26 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

26 Mart 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM Sakite 5 SİYASİ İCMAL © Çekoslovakyanın vaziyeti erinin çok kar up bulunduk tin ke sral Karolun di- e göre idare eden B: Tatares- ku'mun Praga seyahati ve bu seyaha- din akabinde Çekosiovakya cumhurre- isi B. Benesin Belgradı ziyaret eyleme- | si mukarrer bulunması bu faaliyete yeni birer mâsal teşkil ediyor. Avrupanın şu karışık zamanında, coğrafi ve siyasi menkii ilibarile tec- rid edilmiş bir halde bulunan Çekos- tovakya, sulhün herhalde muhafaza- sına ve Orta Avrupada siyasi ve ikti- sadi cihettem ciddi surette salah bul masına ehemmiyet vermektedir. ” — Yügoslârya ile Romanya hem orta Avrupada hem,de Balkanlarda biribi- rinin yakın komşusu bulundukların- vvetle devletler tie udunun en u- | myann en ştmaldeki hücra bir moklası ile birleş- | miş Darlumu ndisinin can düşmü | Imanya ve- araların» da derin bir kin ve husumet bulunan | Lehistan, cemipta dahi şiddetk inti- | kam hissi besliyen Macaristan ve kati emel ve politikası ne olduğu belli ok yan Avusturya bulunuyor. Çekoslo- vakyanın büyük müttefikleri varsa da bunlar kendisinin hududundan çok uzaklardadırlar. Bu vaziyet karşısında Çekoslovakya elirafındaki çemberi kırmak için orta Aprupadaki bütün halkları siyasi ve iktisadi cihelten memnun edecek bir vaziyetin tesis edilmesine şiddetle ta- malde tse k | raftar bulunuyor. Yugoslavya ile Ro- dan toplin bir kütle teşkil ediyorlar. | Balkanın iki mühim devleti müttefik bulunduklarından bu kütle bir kat daha genişlemiş ve arkası te- min edilmiş bulumuyor. Çekoslovakya- nan ise bir mestafil teşkil eden toprak- Amerika cumhuriyetinde kraliçe yoktur ama, Amerikan sokaklarında sürü sürü kraliçe vardır. Amerikalı çeleri çok severler ve kraliçe- çokluğu ile övünürleri Her Krallıkta bir kraliçe varken bizde yüzlerce var! derler. Ve dürup dinlenmeden < Kraliçeler geçerler. Amerikada güzellik kraliçesin- den başka: İstridye, çiçek, portakal, eri gibi birde çil krax Bir gün güzellik müsabakaları ter- tib etmekle meşhur bir zat'San-Fran- siskoda dolaşırken yüzü çilden be nekbenek bir kız görüyor ve derhal düşünüyor: — Neden: bir: çil kraliçesi seçilme- sin' Hemen ise koyuluyor, gazetelere İlânlar veriyor, bir haylt para sarfedi. yor, nihayet yüzü göcü çilden görün- miyen bir kızcağız çil kraliçesi unva- mını kazanıyor. Mesele burada bitmi- yor. Kraliçeye taahhüd edilen 2500 doların verilmesi. lâzım. Bunun için de müsamereler vermek lâzım, Mlüsa» merelere de akın akın halkın gelmesi Jâzım. Halbuki kimseler gelmiyor, Gü- i günel göz, güzel vücud gör- in koşuşan halk, çilli bir yüz kaları tertib etmekle şhur olan a.İflâsın yolunu tutuyor. Amerikada, k çmek sevdası halkın arzuladığı bir şey değildir. Bu kabil eğlenceleri reklâm yaratır. Bir çok kişi var, ki bu gibi eğlenceler ter- meğe gelmiyor, güzellik müsaba» | ile de | manya coğraji ve siyasi mevkilerinin. müsaadesinden istifade ederek müsta- kil ve serbest bir politika takip ediyor- lar. Çekoslovakya gerek Praydaki gö- rüşmelerde gerek Belgradda yapıla- İ cak müzakerelerde daha ziyade kendi- sinin mevkii nazarı itibare alınmasın- da israr edecektir. Feyzullah Kazan nin konferansları Profesör tıbbi müessese- lerimizi çok iyi buldu Meran vermek üzere serimi ris Trp fakültesi profesörle- Dr. Debrö'nin çarşamba günü ıklarda şiddetli ağrılarla te- zahür eden Acrodynie hastalığı etra- fında verdiği Konferans' bütün Türk hekimleri arasında büyük bir alâka uyandırmış, doktorun izahatı alâka ile dinlenmiş ve pek çok alkışlanmış- tır; Büyük Türk muhibbi olan Dr. Deb- r& konferansının nihayetinde üniver- site rektörüme, dekanlara profesörlere ve abbiyelilere teşekkür ettikten son- rat — İki konferansım esnasında dik- katimizi üzerine tesbit ettiğimiz tıbbi meselelere karşı umumi bir alâka ve sempaii göslermiş bulunuyorsunuz. Bilhassa fakülte talebelerinin göster- dikleri derin dikkat ve entelektüel gayret gözlerimden kaçmamaktadır. Henüz tamamile aydınlarnmamış bu- lunan tebabeti öğrenmekte devam e diyorlar. Eğer içlerinden birisi muvaf- fakıyet için gerekli olan vecd ve hara retle araştırmalar yaparak yeni prom- lemler ortaya atarsa şüphesiz ki bizle- den daha çok takdire şayan görüle- cektir. Gençler dalma iyi olunuz ve dalma ileri atılmz» demiştir. Doktor gezdiği üniversite, tıp ens- titülerini tıbbiyeye aid hastaneleri tib edip ortaya bir kraliçe koyuyorlar ve bu sayede de avuç dolusu para ka- zanıyorlar. Yukarda resimlerini gör- düğünüz 1 - Tüy kraliçesi, 2 - Patates Kraliçesi, 3 - İstridye kraliçesi, 4. Gü- zellik kraltçesi, bu müsabakaları ters tib edenleri zengin etmiş ancak S nu: marah çil kraliçesi müsebaktm iflâş etmiştir. GÜRÜLTÜYE KARŞI Asrımızm bir büyük derdi de gürül tüdür. Herkes, bütün dünya gürültü- den şikâyetçi. Bütün büyük şehir be- lediyeleri gürültü ile mücadele çarele- rini araştırıyorlar, da öyle bir taş bulunmuş, ki gürültü- yü aksettirmiyormuş. Malimya, gür rültüyü çoğaltan. duvarların, tavan- ların, döşemelerin uyandırdığı aksi sadadır. Floridada bulunan taşla ya pılacak inşaat gürültünün önüne geçecekmiş... LİNÇ KANUNU Cürmümeşhud halinde yakalanan her cani, hemen idam edilirdi, Bunun ismine linç kanunu denir, Bu kanunu 17 nci asırda Linç is minde bir hâkim çıkardı diyenler var, Linç kanunu Amerikada âdeta an» sne halini almıştır. Bazı vakalarda bugün bile linçin önüne geçmek için zabıta, hayli güçlük çekiyor. 1805 den 1924 e kadar Amerikada 4,203 kişi linç edildi. Bunlardan 3,165 i zencidir, takdirlerle: Karşılamıştır. Izmirde iki cina- yet muhakemesi Bir katil 26, biri de 15 seneye mahüm oldu İzmir 24 (Akşam) — İzmitin 'Tor- edilen müthiş cinayetin davası İzmir ağırceza mahkemesinde intaç edil tarlada anası Fatma ve akrabasından Halil ile çalışan Mürüvvet adında gü- zel bir kızı kaçırmak teşebbüsünde bulunmuş, buna mani olan Fatmayı öldürmüş, Halili yaralamış ve Mürüv- veti de yaralıyarak sürüklemek Ssu- retile dağa götürmüş, kirletmişti. Bu vakada All adında bir arkadaşı İbrahime yardım etmişti. Ağırceza mahkemesi, cinayeti. iş diyen İbrahimi idama mahküm etmiş- se de bazı sebeblerden cezası 26 sene dokuz ay hapse indirilmiştir. Katil, ölünün vetesesine 800 lira tazminat verecektir. İbrahime yardım eden ar- kadaşı Ali de beş sene, yedi ay, yirmi üç gün hapse mahküm edilmiştir. kıskançlık yüzünden bıçakla sekiz ye- rinden yaralıyarak öldüren marangosi Mehmed de on beş sene hapse mah- küm edilmiştir. İzmir vilâyet sıhhat bütçesi kabul edildi İzmir (Akşam) — Vilâyet umumi meclisi vilâyet. sıhhat bütçesini mü- z&kere ve kabul etmiştir. Sıhhat büt- çesi 254,108 lira olarak tesbit edilmiş- tir. Memleket hastanesi masraf büt- çesi 88,100 lira, Eşrefpaşa hastanosi bütçesi 30,000 lira, dispanserler mas- rafı 2,200 lira, seyyar tabib bütçeleri İzmir (Akşam) — Sıhhat ve içti mal muavenet vekâleti, hazirandan itibaren Kârşıyakanın sıtma müca- dele muntakasına ithal edilmesini mu- vafık bulmuştur; Bu suretle sivrisinek yuvası olmaktan bir türlü kurtula- mıyan Karşıyaka Devlet elile en kısa bir zamanda kurtarılacak ve Karşr yaka civarında Çiğli ile Alaybeğinde bulunan büyük bataklıklar kurutula” caklır, çocuklarda: tesadüf edilen ve- | ie f dın hüsnüne ne | Profesör Debrö- | Türk şairleri; & çiçek gibi gözleri kadar meclüb ol- Hattım ki reşki faslı baharan olup gelür Sermaye bahşı sünbülü reyhan olup gelür Diyen ve lâle devrinde bütün çiçek» leri terennüm eden, şair Nedimdi: bulunmaz Gül goncesisin küşei destar senindir ... Ey turre bağı hüsnde sünbül müsün nesin Zülfi nigâr yohsa karanfül misin nesin ... Güldü güller açılıp nergisi şehlâyi çemen Çeşmi güş oldu ümidinle serapayı çemen ... Bir nim neş'e say bu cihanm: beharını Bir sağarı keşideye tut Jâlezarını Hakikaten o zamanlar, ne lâlezar- lar vardı: Zafer ve ganimet, şan ve servetle Beraber İstanbul bahçeleri, Boğaziçi ve Bahariye kıyıları, lâleler ve sünbüller, karanfiller ve nergisler ve güneş gibi parlıyan zerrinlerle Türkün gözlerine renk veren mavi bir sema ve bol bir güneş altında gözler kamaştırışordu. Çiçek zevki ve çiçek iptilâsı herkesin gönlünde yer tut- yaşi. Kimler çiçek yetiştirmeğe merak etmedi? Onu, şairler için Tezkerel Şuara yazanlar gibi, çiçek yetiştiren- ler'için de Tezkerei Şüküfeciyan ya- zan Ubeydullah efendinin eserinde okumalıdır: Başta, müfülülenam Ebüs- Suud efendi, Sökollunum oğlu İbrahim han zade Mehmed bey, Piri paşa zade, "Tezkeresi Mehmed efendi, Cüce Hü- seyin Çelebi, Hasan Beşe, Çiçekçi za» de şeyh Mehmed efendiden manada Türk toprağında çiçek yetiştirmiş ne meraklı İnsanlara tesadüf olunur. Bu zatların içimde güller ve çiçek» lerle dolu bahçelerini ardlarında bis rTakarak serhadlerde çarpışan en des ğerli devlet adamları da vardı. Hattâ o devrin vakanüvisleri Tuna boyların» da ve Mohaç ovalarında kurulan Türk | çadırlarını lâlezare teşbih ederlerdi. Ebüsuud efendinin bile Tezkerel Şü- küfeciyanda yer tutması ilmi ve irfa- nile beraber sanat ve güzellik zevkine ne kadar meclâb olduğunu gösterir. Tezkerel Şüküfeciyanda isimleri ge çen zevatın herbiri, kendi adlarile anılan bir sünbül, bir gül, bir karan- fil veya bir lâle yetiştirmişlerdir. Piri paşa zade, o devirde, tohum. sa- hibi olmakla. meşhurdu. Dört çeşit karanfil yetiştirmişti: o Ayva gülü, gülpenbe, Yek Âli... Tezkereci Meh- med efendi, zerrin yetiştirmekte yek- ta idi. Kendi namma üç zerrin yetiş- tirmişti: Tuhfetülezhar, Tuhfetülei nan, Tuhfetülmelük... 1081 de nedimi şehriyari Cüce Hü- TARİH KONUŞMALARI i Türkiyede çiçek zevki i yapmakla da meşgullerdi. Lâlelere ne şairane adlar konulmamış, devrin şa- irleri tarafından ne şiirler yazılma (AKŞAM)ın Çocuklara mahsus müsabaka resmi: 7 .TBu rem ketp saklayınız)

Bu sayıdan diğer sayfalar: