26 Haziran 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

26 Haziran 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

in iğ SİYASI İCMAL: Fransada kabine değişikliği İspanya sahillerinde yeniden bir Alman harb gemisinin taarruza uğrar masından dolayı Garbi Avrupanın büyük devletleri arasındaki ahenk ve anlaşma bozulduğu bir zamanda bu devletlerden Fransada kabine değişti, Bu değişiklik harici işlerden değil dahili meslelerden neşet eylemiştir. Fransada iş başına sol partilerin | gelmesi ve bahusus bunlardan müf- | rit olup şimdiye kadar hükümet | başına gelmiyenlerin en cezri içttmai | kanun ve tedbirleri sorlarcasına mü- temadiyen tatbik etmeleri sermayeyi ürkütüp harice kaçıtrmıştı. Bu se- bebten sosyalistlerin lideri Blumun riyaset ettiği hükümet bu seneki bütçede kırk milyar ve gelecek sens bütçesindeki elli milyar Prank açığı kapatmak için müsaid şeraitli istik- razlar bulamadığı gibi varidat: dahi tezyid edemiyordu. Son çare alarak cebri istikrazlar v8 tahviller yapmak ve paranın esasları- nı değiştirmek kalmıştı. Mevcud ser- mayelerin kısmen zabt:ı demek olan bu tedbirleri parlâmentodan diktatör- lük salâhiyeti alarak yapmak iste- mişti. Mebusan meclisinde hükümet partilerinden radikal sosyalistlerden | bir kısmı muhalefet göstermekle bera. | ber eriyeti bu diktatör- | ti, Pakat âyan seriyet Blum ruf hakkını #btal edecek yolda salâ- hiye vermekten imtina eylediğinden kabine istifaya mecbur olmuştur. Yeni kabineyi Radikal sosyalişlerin liderlerinden olup sosyalizm esasları- nın tatbikine ötedenberi muhalif ve mali iktisadi Uberalizme taraftar bu- lunan Chautemps teşkil etti, Mali- ve nezaretini de gene mali ve para iş- lerinde muhafazakârliğı ile maruf Bonnet deruhde etmiştir. Kabinenin Harbiye ve emsali mühim nezaretleri de yalnız Radikal sosyalistlerin değil mutedil partilerin ve hattâ kısmen sağların itimad gösterdiği adamlara verilmişir. Bu adamlar iş başına gelmeleri ile memleketen sermayeyi kaçırltan ve bütçenin açığını son derecede geniş- leten ve ayni zamanda memlekette pahalılık peyda edip istihsali engele uğratan içtimai kanunların tahdid edileceği şüphesizdir. Böyle bir şeye sosyalisler ve bahusus komünistler ie amele sendikaları yanaşmak iste- mezler. Fakat bunlar şimdiye kadar emel ve maksadlarına birçok fayda getiren halk cephesinin dağılmaması ve yeni bir intihab yapılarak iş baş na sağların gelmemesi için ister İs- temez yeni kabineye rast olmuşlar- dır, Sosyalistler yeni kabineye ücinci derecede olarak girmişlerdir. Soğana dair Soğan sever misiniz?.. Bu suali yüz | kişiye sorunuz, doksanından şu ceva» bı alacaksınız: — Severim, fakat ah kokusu, ah kokusu!.. Filvaki soğanın kokusu olmasa ne- fis şeydir. Amerikalılar soğana - bayılırlar, halâ Mişiganda bir de cemiyet var: Soğan severler cemiyeti. Bu cemiyetin geçenlerde kongresi toplandı. Cemiyet reisi B, Lokvud: — Acaba soğun neden kokuyor? Bunu incelemek üzere bir komisyon toplansın! dedi. Âzalardan biri de, soğanın, yiyenin eğzında kalan kokusunun, bir klomi mahlülü ile 30 saniyede izale edilece- gihi söyledi. Diğer bir âza ortaya şayanı dikkat bir iddia attı: —- Kokusuz soğan yetiştirmek ka- bildir. Soğan zambak nevindendir, yakında yakamıza takıp gezebilece- ğir.. Amerikadaki soğan severler, bizim köylünün meşhur sözünü bilmiyor- lar galiba, Bizim köylü de, Amerikalılardan çok evvel, 1857 de, kokusuz soğan yetiştirmek hevesine kapıldı; bunun çaresini düşündü: — Hele bir soyayım da öyle eke- yim! dedi. Soğanları soydu, ekti... Soğanlar yetişti. Köylü yedi, bir ahbabına hoh. ladı. — Pöf!.. Leş gibi kokuyor... Bizim köylünün aklına başka bir çare geldi: — Hele bir soyunayım da öyle eke- yim, dedi. Soyundu, soğanları ekti... Soğanlar yetişti, köylü yedi, bir ahbabına hoh- ladı. — Pöf!.. Leş gibi kokuyor... Bunun üzerine bizim köylü! — Soydum ektim, soyundum ek- tim, soyuna çekti, soyu kurusun!, de- di Italyada okunanlar Bugün en çok okuyan millet İtal yanlardır; ancak iki vermut pârasını geçmiyen kitapları, yani ucuz kitap ları okuyorlar. İtalyada en çok okunan kitapların başında klâsikler geliyor. Milânodaki tâbi Barion 1920dan 1935 e kadar Dantenin Divin Komedisinden, 210,000 nüsha sattı. Danteden sonra Manzoni geliyor. Yabancı müelliflerden en fazla rağ- Gemlikte Gazi M. Kemal okulunun 1 nci sınıf talebeleri öğretmenlerile beraber bet gören de Tolstoidur. Basubadel- mevtisi her sene 50,000 tane satılır, İtalyanların sevdiği muhatrirler. | ceveherat 51 dizi inci 1l parça el- den biri de Kaimpensadır. Bu muhar- ririn «Graziani» eseri geçen sene 100 bin tane satıldı. İtalyada ellerde dolaşan bir kitap ta Macar müellifi Molnarın «Via Pa- al'in garsonu» eseridir. Kisa bir za- manda 105.000 nüsha satılmıştır, KANSIZLIK — bevizsizlik icin yü; Bü setaş etabadaş ripelinkü. SIROP DESCHLENS, PARIS Bir kurşun hırsızı yakalandı Muhakeme edilirken başka suçları da meydana çıktı Dün adliyeye azılı bir hırsız teslim edilmiştir. Hırsızın yakalanması ga- rip şekilde olmuştur, Geceleyin &ir- tında bir küfe ile bir adam sokakta giderken polisler kendisinden şüphe- lenmişler ve yakalamışlardır. Adam karakola götürülüp küfesi açılınca içinde birçok kurşun lâvhalar dolu olduğu görülmüştür. Kendisi istievap edildiği zaman isminin Mehmed oldu- gunu ve kurşunları satın aldığını söy- lemiştir. Fakat polisler bu adamın hüviyet cüzdanına bakınca üzerinde- ki fotoğrafın kendisine benzemediğini ve hüviyet cüzdanının başkasına aid olduğunu anlamışlardır. Bunun üzerine tahkikat derinleş- tirilmiş ve sahte hüviyetli adamın kü- fedeki kurşunları bir caminin kubbe- sinden aşırdığı tesbit edilmiştir. Bu- nun üzerine kendisi tekrar sorguya çekilmiş ve biraz sıkıştırılınca elinde- ki hüviyet cüzdanının kendisine ald olmadığını, hakiki ismi Zileli Şevket olduğunu itiraf etmiştir. Bu vaziyet karşısında tahkikat genişletilmiş ve Şevketin diğer bir suçu daha meyda- Çocuklar arasında: 20 “Hiç erkekler ev işleri ya- par, yemek pişirirler mi?,, Bugünkü çocuklar en ziyade tayyareci olmak istiyorlar Bugünün ço- cuklar içinde en cazibeli meslek- lerin başında tay« yarecilik geliyor. Eskiden, bundan 40-50 sene evvel- ki çocuklar: — Ne olacak- sın? Sualine hemen cevab verirler- miş: R / — Paşa... ğe Bugünkü ço- lin cukların yüzde Meral sekseni ise bu suale «Tayyareciz c8- vabını veriyorlar, Bir kaç gürbüz çocuk müsabaka- sında birinciliği kazanan Meral da; — Tayyareci olacağım. cevabını verdi. Tayyareye binip buradan Afri- kaya, Amerikaya, daha uzaklara gi- deceğim. na çıkarılmıştır. Meğe lede bulunduğu si- rada Zi orada bir camii ine buğday doldur e bir gece ca- iye. girip r. Şevket buğ- dayları ba riyerde ucuzca sattık- | tan sonra eline geçirdiği başkasına | ald bir nüfus tezkeresile İstanbula kaçmıştır. Hırsızlık bu suretle mey- dana çıkınca Zile adliyesi Şevket hak- kında tahkikata girişmiş ve yakalan- ması için diğer vilâyetlere, bu arada İstanbula da müracaat etmiştir. Za- bıta Şevketi yakalayınca hakkında Zilede Ziraat bankası anbarını 80y- mak, sahte nüfuş tezkeresile seyahat etmek ve İstanbulda cami kurşunu çalmak suçlarından evrak tanzim ederek Sultanahmed birinci sulh ce- za mahkemesine teslim etmiştir, Şevket mahkemede yapılan sorgu- sunda suçların hepsini inkâra kal kışmışsa da yapılan tahkikatla suç- ları sabit olduğundan kendisi tevkif edilmiştir. e .). Hamiyetli bir bayan Bütün eşya, mücevherlerini hayır cemiyetlerine bıraktı Bergama (Akşam) — Bergama Turabey mahallesinden bayan Zehra ev eşyası ve mücevheratını noterlikteri tanzim ettirdiği vasiyetname ile hayır kurumlarına terkelmişti. İki gün ev- vel vefat eden bayan Zehranın ev eş- yası tayyare kurumu namına satıl mış 300 lira kadar tutmuştur. Mücevheratı Kızılay ve Esirgeme kurumu namına terkedilmiştir. Mü- mas, zümrüt küpe, yüzük ve iğneden ibarettir. Fiat tespit edilmek üzere İz- mir kuyumcularına gösterilecektir. NOVOTNİ Serin ve güzel bahçesinde Her akşam meşhur Budapeşte Bülbülü ve sevimli tenor BAY YUNKA en güzel şarkılarını okuyorlar. Her öğleden 14,30 a kadar meş hur NOVOTNİ orkesi parçaları çalıyor. Tenzil Tabldot 4 tabak 75 kuruş Daire - Tepebaşı AN lde ME dala — En çok ne zaman sevindin Me- ral?... Dağcılık klübünde gürbüz çocuk müsabakasında birinci oldum. Bana çikolatadan yapılmış, amma tıpkı tıp- kısına bir İş bankası kumbarası ver- diler. İçinde para biçiminde çikolata“ lar vardı.O kadar sevindim ki dünyalar benim oldu. Sonra babam o çikolata kumbaranın sahicisini ald. Şimdi içine para atıyorum... Dehşetli sporcu olan Merala sor- dum; — Meral sen Galatasaraylı mısın? Fenerli mi — Fenerliyim.. Fenerli. kondurmam. — Sen en çok neden korkarsın? — Hiç bir şeyden., — Fareden?., — Ne faresi?,. Fareye şöyle bir bas- tınmı ölür. Ben düşmandan bile korkmam.. Tayyareden atarım bom- baları, mehvederim düşmanı... — En çok neden hoşlanırsın? — Yolda askerlere, zabitlere selâm durmaktan, Taksim heykeli önünden geçerken selâm vermekten çok hoşlar nırım, Sonra benim izci elbisem var. — Büyük olmak ister misin Meral, Şimdi şu dakikada meselâ hemen bü- yüyüvereceksin deseler hoşuna gider mi?.. Meral biraz düşündü: — Bazı dela büyük olmak istiyo- rum.. dedi. Geçen gün annem bizim abajürdeki ampulun tozlarını siliyor- du. Canım büyük olmak istedi. İçim- den: «Keşke büyük olsaydım da bu tozları ben silseydim» dedim.. Büyük olmak insana bâzı zamanlar lâzım oluyor.. — Para biriktiriyorsun.. Bu para- larla annene, babana ne yapacaksın bakalım?.. Fenere toz ANKETİMİZ BUGÜN BİTTİ KUPON YOKTUR İSTEDİĞİNİZ ÇOCUĞA REY VERİNİZ DİKKAT; ğine - İstanbule ÇOCUKLAR ARASINDA MÜKAFATI SİZ KAZANABİLİRSİNİZ Anketimiz bitti. 20 küçük okuyucumuzun fikirlerini birer numara ile neşrettik. Mükâfatı kazanacak olanlar bu 20 küçük okuyucumuz değil, bun- lara rey verecek olanlardir. Hangi çocuğun fikrini beğendi İseniz anket numarasile beraber bize yazınız. En çok beğenilen ankete rey verenler ara- sında birinciye 25, ikinciye 15, üçüncüye 10 lira, on üçüncüye kadar birer İş Bankası kumbarası, ellinciye kadar birer kitap, yüzüncüye kadar birer «ey hesabı defteri. hediye edilecektir. Müsabakaya iştirak için kupon yoktur. Mektuplarınızı şu adrese gönderiniz: «AKŞAM gazetesi Anket muhartirli- Cevaplar 10 Temmuz umartesi akşamına kadar kabul edilecektir. Ondan sonra gelen mektuplar müsabakaya giremezler. — Anneme elbiseler, terlikler, is- karpinler alacağım.. Babama da ye- miş alacağım.. İş para biriksin.. Para ile ne alınmaz ki.. Her şey alınır. Babası Merala sordu: — Asker olursan zabitliğini nerede bakalım. ç Meral gayet büyük bir ciddiyetle ce- vab verdi: — Tabii Lüleburgazda... — Sebeb? Başka yeri neden akma yorsun... 6 — Dayım da orada zabit... Lülebur- gaza gitti. Giderken de bana sıkı sıkı tenbih etti: «Sen de subay ol da Lü- leburgaza gel. Orada seni bekliyo- rum..» dedi.. Ben ” subay olup gide- ceğim.. — Sen en çok neye kızarsın?, — Herkesin beni kız zannetmesine., Öyle kızarım ki hırsımdan hüngür hüngür ağlarım.. Saçlarım uzun da ondan beni kız zannediyorlar. — Peki bunda o kadar sinirlenecek ne var?.. Kız olmak feng mı? Meral büyük bir gururla göğsünü şişirdi: — Ben, dedi, erkeğim. erkek... Ni- çin beni kız sansınlar. Madam ki er- keğim, herkes öyle bilmeli. — Sen tiyatroyu mu çok seversin? Sinemayı mı?., Meral ikisinden hangisini seçeceği ni şaşırmış gibi düşündü, sonra; — Karagözü.. dedi.. Babam beni Ka e götürdü, çok hoşuma gitti doğ- VE a nm Şekil inc ral?.. — Cesur çocukları severim.. Korkak çocukları hiç sevmem.. İnsan bir şey- den korkmamalı.. Hele erkekler ... — Sen ev işi görür müsün? Meral yüzüme dik dik baktı, sert — Yoksa sen de beni kız mı san- dın?.. — Hayır... Neden sordun?.. — Erkekler ey işi görürler mi hiç?, Ev işleri kadınların, kızların yapacağı şeydir.. Ben erkeğim... Hiç erkek ye- mek çişirir, ortalık süpürür mü?.. — Sen en çok nelere dikkat edersin Meral? — Hasta olmamağa.. Hep böyle gürbüz kalmağa... Büyüyünceye kar dar hep gürbüz çocuk müsabakala- rında birinci geleceğim... Buna karar verdim... Büyüyünce de kuvvetli bir asker olacağım., kuvvetli bir tayya- — Sen en çok hagi hayvanları s© versin? — Kuşları. — Sebeb? — Onlar hep gökte. Gök çok güzel yer... Topraktan, yer yüzünden çok güzel... Ben dö onlar gibi uçmak isti- yorum. i H.F. 25 lira 15 ira 10 lira 10 kumbara ve yüz tane hediyeyi siz kazanabilirsiniz. 20 çocuk arasında en çok beğen- diğinize rey veriniz Mektuplarınızı 10 Temmuz cu- KE imana adar lili A

Bu sayıdan diğer sayfalar: