5 Haziran 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

5 Haziran 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

pr) a EE Haziran ayının ziraat takvimi ge L Umumi Ziraat İşleri: Nadaslarda, bu mevsimde yetişen, tohumları henüz kemale gelmemiş yaba çiçekleri açılıp otlar, bir taraftan hayvanala yedirdik- ten sonra, toprak sürülerek, toprağa gömülür. Çayırların içilmesine devam edi- lir, otlar kurutulduktan sonra, demet veya balye yapılır. Pancar, mısır, pamuk, bostan gibi mahsulün çapalanmasına devam edilir, bo- ğazları doldurulur. N. Meyva Bahçesi İşleri: Yeni dikilmiş fidanlara su verilir, pek zayıf olanların boğazları kısmen açılarak bolca su verilir, bu meyanda gübre şerbeti de vermek çok faydalıdır. Ağaçlardaki hastalıklı yapraklar, sürgünler koparıla: suretile imha edilir. » yakılmak 11. Bağcılık İşleri: Bu mevsimde, bağlarda uç alma yapılır. Bağlanmamış olan sürgünler varsa, bunlar hereklere veya tellere bağlanır. Tane bağlamak üzere olan pek sik salkımlar seyreltilir, otlanmış olan asmalarla, yeni dikilmiş fidan- ların toprağı çapalanarak otları öldü: Aşlanmış anaçların diplerinden veya yeni dikilmiş aşılı asma çubuklarını dip- lerinden süren filizler, dikkatli bir şekilde, - fidanların boğuzlari açılarak - kesi- ve temizlenir. IV. Çiçek Bahçesi İşleri: Freziya, buna benzer çiçeklerin tohumları toplanır ve bilâmum soğanlı, yumrulu çiçeklerin soğanları, müddet güneşte kuruttuktan sonra, bunlar, havadar, muhafaza edilir. topraktan o çıkanlarak, bir serin, kurak bir mahalde İlkbaharda yerlerine dikilmiş yazlık, senevi çiçeklere, bol bol su verilir. lerine biraz çörümüş gübre, keza, suda halledilmiş, ez miktarda kimyevi verilirse çok faydalıdır. Bir su kovasına bir kahve kaşığı kimyevi Bir çok süs ağaçlarının kökleri çapalanır, Reğr: #maşık, hanımeli, ve bazı sarılıcı, sarkıcı çiçekler bulundukları çimleri biçilir. Sar- Yerlere bağlanır. Ağustos ve eylülde çiçek açan çiçeklerin tohutuları bu aylarda ekilirler, V. Sebze Bahçesi İşleri: Yazlık sebzelere bol bol su verilir. Çapı otlar öldürülür. mr, yabani Lâhna, karnabahar, enginar, kereviz, havuç, turp, maydanoz, teteolu, prasa gibi sebzelerin tohumları bu ayda ekilirler. Tufeyli, mantari hastalıklar ve haşe- relerle mücadele yapılır.. VE. Kümes İşleri: Bu ayda, artık kuluçka işlerine nihayet verilebilir, Civcivlein piliçlerin yemlerine itina edilir, bunların dışar, a gezmelerine müsaade edilir, ancak kızgın güneşten muhafaza edilir. Tavuk hastalıkları, bit ve tufeyli hasta- lıklarla mücadele yapılır. Civciv ve piliçleri sansı faza için tertibat alinir, , kedi ve atmacalardan muha- VM. Arıcılık İşleri: Bu aylarda arılar bol bol bal yaparlar; fazla balı olan pe- tekler çıkarılarak yerlerine boş olanları konur. Oğul veren kovanların oğulları da #utularak kovanlara alınır ve kovanlar genişlendirilir. Sarıcı ve güzel kokulu bir yaz çiçeği » (Göcratas) Latirüzler, bu mevsimde muhtelif renk- te çiçek açan yetiştirilmesi kolay, güzel kokulu çiçeklerdendir. Bilhasan katmerli nlacalı renkte olan Latirüsler çok mak- buldür. Latirüsler; bahçelerde duvar diplerin- de, kameriye diplerinde, yol kenarların- da yetiştirilir. Keza, pek güzel bir bal- kon çiçeği olduğundan saksılar içerisin- de de mükemmelen yetiştirilebilir. Bal- konlarda, bu çiçeklerin bulundukları saksılara ipler gı se, çiçekler, sülük- leri ile, bunlara sarılarak uzanırlar. Bu çiçeğin metişei Cenubi Avrupa, bilhas- sa memleketimizdir. Hali tabilde yaba- nisine çok tesadüf edilir, Bakliye fasile- sinden bir nebattır. Latirüsler, 151,5 metre kadar yükse- İerek, bu mevsimlerde iri ve Tenghârenk çiçekler açar ve güzel yapraklarile bu- lundukları yerleri süslerler. Çiçeklerinin de kendine mahsus hoş kokusu vardı Bunların tohumları, marttan başlıya- rak nisan ve hatti mayis gayesine ka- dar, doğrudan doğruya yerlerine ekilebi- Birler. Es:4 Mahmud Karakurd Tohumlar 25-30 santim fasılalarla ve 3-4 santim derinliğinde ekilebilirler. Fi- de kaziklarile, toprakta birer delik açi- hr ve her deliğe bir veya iki tohum ko- nur. Tohumlar bazan gene bu tarzda, doğrudan doğruya saksılara da dikilebi- lirler ve yahut bir tahta kasaya, sik ola- rak, tohumlar ekilip bilâhare bunlar çıkanlarak istenilen yerlere, fide halin- de dikilir. AKŞAM'ın Ziraat mütehassısı karilerimizin suallerine cevap verecek (AEŞAM) in ziraat mütehassıst her nevi ziraat bahislerine dair sorulacak suallere Cevap verme- ge hazırdır. Gönderilecek mek- tupların üzerine (Ziraat muhar- riri için) kelimelerinin tlâveşi t4- SON GECE! — Artık kapatalım bu behsi Mari- ya!.. Biz buraya, kuşların sesini din- Jemeğe, gökte parlıyan yıldızların, su» larda aksini seyretmeğe geldik!.. — Siz açtınız Faruk bey!.. — Hakkın var!,. Fakat kapatalım artık!.. Niçin kapatalım?.. Hazır sırası gelmişken biraz da bu işin acı taraf- Yarını açalım da sevgimiz kuvvetlen- sin!.. Siz öyle demediniz mi demin?.. Acı hatıralar akla geldikçe aşk kuv- vetlenir diye!.. — Evet ama, bunlar acı değil, z€- hirli hatıralar!, Sonra bütün bu söy- lediklerinin hepsi aşağı yukarı yan- 1ş!,. Kimse bizim için öyle zannetti- ğin gibi bir takım sali; hükümler vermiş değildir!.. Bülün bunları se- nin muhayyelen icad ediyor!.. — İbrail sokaklarında topaç çevi- Ten yedi yaşındaki çocukların söyle- dikleri türküleri de mi muhayyelemi icad ediyor Faruk bey?. Herkes, her şeyi (o söyliyebilir!.. Ağızlarını tutmağa imkân yok kimse- Bin!.. Yalnız bize düşen çey, bütün i se açilımış bir lâğım gibidir!. Tefrika No. 57 bunlara karşı lâkayıt kalmağa çalış- maktır!.. — Rlinizde olsa, likayıt kalabilse- niz, ne İyi!.. — Elimizde olmasına çalışmalıyız!.. Düşünsene bir kere, makul ol birez!,. | Dünyada kimin için arkasından söz söylenmemiştir?.. Bu âlem kuruldu- ğu gündenberi kimi ele almamışlar, hangi muknddesalı kepaze etmemiş- lerdir insanlar?,. Peygamberlere bile MMtira olunmuş, melâ'kelerin bile ar- kasından konuşulmuştur!., İleri git- meğe ne hacet!.. Allshmızın oğluna bile, bir baba fcad edilmiş değil mi- dir?.. Söyle bana; hangi kral, hangi Alim, hangi ana, bu zalini İftiralar- dan, bu insafsız dedikodulardan yı kasını kurtarabilmek İmkânmu bul- muştur?.. Söylemek ihtiyacı; bunu duyanların ağzında, kapakları deni- Etrafa mikrob saçarak, çirkef dağıtarak mü- temadiyen akacaktir!.. Bütün dünya kuvvetlerini bir araya getirsen, gene durduramazsın bu akış!.. Çünkü bu bir ihtiyaçtır, bir &dettir, bir, ne bile- MEYVACILIK: az agaçlarının mühim hastalıklarından Glok hastalığı (escüe " detormana) Şeftali a başladıkla. ğe başlar. Şöyle ki; körpe yaprakların üst yü- zünde, bir takım kırmızımtırak sarı renk- te kabartılar hasıl olur. Bu kabartılar gittikçe büyüyerek yaprağın hemen y sını ve bazan da yarıdan fazlasını eder, yapraklar kıvrılmağa, buruşuk bir şekil almağa başlar. Sağlam olan yap- raklara nazaran hastalıklı olanlar daha kalin, olur. El ile dokunulursa kıkırdak gibi sert bir hal alır ve kolaylıkla kırılır. Bu hale gelmiş olan yapraklar bir ta- kım haşerelere ve bilhassa puseronlara melce olurlar. Bu şekildeki yapraklar, bilâhare ku- ruyarak yers düşerler. Hastalık manta- ridir, fakat, en ziyade gayıimüsaid şera it dahilinde görünmeğe başlar. Evvelâ; yapraklara, dallara ve bilâ- hare de çiçeklere sirayet eder. Hasta- lıklı yaprakların üzerinde pudra gibi be- yaz, kül renginde bir tabaka ile örtülür ki, bu mantarların isporlarıdır. Hastalık bazı seneler az ve bazı ee- neler de pek şiddetli olur. Husüsile ha- valar, ükbaharda, bidayette, soğuk gi- der, gündüzleri sıcak ve rütubetli olur, geceleri de çok serin giderse, hastalık daha fazla görünür. Hastalık; Taphirana exoâzcus denilen mantarların tesirile olur. Hastalığın te- vesü ve intişarına hâdirn olan mantar» lana isporları ağaçların dalları, kabuk- ları arasında ve yerde, kışı geçirirler ve ları sörmeğe, yeşillenmeğe vakit bu hastalık görünme- yacağı bir zamanda yapraklı dallara ve bilâhare çiçeklere hücum ede rek glok hastalığını meydana getirirler. Hastalık göründükten sonra ted biraz müşküldür. Yalnız, hastalıklı yap- zakları, diğer hastalıklı kısımları, topla- yıp yakmak, yüzde 1-1,5 nisbetinde bor- do bulamacı mahlülünün istimali fayda- h olabilir, Ancak, şeftali yaprakları bor- do bulamacından o kolaylıkla müteessir olduğundan, bunun alinde ihtiyatlı hareket edilmesini tavsiye ederiz. Yapılacak tedavi tedbirleri meyanın- da, evvel emirde şeftali o ağaçlarının yaprak, tomurcukları açılmazdan biraz evvel, evvelâ; kükürt atmalı ve badehu derhal yüzde 1-1,5 nisbetinde yapılmış bordo bulamacını pelverizatörle ağacın bilcümle akenmına püskürtmelidir. Ağaçlar çiçek açıp ta meyva bağla- diktan sonra ikinci bir defa tekrar yüz- de bir nisbetinde bordo bulamacı atm h ve keza tekrar kükürt vermek te fay- dahdir. Glok hastalığına tutulmuş sefta- lilerden, aşı için kalem tavsiye ederiz. Bu hastalığa benzer bir de şeftali kül- lemesi vardır, bunu diğer bir yazımıza birakıyoruz. alınmamasını yim ben, insanların zalim, kepaze, resi! bir tarafıdır!.. Alışmak, hazmet- mek lâzım!.. Aksi takdirde hayat, ze- hir olur insana Mariya!.. Yüzbaşı, yüzünü kızlı Baçlarının Üzerine koyuyor... Alnından, dudak- larından, ellerinden öpüyor... — Mariya; biz bu kubbenin altına zehirlenmek için değil, Yaşamak için geldik!., Yarın, bir hiç olup gideceği- mizi düşün!.. Saçlarımızın bembeyaz olacağı en, hiç hatırma geldi mi bil- mem?.. Tasavvur et ki nihayet istik- balimiz, bir evuç toprağın içinde yı #iyor!.. Birer han yolcusu gibişizl,. Bugün var, yarın yokuz!.. Her değer- siz hareketin, her mânasız varlığın bize şu Üç günlük ömür içinde, bir ıslırab menbal olmasına MÜSâade et- Yi Aksi bunun delilik olur kulaklarımızı takıyalım mı demek istiyorsunuz Fa- ruk bey?. — Eğer kendimizin, şimdi olduğu gibi günahsızlığımızı biliyor ve bun- da vicdanen müsterih bulunuyorsak, niçin kulaklarımızı bütün Aleme t- kamıyalım?.. Âlemin bize dünyayı xe- hir etmeğe ne hakkı var?.. — Unutuyorsunuz ki Faruk bey; biz yalnız kendimiz için değti, biraz da t Alem için yaşıyoruz ama!.. O âle- min âdetlerini, telâkkilerini, hatiâ TAVUKÇULUK: Piliçlerde çok tesadüf edilen teneffüs borusu hastalığı (Yafes) trachealis Civciv ve piliç- lerde görülen bu hastalık, ( saridir. Ekseriyetle (o ser- bes gezen piliçler- de görülür. Bu hastalığa tu- tulan piliçler, sert bir sada çikarır- lar, öksürür, aksı- nr ve esnerler. Te- neffüs edemezler, bunda müşkülât çekerler ve onun için mütemadiyen başlarını yukarıya kaldırırlar, Ondan dolayı buna esne- me hastalığı der- ler, Hastalığın o sebebi; 5-10 milimetre uzu zunluğunda, resmimizde görüldüğü gi- eneffüs borusunun gışayı muhatisinde yapışık bir şekilde bulunan, kırmızı renk- te Syngamus trachealis solucanının, di- darın tesiriledir. Bu didan veya solu- canlar, teneffüs borusunun içini örten ince zarın Üzerine başlarile yapışırlar ve bu suretle piliçlerin kanını emerler ve bu uzuv şişerek nefes borusunu tıkar, hayvanlar zorla teneffüs ederler. Dişi solucanlar, teneffüs o borusunun içerisinde, ancak mikroskopla görülebi- İecek kadar küçük yumurtalar yumurt- larlar ve bu suretle teneffüs borusunu ilihaplandırırlar. Piliçler, teneffüs kan zayi etmesi ve yem yiyememesi yüzün» deni telef olup giderler, Hastalığa o yakalanmış olan piliçler, aksırdıkça hastahk yumurtalarını, ilt- hap halinde dışarıya çıkarırlar ve yahut hayvanların pisliklerile solucan yumur- taları dışarıya ifraz edilir ve bu süretle bulundukları yerleri bulaştırır Bu yumurtalar, otlar arasında, toprak Üzerinde açılıp küçük solucanlar meyda- na gelir. İşte bunları yiyen piliçler bu hastalığa yakalansı Hastalığın teda' Hastalığı tedavi etmek pek müşküldür. Yapılacak şey, hastalanmış olanları, diğer sağlamlardan hemen ayırmak, piliçlerin bulaşık olan yerlere gitmesine mâni olmaktır. Bununla beraber, bu hastalık âmili olan solucanları, teneffüs borusundan çi- kararek temizlemeğe O gayret etmek te lâzımdır. Bunun için, bir çok usuller varsn da, en pratik olan ve Tesmimizde B harfile gösteridiği tarzda, bir güvercin kanadı- nın tüyünü, olduğu gibi veya Tereben- tin içerisine batırarak piliçlerin, yavaş yavaş, teneffüs borusu içerisine sokma- hı ve bünu süratle boğazı içerisinde çe- virmeli ve derhal tekrar dışarıya çekme- li ve bu ameliy tekrarlamalıdır.. Bu edememe insafsızlık ve zalimliklerini de düşün- mek ve ona göre hareket etmek mec- buriyetinde değil miyiz?.. Niçin unut- mak istiyorsunuz; yaşamak için bir cemiyetin içine girmiş bulunmuyor miyız?.. İyi kötü, o cemiyetin kanun- larına, âdetlerine uymak; ayni 2a- manda onun vereceği hükümlerden, kararlardan kaçınmak, sakınmak 1Z- tırarında değil miyiz?.. Bunu sakla- manın ameli ne faydası vardır? Bu, sadece kendimizi aldatmaktan başka ne işe yarar?.. Mademki bu cemiyetin içindeyiz, üstüne çıkamıyoruz; 6 hal deonun kanunlarma İster İstemez uyacağız!.. Kiz, gene küçük, kırmızı dudakla- rında, bir akşam ufkunun kızıllığını yakarak acı acı gülüyor... — Bugünkü cemiyet kanunları, iki genç insanın biribirini sevmesine mü- saade etmiyorl... İstiyor ki sevgi; ile bir papaz sakalının gölgesi altın- da hayat bulsun!.. Bilmiyor değilim; #ize yerden göğe kadar hak veriyo- m; cemiyet; yeşil çimenlerin fze- rinde, atlıya atlıya, bağıra bağıra sev- diğinin pesinden koşan genç bir eşek yavrusuna bile verdiği hürriyeti in- sanlardan esirgemiş bulunuyor!.. Far kat ne yapılabilir?.. Mademki insanız, mademki insanların arasında yaşıyo- ruz, onların bütün anane ve Adetler!- ne bilâkayıt ve şart boyun eğmekten OKUYUCULARIMIZIN SORGULARINA CEVAPLAR Bir kök üzerinde muhtelif cins ve renkte kasımpatı elde etmek Bir kök üzerinde bir kaç renkli ka- umpatı elde etmek maksadile, tesadüf edilen makbul bir cins kasımpatını, di" deri üzerine aşıla- mak kabildir. Bu maksatla iki törlü aşı yapılabilir: | — Meyva ağaçlarında yapılan yar- ma aşının tamamile aksi bir şekilde yapi” lr. Buna bindirme aşı Graffe â Chövale deri Şöyle ki; resmimizde görüldüğü gibi, aşı olacak neviden 4-5 yapraklı K kale minin alt kısmı eski sekiz rakkamı sek- linde oyulur” Bu kalemi, gene ayni vazi- yette A anaç dalın üzerine geçirmeli ve pamuk ipliğile veya rafya ile hafifçe bir şekilde bağlamalı ve aşı macunile kapa” malıdır. Aşılanan bu orlancayı cam bir fanus altına, saksıda ise sera içerisine koymalı, Aşı, yaz iptidasında, yani bu mevsimde yapılabilir. Aşı olacak kalem ile aşılanacak dalın tahaşşüb etmiş yani odunlaşmış olmasi Aşsılanmış olan kasımpatı bir cam fanus altına veya seraya konur. Güneşten muhafaza için de cam fanu- sun kireçle badana edilmesi ve yahut 1, on beş serada bu» landurimak ve bu zaman zarfında hafif- çe sulamak lâzımder. Bu tarzda aşılanacak dalı, yani anacı, yerden bir karış yukarısından k 2 — Bu wsulde; başka başka il danı, yanyana yaklaştırarak yapılır. Biraz kabuk çıkarıldıktan sonra, biribirlerine tatbik olunup pamuk ipliği ile veya raf- ya ile hafifçe sarılır ve aşı macunile » cunlanır ve öylece bırakılır. 25- 3€ gün sonra suayene olunarak, aşı tutu i iki fidandan bi bire, tamamile kesmeyip, evvelce fda- nın nisfim ve bir hafta sonru da lama- manı kesmelidir. Bu ikinci aşı usulü bütün yaz yapıla” bilir. İşte, krızantemler bu üsuller dahi“ linde aşılanabilirler... > ar sans suretle solucanlar tüye yapışarak dışarı” ya çıkarlar. Bundan başka, her tarafı güzelce ka” palı, bir sandık içerisine, kaynar suyu havi bir kap koymalı ve bu suyun içeri" sine bir kaşık katran ve bir miktar kâfu- ru atmalı, hastalıklı piliçleri de bu san- dık içerisine kapamalı, 15-20 dakika ka- dar burada bulundurmalıdır. Bundan çıkan buğu teneffüs vasıtasile, hançere- deki solucanları sersem yapar ve hattâ öldürür. Bundan sonra, tekrar tarif et- tiğimiz tüyü istimal etmelidir. Kurtlar bu suretle temizl, e, hay- vanları kurtarmış oluruz. Şayet hasta- lanmış olanların miktarı bir kaç tane ise, bemen bunları kesmek, diğerlerini temiz bir yere nakletmek ve kümesleri güzelce dezenfekte ederek kalanları da iyi yem» lerle beslemek daha iyidir. . lâzımdır. başka elimizden ne gelir?.. Kız, biran susuyor... Güzlerini kar bir dalın yaprakları altın- n küçük bir su birikintis İN Bakıyor... kırpmadan bakıyor. — Ben kendi hesabıma, bu H aşk hikâyesinin ne söylerlerse sinler, daima bahtiyar bir kahrama- nı olarak yaşadım. Çok çektim ve bu hâle gelmemek için insan kudreti yelişmiyeceği şeyler yaptım. Fakat, kaç para eder, muvaffuk olamadım. İnsan her şeye söz geçiriyor ama, kal- binin sesine hâkim olanuyor Bir düşman zabiti imiş, votanınızı â eden orduya monsupmuş, hattâ ve hâttâ babanızı öldürmüş'bu adam, hepsi boş!.. Hepsi bir zamana kadar iradeniz Üzerinde müessir oluyor! Biran geliyor ki ertik düşünemi- yorsunuz, şuurunuz işlemiyor, irade- niz paslanıyor!.. Siz artık, rüzgârm önüne katılmış serseri bir yapraksı- nızi,, Fırtına, nereye götürecekse sizi, oraya gidece !.. Ama arkanız* dan, size haini vatan gözile bakacak- lar, selâm vermiyecekler, bir sokak sürtüğü gibi, yüzünüzü gördükleri zaman kaldırımların üzerine tüküre- cekler!.. Viz gelir, hepsi vız!.. Aşkın vatanı olmaz demiştiniz! Bu çok doğru im Bütün imanım la buna ben de inanıyorum simdi!

Bu sayıdan diğer sayfalar: