3 Haziran 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

3 Haziran 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Doğanspor mu ? Ankaragücü mü ? Doğanspor fikistür haricinde bu hafta Istan- bula gelemiyeceğini federasyona bildirmiş Fenerbahçenin, yıldönümünde Vi- yananın Rapid takımile Karşılaşma- sını kolaylaştırmak üzere futbol fede- rasyonunun bu haftaki Ankara Gücü- | Fenerbahçe ve Ankaragücü - Galata- Saray ma ını gelecek haftaya ata- rak, gelecek haftaki Doğanspor - neş ve Doğanspor Golataşaray maç- larını bu haftaya aldığını dün okuyu- cularımıza haber verirken bu değişik- liğin en fazla Güneş aleyhine olduğu- nu kaydetmiş, klüblerin bu hususta ne düşündüklerini bilmemekle beraber bazı itirazlar yükselebilecöğini de ih- sas elmiştik Nitekim, öğrendiğimize göre, bu en- dişemiş tahakkuk etmiştir. Güneş klü- bü, telefohle Futbol Federasyonunu “bulmuş ve yapılan"değişikliğin kendi sleyhine bir hareket oluğunu anlat- muş ve böyle bir haksızlığa maruz bi- rakılmamasını rica ötimştir. Fakat © Rederasyonun ısrarı karşısında ni- “ zami itirazlara lüzum görmiyerek ve bunu da milli küme maçlarının ba- « şindanberi kendisini bırakmıyan şans- sızlığın bir devamı süyarak Doğan- sporla bu hafta oynamayı kabul et- miştir. r , Şu var ki, Federasyon Bu kararını İzmirde Doğanspora bildirdiği zaman * bu klubün kat'i itirazlarile karşılaş- mıştır. Doğanspor, futbolcularının sa- kat olduğunu ve evvelce tesbit edil- miş olan fikstür dışımda maç yapmı- yacağını bildirmiştir. Yaptığımız tahkikata göre Futbol Federasyonu bu itiraz karşısında Do- ganspora İstanbula gitmesi için “bir defa daha tebligatta bulunmayı, yine itirazla karşılanırsa Ankaragücünü, yalnız Galatasarayla maç yapmak ü- zere, İstanbula göndermeyi düşün- müştür, Ancak bu sefer de Galatasa- rayın bu işe yanaşmak istemediği an- Jaşılmıştır. Galatasarayın da telefonla Futbol Federasyonile görüşerek bu haftaki maçlarının tehirine razı olmadıklarını ancak kendilerinden evvel, yani cu- martesi günü, fikstür mucibince Fe- nerbahçeyi de Ankaragücile oynat- mak istediklerini öğrendik. Galatasa- | raylılar itivazlarında Fenerbahçenin cumartesi günü Ankaragücile oyna- yıp pazar günü de Rapldle karşılaşa- bileceğini! İleri sürmektedirler. Mili küme takımları iki gün sıra İle maç yapmağa alışık oldukları için Fener- bahçenin hem cumartesi hem de pa- zar günü oynamasında bir mahzur görülemiyeceği Galatasarayın itira- zında dermeyan edilen bir noktadır. Galatasarayın bunu ileri sürmekte ki maksadı, kur'a ve fikstürün ken- disine temin ettiği bir avantajı kay- betmemektir. Çünkü fikstür mucibin- ce cumartesi günü Fenerbahçe - An- karagücü, pazar günü de Galatasa- Tay - Ankaragücü maçları yapılacak olursa Fenerbahçe taze ve yorulmamış bir Ankaragücile, Galatasaray ise Fenerbahçe karşısında yorulmuş bir Ankaragücile karşılaşmış olacaklar- dır. Mili kümede birbirine pek ya- kın ve tehlikeli rakib vaziyetlerde bu- lunan klüblerin böyle ince noktaları hesab etmelerine hayret etmemek lâ- zımdır. Hattâ belki de Fenerbahçe bu hafta Ankaragücile karşılaştığı tak- dirde son maçta hakem tarafından çıkarılmış olan Fikretin cezalı olduğu için oynıyamıyacağı, Yaşarın noksan- Jığı ve saire de göz önünde tutulmuş- tur. © Bununla beraber bunları öğrendi- ğimiz sırada vaziyet tamamile tavaz- zuh etmiş değildi. Dün akşam son dakikada Ankaradan yeni bir haber ve yeni bir karar gelmiş bulunursa 0- kuyucularımız bunu ayrı bir sütunda bulacaklârdır. S. Galip hesabı 29 yılın Bu yıl dönümünün kutlanmasındaki maksad, çalışma semerelerini göstermek, topluluğun yaratıcı ve yaşatıcı kudretini anlatmaktır 29 yılın hesabı, 29 yılın bilânçosu.. Yüzlerce: genç, senelerden devraldık- ları güzel ve temiz hatıraları, muvaf- fakiyetleri ve hiç bir zaman -şerefsiz olmamış acıları bir kelime ile 29 yr- lın tarihini, asil omuzlarında, eğilme- miş ve eğilmiyecek başlarırıda taşıya- rak, Atatürkün büstü önünde dura- caklar ve bütün bir milletin, bütün bir gençliğin huzurunda hesab vere- cekler! Bu hesab, 29 yılın, kökü daha derinlerde olan tarihin höşabıdır. A- gır ve güç bir imtihan... Buna rağmen Fenerbahçeli çocuklar bu imtihandan korkmuyorlar... Zira onlar, memleket için, gençlik için yapılar 'şartsız, ka- yıdsız hizmetlerin, naçiz de olsa, kıy- metinin takdir edileceğini bilirler, 29 senenin krokisini çİzmek icab ederse şöyle diyebiliriz; Bir semt çocuklarınılı bir arada, fi- kir birliği, duygu birliği, gönül birli- ği ederek spor yapmak arzusu, onları, evvelâ bir arkadaş evinin mütevazı bir odasında topluyor. Bu birlik, tabif seyrini takib ederek genişlemek, taş: mak istidedlarını gösteriyor. -Genç yüreklerde filizlenen bt istidadı ön- lemeğe imkân yoktur. Daha geniş ve müstakil bir yere geçiyorlar. Bu ân- dan itibaren iş ciddileşiştir. Genç ve azimkâr ellerde ciddiyet; ne kadar ya- ratıcı ve ne kadar kuyyetlidir! Kuy- yet, yenecek başka bir kuvvet arar. Onu da buluyorlar. Vesmücadele baş- Myor, sistematik ve verimli bir müca- dele bütün hızile devam ediyor, ki, bu sistemalik ve verimli mücadele ve gay- yetler sıkı bir samimiyet ve tesanid çerçevesi içinde bugünkü Fenerbahçe- nin eses vasfı ve temeli olmuşztur, U- mumi harbin müthiş tahribatı bu te il ini de” bl çe EYL li meli sökmemekle beraber bir hayli sarsmaktan hali kalmıyor. Fakat temel sağlamdır. Bu verimli ağacın çok de- rinlerdeki kökleri sür'atle filizleniyor, tomurcuklanıyor ve daha mütareke senelerinde bol ve güzel meyvalarını vermeğe başlıyor. Daha sonra geniş ve sâyedar dallarla bezenen bu ağaç olduğu yere sığmamağa, daha geniş bir muhite serpilmeğe başlıyor. Bu sırada bir yangın onun geçmiş sene- lerden kalmış hatıralarını silip süpü- rüyor, Bu hatıralar güzel şeylerdi, fa- kat kafalardaki ve gönüllerdeki sevgi kadar değil. Nitekim bu sevginin kuy- veti ona büyük bir teşvik kırbacı ol- muş ve yangından yalnız sevgi ve kalblerile çırılçıplak çıkan çocuklar, yenisini ve daha iyisini yaparak, ne yangından, ne âfetten korkmadıkları- nı, yılmâdıklarını isbat etmişlerdir. Bu çocuklar, yangından, felâketten, â- fetten korkmamağı, maddi hatıralar. dan ziyade yürekteki, gönüldeki sey- gilerle, hatıralarla çok şeyler yapıla- bileceğini Atatürke bakarak öğren- mişlerdir. Bu itibarla ne kadar iftihar duysalar haklarıdır. Fenerbahçenin bu 29 yıllık tarihini dört safhada mütalea etmek müm- kündür: 1— İlk devirler, kurulma za- manları. 2— Balkan ve Cihan harp- leri, 3— Mütareke devirleri. 4— Yan- gın ve onu takib eden zamanlar. Bu sonuncusu bilhassa pek çetin olmuş- tur. Bu mücadele, bu didişme ve bu yapma devrinde büyüklerimizden, se- venlerimizden ve memleketin dört bucağından gösterilen maddi ve ma- nevi yardımları minnetle ve şükranla anarken bu alâkaya ve sevgiye lâ yık olmağı, hak kazapınağı hiç bir gelmişlerdir. Fenerbahçe - Güneş mütekaidler maçı Eski futbolcüler bu pazar karşılaşacaklar Bu pazar günü Fenerbahçe Rapid maçından eyvel Fenerbah- çe ve Güneş klüblerine mensub eski futbolcüler arasında bir maç yapılacaktır. Bundan evvelki yıl dönümünde de bu iki klübün ©- mekli futbolcüler arasında yine böyle bir maç yapılmış ve İki ta- raf zevkli, eğlenceli bir oyundan sonra berabere kalmıştı. Öğrendiğimize göre Güneş, Fenerbahçeye karşı oOynıyacak mütekaitler takımını sağ mu&- vin müstesna olmak üzere şöyle tesbit etmiştir: Sabit, Ahmet Arif, Necip LAtI£, Müfit, Fenerbahçeliler henüz takım- larını .tesbit etmemiş olmakla beraber bu takımda geçen sene olduğu gibi Nedim, Hasan Kâ- mil, Sait Salâhattin, Bedri, Sa- bih, Zeki Riza, Cafer gibi tanın- mış eski futbolcüler oynıyacak- tar. Bu iki takımda bir hayli bey- nelmilel futbolcu * bulunduğunu kaydetmeyi unutmıyoruz. Çünkü şöhretli takımlardan bahseder- ken takımda kaç beynelmilel 0- yuncu bulunduğunu tebarüz et- tirmek bir Adettir! Diyarıbekir at yarışları Yarışlar çok güzel ve heyecanlı oldu Diyarbekir (Akşam) — Şehrimizde- ki at yarışları büyük bir intizam ile yapıldı. Sant 12 den itibaren binlerce seyirci, sahanın etrafını çerçevele- mişti. Birinci koşu: Saat 14 te 3 yaşındaki halis kan Arab erkek ve dişi taylara mahsus idi, Bu koşüya 9 tay girdi. Neticede Ahmet oğlu İsmailin Uçarı birinci, Selim Tarhan'ın Uysalı ikinci tayı üçüncü gelmişlerdir. “İki z - inci koşu: 4 ve daha yukarı yaş- | oynanan bu maçlar beynelmilel ma- taki haliş kan Arab at ve kısraklarına mahsustu. Bu yarışa 9 hayvan iştirak etti. Neticede Ahmet Bozonun Beyli- bozu birinci, Sabri Atlının Mes'udu ikinci, Mehmedin Dolusu üçüncü gel- mislerdir. Üçüncü koşu: Üç ve daha yukarı yaşta hiç koşu kazanmamış Arab at ve kısraklarına mahsus idi. metrelik bu koşuya 4 hayvan iştirak etti. Neticede Yüzbaşı Hüseynin Yıl- dızı birinci, Fevzinin Gazali ikinci, Hüseynin Züleyhası üçüncü gelmiş- lerdir. Dördüncü koşu: 4 ve daha yukarı yaştaki halis kan Arab at ve kısrak- larına mahsus 3000 metrelik olan bu koşuya 4 hayvan iştirak elti. Neti- cede Sabri Atlının Budağı birinciliği, birinci mülâzim Rahminin Mozuku ikinci ve Mehmedin Şehini üçüncü Fenerbahçeli bir an bile gözünün ö- nünden ayırmamıştır. Sesgiye ve alâ- kaya sevgi ve hizmetle mukabele et- mek her Fenerbahçelinin -şlarıdır. 29 uncu dönümyılının kutlulenma- sındaki maksad, çalışma semereleri. ni göstermek ve ileride daha fazla, daha candan çalışılacağını, memle- kete, Türklüğe sağlam vücudlu, sağ- lam kafalı, sağlam ve temiz yürekli gençlerin yetişeceğini söylemekle be- Taber topluluğun yaratıcı ve yaşatıcı kudretini anlatmaktır. 29 uncu yıl- dönülmelerini 6 haziranda kutlıya- cak olan çocuklar bu his, bu düşün- ceyi telkin edebilirlerse ne mutlu on- lara... Hayri Celâl Âtamer Halay yi pür 2400 | nm | Tekirdağlı Hüseyin Bulgar Stoçefi 3 dakikada yendi Bandırmada büyük güreş müsabakaları Bandırma (Ak- şam) — Bandır ma Halkevi tara- fından öksüz ço-| cuklar menfaatine tertib edilen büyük güreş müsabakala- rı bura ve cıvârın- da ehemmiyetli bir a alâka uyandırmış, İ çok kalabalık bir rr seyirci kütlesi nam- Lİ dar (o pehlivanların! karşılaşmasını şid- detle alkışlamıştır. Müsabakaya a» | deta kafile halin. de iştirak edeni pehlivanlar (o beşer onar soyunup sa- | ortaya 6, büyük or- taya 6, baş ve baş- altına da 4 pehlivan iştirak etmiştir. Başa güreşen Yarımdünya Süley- man; Gönenli Hamdi, Halil ve Molla Mehmiedi yenerek mükâfat kazanmış- tır. Günün en heyecanlı ve enteresan müsabakası Türkiye Baş Pehlivanı Tekirdağlı Hüseyin ile Bulgaristandan gelen Bulgar şampiyonu Dimitro Stoçet arasında yapılan serbest güreş müsabakası olmuştur. Tekirdağlı Hü- seyin hasmını 3 dakika gibi kısa “bir Tekirdağlı Hüseyin ve Bulgar Dimitri Stoçef Ge tuşla mağlüp ederek şiddet- le alkışlanmıştır. — Bilâhare Ağapazarli Cemal pehlivan iddiâ üzerine Tekirdağlı Hüseyin ile karşılaşmış ve Hüseyin Adapazarlıyı da çok kısa bir zamanda tuşla mağlüp etmiş ve günün en büyük mükâfatını almıştır. , Burada ilk defa yapılan serbest-gü- reş müsabakası ve pehlivanların bü güreşte gösterdikleri teknik halk ta- rafından çok beğenilmiştir. Paris sergisi maçları nasıl oldu? Paris sergisi münasebetle allı cc- nebi ve iki Fransız takımı arasında tertip edilen turnuvanın ilk maçları neticesini telgraf havadisi olarak ver- ve Mardin alisi Fehmi Vuralın Ar | mistik. Bir İngiliz, bir İtalyan, bir Çek, bir Avusturya, bir Macar, bir Alman ve Iki Fransız takımı arasında hiyeti ve ehemmiyeti haiz olduğu için biraz tafsilât vermeyi faydalı buluyo- Tuz. Austria, Almanların Leipzig takımile karşılaşmıştır. Oyunun beşinci daki- kasında Sindelar sıkı bir şutla maçın ilk golünü kaydetmiştir. Bundan son- ra sırasile Sindelar'ın ve yine Avus- turya milli takımı oyuncularından Jerusalem ve Stroh'un sıkı şutları ya Alman kaleci tarafından karşılanmış, yahut ta direği sıyırarak avt olmuştur. Bu devrede Almanların çok tehlikeli bir akınını Sesta ancak kornerle kes- Fransa kupasını kazanmış olan miştir. İkinci devrede bir göl daha çı- Sochaux takımı Fransanın en kuvvet- karan Avusturyalılar maçı 2-0 kazan- li takımlarından biri olduğu halde, | Yustır. Bu maçta Almanların sert ve karşılaştığı İtalyanın Bologna takımı kuvvetli törzile Avustoryalıların ince futbolcularının sür'atine dayanama- muştır. Bu da gösteriyor ki seri oyun tarzının futbolda mühim bir rolü var. dır, İtalyanların ilk golünü Sansone, ikinci ve üçüncü golünü de Schiavo yapmışlar, Fransızlar penaltıdan bir golle mukabele etmişler ve devre 3-1 bitmiştir. İkinci devrede kendilerini fazla zorlarmyan İtalyanlar bir gol ve teknik oyunu karşılaşmıştır. Avus- turya takırnının hücum hattı muka» bil müdafaayı delmek için futbolda hatıra gelebilen en güzel kombinezon- ları yapmış ve iki defa muvaffak ol- , muştur. Bununla beraber Alman mü- dafaasının sağlamlığını lâzımdır. Çeklerin S'avia takımile Macarların kâydetmek daha yaparak maçı 4-1 kazanmışlar. | Phoebus takımı arasındaki maç 1-2 dır. İtalyan müdafiler kademeli, mü- avinler bir hat üstünde, iç muhacim- ler geride, diğer üç muhacim ileride oynamışlardır. Olimpik dö Marsey takımı da Frans sanın kuvvetli takımlarından biridir. Bu takım İngilizlerin meşhur Shelsea Çeklerin lehine bitmiştir. Meşhur Sla- vin'da İstanbulluların tanıdığı yak nız iki oyuncu kalmıştır. Kaleci Pla- hicka ile solaçık Puc. Bu iki oyuncu, bilhassa Puc İstanbula geldikleri za- mân henüz pek gençtiler. Macar takı- mında Türkiyeye gelmiş hiç bir 0- yuncu yoktur. Macarlar 29 uncu daki- takimlle karşılaşmıştır. Oyunun ilk | kada solaçıkları Sznbo'nun ski bir golünü İngiliz merkez muhaçim Ba | utile ik gölü yapmışlar, beş dakika imbriek nefis bir kafa vuruşile yap- mıştır, Bundan sonra Fransız takımı hâkim oynamış ve eline on kadar fır- | sat geçirdiği halde muhecimlerin şut- suzluğundan gol çıkaramamıştır. Bu- nunla beraber ikinci devrede de hâ- kim oynıyan Fransızlar bir gol yapa- sonra Sobolka kafa ile Çeklerin bera- berlik sayısını kaydetmiştir. İkinci devrede Slavya bir gol daha yapmağa muvaffak olmuştur, Macar- Jar çok sıkı ve seri bir oyun oynamış- ar, Çekler ise bu hiz karşısında oyun larmı tanzim edemedikleri için par- rak maçı beraberlikle bitirmişlerdir. | Jak bir oyun çıkaramamışlardır. Ma- İstanbulluların pek iyi tanıdığı | carlar umumiyetle daha hâkim oyna» meşhur Sesla ve Sindelar'ın takımı dıkları halde mağlüp olmuşlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: