6 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

6 Mart 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cenevre mektupları Rotary klüpleri nedir ? Ne maksatla kurulmuştur! Leman gölü sahilinde Veveydeki Rotary klübünde bir öğle yemeği Cenevre 22 — Avrupaya geldikçe Rotary adlı bir teşekkülden konuşul- wi duyar dururdum. İnsanlar, doğrusu münevver ve müstah- sU adamlar arasında içtimal ve ikti- #adi bağları arttırmak ve sağlamlamak re kurulmuş olan bu teşekkül 1905 ie Şikagoda doğmuştur. Yavaş yavaş ya- 78 memleket kendi sinesinde Ro- kurmuştur. Rotary teşekkülleri Politika ye mezheb işlerinden tama- Mile uzaktır. Kendi Rotarylerini kuran etler diğer memleketlerle Ta- bitalar âçtıkları için Rotarylerin de beynelmiler birliği peyda olmuştur. ii memlekette Rotaryler, klüb şek- “linde işliyor. Onun için genişliğine ve LE İ göre bir memlekette klüp- lerin sayısı çok olabiliyor. Bundan” dolayıdır ki, 78 memleket Rotary te #ekküllerini kurmasile bu 78 diyarda 8529 Rotary klübü açılmıştır. Ve bun- p Marin Âza sayısı geçen yıl 155,000 idi, Mer millete mensub idiler. tan kulağa Avrupada bulundukça İYüyordum, Fakat onun gördüğü Kileri ve içindekilerin iktisadi ve in Sani çalışmasını yakından bilmiyor- dum. Mühim bir ameliyat geçiren BOL gözümün on beş gün kadar bir isti- Tahatten sonra tekrar ve hafifçe bir de Şökli tashihi ameliyatına katlar- Mâzım geliyordu. Bu istirahat günlerini Cenevreye şimendiferle bir çuk saat uzakta ve meşhur Leman Bölünün, diğer ucunda bulunan Mon- geçirmeğe karar verdim ve Bo- Bazlar muahedemizin (oimzalandığı şirin şehre geldim. Montröde epi bildiklerim vardır. It konuşurken birisi şöyle dedi: © Yarın perşembe, Rotary öğle ye- var sizi oraya götürelim, Montrö ye Veveyde bir çok çalışkan Münevverlerini yani ticaret ve sanat minde tanınmış iş sahiplerini gö- Türsünüz. Ben sordum: >— Oraya herkes gidebilir mi? — Ne mümkün! Rotary klüplere Yalnız kurulduğu mıntakaların tica- İİ ve sanat ve teknik âleminde ta- iş sahipleri âza olur. Her âza memleketten gelen misafi- Tİhi oraya götürüb on beş günde bir en arifane öğle yemeğine, kendi dsvetlisi olarak kabul ettirir. Sizi de i götüreceğim. Yarın tam öğle vak- Belip sizi alırım Veveye gideriz. e konuşmadan sonra ben Rotary ipleri hakkında daha iyi malâ- edinmek lüzumunu duydum. Bu te- W illerin şartnamelerini ve broşür- TİNİ elde ettim, gözden geçirdim İ size Rötary kurumları hakkın- da biraz maltmat vereyim: Rotary klüpleri kurumlarının &n& Yasası şudur: 1 — 'Ticari ve sınat mesleklerde Şe Telli teşebbüslerin başında vatanda» $a yardım fikri hâkim olmalıdır. 2 — İş ve sanat Aleminde en yüksek hâkim etmelidir. kip g7 Başkasına yardım fikrinin tatbi- de yalnız ticaret işlerinde değil Ro- "ye mensup olanların hususi haya» tarda dahi yardımın teşmili lâzımdır. — Dostluk ve ahbablık rabıtaları Gi çalışma hayatında yekdi- yardım fırsatları çoğaltılmalıdır. ©, 5 — Her ticari ve sınat ve ilmi mes- Luribin riayet etmek Rotary iplarınca vatandaşa yardım gi- telâkki olunmalıdır. iğ — Rotary klüplerinin birbirlerile Eeçinmelerini temin ederek her Molllete mensub ticaret ve sanayi adam larının birbirlerini ayrı tanıyarak ei- ; banda refah, sulh ve rahatın temini- hizmet etmeleri temin olunmalıdır. Bunların dışında takib edilen gaye- Şöyle sayılıyor: Rotary klüplerine mensub olan iş Mdanılarına, kendine güvenmeği öğ- le bulunduğu muhite daha fay- Dediğim gibi işin bu kadarını kulak- et ve namuskârlık prensiplerini lara, hademeye ve temas eyledikleri müşterilere ve şerikleri varsa onlara iyi muameleyi öğretmek ve bu saye du diğer memleketler Rotary klüb Aza larına karşı dostluğu arttırmak. İş âleminde çalışanların gayeleri tabintile kazanmaktır, fakat kazan mak ile vatandaşa hizmet mefküre- lerinin telifini en mühim şart olarak gösteriyorlar. Yani tüccar veya sanat” kâr veya ilim adamı kazanacağım di- İ ye egoist olmıyacaktır, Rotary kurumlarının mezheplerle politika ile asla alâkası yoktur. Fakat din ve mezheplerin ahlâk prensiple- rini takdir ediyorlar. ğ Rotary klüplerin on beş günde Lir yemek toplantılarma , Azaların deva- mı şarttır. Dört defa toplantıya gö- miyenler Âzalıktan o çıkarılır. Sebebi Azaların temas muhafazasıdır. 78 memlekete mensub Rotary klüp- lerinin beynelmilel teşekkülleri her leketlerden gelen raporlar, mektup- lar ve temenniler okunur, Bunların hepsi ticaret ve sanayi ve İlim hayâ tına müteallik olacağından o sahadâ tedbirler düşünülür ve lâzım gelen makamlardan rica olunur, Fakat bun- ların dalma göz önünde tuttukları şu vecizedir: «Vatandaşa yardım et, egvist olma!» Bunlar çok güzel arzular ve kalde- ler amma tatbikatın ne dereceye ka- dar yürüdüğünü beni davet edenden sordum. Bu sahada son yıllarda zor- Juk gittikçe artıyor, fakat Rotary Aza- leri egoist olmamak üâzminde sebat ettikçe ümidsizliğe yer yoktur. İden- vabını verdi ve hep beraber Montrö ile Lozan arasındaki meşhur Vevey kasabasında büyük bir otelin kapı- sından içeri girdik. Otelin salonunda 50 kişilik bir yemek sofrası kurulmuş” tu. Burada Vevey ve Montrönün doktor, operatör, muharrir, fabrikatör; f0- toğrafçı, eczacı, saat tüccarı, bakkaliye tüccarı, çukulatacı, ötomobiici, yağ” cı, oteici gibi en mühim adamları yer almışlardı. Ve asıl kaide dahi mensub olduğu meslekte mal sahibi ve baş olanların Rotary'ye âza olabilmeleri miyorlardı. Sonradan dışarıdan gir- mek istemek dahi kabul olunmuyor- du, Rotary mensupları hariçte yeti- şen faydalı elemanları kendi karar- larile kendi içlerine çağırıyorlardı. Beni getiren zatın yanında yer aldım, Benim gibi iki misafir daha vardı; takdim olurduk. Türk olmak itibarile herkesten çok meraklı ve saygılı bir karşılama gördüm, Bana hep Yüce Atatürkü soruyorlardı. Ve benden İsviçre seyahâtimin intibala- rı hakkında kendilerine birkaç söz söy- lemeği rica eylediler. Hiç hazırlıksız ol- duğum için şunları söyliyebildim; «— Başka zamanlar İsviçre hudu- dundan içeri girince pahalı bir mu- hite düşmekten dolayi kendimi der- hal fakir bulurdum. Bu defa paranı- zın muayyen mikdarda düşürülmesi- ne rağmen flatlerin yükselmemesi sayesinde bu maddi ağırlığı duyma- dım, buna mukabil hududlarınız dı- şındaki can sıkıcı tekayyüdlerden bu- ranın azadeliği ruha zevk veriyor. Sonra bugün dünyayı korkutan ko- münizm cereyanlarına karşı en de mokratik muhit olan İsviçrede insa“ na rahatlık verecek tedbirler alınmak- ta olduğunu gördüm. Demokrasi ve milliyetperverlikte İsviçrede umumun birleşmesi siyasi terbiyenin yüksek- Uğini gösterdiği için yürekten tebrik- ler ederim. Bu toplantıda gördüğüm kiymetli ticaret ve sanayi adamlarına söyliye- ceğim şudur: Kıyısında olduğumuz Leman gölü ve onu donatan Lozan ve Mantrö civar şehirleri Türklerin çok mühim muahedeleri buralarda Imza- lanmış olduğundan dolayı bizce sev- Hst olmadan dünyada yaşanmaz. Ce- | idi, Memurlar bu teşekküllere gire- | AKŞAM Koca ve nişanlıların sadakatlerini - tecrübe için bir büro açıldı Romanyada çok güzel ve zeki genç kızlar bu işle meşgul Erkeklerin tablatlerinin en iyi anlaşıldığı yer: Kahvaltı zamanı, aşağıda kadın yası Manea ve ölümüne sebep olduğu Floria sene bir kongre toplar, muhtelif mem-| O Romanyada genç bir kadın, müs takbel kocaların sadakatini tecrübe saf ve masum kızları kendilerini ai datacak nişanhların elinden kurtar- mak için bir müessese açmıştır. Bu müesseseyi açan kadının adı Öjeni Sabreskidir.Öjeniyi bu müesseseyi ağ“ mağu Sevk eden sebepler şunlardır: Öjeninin, tek samimi bir muhib- besi vardı: Florfa Asuga. Bu genç kıa hem çok güzel hem de çok zengindir. Bir gün Florla koşa koşa muhibbesi- nin yanına gelmiş ve nişanlanmak üzere olduğunu haber vermiştir. İki arkadaş, müstakbel güveyinin verdiği randevuya gitmişler ve ken- disini çök beğenmişlerdir. Adı Konstantin Manea olan müs- takbel damat, hakikelen çok yaki- şıklı ve yakışıklı olduğu kadarda nazik tatlı dilli bir adamdır, Öjeni, Floriaya bu güzel erkeği sevmekte haklı olduğunu söylemiştir. Fakat aradan çok zaman geçmeden Florin arkadaşında bir durgunluk hissetmiş, sebebini sormuş, fakat bir türlü cevap alamamıştır. Nihayet bir gün Floria muhibbesi- nin, yatağında ölü olarak bulunduğu nu öğrenince evine koşmuş, zavallı genç kızın kendisine hitaben yazmış olduğu mektubu okuyarak bu facla- nın sebeplerini anlamıştır. Öjeni: Bu mektubunda nişanlısı Maneanın bütün parasını dolandır- dıktan sonra kendisini yüzüstü bıra karak kaçtığını ve bu teessüre daya- namıyarak hastalandığını haber ve- riyordu. YAMAN BİR KADIN AVCISI Öleni, arkadaşının intikamını &i- mağâ yemin etmiş, derhal mahkeme- ye müracaatla arkadaşının kendisine İhitaben bırakmış olduğu mektubu tevdi etmiştir. Konstanin Manea tev- kif edilmiş ve mahkemede hayret ve- rici hakikatler meydana çıkmıştır. Floria, Maneanın 300 üncü nişanlısı imiş, ayni zamanda Manca, 80 defa evlenmiş... Bu serseri babasından kalan mu- azam bir serveti üç sene zarfında kadınlarla yedikten sonra Avrupanın muhtelif şehirlerinde dolaşarak ma- sum, bilgisiz genç kız ve dulların pe sam ar a a şehrine karşı saygılarımızı tekrarla” rım. Takib ettiğiniz ticari sına! ve İl- mi çalışmada ne zaman bir şey sor- mak ve öğrenmek İsterseniz iktisad veya maarif vekâletlerimize müracaa- tınızın kâfi geleceğini ilâve ederim; Bu sözlerden sonra Montrölü rota-. riyenler mayısta olacak Nise seyahat trenlerinden, turizmin inkişafı işleri- ni müzakere eylediler, Yemekten son- ra reisin müzakereye koyduğu böyle meseleler çok pratik ruhla çabuk pü- rüzlerden çıkarılıyor ve başka bahse geçiliyordu. Saat 14 buçukta herkes- te kendi işlerine dönmek arzuları gö- rünmeğe başladı, umumi düşünce ve görüşmelerden ayrıldık. Herkes ken- gile anılmaktadır. İsviçreye ve husu- | di işine doğru koştu gitti, olmasını ve kullandıkları memur-| sile Leman gölüne ve onun Üç güzel —.. Ahmed İhsan Tokgöz —— şine düşmeyi ve paralarını dolandır- dıktan sonra ortadan kaybolmayı kendisine geçim membai yapmıştır. Maneanın muhakemeye çekildiğini duyan bir çok nişanlı ve karıları aley- hine şehadet için mahkemeye koşuş- muşlardır. hiıçkıran bu zavallı kız ve | | p Takih ettiği adama gönlünü kaptıran Lucia Cicio kadınların manzarasi Öjeninin has- 8as muhayyilesinde büyük bir tesir yapmış, genç kız istikbalde bu gibi faclaların tekerrürüne mâni olmak için tedbir almayı aklına koymuş ve genç kız ve kadınların evlenecekleri erkekleri vefa ve sadakatlerini tecrü- be için yukarıda söylediğimiz büro- Yo açmıştır. KOCALAR SADAKAT BÜROSU Bu büronun on tane hafiye kızı var- dır. Hepsi de son derece güzeldir. Ayni zamanda konuşmasını, giyinme- sini, adam aldatmasını çok iyi bilir ler. En şayanı dikkat tarafları mü- kemmel birer aktör olmalarıdır, Çün- kü esas vazifeleri, hiç belli etmeden, peşine sevkedildikleri erkeğin karak- terini ve tabiatini öğrenmektir. Öjeni müşterilerini küçük ofisin- de kabul eder. İlk sözü büronun alelâ- de hususi malimat edinme bürosu olmadığını söylemektir, Büro müs- takbel kocanın mazisi ve mali va- ziyeti hakkında malümat almağa ça- lışmaz. Maksat erkeğin karakterinin sağlam olup olmadığını, nişanlısına ve zevcesine sadık kalıp kalamıyaca- ğını tecrübe ile öğrenmektir, Bu ara- da müstakbel kocanın öfkeli olup olmadığı da öğrenilir. Öjeni için tenviri elzem olan ilk nokta, nişanlınm para için mi eylen- diğini öğrenmektir. ERKEK NASIL TECRÜBE EDİLİR? Öjeni işi üzerine ahır almaz tecrü- be edilecek erkeğin hoşuna giden tipeemi. oluyorlar yakm olan hafiye kızını seçer erkek hakkında ona icap eden malümatı verir, Müşteri kadın vasıtasile hafi- ye kız, müstakbel nişanlıya takdim edilir. Çok zengin bir kız rolünü oynar. Erkekle yavaş yavaş ahbaplığı ilerle- tir. Onu komuşmağa sevkeder, Son- ra münasip bir suretle adama âşık olduğunu itaraf eder. Utangaç bir adamsa ilk defa şaşırır. Anlamamaz- lıktan gelir, Bu sefer maksat daha açık bir )i- sanla ifade edilir. Şayet adam ay ğa kalkar ve özür dileyerek başka bir kadına kalbini vermiş olduğunu söylerse o erkek imtihanı âliyyülâlâ geçirmiştir. Demek ki nişanlısını ha- kikaten seviyor. Sadık bir koca ola- cağına şüphe yoktur. Bazı kendini beğenmiş adamlar göslerilen alâkanın hakiki olduğunu gan, hattâ kızı daha ileriye gitmeye teşvik ederler. Bu gibi nişanlılar, ancak kendile- rini aldatmışlardır. Çünkü hakiki ni- şanlılarının nezdinde kendilerini bir sürpriz beklemektedir. Nişanlılarının kapısını kendilerine kapanmış bu- Turlar, böyleleri sadık ve iyi koca olamazlar. Maamafin madam Ojeninin verdi- ği raporu kabul etmiyenler de olur. Çünkü âşık olan bir kadını kandır- mak güçtür. HAPİYE KIZLARIN ROLÜ Büroya mensup hafiye kızlar hiç bir zaman sdâma ilânı aşk etmekten İleri gitmezler, Adamın karakterini öğrendikten sonra ortadan kaybo- lurlar. Hefiye kızların sadakatlerini tecrübe edecekleri erkekle yalnız bir Odada başbaşa kalmaları, geceyi bir- likte geçirmeleri, adamın evine git- meleri katiyen yasak edilmiştir. Bu noktada Öjeni gayet muannittir. Boşanma istatistiklerinin gösler- âlklerine göre bir erkeğin öfkeli bir tabiate malik olup olmadığını anla- mak için en müsait zaman kahvaltı zamanlarıdır. , Hafiye kızların geceyi erkekle ge- çirmelerine müsaade edilmediğine gü- re Öjeni bu hususta erkekleri tecrü- be edemediğinden çok üzülmektedir. Maamafih bunun için başka çareler bulunmuştur. Meselâ erkek yepyeni bir elbise giydiği vakit kadın üstüne bir şey döker, eğer erkek itidalini mü hafaza eder, güler yüzle mukabele ederse bu, öfkeli olmadığına ve geçim ehli olduğuna işaretti. ÖPÜŞ TARZLARINDAN ÇIKARILAN MÂNALAR Bir adamim ahlâkını tecrübe hu- susünde diğer bir vasıta da adamın öpüş tarzı imiş, Öjeninin iddiasma göre bir adamın ahlâkı öpüşünden anlaşılırmış. Fakat bunun nasl tebarüz ettiğini izahtan imtina et- mektedir. Ayni zamanda eğer müs- takbel koca âsude, sakin bir haya'- tan hoşlanmıyor, uykuyu sevmyior, gece geç vakto kadar sokakta dola- şıyorsa bu ev erkeği değildir ve olü- maz. Evlendiği zaman gözü dışar- daki hayatta kalacak ve mesut olmı- yacaktır. Fakat acaba bu kız hafiyeler taki- be memur edildikleri adamlara ka- pPılmıyorlar mı? Böyle bir vaka olmuştur. Bir mü- racaat neticesi Öjeni Lucia Cicio is- minde bir hafiyesini bir adamın pö- şine salıvermişlir, Çok geçmeden Lu- cia raporunu vermiş, adamin cazibo- sine mukavemet edemediğini bildi- ren bu rapora istifanamesini iliştir- miştir. Luclanın az bir zaman sonra tec- rübeye memur edildiği erkekle ev- lendiği anlaşilmış ve -binnetice Öjeni bir çok müşteri kaybetmiştir. Çünkü bir çok kadınlar müstakbel nişanlıla- rmi bu güzel ve kurnaz polislere kaptırmaktan korkmağa başlamışlar-

Bu sayıdan diğer sayfalar: