18 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

18 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18) ,Eyldi 1937 Balkan güreş şampiyonasında ilk gün Yedi güreşin dördünü biz, ikisini Yugoslavlar, birini de Yunanlılar kazandılar. Fakat Yunanlının bu galebesi 59 Kiloda şampiyonluğu garantiledi DD > aim 79 kilonun en kuvvetli güreşçisi olan Mersinli kendinden emin gülümsüyor İzmir — (Akşam) — Dört seneden- beri Balkanlar arasında yapılmakta olan güreş şampiyonasının beşincisi bugün (dün) saat on sekizde büyük merasimle açıldı. Balkanların mili bayraklarile donatılan Alsancak stadı daha erkenden dolmuştu. Mutad me- rasimden sonra güreşlere başlandı. İlk gün yapılan yedi güreşten dördü- nü biz, ikisini Yugoslavlar birini de Yunanlılar kazandılar; Kenan - (Yunan) Biris 586 kilonun ilk güreşini Kenan Yu- nan şampiyonuna karşı yaptı. Bu 88- ne Paris güreşlerinde iyi bir derece alarak kuvvetli bir güreşçi olduğunu gösteren Yunanla çok teknik güreşen Kenanın mücadelesi çok heyecanlı ol- du. Daha atak güreşen Yunanlı sayı hesabile galib geldi. Bu kiloda güreşen Yugoslav Yunana nisbeten zayıf bir güreşçi olduğundan Birisi kilonun şampiyonu addedebiliriz, Güreşi Yu- goslav Rihter iyi idare etti. Filipkis - (Yunan) - Antonoviç (Yugoslav ) İkinci güreş 61 kiloda Yünanla Yu- goslav arasında yapıldı, orta hakemi Necati, Yunanlılar bu'kiloda en kuv- vetli adamları olan Satisi bazı sebeb- lerden dolayı gönderememişlerdi. Kur- naz bir güreşçi olan Yugoslav fazla oyun göstermeğe muvaffak olarak sa- yı hesabile kazanldı. Polihironiu (Yunan) - Ponkras (Yugoslav) Üçüncü güreşte de kura gene Yu- zoslavla Yunanlıyı karşılaştırdı. Kuv- setli ve bilgili bir genç olan Yugoslar Yunanlıyı hemen altına aldı ve üstüs- te oyun takarak dört dakika elli altı saniyede güzel bir tuş yaptı. 66 kilo- uk güreşin orta hakemliğini Sadul- lah yaptı. Ankaralı Hüseyin - Fişer (Yugoslav) 72 kilo, hakem Yunan Vekusis. Bu- günlerde formünde olan Ankaralı çok züzel bir güreş yaptı, fakat çok kaçak /e kurnaz güreşen Yugoslavı tuşa ge- tiremiyerek sayı hesabile galib geldi, Mersinli Ahmed - Kiş (Yugosiv) 79 kilo, hakem Yunan Vekusis, Ah- med daha ilk dakikalarda hasmını hırpaladı ve hâkimiyeti ele aldı. Sonu- Üstter Her samanki gibi bu senede en kuvvetli ekip olan Türk güreşçileri kadrolarile. Altta: Ra sans: çöl ŞE çizer siylümen Yağaller. gözüne birarada na kadar daima Ahmedin atakları ve Yugoslavın da kaçmasile geçen güreş zevksiz oldu, Ahmedin her hareketi Yugoslavın minderden kaçmasına 58- bebiyet veriyordu! (Bu vaziyette taş yapamıyan Ahmed sayı hesabile ka- zandı. Mustafa - Sefakis (Yunan) cuma geçti ve ilk ensede Yunanı altı- na aldı, bundan sonra da telâş etmi- yerek yavaş yavaş çevirmek suretile üç dakika on altı saniyede tuşla galib Istanbul İ İzmir — (Akşam) — Dün başlıyan Türkiye yüzme birinciliklerinin ikin- ci ve son kısmı bugün (dün) yapıldı. Yedi mıntakanın iştirakile Karşıyar kanın modern havuzunda yapılan müsabakalar deniz sakin olduğu için çok zevkli ve heyecanlı geçmiştir. Ya —— tespit edilen neticeler şunlar» yy 1 ŞA AN bul) birinci derece 2.26; Osman (Ba- hkesir) ikinci, Mehmed (Antalya) üçüncü. 100 metre sırtüstü: Şamil (İstanbul) birinci; Hasan (Balıkesir) ikinci; Yu- suf (Kocaeli) üçüncü. Bu yarışta birinci ile ikinci arasın- da çok az bir fark olduğundan hakem- m e mişlerdir, 1500 metre mukavemet: Halil (İs- tanbul) birinci derece 22.59; Mustafa (Balıkesir) ikinci; Yusuf (Kocaeli) üçüncü. Günün en heyecanlı yarışı bu ok muştur. Yarışa iştirak eden yüzücü- lerin büyük bir kısmı İstanbullu Ha» lilin temposile yüzmeye kalktıkları için yarı yolda kesilmişler ve abando- geldi. Çoban - Çardis (Yunan) Günün son güreşini sevimli Çoban Yunan ağır sikletile yaptı. Uzun boy- lu bir pehliyan olan Yunan Çobanın acı kuvvetini birçok defalar tatmış Gem GR kat maalesef buna vakit bulamadan Çobanın çaprazına girdi ve iki daki- ka on beş saniyede tuşla mağlüp ol- du. Bu güreşi de Yugoslav Rihter ida- ve etti. Güreşlere yarın ve öbür günde devam edilecektir. Türkiye yüzme şampiyonluğunu kazandı Balıkesir üç puan farkla ikincidir ne etmek mecburiyetinde kalmışlar- dır, Türk bayrak yarışı: İstanbul taki- mı birinel, Kocaeli ikinci, İzmir üçün- cü bundan sonra gösteriş mahiyetin- de olmak üzere oynanan su topu ma- çi yapılmış ve müteakiben de yüzme- lerde derece alanlara madalyalar, ve- rilmiştir. İki gün devam eden müsabakalar neticesinde yedi mıntaka arasmda, İs- tanbul 40 puanla birinci, Balıkesir 37 puanla ikinci, Kocaeli 18 puanla üçün- cü, İzmir 11 puanla dördüncü İçeli 9 puanla beşinci, Antalya 5 puanla al- tıncı ve Ankara da yedinci olmuşlar- dır, Birinciliği kazanan İstanbul ekibi- ne güzel bir şild hediye edilmiştir. Bugünkü maç Bugün Taksim stadında bir müd- dettenberi şehrimizde bulunan doğu muhteliti ilk maçını takı mına karşı oynıyacaktır. Maç saat 16 da başlıyacak ve doğu muhtelitinde İş- tanbullu Karadenizliler Naci, Ankaralı Hasan da yer alacak» lardır. Abdülhamidin vükelâdan evvel te- Teddütlerini memiş bir süratle birbirini velyeden inkılâp hadiselerinden ve bu haber- leri Yıldıza getiren telgrafnamelerin bâls olduğu dehşetten başka bir şey değildir. Ferid ve Rıza paşaların azilleri de Rumeli hadiselerinin vakit ve zamanile önüne geçmekte Abdül- hamid nazarında gösterdikleri aciz- den ve iğmazdan ileri gelmiştir. Mabeyin başkâtibi Tahsin paşa, Ri- za paşa yerine Ömer Rüştü paşanın «Harbiye nezaretine» tayini şu suret- le vaki olduğunu hikâye ediyor: (Hünkâr sabahleyin beni çağırttı: — Ömer Rüştü paşayı görünüz. Kendisini seraskerliğe tayin! düşü- nüyorum. Esasen dün müfettiş İs- mall paşa vasıtasile istimzaç etlir- miştim. Siz de bu tasavvurumu an- Jatınız. Ömer Rüştü paşa Çit köşkünde İnikad eden askeri komisyona devam eylerdi. Çit köşkünde kendisini bul- dum. Bir odada istimzaç şeklinde ira- deyi tebliğ ettim. Ömer Rüştü paşa Seraskerlik vazifesi pek ağır olduğun- dan, bu vazifeyi ifaya kendisinde li- yakat bulunmadığından, ahvali ma- İiyenin müşkülâtından, padişahın te- veccühünü kaybetmek £istemediğin- den bahsile itizar etti. Hünkâra ar- zettim. Paşa ile hünkâr arasında iki defa gidip geldim. Nihayet Abdülhamid: —Sadarete Said paşayı getirece- ğim, Ancak Said paşa, Rıza paşa ile birlikte bulunmak istemiyor. Rıza pa- şanın tebdili zaruridir. Ömer Rüştü paşanın Harbiye nezaretine tayini nezdimizde tekarrür etmiş, iş olup bitmiştir. Mazeret kabul etmem, Ken- disine böyle tebliğ ediniz ve irademin kat! olduğunu söyleyiniz. Hünkârın bu katl iradesi üzerine Ömer Rüştü paşa dayanamamış; te- şekkür ederek kabul e Bir kaç saat sonra gündelik maru- zatı takdim için huzura gitmiştim. Mabeyinci Rıza beyin mührü hüma- yunu İstirdat için Ferid paşa nezdi- ne gittiğini haber aldım. Ben huzur- da iken Rıza bey avdet etti. Mührü verirken Ferid paşanın: — Şevketmaap efendimizin çok ek- meğini yedim. Fâkat hizmet ede- medim, dediğini hünkâra arzetti. Çarşamba günü Sald paşanın sa- daret fermanı usulen Babıâlide kıraat edilecekti. O zamanlar sadaret te- beddülü meşrutiyelleki kabine te- beddülüne benzemezdi. Tebdil edil- memiş eski nazırlar da ferman kıraati töreninde hazır bulunurlardı. Serasker Rıza paşa tebdil edildi- dinden haberdar olamamıştı. Bunun için o da Babiâliye gelmiş- ti. Padişaha arzedilmesi üzerine ma- beyine gitmesi hakkında irade çıktı. Rıza paşa fermanın okunmasında hazır bulunmıyarak saraya azimet etti, Yolda bir yaver arabasını dur- durdu. Azli hakkındaki iradeyi ken- disine tebliğ etti) Abdülhamid arkadaşlarını sonra istediği gibi intihapta muhtar bırakıla- cağını temin ile Said paşayı sadareti kabule imale eylemişti; Sald paşa bu suretle yedinci defa sadarete nasbo- Tunmuştu. (23 Cemaziyelâhir 1326). Şemsi paşa Metroviçeden çıkarken (Bir takım eşkıya Ye eşirranın hu- rücu alessultan şeklinde kıyam eyle- diklerini) etrafa ilân ve işan eyle- «Arnavudların babasi Abdlüha- mid aleyhinde vaki olduğu duyulan bu hareket Kosova vilâyetinde Arna- vudlar arasında heyecan uyandır Halin hakikatini İttihad ve Terâk- ki cemiyeti mensuplarından başka bilen yoktu. Hareketin mahiyetini anlıyarak bir karar ittihaz etmek üzere Kosova vi- Jâyeti ehalisinden binlerce Arnavud müsellâhan Firzovikte toplanmışlar» dı. Amavudların durumu İttihad ve Terakki cemiyeti için tehlikeli olabi- Vird, Cemiyete müntesip Kosova SARAY ve BABIÂLİNİN Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tefrika No. 8 23 temmuz sabahı Selânikte hürriyet ilân edildi yıkan Rumelide görül | İç YÜZÜ minen dağ Manastır ve jandarma alay kumandanı miray Galip bey Arnavud içtimagühına giti Orada icap edenlere memleketin içinde bulunduğu. vehameti, hürri- yetperverlerin takip ettikleri maksa- dı, hilâfet makamına ve padişahın İ şahsına hürmetin pek kuvvetli oldu- ğunu, padişah ile millet arasına gi- ren mürtekip ve müfsitlerin ortadan kaldırılmak istenlidiğin! iyice anlattı. Şimali Arnavudluğun ülema ve rüesasından şeyhlerinden birçokları ile Kosova sahrasında Sultan Muradı Hüdavendigârın türbesinde cereyan eden müzakereler neticesinde (Padişahın şahsı her türlü teca- vüz ve taarruzdan siyanet olunmak- la beraber umumun selâmetini temin edecek olan kanunu esasinin mev- kii tatbike vaz' ve Millet Meclisinin küşad edilmesine çalışmak için orta» ya atılanlara mal ve canile iltihak olunmasına, hüşriyetle memleketin selâmet ve saadetini istihsal emrinde hangi şahıs ve kabile ittifakı boza- cak bir harekette bulunacak olursa umumen ve müttefikan üzerine hü- cum olunmasına, mülkün selâmetini temin için hâlen mevcud ve âtiyen Millet Meclisi tarafından yapılacak kanunlara inkiyad ve itaat olunaca- ğına) Karar verilmiş, kurbanlar kesilip dualar edilmiş, milletin haklı talep- lerini teyiden bir çok imzalarla pa- dişaha mufassal bir telgrafname de çekilmişti Manastır mıntaka müfettişliği er- kânı barbiyesinden Salâhaddin ve Hasan beyler Manastırdan, Rumeli umumi müfettişliği maiyetinde er- kânı habriye binbaşısı Enver bey Se- lânikten çınkarak Kırçova, Gevgili ve Tikveş taraflarında cemiyet he- sabına faliyette bulunuyorlardı. İttihad ve Terakki merkezi umu- misi icraatının hep katil ve cerh şek- hür etmesini istemediği in Manastır ciheti kumandanı mü- şir Osman paşanın kuldırılarak faa- liyetlen menine karar vermiş ve bu işe Ohri sınıfı sani redif alay kuman- dan vekili kolağası Eyüp beyi memur etmişti. Eyüp bey temmuzun yirminci gü- nü ikindiye doğru (Ohri milli ala- yının birinci taburu İle) ve cemiyet mensuplarından (o 450 kişilik | bir maiyetle Ohriden Manastıra müte- veccihen hareket etti. Fakat yüksek makamlara yazdığı telgrafnameler- de hareket vechesini ketmetmek Üzere Arnavud komlitesile birleşmek için Cenubi Arnavudluğa yollandığı- nı bildirdi. (1) — O günlerde Ohri kaymakamı idim. Eyüp bey hareketinden evvel İttihad ve Terakki Ohri şubesinin işlerini bana tevdi eylemişti. Bende şube Azasile birlikte çalışmağa başlamış- tım. Mili taburun Manastıra gitmekte olduğunu hükümetten gizlemek için ne Jâzımsa hepsi yapıldı. Taburun iaşesi Ohrice temin edildi. Niyazi bey de Manastır merkezinden vaki olan tebliğ üzerine bu kuvvete iltihak etti. Eyüp ve Niyazi beyler 22 - 23 tem- muz gecesi Manastıra girdiler. Müşir Osman paşayı oturduğu konaktan kaldırdılar; Osman paşa Niyazi bey refakatile Resneye gönderildi, 23 temmuz perşembe sabahı atılan toplarla Manastırda ve Manastır tel- mağa başlamıştım. Eyüp beyle birlikte kaleme almıştık. Hürrle yetin ilânından sonra Ohride kaldığım müddet içinde, Obride ve etrafında cemi- ettiğine

Bu sayıdan diğer sayfalar: