18 Ağustos 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

18 Ağustos 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 Memleket haberleri | Balıkesir yeni bir şehir il Bir park, istasyondan hükümet kona- ğına kadar geniş bir cadde açılıyor ” Balıkesir (Ak- şam) — Balıke- sirde geçen sene- lerli ölçülmiye- bir ihtiyacı yeri- yıf taraflarını te- aviye uğraşan kıymetli bir doktor gibidir. İstasyonun karşısında eski- den Evkafa aid olan ve son zaman- da belediyece gi e gü“ zel bir bina v: i, burası çol konforlu bir iie yuvası ayi ge- tirilmiştir. m Şehrini kadın erkek bütün kibar | ve uyanık partisi hemen her gece Şehir kulübünün çatısı altına top- lanarak güzel vakitler geçirmekte- dir. Kulübün güzel bir salonu mü- kemmel bir lokantası, “muntazam hre kazandıran Şalim Gi gan olmuştur. Define arıyanlar İzmirde iki yerde yapılan araştırma neticesiz kaldı İzmir 17 (Akşam) — Yunanis- tanda define aramak için teşekkül , önünde da b burada tenekeler dolusu mücev- herat ve para bulunduğunu iddia etmiştir. Metrük kiliselerden biri- iii define hakikaten bulüna- caktır, Tani ta çarşaf yasağı Tarsus şehrinde 13 ağustostan itibaren çarşaf, karadon var yasağı başlamıştır. Kadınlar belediyenin yasağını rşılamışlar ve fee ve şak ve erkekler sevincle ka çiz Papi Me mektebi, vali m Gündoğan şehrin istasyondan görüi “Eskiden ilyaslar Mn deni. len ve tren hattının r yakası- müştür. Bu suretle elde edilen çok geniş bir saha pek yakında Balı- kesirin en güzel mesire yeri ola- caktır. rkın eylül sonuna kadar ye- tiştirilmesi için hararetle çalışılmak; | tadır. Parkın muhtelif yerlerinde üyük havuzlar, küçük amel in- şa edilmektedir. Cumuriyet mey. danının ortasındaki belediye nası kaldırılmış ve burası düzelt, Çocuk yurdu Ödemiş 13 (Akşam) — Bakım- sız ve çelimsiz çocuklar için vilâ- yetin güzel içme suyu ve çam or- manı bulunan on alti yerinde açıl- miş olan (Çocuk ya ve rimi çok yüksek olmuştur. Daha bir ay kadar açık dakücağ olan uk kapmlarında pek çok vatan yavruları sağlık ve hayat kazan- mıştır, Ödemişin Bozdağ köyünde ku- rulan kampta elli çocuk bakılmak: ta ve muntazam bir hayat yaşa- maktadır, bu yıl bütün (Çoc: yurdları)nda bakılan ve sıhhate ei turulan yavruların sayısı 800 den fazladır. Yukarıdaki resim Ödemişin Bozdağ köyünde 1850 metre yy e kurulmuş olan kampta bakılan yavruları yemek- | ağaya yakalamıştır. yi lerek e erd letilmişti ik n Ka- sablar kilde ve pe dere- sı değiş- sı temin edilmiş- ir, Bu pek in vir tecektir. İstasyondan baş- liyarak Cumuri- mi birkaç bina yıktırılmış- . Bu suretle pek yakında şehrin ana bulvarını teşkil edecek si geniş bir cadde açılmış olacaktır, v yeni ve sesli bir sine- makinesi alınmış ve provaları yep lii Halka parasız olarak terbiyevi ve ahlâki filimlerin gös- terilmesine (başlanacaktır. Bay Feyzi Sözenerin başkanlığı ve re- jisörlüğü altındaki temsil kolu her heri muntazaman halk oyunları- green etmektedir, a Balıkesir gün geçtikçe ie daha değişmekte ve güzelleş- mektedir. İlbay ve şarbay Salim kesirliler can ve gönülden dile edirl mekt. İki il katil Sınırdan kaçmak isterlerken yakalandılar Konya Ereğlisinin Çayhan na- hiyesi halkından Deli Mehme. oğlu Hüseyin, eşi Hatice ile bir- likte kendi bağ evlerinde yatmak- tadırlar, Vaktile aralarında bir iş- ten ötürü öç besleyen ayni nahiye halkından Hasan arkadaşı Der. viş ile eve girerek tabanca ile sal- dırmışlardir. Hasan attığı kur. şunlar Deli Mehmedin oğlu Hüse- yine tesadüf azmi zavallı ço- ğu ağır yaralamış Sm eşi Beli bağirmağe başlayınca Derviş elindeki kama ile kadının üzerine saldırarak ka- dını canavarcasına âğır yaralamıştır, Masum Hüseyin ile Hatice al dıkları yaraların tesirile ölmüşler. dir. iki katil izlerini belli etmiye- rek kaçmışlardır, İşe el koyan za- bıta birçok araştırmalardan sonra çıkarılan omüfrezelerle bunları BD. surette Türkiye sınırından geçmeğe ça- ışırken Mersin - Tarsus bölgesinde ma Yazan: Mustafa Ragıb Atıf bey, tekrar başını yastığa koydu.. Gözlerini kapadı, yarı uy- Me saat- Sokaktaki ayak selini kulak kabartıyorlardı.. Artık tamamile gece olmuş, s0- kaktan gelip geçenlerin ayak ses- leri azalmış, Manastıra derin bir sessizlik çökmüştü. Atıf bey, talığın kalabalık ve faal saatinde gündüz eve gelemeyen arkadaşla- rinin şimdi bu ıssızlıktan istifade adeti geleceklerini tahmin edi- yordu. Fakat saatler seniii ve s0- kaklarda hareket daha çok azal dığı halde evin kapısını çalan tek bir kişi çıkmıyordu.. Kendilerine çok güvendiği en aziz, en yakın dada ne olmuşlardı?, Aca- ba bunların başına bir kaza mı gelmişti? Acaba hükümet, Şemsi paşanın ölümü sebebile, zabitan geniş ii bir tev- y, or- Atıf bey, ene gelen her su- alin böyle cevapsız kaldığını ve hiç bir yerden, hiç bir kimseden | “vaziyeti aydınlatacak- tek bir ke- ğ ? E 5 ğ $ » g 2 SR Li 2 a iz nn w iz e, hakikati öğren- mek anl üzülüp duruyor- du.. Genç mülâzim, analığın bü- tün şefkat ve alâkasile başı ucun- dan ayrılmıyan bir hanımla baş- başa kalmıştı. heee akibetin- n haberi olmıyan bu muztarip valideden ne sleek onun yar- dımından nasıl istifade ederdi?.. Atıf beyin uyku ile uyanıklık a- rasında geçen bu sessiz saatinde minderin bir ucuna ilişen Mahmud beyin annesi de derin derin düşü- nüyor, saatler geçmesine rağmen oğlundan hiç bir haber almadığı ım seyir kabartıyorlar, her hafif sesin, her bir tıkırtının neye delâlet edece- ğini anlamağa çalışıyorlardı.. Sokaktan fasılarla geçen adam- başka, pencerenin camla- rma damlıyan yağmur taneleri, gecenin derin sükünetini bozan âmillerdi. Atıf bey, kunduracı dükkânın- >> çıkıp da Mahmud beyin evi- ii girmez, sabahtan beri baş- hay gittikçe artan havanın ağir ENİ bardaklardan bo- şanırcasına yağan bir yağmur bas- tırmış, Manastır sokakları baştan başa yıkanmıştı., Bu yağmur, Atıf beyin Drahor boyunda yaralandı- ğı noktadan itibaren Mahmud be- yin evine gelinceye kadar ayağın- dan akan kan izlerini yıkayıp yok etmişti. Şimdi, bu şiddetli yağmur kesilmekle beraber, arasıra dam- lalar dökülüyordu.. Sokakta duyulan her adımın, evin kapısı önünde duracağını ve Mahmud beyin artık evine döndü- günü sanan Mahmud beyin anne- si, ayak seslerinin ilerlediklerini > bu siye zalim gecenin s0- a ermesini bekliyordu. “Çete, if > Orizar klisesi yanında bekliyor...,, Gerek Atıf bey için, gerekse Mahmud beyin validesi için ıztı- rap veren bu ümidsiz sessizlik, u- zun vraüddet sürmedi. Bir az sonra, gece yarısına yakın bir za- manda kaldırım taşlarını söken hir MEŞRUTİYETTEN ÖNCE Manastırda patlıyan tabanca damla bir şeyler konuştuktan #9” la meçhul Uzi — Sıra No. 73 e süvarinin dört nala m kap! Acabt de bu atlı habercinin, kendisi İ bir hayır veya şerre delâlet © ö si ibtimalile ve mütevekkil biri la kulak kabarttı, Süvari, kapı” e önünde durur du: , kapı sü” le ve telâşla çalındı.. beyin annesi, uygun olmıyacak bir har merdivenlerden nini atari” na sokak kapısına ko Atıf bey, Mahmud Ni ann” sinin kapıyı açtığını ve gele £ urmaz, yaşi ra kapı kanadının tekrar bati hızile kapanarak süvarinin sür le uzaklaştığını ui ne demekti? Anlıyamam: kat aradan bir dal di ve Atıf beye izahat verm başladı: — Bir süvari zabiti geldi, © telâşlı idi.. Kendisine bir $€Y ettiğini biliyorlar, fakat çetef” tihak edemiyecek derecede Y# olduğunu bilmiyorlardı. A Kapıya gelen zabit, suyafi mülâzimi Hakkı haydi. res paşayı #lliteni ee ye almak üzere gi müddet, tu rında Orizar im Bulgar ii epi bekl > muvafık görmüş ve gece e : almağı beklemeden telâşla V€ bir istikare2t9 (Devam

Bu sayıdan diğer sayfalar: