2 Şubat 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

2 Şubat 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, Nasıl yıldız olunur? Birçok yıldızları keşfeden Sâmuel Goldvin bunu anlatıyor Metro Goldvin kumpanyasının di- Yektörlerinden Samuel Goldvin yık dız keşfetmekle meşhurdur, Bugün sinema âleminde her biri belli başlı birer mevki yapmış olan bir çok bü- yük yıldızları bep Samuel Goldvin keşfetmiştir. Samuel Goldvin bir kahvede otu- Tur, gelen geçene bakar, bunların arâ- sında dikkate şayan gördüğünü ça- İırarak kendisine filim artisti olmağı teklif eder. Samuel Goldvin bu suret- “le yaptığı keşiflerde hiç aldanmamış. | “tir. Kendisinin tanımadan, bilmeden çağırdığı kız veya erkeklerin her biri Dirsryıldiz olmuştur. Samuel Goldvinin keşfettiği yıldız- Jar pek çoktur. Bunların içinde en dikkate şayan olanı Lily Damitayı filim çevirmeğe dâvet etmesidir. Samuel Göldvin bir gün Parise gitmiş, Opera civarında bir gazinoda oturmuştur. Gelip geçenlere bakarken Lily Damita Bözüne ilişmiş, hemen garsonla ha: ber göndererek genç kizi çağırtmıştır. lily Damita kendisini bu kadar gü TİD Surette çağıran yaşlı adama kız- MIŞ, yürüyüp gitmek istemiştir. Fa- kat, Samuel Goldviş yakasını bırak- Malış, a an kosarak kendisi- Mİ tanıtmış, etmiştir. Dansözdü. müddet 'akat cevein vererek Bitmiştir. NE GİBİ EVSAF LÂZIM? Tee Goldvin yıldızları nasıl keş- Yor? İyi bir f nasıl yapılır? ika mecmuasında yazdığı Yanda bunu anlatmaktadır. Filim Müdürü diyor ki: — Ben hayatımı yıldız aramakla Keçiriyorum. Dünyanın dört bir köşe- #inde en yakın bir mahalleden en uzak bir semte kadar her tarafta şöhret ve $ân arıyan erkek ve kadınlar vardır. Bu müstakbel yıldızların resimlerini alip tecrübelerini yapmadan evvel Yıldız olmak için ne gibi evsafın 1 2m olduğunu izah edeyim ki beyhu- e yere zahmete girişilmiş olmasın. Yıldız olmak için bir insanda aşağı: daki'evsafın hep birden bulunması 1â- Zamdır: 1 - Sahsiyet, 2 - Çalışkanlık, 3 - Mu- hayyile, 4 - Anlayışılık, 5 - Gençlik, 6 - Tevazu, 7 - Renk ve nezaket. Güzel kadın ve erkekler çoktur, İn- Sân onları her yerde bulabilir. Zeki kimselere de'her yerde raslanabilir. gençliğe gelince, her yaşıyan insanın gençlik si olduğu malüm, Çalış- kün insanlar bulmak ta güç değildir, Mütevazı kimseler ise pek çoktur. Hulâsa yukarıda saydığımız vasıf- İara tek tek sahib olan » insanların âdedi çök kabarıktır, Esas mesele bü- fün bu vasıflara birden malik olan kimseyi keşfedebilmektedir. Yani 26- kâ ve şahsiyet sahibi olan ve ayni za- manda mütevazı bulunan ve çalış meğa ve eğrenmeye hazır olan genç bir erkek ve kadın bulabilmek? Grönlandın buzlu ovalarından ta Hindistan bataklıklarına kadar her tarafta acentalarım böyle kimseler Arıyorlar. T$ple bir kimse buldukları veya bu evsafa malik olduğunu zan- ettikleri birine tesadüf ettikleri za- man bâna resmini yollarlar. Ben yeni keşifte ümid verecek bir nokta bu- Yursam başka resimlerini istetirim ve bu resimleri ivice tetkik ederim. UEO TARAFTA YILDIZ ARARIM "Tabii. benim-de gözlerim dalma açıklır, Tiyatrolarda, dansiglerde, 10- kantalarda, velhasıl nereye gitsem yıldız ararım, Yüzlerce, binlerce tek- Mİ alırım. Londraya gittiğim zaman ötel kapısında beni görmek istiyenle- Tin adedi o kadar çoktu ki polis ote- Hin sokağındaki münakalâta mani ol Samuel Geldvinin keşfettiği yıldızlardan Kay Francis ve Ronald Colman dukları için dağıtmak mecburiyetin- | lâzımdır. İyi bir rejisör bulmak, hiç de kalmışlardı. Tecrübem gösteriyor ki bu gibi hal- lerde talih büyük bir röl oynuyor. İn- san otelde otururken, lokantada yemek yerken veya otomobille gezerken bir yıl- dız keşfediverir, bu yıldız altı yedi ay içinde bu bütün seyircilerin Tağbeti- ni kazanır. Şan ve şöhret sahibi olur, VİLMA BANKİ » RONALD COLMAN Bir zamanlar Vilma Banki için bir âşık rolü oynıyacak birini arıyordum. Vilma kocası Rod la Rok ile oyna- mak istiyordu. Halbuki bir kocanın Samuel Goldvin filmde âşık Tolü yapmasına ben mü- arızdım. Çünkü biliyordum ki, ro- mantik şeylerden hoşlanan seyirci kütlesi nihayette iki âşık biribirlerine kavuşunca, bu ikisinin hakikatte karı koca olduklarını bilirse, hiç hayrete düşmüyor, zevk almıyordu. . Reddet- tim, Vilma Banki-ile Ronald Colmanı oynattım. Bu çift derhal emsalsiz bir rağbele mazhar Oldu. Bir kete bir yıldız - keşfettiniz mi onu halka takdim etmek vardır. Bu oldukça ehemmiyetlidir. Çünkü yıl dızın muvaffak . olmasını. İsterseniz çok tedbirli ve dikkatli davranmanız bir masraftan çekinmemek ve bol bol reklâm yapmak kâfi değildir, Halkın yeni yıldıza tutmasını İstiyorsanız ona ilk filminde iyi bir hikâye temini etmeniz lâzımdır. ARTİSTLERİN ALDIKLARI MEKTUPLAR Boş bir hikâye ile yeni bir yıldız muvaffakıyet kazanamaz. İyi bir sa- | natkârın yıldız olup olmadığını nasıl | anladığımı soranlar çoktur. Bunun için bence en İyi ölçü sanatkârın aldı- ği mektupları hesap etmektir. Mese- Jâ Ronald Colman haftada 10,000 mektup alırdı. Bu onur iyi bir yıldız olduğuna şaşmaz bir delil. Fakat keseme sormayın. Colmanın aldığı mektuplara cevap ve istenilen fotog- rafi göndermek bana senede 30,000 dolara mal oluyordu. HALK NE GÖRMEK İSTER? Şimdi filmin mevzuuna gelelim, İyi bir mevzu nedir? Şüphesiz alâkayı celbeden bir mevzu... Bir kere bir kadın ile bir erkeğin niçin seviştikle. rinin sebebini bulmalısınız. Sonra birleşmelerinin os€bebini, sonra bu aşk hikâyesinin Oynandığı mahalli tesbit etmelisiniz. Bu mahal ya deniz, ya ticaret, ya orman, ya yüksek sos- yete, yahut haydudların yatağı ola- bilir. Fakat şuna dikkat etmelisiniz ki mevzular biribirine benzememeli- dirler, Âşıkları biribirinden ayıran başka başka sebepler bulmalısınız. Âşıkların biribirine kavuşmasım te- min eden haller de başka başka olma- hı ve halk tabakasına kütle olarak hitab etmeli, Yalnız bir tabakaya hi- tab eden filimler zarar verir, Bir çokları halkın ne istediğine da- ir başka başka fikirler ileri sürerler, Nice halk ağlamak ve gülmekten baş- ka bir şey İstemez, Onlarda bu basit hisleri uyandıran “filmleri veren mu- vaffak olur. Benim tecrübem bunu söylüyor. Bunu temin ederseniz filim seyrettikten sonra çıkanların ağrın- dan şu sözleri işiteceğinize emin ola- bilirsiniz: — Güzel bir flim! | diğerine sıçrar, her sıçrayışta ateş İ aleyh romatizmalılar k HEKİM ÖĞÜTLERİ RONATiZMA Bugünkü müsahabemizde sizlere, bu | soğuk ve rütubetli aylarda sık sık gö- | rülen «Romatizma: hastalığını anla- tacak, bunun sebebini, kaç türlü oldu- ğunu, vücudda ne gibi ihtilâtlar yaptı- ğını, ve nihayet tedavisi ile korunma yollarını söyliyeceğim, Romatizma, oynak yerlerinin şişme- #i ve ağrımasile müterafik bir hastalık- tar. Bu hastalığın hazırlayıcı sebebi 80- Zuk ve rütubetli hava, yapıcı sebebi de henüz kati olarak bilemediğimiz bir cins mikroptur. Bazı müellifler româ- tizma mikroplarının, elimizdeki büyü- tücü vasıtalarla görülemiyecek derece- de ufak olduğunu (Virus) söyler. Diğer bazıları ise (Streptocogues en chainet- te) denilen bir nevi streptocoguc'u ro matizmanın ajanı olarak kabul eder. ... Romatizmanın had ve müzmin olmak üzere iki nevi vardır: Had romatizma — Yüksek aleşle sey- reden bu intani hastalık, en ziyade bü- yük mafsallare savlet eder: Böylece ev- | velâ omuz, diz, dirsek ve bilekten birisi, | veya arka arkaya hepsi hastalığa tutu» Tur. Sonra küçük oynaklar: Çene, ei ve ayak parmakları hastalanır. Nadir öl- makla beraber bel kemiği de romatiz- maya tutulabilir, Hastalık bu saydığım oynaklardan birisinde başladığı zaman, mafsal şi- şer, kızarır, yanar ve çok ağrır. Hasta» da 38-39, hattâ bazen 40 a Kadar yük- selen bir ateş baş güsterir; ayni zaman- da anjin olur, Bu itibarla bir kısım he- kimler, romatizmayı yapan Virus'un, boğaz yolile vücude girdiğine kank dir. Romatizmaya tutulan şahıs hasta 0- lan ve ağrıyan mafsalı biraz bükük tu- tar; kımıldatmaktan çekinir, bazen yorganın dokunması veya karyolanın sallanmasile bağırır. Hasta yüksek ate- şe rağmen, soluk görünür ve fazla ter- ler, lenir, Had romatizma 3-3 hafta kadar sü- rer; maamafih daha uzun sürdüğü de vakidir, Romatizmayı tehlikeli bir bas- talık haline koyan, kalbde yaptığı ihti- lâtlardır. Kalbin içini örter zarı ve des- samları iltihaplandırır (Endocardite); yahut yürek adelesini afetzede eder (Myocardite); veya kalbi dışından ör- ten keseye savlet eder (Pöricardite). Yeniden bir oynak şişmediği halde, ate şin yükselmesi, nabzın çoğulmasi, yü- rek sıkıntısı ve çarpıntı, kalbin hasta- landığını gösterir, Romatizmanın seyri esnasında, plev- ra dediğimiz akciğerleri örten zarlar da iltihaplanabilir (Pleur€si). Nisbeten se-| lim olan bu ihtilât, asıl hastalıkla bera- ber ya kendi kendine, yahut yapılan te- davi sayesinde iyi olur, İ Had romatizma dimağda da ihtilât yapar: Bu takdirde hasta şiddetli bağ | ağrısından ve yüksek ateşten muztarip olup hezeyan, dalgınlık gibi asabi araz. lar gösterir, (Rhumatisme cârebral) is- mile'anılan bu.hastalık nadirdir. Had romatizma, birçok defalar nük- setmeğe ve müzminleşmeğe meyilli bir hastalıktır. Hattâ bazı hastaların ro- matizması bütün hayat müddetince | tazelenir. Bu gibileri, soğuğa, bahusus rütubete ve hava değişikliklerine karşı barometre gibi hassasdırlar. Binaen- lerini soğuk- tan ve hususile rütubetten sakınmalı; İ ıslak yerlerde çalışınamalı ve rütubetli | evlerde oturmamalıdır. Hastalık baş gösterince, hastayı ya- takta istirahat ettirir; mayi gıdalar al- masını tavsiye eder; ve romatizmanın hususi ilâcı olan (Salicylate desoude)- | dan günde 810 gram veririz. Bu ilâça, mideyi bozmaması ve asidoza mani ol- ması için, 4-5 gram kadar (Bicarbona- te de soüde) ilâve ederiz. Salieylate'in iyi tesirini oynak teza- hürlerinin geçmesi ve ateşin sönmesi ile anlarız. Bu sonuç hasıl olunca! ilâcın gündelik miktarını azaltırız. Şiş maf- salların üzerine (Salieylate de mâthy'e) sürüp kalınca pamuk ve sargı ile iyice sararız. Her ne kadar ilâç deri yolile az imtisas ederse de, hasta bu tedbir- den de epiyce fayda görür Had romatizma tedavisinde, Salicy- Jate'dan başka, bunun “arkadaşı olan | ecibettiğindi (Aspirine)! sonra (Atophan) ve (Atop- hanyl)i de kullanı Müzmin romatizma — Bazen had bir romatizmadan sonra, bazen de doğ- rTudan doğruya başlar. En ziyade ihti- yarlarda ve âdetten kesilmeğe yakla- şan yaşlı kadınlarda görülür. Hastalı- ğa tutulan-oynak yerleri, bilhassa $â- bahları hasta uyandığı zaman ağını ve biraz dü şişer. Ağrı rütubetli hava larda şiddetlenir. Müzmin yotsatizmanın bazı nevileri, Ankylose'n: (oynak yerinin yapışıp ha- reketini kaybetmesi), diğer bazısı da ş6- kil bozukluklara (Döformatlon) doğ- ru gider Müzminleşen romatizma içerden alı- nan ilâçlardam ziyade, sıcak hava ban- yolarile, diyatermi dediğimiz bir nevi elektrik tedayisile, sıcak kum ve ça- olarile, keza kaplıca tedavi- Bu hastalığa tutülen kim- n sonra, ufak yü- lıdır, Bu gibilerine hafif masaj ve İrik- siyonlar tatbik olunarak, mafsallarda husule gelen sertlikler ve dumurlar ted- ricen bertaraf edilmelidir. Romatizmalılar mem ketimizde, Ya- lova ve Bursanın sıcak kaplıcalarından çok istifade ederler, Dr. Ahmed Asım Onur Ortaköy Şifa Yurdu sahib ve başhekimi Maçka tramvaylari * 'Maçkaya işliyen tramvay arabaları, sferlerini'yaptıktan sonra, Harbi- makastan Şişli hattıma geçmek suretile depoya-giderler. Bu manavroyı yapacak arabalar, makasa girmek için birkaç dakikalık bir zaman sarfetme- ge mecburdurlar, Bu gecikme, Taksim cihetinden: gelen arabal depoya gidecek tramvayların manavrası bitin- ceye kadar, Har! istasyonunda bek- Jemelerine sebebiyet veriyor. rın şikâyetlerini dar makamlara müracaatlar yapılmıştır. gidecek arabaların Harbiye- Ima- abi) caddesinden manavra tı geçirilmesi düşünülüyor. Maamafih Harbiye İstasyonuna bir makas daha ilâve edilerek manavraların kolaylaş- tırılması ve.ârabaların beklemelerinin önü alımmesı:da düşünülmektedir, Eski Şark: demiryollarındaki ecnebi. memurlar işlerinden ayrıldılar Eski Şark demiryollarında çalışan ec nebi memurlar dün sabah Devlet de- mriyollar: dokuzuncu işletme müdür- Yüğündeki vazifelerinden ayrılmışi dır. Hazirana kadar çalışabilecekleri ev- velce kendilerine tebliğ edilmiş olan şef memurlanndan M Delton ve Leblon'da kumpanyanın: Pariste merkezinde iş bulduklarından burada kalmamışlar- dır, Türk memurlara verilmesi kararlaş- tarılan ikramiye ve tazminatın tevziine bugün başlanacağı umuluyor. Atina mektupları (Baş tarajt sekizinci sahijede) ki, döviz muvazenemizide zuhura ge len bu lehteki tebeddül, harice kar- şı olan taahhüdlerimize tekabül etti, Bütün bu tedbirlerden ve her şey- den evveli memleket içinde teminine muvaffak olduğumuz müstakar sakin siyaset, gün geçtikçe yükselmekte olan kredimizin islahına başlıca âmil oldu. Bir taraftan kredinin is islahı, diğer ta- raftan çalışmakta vı ususunda mil- li kabinemi şlar ettiği azım ve sebat, sermayeleri, yüksek tediye faizini in- Girmeğe başlamamızı mümkün kılacak derecede harekete gelirdi. Mili iktisa- diyatımız üzerine mali ıslahatın yaptır ği müsbet tesir, istihsallerimizin tâk- viyesi esası üzerinde tanzim edilen programımız, memleketin bütün serve: kaynaklarının işletilmesine başlamak yurdumuza saadet ve bolluk getiren yeni bir iktisadi yaşayış tenin etmek hususunda ümidli olmamızı mümkün kılıyor. Pek tabiidir ki, şimdiki halde sâylmizin daha başlangıcında bulunu- yoruz. Fakat toplamağa başladığımız semereler ümidimizi tam bir imana ç€- teşvik etmiş oluyor.» Şakir Çeçen

Bu sayıdan diğer sayfalar: