye kalkmadan doğrudan doğ- ruya itiraf etmek cesaret ve Fazi- letini gösterdiğinden dolayı ve- kâleti tebrik ederiz. Hocaların #edris usullerine ehemmiyet ver- memeleri, zaman mefhumuna lâ- kayt kalmaları işte bu Feci neti- ceyi doğurmuş. Evet amma, kabahati başkalari yaplı, cezayı çocuklarımız çekti! Hem de öyle bir ceza mez ve tamir kabul etmez, Çünki imtihanda muvaffak olamıyan ta- lebede kabahat olmadığı teslim edilerek bunlar çıkarılsa aşağısı yukarı sınıfların derslerini lâyıki e takip edemiyecekler. İşte bun- 'dan dolayı vaziyeti tamir kabul etmez buluyoruz. Ayni zamanda feci olduğunu da görüyoruz, Çün- kü netice çocukların ömürlerinde, bir sene kısaltmak olmuştur. Bunda bizi mütetelli eden biri. cik nokta derdin teşhis ve itiraf edilmesi, gelecek sene tekerrür etmemesi için tedbirler alınması: dır, Fakat bu kadar mühim bir İcdris kusuru müfettişlerin gözün- den geçen sene kaçarsa, bu sene acaba gene kaçmıyacak mı? Akşamcı 11 A Otobüsler Belediye yıl ba- şından itibaren kendisi işletecek Şehirlerde otobüs işletmek hak- kı bir kanunla belediyelere veril- mişti, İstanbul belediyesi, otobüs iplerinin zarara uğramamala- rı için, bu hakkını derhal kullan: istememiş, mevcut otobüsler eskiyinciye kadar beklemeği kar rarlaştırmıştı. Son yapılan muayenelerde bu otomüslerden çoğunun artık ömür- lerini bitirdikleri ve tamir kabul etmiyecek hale geldikleri görül müştür, Bunlar şimdiye kadar amortisman parasını da çıkarmış- lardır. Bu sebeple belediye oto- büs meselesini tetkike karar ver- mişti Haber aldığımıza göre vali ve belediye reisi Muhiddin bey, be- lediye intihabı bittikten sonra bu mesele ile meşgul olacaktır. Be- lediyenin sene başından itibaren hakkını kul k kendisinin oto- işletmesi muhtemeldir. Bele- diye, şehrin en ziyade ihtiyacı olan yerlerine otobüs işletecektir. Şık kadınlar! Eczanenin çekmecesin- deki paraları aşırmışlar Şişlide Osmanbey civarında bir eczaneye evvelki gün iki kadın girerek ilaç alacaklarını söylemiş- ler ve cczacıyı lâfa tutmuşlardır. Gayet şık giyinmiş olan bu iki ka: dın bir müddet eczacı ile konuş” tuktan sonra ilâç almaktan vaz- geçtiklerini söylemişler ve eczane» den çıkmışlardır. Bunlar çıktıktan sonra eczane para bozmak üzere çekme- cesini açtığı zaman içindeki para: larının aşırılmış olduğunu gör. müştür. Eczacı bu kadınlardan şüphe- rın Leman ve Zehra isimlerinde iki hırsız kadın olduklarını anla- mış ve İkisini de yakalamıştır. Ec- zaneden çaldıkları paralar iki dının üzerinde bulunmuştur. Le- man ve Zehra adliyeye teslim edilmişlerdir. Kuntrato kâğıtları Pul yapıştırmak suretile kanuni miktarın doldurul- ması kabul edilmiyecek Kiracılarla m: ipleri ara sinda yapılan kuntratoların ki Zıtları, kira miktarına göre deği- şir. Yüz liraya kadar 10, yüz lira- dan beş yüz liraya kadar 20, beş yüz liradan yukarı miktardaki ralar için de elli kuruşluk kâğı kullanılması kanun hükmündendir. Son zamanlarda kuntrato ki Bıdı satan bazı bayilerin kira mik- tarı ne olursa olsun müşteriye umumiyetle, on kuruşluk verdikleri ve kanuni miktarı tut- turmak için kâğıda ayrıca pul ya- pıştırdıkları görülmüştür. ye vekâletinin celbetmiş, noter- lere bir tamim göndermiştir. Ma- liye vekâleti yapılacak kuntrato- Jar kaç lira kıymetinde ise kıyme- tine göre kâğıt kullanılmasını ve kıymetten aşağı kâğit kullanıl. mak suretile yapılacak kuntra toların noterlerce tastik edilme iştir. Üç hırsız Bir çok halılar ve ev eşyası bulundu Zabıta mühim bir hırsız kum- panyası meydana çıkarmıştır. Şü rü İsminde bir adamın geceleri elinde büyük paketlerle Kı gümrük civarında bir eve girip çıktığı nazarı dikkati celbetmiş, gözetlemeğe başlar Yapılan ilk tahkikatta Şükı nün eve taşıdığı paketlerin öteden beriden çalınmış eşya olduğu an- laşılmış ve zabıta bu evde arap tırma yapmıştır. Memurlar eve gittikleri zaman Şükrüyü içeride bulmuşlar ve etraf araştırılınca bodrumda birçok halılar ve ev eş yası bulunmuştur. Şükrü ifadesinde suçunu itiraf ederek diğer arkadaşlarının da İsmail ve Nedim isimlerinde iki kişi olduklarım ve beraberce hır- sızlık yapıp çaldıkları eşyayı baş- ka yerlerde sattıklarını söylemiş tir. Zabıta İsmail ile Nedimi de yakalamıştır. Üç harsız adliyeye Fayrap Belediye son bir ihtarda bulundu Köprü. iskelesine yanaşan va- Purların fayrap etmesi köprüden gelip geçenler için tahammül edilmez bir hale gelmişti, Vapur kan kömür zerre- üne gözüne dolu- yor, üstünü başını. kirletiyordu. Halkın rahatını, sıhhatini bozan bu hele nihayet vermek için be- lediye Akay, Şirketihayriye ve Haliç şirketlerine tebliğat yapmış, vapurların köprüden uzak yerler- yapmalarını ve köprü- nün daimi bir duman bulutu tında kalmamasını bildirmi; Bu tebliğat buna riayet edi leri gibi hareket ettikleri görülü- yor. Bu cihet belediyenin de gö- züne hatmıştır, Vapurların köprü- de faryap yapmaları hifzıssıh- purlar iskelede fayrap yapmakta ısrar ederlerse mensup bulunduk- ları müesseseler aleyhine kanuni teşebbüslere girişilecektir. Kapalı çarşı Yıkılmak tehlikesine maruz bulunduğu doğru değil Dünkü Haber gazetesi Kapalı çarşının yıkılmak öshiikceine me ruz bulunduğunu, hattâ çarşıyı gezmek arzusunda bulunan ba- zı seyyahların çarşıya girmekten korktuklarını yazıyordu. Belediye fen heyetinde yaptığımız tahkil ta göre çarşı tamire muhtaç ol. makla beraber yıkılma tehlik: ni gösterecek bir vaziyette değil. dir; binaenaleyh bu haber asıl sızdır. Gerşinin cenli sureti * Beni A yapılan tetkikat ikmal edilmiştir. Çarşının tamiri için belediye reis hazırladığı proje yeni şehir le müzakere edilecek ve ti alındıktan sonra çarşının tamirine başlana- caktır. Üsküdar tramvay şirketinin, gelmiştir. Resmi çıkarılırken göste: Almanyaya ısmarladığı yeni tramvay arabalarının Almanyadan gelen yeni tramvay arabalarını vinçle, son kafilesi de Haydarpaşa rılıtımına 5 Teşrinievvel 1934 Men si Sahife 3 Orta tahsil EHİR HABERLERİ || Rahatmız kaçıyor Eskiden ne mükemmeldi, Su- lu sütleri afiyetle içip gidiyorduk. İçtiğimiz sütün yüzde seksen su olduğu çoğumuzun aklına bile gek miyordu. Fakat bir gün sütçüler cemiyetinin umumi kâtibi ağzın. dan baklayı çıkarı — Ey ahali... dedi, Içti; tün yüzde sekseni sudur... Eyvahlar olsun. Herkesi bir te lâştır aldı. Demek biz süt yerine terkos suyu i sütçüler ei yiyoruz ha... Öyle ya ti umum kâtibi Sütlerin bozuk olduğu söyler- di. Dert ortaya konuldu. Fakat deva bulundu mu? Hayır... Yak niz biz yahatımızdan olduk. Es- kiden hiç değilse i bu derece berbat olduğunu bilmi- yorduk, — Suludur amma bir dereceye kadar!.. diye lıkır lıkır içip yorduk. İçimiz de rahatı, Şi süt bardağını ağzımıza götürür. ken ödeta tiksiniyoruz. Gene evvelce her suyu tatlı tat lı, kalp rahatlığı ile içiyorduk. Mü- tehassısları, bu işle uğraşanlar meyin, mikropludur, berbattır, Günlerce bu işin dedikodusu sürdü gitti. «Su meselesini halle- delim» diye münakaşalar. çıktı, Fakat netice... Su meselesi tabit suya düştü, Yalnız biz rahatımız- dan olduk. Sudan da iğrendik, Arkasından bir yağ meselesi çıktı, Ekser yağlar karışıkmış.... Aman buna bir çare bulalım... Tar da bulunmadı. Bu sefer yağ” dan sıdkımız sıyrıldı. Eskiden pek şüphelenmiyerek yediğimiz. yağlara şimdi el uzatırken içir de bir istifham kıvrılıyor: Acabas Bundan sonra bir çok mesele. ler: Bir kısım sucuklar fena et lerden yapılıyormuş... Pastırmalar keza... Sebzeler lâğım sularile su lanıyormuş, etler keçi eti imi Lâkin bunlara bir çare?.. Yok.. Derde deva bulamıyoruz, Bari Tin hakiki mal miyelim... Çünkü kötü bir şeyi bile bile yemek kadar, içmek ka- 'dar berbat bir vaziyet olamaz. Şimdi ödüm patlıyor. Ortaya meselâ bir ekmek mesele i iştiha ile yediğimiz içtiğimiz şey« lere dair bir mesele çıkacak diye korkuyorum, Çünkü nasıl olsa bunlara çare bulamıyoruz, Rahatımız kaçmasa Hikmet Feridun Darülâceze hissesi Sinemacıların darülâceze his- sesini yeniden vermeğe başlamaz ları üzerine belediye artık bu mex selenin tamamile halledildiğine kanidir. Sinemacıların darülâceze hissesini vermedikleri günlere ait borçları belediye tarafından hex sap edilmiştir. Belediye bu para: nın yavaş yavaş alınmasına razi maclar borçları: davet edileceklerdir. olduğundan. nı ödeme Bir kahvede esrar ve heroin bulundu Halim, Ali ve Rıza isimlerinde üç kişinin bir kahve açıp burada ölekine berikine esrar içirdikleri haber alınmış ve yapılan arastır. mada kahvede bu üç kişi ile diğer iki esrarkeş esrar içerlerken cür. mü meşhut halinde yakalanmış» tardır. Kahvede esrar ve heroin- ler de bulunmuştur. Esrarkeşler dokuzuncu ihisas mahkemesine verilmişler, üçü de evkif edilmiş lerdir, kn

Bu sayıdan diğer sayfalar: