18 Ocak 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

18 Ocak 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“e. vw Sahife 8 “ Kadınların en parlak devri AKŞAM kırk yaşında başlarmış -- Bir Ingiliz kadın. muharririnin lesi büyük bir alâka : uyandırdı Bir kadın kırkına ne kadar yaklaşırsa tabii zenginli- ginden o derece fazla hisse verirmiş İngiliz muharriri : “* 40 kadınların aşkı gürültülü bir musiki girişinden sonra başlıyan maka- yaşındaki tatlı nağmeye benzer,, diyor Hayatın sonbaharına âyak basmış kadınlara müjde: Bir kadıniçin en parlak devir kırk yaşında başlarmış... Bu müjdeyi tanınmış İngiliz muharrir- lerinden madam Klara Şeridan veriyor. Bütün dünyayı gezip dolaşmış, ka- dınlar hakkında uzun tedkik ve teteb- bülerde bulunmuş olan Klara Şerida- nım bu makalesi Londra kadınlık ma- hafilinde, büyük bir alâka ve merak u- yandırmıştır. İngiliz muharriri, bu ma- kalesinde ezcümle diyor ki: — Bizim gibi kırkına basmış kadın- Jar, hayatın en parlak çağına girmiş sa- yılabilirler. Eski zamanlarda bir kadın otuzuna bastı mı, hayatta maddeten if- lâs etmiş telâkki edilirdi. Şimdi otuzluk bir kadın çok genç, ve kırkına basmış bir kadın, tam kemale gelmiş sayılıyor. Şu veya bu şekilde tecrübe sahibi ol- muş birçok kızlar, oluzuna basmadan evlenmek istemezler. Kırkına basmış kadınların cenneti Pransadır. Fransa- da kırklık kadınlar, fevkalâde rağbet görürler. İngilterede ve Fransada kırkına bas- mış birçok kadınlar vardır ki, güzellik- lerile cazibelerile birçok genç kızları gölgede bırakırlar, bu kadınlar mevzun vücudleri, tavırlarının sihiri ile büyük bir cinsi cazibeye maliktirler, Genç kızlar, kırkına basmış bir kadının gü- zelliğinin tam kemaline vardığı hak- kımdaki bu sözlerime inanmak istemi- yeceklerdir. Fakat kırk yaşına bastık- ları zaman şüphesiz, bu sözlerimi hatır- ıyacaklardır. Kırk yaşında bir kadın için artık ha- yatın sırları yoktur. Hayat, gözlerinin önünde apaçık duruyor, Birçok zaman- lar, gençlik insanın nazarında gülünç görünür. Kırkına basmış bir kadın, genç kız- larda görünmiyen bir şuhlukla kendi- sini tanıttırır. Kırklık bir kadın, erke- ğin hakiki hayat arkadaşıdır. Bir kadın! kırkına ne kadar yaklaşırsa keridisine hayat arkadaşı olarak seçeceği erkeğe tabii zenginliğinden o derece fazla bir hisse verir. Bunda hiç şüphe yoktur ki, kızların da büyük bir kıymeti vardır, Kırklık bir kadının, şuhluk ve cazibe sahasında genç kızlarla boy ölçüşemi- yeceği iddiası tamamile yanlıştır. Bilâ- kis tecrübe, en büyük şuhluktur. Kırkına basmış bir kadının hakiki a$- Kı bir erkeğe, asri bir kızın geçici aşkın» dan daha fazla heyecanlar verir. Velha- sil bu yaştaki kadınların aşkı, gürültü- lü bir musiki girişinden sonra başlıyan tatlı bir nağme gibidir. Geçen hafta dostum büyük Alman filozofu Kayzerling bana - gönderdiği bir mektupta aynen şu satırları yazır yordu. . DA Dİ Şa aker ia i Si ii Mis Şeridan «Demek kırk yaşına bastınız. Eu yaş, kadın için hakiki hayatın başlangıcı- dır.» Kırkına vardıktan sonra evlenen ka- dınlar, izdivaçtan çok memnun kalıyor- lar. Çünkü hayat arkadaşlarının inti- habından pişman olmıyacaklarından ve kocalarına darılmak için vesile ver- miyeceklerinden emindirler, Genç yaşta bir kadının Izdivacı, ma- nialarla dolu bir koşuya benzer. Bilâ- kis kırk yaşında izdivaç, kadın için maniasi , dümdüz bir koşu gibidir, Kırklık bir kadın ile genç bir kızın izdivacı arasındaki fark nedir bilir mi- siniz? Kırklık bir kadın, kocaşına ben- Tiğinden birçok şeyler vermesin! bildiği halde, genç bir kadın tanışacağı erkek- lerin kalbinden ancak almağı bilir. Kral Edvardın uğuruna taç ve tahtını feda ettiği madam Simpsonun kırkına bas- tağını hatırlamak kâfidir.» Sanayi birliği umumi heyeti toplanıyor Sanayi birliği umumi heyeti 30 ikin- ci kânunda fevkalâde olarak içtiman davet ediliyor. Bu toplantıda birliğin yeni sene bilânçosu üzerinde görüşü- | lecek ve aynca birliğe aid bilâümum işler hakkında müzakerelerde bulunu- lacaktır, Yaşı kırkı geçen veya kırka yaklaşan birkaç sinema 'yıldızı: Yukarıda Glorşa Svason, Evlin Brent, Mae Vest, aşağıda: Marlon Davis, Pola Negri, Mari Piktord Atina (Hususi muhabirimizden) — Selânik zabıtası, bütün dünya kadın avcılarını gölgede bırakacak asri bir Don Juanı uzun araştırmalardan sonra yakalıyabilmiştir. Bu Don Juanın he yaman bir genç kadın avcısı olduğunu göstermek için izdivaç bahanesile, Yunanistanın muh- telif şehirlerinde 170 kız ve kadın do- landırdığını, ellerinden çeyiz paraları- söylemek kâfidir, Bu kadın avcısının hakiki” hüviyeti henüz meçhuldür. Kendisi 28-30 yaşla- rında bir gençtir. Gayet şık geyinir, tavırları çok kibarcadır, belâgeti yerin- dil kızları nasıl tuzağa düşüreceğini çok iyi bilir. Kibar mahafilde tesis ettiği müna- sebetler sayesinde ârahoma parası dok gun olan kızları kolaylıkla buluyor. Kâh kendisini hukuk fakültesinin son sınıfında talebe, kâh Pire liman idare- sinin muhasibi mesulü, kâh ira- dile geçinen zengin bir aile çocuğu di- ye takdim eder ve parasıni yemek için gözüne kestirdiği kızın yakından tedkik ettiği tablatine göre şerbet ver- mesini ihmal etmezdi. Bü yaman kadın avcısınm hakiki hüviyeti henüz bilinmediğini yuka- | rıda yazmıştık, Bu adam muhtelif narı ve ünvanlarla iş görürdü. Fakat en çok kullandığı isim, Dasakli idi. Dolandı- rıcıklıklarının büyük bir kısmını hep bu nam altında muhtelif Yunan şehirle- rinde yapmıştır. Dasakli nişanlanmak o bahanesile genç kadın ve kızları dolandırmak işi- | ne 1932 senesinden itibaren başlamış- | tır, Bu delikanlı, gözüne kestirdiği ve parası hakkında malümat edindiği ka- dınları dolandırmak için daima evlen- İ meyi bahane ittihaz etmiştir, Kısa bir j flörtten sonra dolandıracağı genç ka- dının veya kızın ailesine doğrudan doğ- İ ruya müracaat eder, Allahin emrile ev- lenmek istediğini söyler, kendisine ni- şanlanmak istediği kızın ailesinin gö- zünü boyayacak şatafatlı memuriyetler izafe eder, ve yahut kendisini parlak bir istikbale namzed gösterirdi. Dasak- U o kadar tatlı diller dökerdi Ki, genç | kızı ve ailesini tuzağa düşürmemeğe | imkân yoktu, İstikbali bu derece par- | | lak bir adamın teklifi, tabii memnu- | niyetle kabul edilir. Kendisi o günden itibaren nişanlısının evinde yerlesir- di, Aradan bir müddet geçtikten sonra nişanlısının drahoma paralarını muh- telif bahanelerle yavaş yavaş sızdırma- ga başlar ve firsat buldukça nişanlısı vasıtasile ağlarına “düşüreceği - başka kadınlarla tanışmağı ve onlara kur yap-! mağı ihmal etmezdi. Bu usul sayesinde, bu yaman deli- kanlının bir ay içinde dört beş kadınla nişanlandığı vaki olurdu, Dasakli ni- şanlısında sızdıracak para, kalmadığını ! anlayınca, çoktanberi hazırladığı bir bahane ile anu bırakır, ve evvelden | peylemiş olduğu başka bir kızın evine nişanlı sıfatile'yerleşirdi. Selânik zabıtası, dolandırılan kızla- rın muhtelif ihbar ve şikâyetleri üze- rine araştırmalara başlamış ve uzun tahkikattan sonra bu yaman dolandırı- cıyı Beyazkule gazinosunda, ağına dü- şürdüğü genç ve güzel kızla çay İçer- ken yakalamıştır, Dolandırıcı bidayet- te inkâr yoluna sapmış, fakat zabıta- nın kuvvetli delilleri önünde hakikati açıktan açığa itiraf etmeğe mecbur kal. mış, uzun sorgulara mahal bırakma- mak için hatıra defterini çıkararak sor-| gu hâkimine tevdi etmiştir. Dolandırıcı bu hatıra defterinde, şim- | diye kadar nişanlanma bahanesile ağ- larına düşürdüğü 170 genç kadın ve | kızla nasıl ve ne tarihte tanıştığını ön- larına < .!dattığını ve kendilerinden ne kadar para sızdırdığını birer birer anlatıyordu. Mahrem defter ünvanını verdiği bu hatıratına, yakalandığı za- man. sorgu hâkimine itiraf edeceğini ilâve ediyordu. Bu deftere göre bu ya- nı aldıktan sonra kayıplara karıştığını dedir. Genç kadınları ve bilhassa saf- * 18 Kânunusani 1987 —> s Yaman dolandırıcı ? Kadın kalbinin zayıf taraflarını keşfetmiş! Bu sayede 170 kızla nişanlanmış, hepsinin paralarıni yeyip bitirmiş Yakalanan Dasakli man dolandırıcı Atina ile Pirede 66, S8 lânikte 80, Spartada 8, Sisamda 8, Glo&* ta 6, Serezde 2 genç kız veya kadın dö landırmıştır. Şunu da ilâve edelim Kİ, bu müthiş kadın avcısının üç sene S€- lânikte muayyen bir ikametgâhı yok- rinceye kadar Selânik” nın evinde geçirmiş, şahane bir hayat sürmüştür. Dasakli, tevkifhanede kendisini ziya- ret eden ve bu kadar kadını ve genç kir kızı nasıl elde ettiğini soran gazstecile- re, gülerek demiştir ki: — Selânikde, diğer Yunan şehirlerine nisbetle ağa düşürülecek daha fazla safdil kız ve kadın vardır, Ben, kadın- ların kalbini senelerce todkik ederek ve en zayıf taraflarını keşfettim. Şayed, bir kıza, muhibbesine karşı bir kalbinis bulunduğunu söylerseniz, muhakkak © Kiz kıskançlık sövkile ağlarınıza düşek, Artık ötesini becermek sizin zekâvetis nize ve açık gözlülüğünüze bağlı biz şeydir. Bu plânımı, tatbik ederse: muvaffakıyetinin ne kadar kolay oldü- ğunu siz de anlarsınız. > Kırklareli hükümet konağı Kırklareli (Akşam) — Kırklayeli- nin Yunanlılar zamanında yanan hü kümet konağından sonra bugüne ka- dar yenisi yapılamadığından bülün daireler başka, başka binalarda bulu- buyordu . ve “bu yüzden hislk sıkıntı çekmekle idi. Bu sıkıntılı vaziyeti gören hüküme- timiz Kırklareline yeni ve muazzam bir hükümet konağının yapılması için lâzım gelen köşiflerin yapılması eri- Tekirdağ fidanlığı Tekirdağ ' (Akşam) — Bura fidan- lığının daha mükemmel bir hale s0- kulması için Ziraat vekâletinin emir- leri üzerine vilâyet faaliyete geçerek fidanlığın etrafındaki bağ, bahçe gi- bi yerlerin istimlâkine başlamıştır. Bartında şüpheli biri tutuldu Bartin 16 — Burada çikan Bartin gazetesi yazıyor: Beş altı gün evvel, Amasrada, geceleyin deniz kıyısındaki kayalar arasında dolaşmakta olân 25 yaşlarında kadar bir şahıs, devriye ge- zen İndarmalar tarafından görülmüş, kendisinden şüphe edilerek sorguya çe kilmiştir. Rizeli olduğunu, Kartalda çalıştığını söyliyen, Yusuf adına 1 nüfus tezkeresi gösteren bu Şahıs, nereden ve niçin geldiğine ve geceleyin kayalar arasında ne İşi olduğuna dair sorulan suallere kandırıcı cevap veremediğin- den nezaret altına alınmış ve Rize ile Kartaldan, hüviyeti hakkında malü- mat istenmiştir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: